Bölüm 264: Dan Fei Aşık Oluyor

avatar
2891 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 264: Dan Fei Aşık Oluyor


“Jiang Chen, bunun üzerinde çok düşünüyorsun. Sana bu seçmelerde başarı göstermen için tavsiye veriyorum. Sen bu fani dünyada karşına çıkan zorluklarla çok güzel başa çıktın. Fakat bu büyük seçmeler çok daha zorlu olacaktır ve orada rahat edebileceğine dair garanti veremem. Çok büyük zorluklarla karşılaşacağına neredeyse tamamen eminim. Bu yüzden çok dikkatli davranmalısın. Miras Âlemine girdikten sonra ben sana destek olamam.”

 

Yaşlı Eğitmen Jiang Chen’e farklı bir gözle bakıyordu. Böylesine sözleri daha önce hiçbir gence söylememişti.

 

Gök Ağacı Krallığının hiçbir soylu prensi bu sözleri duymamıştı.

 

Jiang Chen eğitmenin ne demek istediğini anlıyordu. Kafasını salladı ve minnet belirterek konuştu: “Yaşlı eğitmenin ne demek istediğini anlıyorum. Koşullar hangi yönde değişirse ben de stratejimi o yönde geliştireceğim.”

 

“Evet, aynen bunu demek istiyorum. Kendini iyi kontrol etmelisin, her koşul altında nasıl davranman gerektiğinin stratejisini iyice hesaplamalısın. Gerektiğinde düşük, gerektiğinde yüksek bir profil sergilemelisin. Ancak bu şekilde on altı krallıktaki en güçlü dâhi olabilirsin.”

 

Yaşlı eğitmenin vereceği tavsiyeler bu kadardı.

 

“Jiang Chen, ben üzerine güneş doğan doğu bölgesi gibiyim. Senin şöhretin krallığın her tarafına yayıldı ve artık herkesin bilmesi kaçınılmazdır.”

 

Dan Fei eğitmenin Jiang Chen’e verdiği öğütleri dinlerken kenarda ayakta dikiliyordu. Kalbinde değişik duygular vardı.

 

Onurlu eğitmen daha önce kendisine de övgüler ve öğütler vermişti fakat Dan Fei hiç böyle hissetmemişti.

 

Fakat Dan Fei bu duyguların içinde dolaşmasından rahatsız olmuş gibiydi, Jiang Chen’e karşı bir şeyler hissediyor olması gerçeğini kabul etmek istemiyordu.

 

Belki de sadece Jiang Chen’in potansiyeline ve yeteneklerine hayranlık duyuyordu? Belki de olay sadece bundan ibaretti ve Jiang Chen’in diğer özellikleri ile ilgilenmiyordu?

 

Fakat eğer durum böyleyse, neden içinde böylesine garip hisler oluşmuştu ki?

 

“Küçük Dan, Jiang Chen’i kapıya kadar uğurla.”

 

Jiang Chen ayrılmadan önce bir kez daha konuştu: “Onurlu usta, bugün söyledikleriniz beni gerçekten de aydınlattı. Emin olun ben büyük seçmelerde onurlu ustanın güvenini boşa çıkartmayacağım ve elimden gelenin en iyisini yapacağım.”

 

“Haha! Benim sadece bir isteğim var, genç birinin benden daha yüksek potansiyele sahip olduğunu görüp beni gölgesinde bırakması! Ben hala hayattayken bunu görebilirsem ne mutlu bana!”

 

Yaşlı eğitmen bu konuşmadan zevk almış gibiydi.

 

Jiang Chen Dan Fei’yi kapıya doğru takip ederken gülümsüyordu: “Kız kardeş Dan Fei, buraya kadar gelmen yeterli.”

 

“Birkaç adım daha sana eşlik edeyim. Jiang Chen, sen büyük seçmelerden sonra çok yükseklere çıkabilirsin, belki de seçmelerden sonra farklı dünyaların insanı olacağız. İleride beni hatırlayacak mısın? Zamanında hoşlanmadığın bu kadını hatırlayacak mısın?”

 

“Hoşlanmamak mı? Gök Ağacı Krallığının en güzel kadınından hoşlanmamak da ne demek? Kız kardeş Dan Fei, böyle şeyler konuşma. Krallıktaki herkesin düşmanı olmak istemem.”

 

Dan Fei bu sözlerin üzerine gülümsedi: “Pekâlâ, flört etmeyi bırak şimdi. Senin düşündüklerin sürekli değişiyor, bana bazen hoş şeyler söylüyorsun, bazen de hoş olmayan şeyler. Diğer serseri kişilerden farklısın.”

 

“Serseri kişilerden mi?”

 

“Evet, diğer erkeklerden yani. Onlar beni gördüklerinde tatlı sözler söylüyorlar fakat akıllarından geçenler hiç de hoş değil, bunu biliyorum.”

 

“Onları suçlamamak gerek. Sadece onların gözlem yeteneklerinin iyi olduğu sonucuna varmak gerekir.”

 

“İşte bu yüzden senin onlardan farklı olduğunu söylüyorum. Her ne kadar sen de tatlı sözler söylüyor olsan da, bunu sadece benimle dalga geçmek için söylediğini, şaka yollu söylediğini biliyorum. Senin kalbinde ben aslında sadece bir takipçiden ibaretim. Zaten benden daha güzel olduğunu düşündüğün iki adet takipçin var. Birisi tatlı ve küçük olan, diğeri ise cesur ve zarif olan.”

 

Tatlı ve küçük olan derken Wen Ziqi’yi kastediyordu.

 

Cesur ve zarif olan derken ise Gouyu’yu kastediyordu.

 

Jiang Chen bu sözler karşısında şaşırdı, daha önce Wen Ziqi ve Gouyu arasında hiç karşılaştırma yapmamıştı.

 

Eğer gerçekten de takipçilerini sıralamaya koyacak olsa, Gouyu’ya karşı suçluluk hissettiği için onu üst sıraya koyabilirdi.

 

Dan Fei’ye gelince, Jiang Chen onu sadece bir arkadaşı olarak, bir müttefik olarak görüyordu. Takipçilerinden ayrı tutuyordu.

 

“Dürüst olabilirsin, benim duygularımı incitmekten korkma Jiang Chen.”

 

“Kız kardeş Dan Fei, bir arkadaş ile bir takipçinin durumu elbette farklıdır. Ben bu iki statüyü birbiri ile hiç karşılaştırmadım. Ayrıca bunu yapmanın bir amacı da yok zaten. Gök Ağacı Krallığında takipçilerimin başına gelmemesi için her şeyi yaparım, aynı şekilde Labirent Âleminde seni devasa maymundan korumak için de elimden geleni yaptım. Bu yüzden önem meselesi söz konusu olunca, hangisinin daha önemli olduğu konusunda bir yorum yapamam. Ayrıca, hangisinin daha önemli olduğu çok da tartışılması gerekli bir konu değil, öyle değil mi?”

 

“Arkadaş mı? Pekâlâ, Jiang Chen, seni buraya kadar uğurlamış olmama yeterli oldu sanırım, sana büyük seçmelerde başarılar dilerim.”

 

“İyi dileklerin için teşekkür ederim. Umarım kız kardeş Dan Fei sonsuza kadar genç kalır ve sonsuz hayatın tadını çıkarır.”

 

“Seni anlayacak birisi olmadıktan sonra sonsuz hayatın amacı nedir ki? Sonsuz gençliğini paylaşacak birisi olmadıktan sonra genç olmanın amacı ne olabilir ki? Bunların hepsi aslında bir sis bulutundan ibaret…”

 

Dan Fei bunları söyledikten sonra arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı, Jiang Chen bu sözlere anlam yükleyememişti.

 

Jiang Chen Dan Fei’nin kararsız ve karmaşık ruh haline alışıktı. Bu yüzden Dan Fei’nin birdenbire durup arkasını dönüp uzaklaşmasını garip karşılamadı.

 

Fakat Jiang Chen’in asıl fark etmediği şey Dan Fei’nin köşeyi döndükten sonra bir defne ağacının yanında durup birkaç damla gözyaşı döktüğüydü.

 

Yirmi yıldır hiç ortaya çıkmayan gözyaşları bugün yanaklarından aşağı süzülüyordu. Bir ay parçası gibi parlak ve yuvarlak gözyaşları kızarmış yanaklarını serinletiyordu.

 

“Oh Jiang Chen! Jiang Chen… Seni ukala çocuk! Gerçekten de kalbini açıp bakmak istiyorum, acaba hangi türde bir kadın bu kalbin sahibi olabilir?”

 

Dan Fei mırıldanarak konuşuyordu. Az önce Jiang Chen’le beraberken bilerek bu konuları açmıştı, onu test etmek istemişti, onun da kendisine açılacağını ummuştu.

 

Eğer Jiang Chen kendisine duygularını açarsa Dan Fei onu tereddütsüz şekilde kabul edecekti, hayatı boyunca hoşlandığı tek erkek oydu çünkü.

 

Fakat…

 

Görünüşe göre Jiang Chen Dan Fei’ye karşı bir his beslemiyordu.

 

Arkadaş! Kayıtsız bir şekilde söylemişti Jiang Chen bu kelimeyi, ‘arkadaş’.

 

Görünüşe göre Gök Ağacı Krallığındaki her erkek kendisine aşık değildi!

 

Elbette Dan Fei ilgi odağı olmayı seven birisi değildi.

 

Dan Fei gibi birisi için sevdiği kişinin kendisine değer vermesi binlerce sıradan kişinin kendisine değer vermesinden daha değerliydi.

 

Fakat Dan Fei biliyordu ki eğer sevdiği kişiden bir sevgi sözcüğü duymayı beklerse hayatı boyunca bekleyebilirdi.

 

“Jiang Chen, ah Jiang Chen! Sen ne tür bir adamsın böyle?”

 

Dan Fei bazen kendisini Jiang Chen’le kıyaslıyordu. Jiang Chen elbette Dan Fei’nin ulaşamayacağı standartlara sahipti.

 

Hangi bakış açısıyla bakarsa baksın, Jiang Chen kesinlikle on altı krallıktaki erkeklerden farklıydı.

 

Jiang Chen Dan Fei’nin aklındakileri bilmiyordu. Hem Dan Fei hem de Gouyu zarif kişiler olmasına rağmen Dan Fei’nin gururlu yapısı bu iki kadını birbirinden ayırıyordu.

 

Bu gururlu yapısı, bu kadının duygularını saklamasına sebep olmuştu hep. Ne zaman duygularını dışa açmak istese vaz geçiyordu.

 

Fakat Gouyu farklıydı, cesaretini toplayarak Jiang Chen’e duygularını açmıştı. Sadece Jiang Chen’in kadını olmak istediğini bildirmişti, başarısız olsa bile başka erkeklerle hiçbir zaman ilgilenmeyeceğini söylemişti. Bu yüzden Jiang Chen’in takipçisi olmaktan mutluydu.

 

Büyük seçmelerin haberi bütün Gök Ağacı Krallığında yayılmıştı. Herkes bu konu hakkında konuşmaya başlamıştı.

 

Fakat Jiang Chen bu dedikodulara kulak asmayacaktı.

 

Resmi kaynaklar açıklama yapmadığı sürece bütün dedikodular geçersiz sayılırdı Jiang Chen’in gözünde.

 

Dedikoduları kovalamaktan ziyade eğitimine öncelik vermeyi seçmişti.

 

Büyük seçmelere girmeden önce olabildiğince ilerlemek istiyordu.

 

Nihayet, yaklaşık on beş gün sonra resmi kaynaklardan açıklama gelmişti.

 

Gelen haberler hem kalpleri hem de akılları derinden etkilemişti.

 

On altı krallıktan herhangi birisi, eğer ki gerçek qi âlemine geçiş yapabildiyse, büyük seçmelere katılma şansını elde edebilecekti.

 

Elbette, sadece kırk yaşın altındakiler katılabilecekti.

 

Aslında kırk yaş meselesi kuralların oldukça esnek olması anlamına geliyordu, sonuçta otuzlu yaşlarına gelmiş olan birisi oldukça gelişmiş birisi olacaktı.

 

Belli ki yaş sınırını kırk yapmalarının sebebi geç gelişim gösteren dâhi kişilere de bu seçmelerde yer verebilmekti.

 

Zaten bu seçmelerin amacı gerçek dâhileri seçmek ve kadroya almaktı.

 

Bu yüzden gerçek qi âlemi ve üzerindeki kişiler katılabilecekti.

 

Kayıt ücreti yoktu ve yaş sınırının aralığı oldukça genişti. Birinin fakir ya da zengin olması fark etmezdi, askeri Dao konusunda kendisini kanıtlamak istiyorsa direkt olarak seçmelere girebilirdi.

 

Ayrıca kaç kişinin katılabileceği konusunda bir sınır da yoktu, şartları sağlayabilen herkes katılabilirdi.

 

Böylesine esnek katılım şartlarının olması uygulayıcıları şaşırtmıştı.

 

Herkes biliyordu ki bu fırsat sadece yüz yılda bir gelen bir fırsattı ve kendilerini topluluklara gösterebilmek için ellerine geçecek belki de tek fırsat buydu.

 

Normal koşullarda topluluklar aslında fani uygulayıcılarla ilgilenmezlerdi. Onlar kan soyu ve miraslarla daha fazla ilgilenirlerdi. Fani dünyada dâhi kişiler olmadığından değildi, sadece onların gücünü az buluyorlardı.

 

Topluluklar böylesine güçsüz kişileri geliştirmek için çaba sarf etmeyi bir israf olarak görüyorlardı.

 

Sonuçta bu işin özeti samanlıkta iğne aramaktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr