Bölüm 283: Birinci Mücadele, Yeniden Doğuş

avatar
2656 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 283: Birinci Mücadele, Yeniden Doğuş


Bulut okyanuslarının arasındaki yolculuktan sonra herkesin görüşü yavaş yavaş açılmıştı. Az önceki dünyadan tamamen farklı bir yere geldiklerini fark etmişlerdi.

 

Uzaklarda, yükseklerde konuşlanmış ihtişamlı kuleler görünüyordu. Çok sayıda canavar göklere uzanarak takımyıldızlara ulaşıp dokuz cenneti yere indirmek istiyormuş gibi bir manzara vardı.

 

Toplulukların kıdemli yöneticileri bir süredir Miras Bölgede bekliyordu.

 

“Unutmayın, sizler şu anda Kadim Zamanların Miras Bölgesindesiniz. Bu bölgedeyken her hamlenizi size verilen talimatlar doğrultusunda yapmalısınız. Eğer talimatların dışına çıkarsanız mezarınız burası olur. Bu boş bir tehdit değil!”

 

Kadim Zamanların Miras Bölgesi çok övülen bir yerdi, on altı krallığın en gizli ve anlaşılmaz bölgelerindendi.

 

“Pekâlâ, konuşarak zaman kaybetmeyi bırakalım. İlk olarak birinci mücadele ile karşılaşacaksınız, yani kalp mücadelesi. Bu mücadelenin adı Yeniden Doğuş. Yüz farklı bölgeden patikaya gireceksiniz. Gireceğiniz patikaların hepsinin zorluk derecesi aynı. Fakat kalbinizin gücüne ve sağlamlığına göre elbette karşınıza farklı senaryolar çıkabilir. Bu mücadele sizin kalbinizin gücünü test etmek için planlandı. Bu mücadelenin süresi on gün olarak belirlendi. On gün içerisinde mücadeleyi tamamlayamayanlar kaybetmiş sayılacak. Kaybedenler ise Miras Bölgeden dışarı gönderilecek.”

 

Kalabalık endişeli sesler çıkarmaya başlamıştı.

 

“Bu mücadele aynı zamanda en çok elenen kişinin olduğu mücadeledir. Buradaki kalabalığın yaklaşık olarak üçte ikisi burada elenecektir.”

 

Askeri Dao yolunda, kalbin gücü çok büyük öneme sahipti.

 

Eğer bir uygulayıcı kalp mücadelesinde başarılı olamıyorsa o kişi değersiz demekti. Eğer kalbinin gücünü toparlayamıyorsa yükselmesi imkânsızdı.

 

Sonuçta bir uygulayıcı eğer güçsüz kalbe sahipse, orijin âlemine geçemeyecek demekti.

 

Dört Atanın bu seçmeleri hazırlamalarının sebebi zaten orijin âlemine geçme potansiyeline sahip kişileri tespit etmekti.

 

Yeniden doğuş yolu mu?

 

Jiang Chen bu üç kelime üzerinde düşünüyordu. Oldukça gizemli sözcüklerdi bunlar. Bu sözler gelişigüzel söylenmiş olmamalıydı.

 

Acaba bu yol bir kişinin ölüm ve yaşam döngüsünü anlayabilmesi üzerine mi kurulmuştu?

 

Jiang Chen buna hazırdı zaten, kendisi çoktan iki hayat birden yaşamıştı. Reenkarnasyona dair tecrübe etmediği bir şey kalmamıştı.

 

“Bu mücadelede de avantajlıyım. Bu uygulayıcıların benim tecrübelerimle yarışma kabiliyetlerinin olmaması bir yana, benim Boulder’in Kalbi yeteneğim sayesinde elde edeceğim avantaj da çok üstün başarı elde etmemi sağlayacak.”

 

Jiang Chen kendine güveniyordu.

 

“Unutmayın! Bu mücadele için ayrılan süre on gündür! Eğer on gün içerisinde döngüyü tamamlayabilirseniz başarılı olursunuz. Eğer sekiz gün içerisinde tamamlayabilirseniz, o halde kalbinizin gücü normalden üstün demektir. Eğer beş gün içerisinde tamamlayabilirseniz o halde gerçekten de dâhi bir kişisiniz demektir. Eğer üç gün çerisinde tamamlayabilirseniz o halde eşsiz ve benzersiz bir dâhi kişisiniz demektir.”

 

Yankılanan sesin tonu hafifledi ve devam etti: “Tesadüfen, eğer üç gün içerisinde tamamlayabilirseniz, sonuçlarınız direkt olarak Ata kişilere iletilecek ve özel ilgi göreceksiniz. Her ne kadar kimlikleriniz gizli kalacak olsa da, Ata kişiler sizin katılımcı belgelerinize işaret koyacak. Sanırım böyle bir durumun size ne gibi avantajlar sağlayacağını anlatmama gerek yok.”

 

Bütün uygulayıcılar kendi aralarında bu durumun ne kadar büyük bir avantaj olduğunu söyleyerek fısıldaşmaya başlamışlardı.

 

“Pekâlâ, beni dinleyin! Şimdi yüz farklı gruba ayrılacaksınız, bu mücadeleye yüz grup şeklinde gireceksiniz, yani demek oluyor ki her girişe yaklaşık üç ila dört bin kişi girecek. Fakat girdikten sonra kimse bir başkasına rastlamayacak. Bundan dolayı içeride oluşacak çekişmeler konusunda endişelenmenize gerek yok. Yeniden doğuş yolunda kişi her daim yalnızdır, bunu unutmayın!”

 

Dört yüz bin kişi aynı yere gidecekti ve birbirine rastlamayacak mıydı?

 

Uygulayıcılar şaşkındı.

 

Jiang Chen ise bu sözlere kayıtsız kalmıştı. Yeniden doğuş yolu Miras Bölgenin bir parçası olduğundan, burada her şey mümkündü.

 

Böylesine zaman-mekan bükülmeleri Miras Bölge için normal bir şeydi, bu sayede uygulayıcılar içeride birbirleriyle karşılaşmayacaktı. Jiang Chen yeniden doğuş yoluna girince bazı gizemli şeyleri keşfetmeyi planlıyordu.

 

Mademki herkes maske takıyordu, Jiang Chen gücünü saklamayacaktı.

 

“Gücümü ve potansiyelimi en üst seviyeye çıkarmalıyım.”

 

Kalabalık hızlı şekilde gruplara ayrıldı, Jiang Chen ikinci gruptaydı.

 

Her grup kendi organizatörüne sahipti. Üç-dört bin kişiden oluşan ikinci grubun başındaki kişi bu grubu çok geniş ve boş bir araziye doğru yönlendirdi.

 

“Görüyor musunuz, burası aslında bir formasyon. Bu formasyon aktif olduğunda yeniden doğuş yoluna girebilirsiniz. Unutmayın, başladığınız yer bitireceğiniz yerdir! Yani demek istiyorum ki formasyon aktif olduğu an bulunduğunuz nokta başlangıç noktanızdır, aynı zamanda bitiş noktanızdır. Yapmanız gereken şey bu başlangıç noktanızdan yürümeye başlamak ve tekrar buraya gelene kadar yürümeye devam etmek. Bu mücadeleyi tamamlamak için yolun etrafında bir tam tur atmanız şarttır. Unutmayın! Hile hurda yapmaya kalkışmayın! Eğer başlangıç noktasında hareketsiz şekilde durursanız ve bitiş noktasına yürüyerek gelmiş gibi rol yaparsanız bu suçtur! Onuncu günün sonunda diskalifiye olursunuz! Sürekli hatırlamanız gereken başka bir husus ise, yeniden doğuş yoluna girdikten sonra sadece ileri yürümeniz gerekir! Geriye doğru yürüyemezsiniz! Geriye doğru yürürseniz yeniden doğuş yolu kaos içine düşer ve diskalifiye olursunuz.”

 

Mademki başlangıç ve bitiş noktaları aynıydı, kendini çok zeki sanan bazı uygulayıcılar oldukları yerde durarak hile yapmaya çalışabilirdi.

 

Hafif bir rüzgar başlamıştı, etraftaki tozlar uçuşuyordu. Silindirik bir hava akımı gökten aşağı inerek yere çarptı.

 

Bum!

 

Toz ve kir dağılınca uygulayıcılar birer birer kaybolmaya başlamıştı.

 

Formasyon aktifleşmişti!

 

Jiang Chen büyük beklentiler içerisindeydi, yeniden doğuş yoluna girdiği gibi orada üstünlük kurmak istiyordu.

 

Bu sırada vücudu hafiften sallanmaya başladı, ayaklarının yerden kesildiği hissine kapılmıştı. Jiang Chen etrafını gözlemledi, bulunduğu ortam değişmişti, etrafı gür bir yeşillikle kaplıydı.

 

Uzun ve geniş ağaçlar, alt kısımlarındaki çalılara gölgelik ediyordu, çiçeklerin kokusu etrafı sarmışken aynı zamanda kuş cıvıltıları kulakları okşuyordu.

 

Bu manzara Jiang Chen’i şüpheye düşürdü, burası gerçekten de yeniden doğuş yolu muydu?

 

Jiang Chen’in tahminlerine göre yeniden doğuş yolu da aynı yeraltı gibi karanlık ve korkutucu olmalıydı.

 

Yeniden doğuş yolu neden bu kadar barışçıl ve huzur doluydu?

 

Jiang Chen içten içe şüpheliydi: “Bu manzara sanki ölümsüz bir diyara aitmiş gibi duruyor. Burası nasıl yeniden doğuş yolu olabilir? Bu yol sanki ölümsüzlüğe giden bir büyülü yol gibi tıpkı!”

 

Etrafında bir kez döndü ve etrafını gözlemledi, fark etti ki etrafındaki bütün ağaçlar, çalılar ve çiçeklerin hepsi ruh bitkileriydi. Ağaçların dallarından sarkan meyvelerin hepsi de ruh meyveleriydi ve fani dünyada ortaya çıkmaları imkânsızdı.

 

“Hmm, yeniden doğuş yolunda birçok ruh malzemesi var. Madem durum böyle, acaba dört topluluk eden bu kadar az gelişmiş?” Jiang Chen bunları düşünürken aniden aklına bir şey geldi ve Boulder’in kalbi titredi: “Oh hayır! Burası yeniden doğuş yolu, yani bunların hepsi bir illüzyon olabilir!”

 

Jiang Chen bu farkındalığa erişince hemen illüzyondan uyanmaya çalıştı, kafasını salladı ve aklındaki gereksiz düşüncelerden arınmaya çalıştı. İlah’ın Gözünü dikkatli şekilde aktifleştirdi ve etrafını gözlemlemeye başladı, fakat İlah’ın Gözü ile baktığı halde etraftaki ağaçların ve çalıların gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu anlayamıyordu.

 

“Bu harika, gerçek ya da sahte olması fark etmez, eğer gerçekse yeniden doğuş yolunun gücü çok fazla demektir, eğer sahteyse illüzyon oluşturma gücü çok fazla demektir. Her iki durumda da yeniden doğuş yolunun ne kadar güçlü olduğu anlaşılıyor. Aman! Boş versene! Ben buraya bu yolda yürümeye geldim ve burada daha fazla oyalanmamalıyım.”

 

Jiang Chen etrafındaki cezbedici güzellikleri görmezden gelmeye karar vermişti, yavaş yavaş yoluna devam etmeliydi artık.

 

Boulder’in Kalbini kullanarak dikkatini toplamayı hedefliyordu. Kendisine sürekli hatırlatıyordu ‘arkana bakma, arkana bakma’. Eğer arka tarafındaki güzelliklere kanıp ona yaklaşmak isterse geriye doğru yürüyebilirdi.

 

Kurallar açıktı, sadece ileri doğru yürümek gerekiyordu.

 

Boulder’in Kalbi etkisini gösteriyordu, Jiang Chen pürdikkat kesilmişti, bu yola ilk girdiğinde oluşan dikkat dağınıklığı ortadan kalkmıştı.

 

Fakat kalbinde hala endişe vardı.

 

“Ben iki hayat yaşadım ve Boulder’in Kalbi yeteneğine sahibim, fakat yine de az önceki manzara karşısında kendimi kaybetmek üzereydim. Acaba yeniden doğuş yolu kişinin kalbinin gücüne göre kendi gücünü artırıp azaltabiliyor mu?”

 

Jiang Chen manzara karşısında yenik düşmediği için kendisini şanslı hissetti.

 

Buraya gelirken kendine güveni çok fazlaydı, belki de bu kendine güvenme meselesi onu rehavete düşürebilirdi.

 

“Görünüşe göre kendime fazla güvenip gardımı düşürmemeliyim. Eğer rehavete düşersem kalp mücadelesinde başarısız olabilirim.”

 

Jiang Chen düşündükçe aklına yeni fikirler geliyordu: “Acaba yeniden doğuş yolu katılımcı kişinin aklındakileri dışa mı yansıtıyor? Şu anda benim en çok ihtiyacım olan şey ruh malzemeleriydi ve buraya ilk geldiğimde karşılaştığım manzara da buydu. Belki de başka katılımcılar başka şeyler görmüştür.”

 

Jiang Chen bunları düşününce gardını kesinlikle düşürmemeyi istedi.

 

Eğer yeniden doğuş yolu katılımcı kişinin aklındaki hayallerini gösteriyorsa, o halde katılımcı ne kadar güçlü ise bu mücadele de o kadar zor olacaktı elbette. Görünüşe göre kalp mücadelesinin yeniden doğuş yolu hiç de kolay değildi.

 

Jiang Chen ilk başata kendine çok fazla güvendiğini fark etti, dikkatini toparlayarak bu mücadeleyi ciddiye alması gerekti.

 

Yürümeye devam ettikçe gördüğü manzaralar da değişmeye başlamıştı.

 

Bir anda hızla akan, güçlü bir nehir belirdi önünde.

 

Süratle akan su büyük bir gürültü koparıyordu. Suyun hareketi sanki göklerin yere çarpıp geri yukarı kalkması gibi güçlüydü.

 

Nehrin karşısına geçiş sağlayacak üç adet köprü vardı.

 

“Yeniden Doğuşun birinci aşaması, Acizlik Köprüsü.” Kıyıda bulunan bir taşın üzerinde yazılıydı bu sözler.

 

Ç.N: ‘Acizlik Köprüsü’ mitolojik bir kavramdır, yeraltı dünyasına girmeden evvel bütün ruhların geçmesi gereken bir köprü niteliğindedir. Yunan mitolojisindeki ‘Styx’ kavramına benzer.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44235 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr