Bölüm 279: Birinci Kademe Seçmelerin Beş Sınavı

avatar
2676 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 279: Birinci Kademe Seçmelerin Beş Sınavı


Jiang Chen dört büyük Ata’nın acele içinde olduğunu fark etmişti.

 

Eğer bir tür kriz içerisinde olmasalar, böylesine sıradan uygulayıcılarla gelip konuşmazlardı.

 

Ata Güneş Avcısı konuşmasına devam etti, kuralları açıklıyordu: “Tahmin ediyorum ki bu seferki seçmeler hakkında herkesin ufak da olsa bir bilgi birikimi vardır. Ben kuralları açıklamak için buradayım. Büyük seçmeler üç aşamaya ayrılıyor. İlk aşama başlangıç seçmesi. Bunu geçince ikinci kademe seçmelere girme hakkınız doğuyor ve bu ikinci kademe yaklaşık üç sene kadar sürecek ve topluluk müritleriyle rekabette olacaksınız. Bu bahsettiğim aşamadan ise altım dört kişi seçilecek ve bu kişiler final kademesinde yarışacaklar. Buradan sonra ise en güçlü on altı kişi seçilecek ve bunlar da dört büyük topluluğun ata kişileri tarafından özel eğitim alma hakkını kazanacaklar. Yani açık konuşmak gerekirse, onlar bizim şahsi müritlerimiz olacaklar.”

 

Dört Ata’dan şahsi eğitim alan şahsi müritler!

 

Seçmelerin üç aşaması kesin bir planla çizilmişti belli ki.

 

İlk aşama uygulayıcı kalabalığını gidermek içindi.

 

Sonrasında seçilenler ikinci kademe seçmelere gidecek ve topluluk müritleri ile rekabette olacaklardı.

 

Bu kademe en uzun sürecek olanıydı, üç yıl kadar sürecekti.

 

Bu üç yıllık süreç sadece bir yarış değil, aynı zamanda bir yetişim süreciydi. Bu süreçte potansiyel meselesi ön plana çıkacaktı ve vahşi bir rekabet olması bekleniyordu.

 

Bu süreç atmış dört adayla başlayacaktı.

 

Bu atmış dört kişiden üçüncü kademeye geçecek olanlar ise on altı kişi olacaktı.

 

Bu on altı kişi asıl kazanan kişiler olacaktı.

 

Elbette ortamdakilerin büyük çoğunluğu bu on altı kişilik final grubuna girmek için yeterli değildi.

 

Ortamdaki sıradan uygulayıcıların hepsi seçkin topluluk müritleri ile rekabet edebilmek için kendilerini yeterli görmüyorlardı.

 

Fakat yine de üç binde bir olan şanslarını denemek zorundaydılar.

 

Yani seçmeleri kazanmasalar bile en azından topluluklara girmeye çalışacaklardı, en mantıklı amaç buydu.

 

“Unutmayın, bizler bu seçmelerin tamamındaki performansınızı göz önünde bulunduracağız. Potansiyeliniz çok fazla olmasa bile, belki de sahip olduğunuz eşsiz bilgiler sayesinde topluluklara girebilirsiniz. Eğer yetenek ve bilgileriniz olağanüstü ise, bizim ilgimizi çekebilirsiniz. Biz dört Ata için şahsi mürit kotası birer kişilik olsa da, eğer kendinizi ispatlarsanız elbette başka bir kapı açabiliriz. Elbette bunun gerçekleşmesi için potansiyelinizin çok yüksek olması gerekir. Mesela, ilaç Dao’sunda çok büyük bir yeteneğiniz varsa, ya da ruh hayvanı eğitmek üzerine çok büyük potansiyele sahipseniz ya da kadim yazıtları rahatça okuyabiliyorsanız, formasyonlar konusunda kavrama yeteneğiniz gelişmişse ve daha nice özelliklere sahipseniz topluluklara girebilmeniz için umut var demektir.”

 

Ata Güneş Avcısı olabildiğince detaylı bir açıklama yapmıştı, bu sözleri söyledikten sonra bir müddet duraksadı. Dinleyenlerin anlaması için biraz süre geçmesini istiyordu, herkesin anlattıklarını iyice sindirmesini istiyordu.

 

Kalabalıktakilerin aklındakiler aşağı yukarı aynıydı:

 

“Yani seçmelerde başarılı olamasam bile, eğer potansiyelim yüksekse yine de topluluklara girebilirim.”

 

“Sadece askeri Dao’da değil, ilaç Dao’sunda başarılı olursak da topluluğa girebiliriz.”

 

“Formasyon konusu o kadar da kolay değil, fakat ruh hayvanları ile aramdaki bağı ortaya koyabilirim.”

 

Devasa Ruh Topluluğu, ruh hayvanları ile en çok ilgilenen topluluktu. Sonuçta iki uygulayıcı savaşırken sadece kendileri savaşmıyordu, ruh hayvanları da savaşıyordu.

 

“Haha! Güzel, ilaç Dao’su konusundaki üstünlüğüm seçmelerde başarısız olsam da beni Kıymetli Ağaç Topluluğuna sokabilir.”

 

Kıymetli Ağaç Topluluğu dört büyük topluluk arasında ilaçlarla uğraşan bir topluluktu.

 

“Hah! Hayal kurmaya devam edin! Askeri Dao dünyasında elbette en güçlü alan askeri Dao’dur! Askeri Dao olmazsa diğer alanların da hiçbir hükmü yoktur! Sadece diğerlerine hizmet edersiniz. Ben kılıcımı kullanarak askeri Dao konusundaki maharetlerimi göstereceğim ve Mor Güneş Topluluğuna gireceğim.”

 

Bunlar elbette sadece askeri Dao konusuna yoğunlaşmış gençlerin sözleriydi.

 

Mesele askeri Dao olunca, elbette en güçlü topluluk Mor Güneş Topluluğuydu.

 

Akan Rüzgar Topluluğuna gelince, bu topluluğun belirli bir alanda uzmanlaştığı söylenemezdi, fakat göz ardı edilemeyecek bir yetenekleri vardı, o da dâhi kişiler yetiştirmekti.

 

Akan Rüzgar Topluluğunun en büyük özelliği dâhi kişileri tespit edebilmesi ve barındırdıkları özel teknikler sayesinde bu dâhi kişilerin yükselişini oldukça hızlandırmalarıydı.

 

Bu yetenekleri Akan Rüzgar Topluluğunun birçok dâhi kişi yetiştirebilmesine sebep olmuştu. Bu özel yöntemler ve olağanüstü temeller bu topluluğun ayakta durmasını sağlıyordu.

 

Ortamdaki her uygulayıcının gönlünde bir topluluk vardı.

 

Askeri Dao konusunda gelişmek isteyenler Mor Güneş Topluluğunu, ilaç Dao’su konusunda gelişmek isteyenler Kıymetli Ağaç Topluluğunu, ruh hayvanları konusunda gelişmek isteyenler Devasa Ruh Topluluğunu ve elbette bazı konularda özel potansiyele sahip olanlar da Akan Rüzgar Topluluğunu istiyorlardı.

 

Fakat yine de ortamdaki herkeste endişe vardı.

 

“Acaba ilk aşama nasıl gerçekleşecek?”

 

“Evet, burası çok kalabalık, acaba yanlışlıkla yeteneklerimizi gözden kaçırırlar mı?”

 

“Bence bunları düşünmeyelim, böylesine bir organizasyonu planlarken elbette bütün olasılıkları gözden geçirmişlerdir.”

 

“Evet, toplulukların kendilerine has yöntemleri vardır, böyle şeyleri düşünmüşlerdir onlar.”

 

Ata kişilerin duyma yetenekleri elbette bu fısıltıları duyabiliyordu.

 

Ata Güneş Avcısı gür sesi ile konuştu: “Tahmin ediyorum ki içinizde yüz binlerce kişi arasından nasıl potansiyelinizi belirleyeceğimiz konusunda şüphe duyanlar vardır. Size anlatayım, bu aslında oldukça kolay. Eğer bilerek potansiyelinizi saklamazsanız emin olun ki biz fark ederiz. Şimdi, kuralları açıklama zamanımız geldi. Birinci kademede beş farklı mücadele dalı olacak. Bu bölgenin karakteristik özelliklerini kullanarak beş farklı mücadele alanı oluşturduk. İlk mücadele ‘kalp mücadelesi’. Askeri Dao dünyasında, potansiyeliniz ne olursa olsun kalp mücadelesini geçmelisiniz. Eğer bunu bile başaramıyorsanız, zaten sizin sonunuz hüsran demektir. Kalbiniz yeterince güçlü değilse, hiçbir şey elde edemezsiniz.”

 

Birinci dal kalp mücadelesiydi!

 

Jiang Chen içten içe Ata kişileri tebrik etti, ilk mücadelenin kalp mücadelesi olması elbette orijin âlemi uygulayıcılarına yakışan bir karardı.

 

Orijin âlemine girmiş kişilerin en iyi bileceği şey ruh özünün nasıl zor şekilde forma gireceğiydi.

 

Ye Chonglou’nun orijin âlemine geçişindeki başarısızlığı da bundan kaynaklıydı, ruh özünü nasıl forma sokacağını bilmiyordu.

 

Ata kişilerin Ye Chonglou ile ilişkisi yoktu, bundan dolayı ona tavsiye verememişlerdi.

 

Ata kişilerin ilk mücadeleyi kalp mücadelesi olarak seçmeleri açık şekilde gösteriyordu ki orijin âlemine geçişteki ön şart ve temel gereksinim kalp gücüydü.

 

“İkinci mücadele ise doğuştan gelen yetenekler üzerine kurulu olacak. Bu mücadelede zorlu kararlar vermeniz gerekecek. Askeri Dao, ilaç Dao’su ya da formasyonlar konusunda seçim yapabilirsiniz. Elbette, en çok başarıyı elde etmek isteyen kişiler bütün alanlarda mücadele etseler iyi olur. Bu şekilde kendinizi ispatlayabilmeniz daha kolay olacaktır.”

Yetenek mücadelesini ikinci sıraya koymak da mantıklıydı.

 

Elbette sıradan uygulayıcılar arasından da ejder niteliğinde dâhi kişiler çıkabilirdi.

 

Jiang Chen önceki hayatında böyle birisini duymuştu, Han Li isimli bu kişi sıradan birisi olarak doğmuş, vücudunda ruh temeli olmayan birisiymiş, fakat çabaları sayesinde ölümsüz kişiler arasına kadar yükselebilmiş.

 

Fakat yine de bunun gerçekleşme olasılığı oldukça düşüktü.

 

Yetenekli olmak, potansiyelli olmak askeri Dao’da önem arz eden bir durumdu.

 

Jiang Chen’in vücudu aslında sıradan sayılırdı, bu kadar hızlı gelişmesinin sebebi önceki hayatından hatıra olarak kalan çok geniş bilgiler ve yöntemlerdi.

 

“Üçüncü mücadele ise dayanma gücü ve potansiyel isteyen bir mücadeledir! Bu mücadelede Sonsuz Dağ ile yüzleşeceksiniz. Dağa yükselen on bin adım var, toplamda on katmandan oluşuyor. Katmanların yüksekliği ve basamakların çokluğu sizin dayanma gücünüzü ve potansiyelinizi ölçecek. Siz oraya girmeden önce o mücadelenin gerekli kuralları daha detaylı şekilde anlatılacak. Dördüncü mücadele ise savaş uygulaması olacak, bu mücadele sizin gerçek askeri Dao kavrama yeteneklerinizi ölçecek.”

 

Beceri ve kavrama aynı şeyler gibi gözükebilirdi, ama elbette farklı şeylerdi.

 

Doğuştan gelen beceriler bir kişinin potansiyelini açıklar nitelikte olanlardı, mesele Long Juxue’nin Gök Anka Yaratılışı gibi. Bu doğuştan gelen bir beceriydi.

 

Kavrama ise bir kişinin potansiyelinin ne kadar fazla olduğunu, Dao hakkındaki şeyleri ne kadar hızlı şekilde kafasında oturtabildiğini gösteren bir meseleydi.

 

Askeri Dao’da becerilerin mi yoksa kavramanın mı daha önemli olduğunu kesin olarak söylemek mümkün değildi. Fakat bir kişi bu iki şeye de sahipse, işte gerçekten dâhi sayılacak kişi o olmalıydı.

 

Dayanma gücünü ve potansiyeli önce ölçüp daha sonra savaş uygulamasına geçilmesi, savaş uygulamasından doğacak yaraların katılımcıları negatif yönde etkilemesini istemediklerinden olmalıydı.

 

Bu sıralama da Jiang Chen’e mantıklı gelmişti.

 

Jiang Chen bu karşısındaki kişilerin orijin âlemi uygulayıcısı olmanın hakkını verdiklerini düşündü. Seçmeleri rastgele planlamamış, bütün detayları düşünmüşlerdi.

 

“Beşinci mücadele biraz gereksiz gibi görünebilir, fakat görmezden gelemeyeceğimiz bir konudur bu. Bu mücadelede sizin talihinizi test edeceğiz. Talih meselesi soyut ve ölçülemez bir şeymiş gibi görünebilir, fakat dediğim gibi, göz ardı edilemeyecek bir konudur. Bazılarının potansiyeli yüksektir, bazılarının kavrama yeteneği yüksektir, bazıları doğuştan gelen becerilere sahiptir fakat bu kişiler neden askeri Dao’nun en tepesine yükselemiyor? Bu kişilerin neyi eksik? İşte bu eksik olan şey talihtir! Bir zamanlar uzman bir uygulayıcı bir seyahati esnasında yıldırım çarpması sonucunda ölüme mahkum kalmıştır, işte bu mesele talihin ne kadar önemli olduğuna dair basit bir örnek. Bundan dolayı, beşinci mücadeleye basit gözüyle bakmamanızı tavsiye ederim.”

 

Jiang Chen Ata kişinin konuşmasından etkilenmişti, bu kişilerin neden on altı krallığın en tepesindeki kişiler olduğunu anlayabiliyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr