Bölüm 263: Büyük Seçmeler, Kadim Zamanlardan Miras Kalan Araziler

avatar
2772 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 263: Büyük Seçmeler, Kadim Zamanlardan Miras Kalan Araziler


Yaşlı Eğitmen üç parmağını kaldırarak kederli bir sesle konuştu: “Bunun tarifi üç kelime, ‘tehlikeyi sezme becerisi’.”

 

Eğitmen konuşmasına yine kederli şekilde devam etti: “On altı krallığın maalesef Devasa Muhit içerisindeki varlığı gittikçe azalıyor. On altı krallığın gücü böyle düşmeye devam ederse diğer güçler tarafından dışlanacak ve Issız Kırsal Alan olacak.”

 

“Dışlanacak mı? Issız Kırsal Alan mı olacak?”

 

“Evet, Issız Kırsal Alan olarak nitelendirilecek çünkü diğer güçler artık onu terk etmiş, dışlamış olacak. Artık kendi türümüz bile bizi umursamayacak. Bu durumda topraklarımız yabancı kuvvetlerin saldırısına açık hale gelecek, bölünüp parçalanacak. Şanslı olanlar köle olabilir, fakat şanssız olanlar ise parçalarına ayrılıp katliama uğrayacaklar. Bir kez Issız Kırsal Alan olursak, bu kesinlikle sonumuzun geldiği anlamına geliyor.”

 

Ye Chonglou’nun ses tonu konuştukça daha da kederli çıkıyordu: “Ben felaket tellallığı yapmak istemiyorum fakat gerçekler bunlar. Devasa Muhitin birçok bölgesi artık on altı krallığın işe yaramaz olduğunu düşünmeye başladı. Eğer yakın zamanda kıymetli işler beceremezsek kesinlikle ıssız kırsal alan olacağız. Eğer bu dediklerim gerçekleşirse sonuçları hayallerin ötesinde felaketler doğurur.”

 

“Yani bu seferki büyük seçmeler bu tehlikenin farkında olunduğu için mi düzenleniyor?”

 

“Evet, tehlikenin farkında olunduğu için. Aksi takdirde birbirine rakip olan bu bölgeler neden iş birliği yapsın ki? Neden birbirlerine karşı duydukları kini ve nefreti bir kenara bıraksınlar ki? Böyle bir büyük seçme sadece yüz yılda bir gerçekleşir. Jiang Chen, bu senin için çok değerli bir fırsat olabilir. Sadece kaynaklar meselesi için değil, aynı zamanda topluluğa başlangıç seviyesinde değil, yüksek bir mevkide girebilme şansın da mevcut. Hatta orijin âlemi uygulayıcılarının dikkatini bile çekebilirsin. Jiang Chen, bu fırsatı küçümseme. Bu orijin âlemi uygulayıcılarının dikkatlerini üzerine çektiğinde olaylar normalden daha farklı şekilde ilerleyecektir. Orijin âlemi uygulayıcıları on altı krallıkta çok değer gören kişilerdir. Bu kişiler Devasa Muhitte bile saygı gören kişilerdir. Eğer onların dikkatini çekmeyi başarabilirsen, herkes seni yanına çekebilmek için büyük bir çaba sarf edecek demektir.”

 

Dan Fei de konuştu: “Jiang Chen, onurlu ustam sana her şeyi güzelce açıkladı, sen de ona bir cevap vermelisin.”

 

Jiang Chen’in sessizliğini koruduğunu gören Dan Fei ısrar etti: “Hadi, katılıp katılmayacağını söyle.”

 

“Katılacağım.”

 

Dan Fei ellerini sallayarak konuştu: “Unutma, bu seçmelere katılan sadece sen değilsin. Katılan kişiler arasında sivrilip yükselmen lazım. Kibirli dâhi müritleri ezip geçmen gerekecek. Eğer başarısız olursan beni veya onurlu ustamı tanıdığını bile söyleme.”

 

“Bu biraz fazla olmadı mı?”

 

“Evet, ama benim bunu istemeye hakkım var. Sen her daim soğukkanlı davranan birisin, eğer bütün potansiyelini kullanmanı istemezsek kullanmazsın.”

 

Baş Usta bu konuda Dan Fei’nin tarafındaydı: “Jiang Chen, ben de senin potansiyelinin tam halini görmek isterim.”

 

“Onurlu usta, ben sadece şanslı birisiydim, gençliğimde karşılaştığım uzman kişi sayesinde bu haldeyim. Benim potansiyelimi lütfen çok abartmayın.”

 

“Jiang Chen, ben bu konu hakkında da sana bir şeyler söylemek istiyordum. Senin gençliğinde yaşadığın o olay yaşıtların karşısında sana inanılmaz büyük bir pozitif avantaj sağladı. Bundan dolayı geçmişte yaşadığın rastlantıların ileride senin önündeki engelleri kaldırman açısından da büyük avantaj olacağını düşünüyorum. Dünya görüşün genişledi diye burnunun dibindeki şeyleri görmekten vaz geçmemelisin. Benim endişelendiğim konu, senin standartlarının çok yüksek olmasından dolayı toplulukları aslında sahip oldukları önemden daha az önemli şekilde görüyor olmandır, topluluklara katılmayı istemeyip, hedeflerine tek başına yürümek istemendir. Eğer amacın buysa, hayatının büyük bir bölümünü boş geçireceğine emin olabilirsin. İşte bu durum gerçekten de acınası bir durum olur. Otuzlu yaşlarını geçtikten sonra eline geçecek olan fırsatlar da hızla azalacaktır. Unutma, bu genç yaşında elde ettiğin fırsatları değerlendirmelisin, standartların yüksek diye toplulukları görmezden gelmemelisin.”

 

Yaşlı eğitmen bu sözleri samimi şekilde söylüyordu.

 

Eğitmen Jiang Chen’e hayranlık duyuyordu, aynı zamanda onun hakkında endişeleniyordu da. Gençliğinde elde ettiği başarıları büyük görüp bu kadarının yeterli olacağını düşünmesinden endişeleniyordu. Her ne kadar bu yaşta elde ettiği başarılar kendi akranları arasında çok büyük görülse de, yaşı ilerledikçe bu fırsatlar azalacaktı.

 

Topluluğa katılmak askeri Dao uygulayıcılarının verebileceği en mantıklı karardı.

 

Eğitmen Jiang Chen’in fazla gurur yapıp bunu istemeyeceğinden korkuyordu.

 

Jiang Chen’in topluluklardan tiksinmesinin sebebi zamanında birçok topluluk müridinin kendisine yanlış yapmasıydı.

 

Fakat düşünecek olursa, Kutsal seviyeye yükselmek için elbette toplulukların yardımı çok etkili olurdu.

 

Bütün adımları teker teker geçmeliydi. Bu, göz ardı edebileceği bir şey değildi.

 

Dürüst olmak gerekirse, gerçekten de topluluğa katılma planı vardı.

 

Fakat farkındaydı ki, kalbinde hala bazı önyargılar vardı.

 

Yaşlı eğitmenin sözleri topluluğa katılma düşüncesini kuvvetlendirmişti.

 

Ayağa kalkıp saygılı şekilde konuştu: “Baş Ustanın bilge tavsiyeleri ve uyarıları benim gözümü açtı, teşekkür ederim.”

 

Jiang Chen şu anda aynı zamanda utanmıştı da. Ye Chonglou her ne kadar güçlü bir karakter olsa da, Jiang Chen’in eğitmeni olabilecek kadar güçlü değildi.

 

Fakat eğitmenin bu duruma dair yaptığı yorumlar gerçekten de Jiang Chen’in düşüncelerinin berraklaşmasına sebep olmuştu.

 

Sonuçta Jiang Chen bu dünyaya gelmişti, bu dünyanın kurallarına aşina olmak zorundaydı.

 

O halde neden ön yargıları olsundu ki? Önceki hayatından kalan hatıraları elbette hızlı gelişmesine yardımcı olacaktı fakat onların da belirli bir limiti vardı. Bir anda Jiang Chen’i kutsal seviyeye çıkartacak değildi.

 

Eğer aklını toparlayıp düzgün planlar yapmazsa ileride karşısına çıkacak problemleri nasıl halledebilirdi?

 

Yaşlı Eğitmen Jiang Chen’in yüzündeki ifadenin değiştiğini fark etti.

 

Eğitmen kendine güvenen bir sesle konuştu: “Neden senin kavrama yeteneğinin üstün olduğunu ve büyük bir potansiyele sahip olduğunu söylüyorum? Görünüşe göre bunu söylemekte haklıyım, benim söylediklerimi gayet açık şekilde anlıyorsun. O halde ben senin inanılmaz performansına şahit olmak için bekleyip izleyeceğim. Haha! Bu harika! Kim düşünürdü ki benim gibi birisinin genç birinin performansını izlemek için heyecanlanacağını? Ben gençken kibirliydim, on altı krallıkta benden daha yüksek potansiyelli birisinin olamayacağını düşünürdüm. Görünüşe göre oldukça çocuksu düşüncelerim varmış.”

 

Eğitmen kendisine gülmeye başlamıştı.

 

Bu esnada Jiang Chen artık seçmelere katılmaya karar verdiğine göre daha fazla şey öğrenmek istemişti, meraklı şekilde sordu: “Onurlu usta, büyük seçme ne zaman başlayacak? Bu seçme nasıl olacak? Her topluluk kendi müridini ayrı ayrı mı seçecek yoksa hepsi birlikte mi olacak? Ayrıca mekân neresi olacak?”

 

Eğitmenin yüzünde yine gurur ifadesi oluştu, Jiang Chen’in mantıklı sorular soruyor olması onu mutlu etmişti.

 

“Adından da belli olduğu gibi büyük seçmeler dört büyük bölgenin kombine olmasıyla gerçekleşir. Katılımcıların nereden geldiği önemsizdir, herkes beraber rekabet eder. Mekâna gelince, yer bellidir.”

 

“Neresi?”

 

Bu sırada Dan Fei konuştu: “Onurlu ustam, kadim zamanlardan miras kalan arazilerden mi bahsediyorsunuz?”

 

“Evet, kesinlikle orası.”

 

“Fakat o bölgeye erişim için büyük bir bedel ödemek gerekir ve zamanı da kısıtlıdır.”

 

“Zaman kısıtlaması problem değil. Zaten her yüz yılda bir orası açılıyor, asıl problem fiyat. Eğer orijin âlemi uygulayıcıları olmasa zaten oranın açılması için gerekli olan maddiyat sağlanamaz. Dört büyük topluluğun dört büyük orijin âlemi uygulayıcısı birleşerek yapabilirler ancak bunu. Ne kadar uzun kalması istenirse bedel de o kadar artacaktır.”

 

“Bedel mi? Ne bedeli?”

 

“Ruh taşları, ruh malzemeleri ve miras arazileri koruyan kapıları açmak için gerekli ruh formasyonları, bu kapılar eğer idare edilmezse araziler de açılmayacaktır.”

 

“Bu zor bir iş mi?”

 

“Eğer zor olmasa zaten kadim zamanlardan miras kalan araziler denmezdi adına. Bu aynı zamanda orijin âlemi uygulayıcılarının tek başlarına oraya gidip eğitim yapamamalarının da sebebidir. Oraya girişin bedeli çok büyüktür, eğer herkes ortak şekilde hareket etmezse kapıları açmak imkânsızdır.”

 

Kadim zamanlardan kalan miras arazilerin açılması böylesine zordu.

 

Orijin âlemi uygulayıcılarının tek başlarına oraya girememelerinin sebebi gerekli olan ruh malzemeleri, ruh taşları ve formasyondu.

 

Bu kadar büyük bedeli olan bir bölgenin açılımı elbette sadece büyük organizasyonlar için yapılırdı.

 

“Kadim zamanlardan kalan miras araziler…” Jiang Chen bu dünyada çok ilginç şeyler olduğuna kanaat getirmişti.

 

Geçmişteki hatıralarına göre, bir dünyada ne kadar çok Labirent Âlemi ya da miras arazi varsa, bu dünyanın tarihi o kadar uzun ve sır dolu demekti.

 

“Görünüşe göre bu dünya benim düşündüğüm kadar basit bir yer değilmiş. On altı krallık gibi küçük bir yerin bile miras arazisinin olması demek düşündüğümden daha geniş bir tarihleri olması demek.”

 

Jiang Chen bunları düşünüyordu fakat bir anda bunları düşünmek için vakti olmadığını fark etti. Şu anda merak ettiği asıl şey büyük seçmelerin kurallarıydı.

 

Fakat onurlu usta da çok bilgiye sahip değildi bu konuda.

 

Sonuçta bu büyük seçmeler dört büyük topluluğun kıdemli kişileri tarafından organize edilen bir şeydi ve kuralları da onlar koyacaktı.

 

Kurallar asla dışarıya sızmamalıydı.

 

Ye Chonglou bile bu bilgilere sahip değildi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr