Sovereign of the Three Realms - Bölüm 236: Jiang Chen’le Arayı Düzeltmek Lazım

---

Yang Zhao’nun gizli odasındaki manzarayı izlemek oldukça korku vericiydi. Yang Xiaoqian’ın kalbi ortadan ikiye bölünmüş gibiydi: “Jiang Chen! Jiang Chen! Senin sülalenin kökünü kazıyacağım!”

 

Yang Xiaoqian konuşmasına bir süre ara verip devam etti: “Sevgili Demir, benim yanımda yer almalısın. Benim akrabalarımdan sadece bir erkek kardeşim ve bir yeğenim vardı ve ikisi de Jiang Chen yüzünden öldü. Sonuçta benim erkek kardeşim Yang Zhao Ejder Dişi Muhafızlarının Yardımcı Müdürüydü ve senin de kayın biraderindi. Söylesene, onun ölümünü böyle sadece izlemekle mi yetineceksin?”

 

Kadim Demir’in karşısında duran cesedin gerçekten de Yang Zhao’ya ait olduğunu fark edince yüzü kül rengine dönmüştü.

 

“Xiaoqian, bu Jiang Chen denen hayvan elbette ölecek! Fakat, şu yaralara baksana, bunlar normal bir insan tarafından yapılabilecek yaralar değil. Görünüşe göre bir canavar tarafından kemirilmiş, hatta birden fazla canavar tarafından!”

 

“Canavar mı?” Yang Xiaoqian’ın yüzündeki kan çekildi: “Sevgili Demir, yeryüzü seviyesindeki bir ruh âlemi uygulayıcısının karşı koyamayacağı ne tür bir canavar olabilir ki?”

 

Kadim Demir’in yüzü kederli bir hal aldı, bir süre düşündükten sonra bu ifade yerini korkuya bıraktı: “Xiaoqian, hemen topluluğa geri dönmemiz lazım. Bu Gök Ağacı Krallığı denilen yer kesinlikle çok garip bir yer!” Kadim Demir bunları söylerken alnından ve ensesinden soğuk terler akıyordu, kaşları ve omurgası buz gibi terle sırılsıklam olmuştu.

 

Kadim Demir altıncı seviyede ruh âlemi uygulayıcısıydı, dördüncü seviyedeki Yang Zhao’dan neredeyse iki kat daha güçlüydü.

 

Fakat yine de, altıncı seviye de dördüncü seviye de yeryüzü seviyesindeydi.

 

Kadim Demir Yang Zhao’dan neredeyse iki kat daha güçlü olmasına rağmen, Yang Zhao’nun maruz kaldığı bu saldırıdan kendisi sağ çıkabilir miydi bilemiyordu.

 

Kadim Demir her ne kadar kibirli birisi olsa da, diğer insanlardan kendisini hep üstün görse de, bunun sebebi sadece ve sadece babasıydı.

 

Şu anda toplulukta olmadığına göre, babasının korumasından da uzaktaydı.

 

Eğer gerçekten de etrafta gizlenen bir canavar varsa şu anda hayatı tehlikede demekti.

 

Bu adam kibirli ve canına önem veren birisiydi.

 

“Sevgili Demir, öylece geri dönüp gidecek miyiz? Erkek kardeşimin ölümü boşuna mı olacak yani?” Yang Xiaoqian hem ağlıyor hem de bağırıyordu.

 

“Onun cesedini yanımıza alıp babamdan cesedi incelemesini isteyelim.” Kadim Demir ne yapacağını bilemez haldeydi.

 

Topluluğa hemen geri dönmek için bir bahane arıyordu.

 

Bu esnada Shangguan Yi gizli odanın kapısına çok sayıda adamla beraber gelmişti.

 

Yang Xiaoqian Shangguan Yi’yi görünce öfke ile doldu. Sonunda öfkesini kusabileceği bir an gelmişti, saçma sapan bir ses tonuyla konuşmaya başladı: “Shangguan Yi, bunların hepsi senin suçun! Erkek kardeşim öldü! Mutlu musun? Şimdi senin pozisyonuna tehdit oluşturabilecek kimse yok! Öyle değil mi? Artık geceleri rahat uyuyabilirsin! Öyle değil mi? Ha?”

 

Yang Xiaoqian deli bir kadındı, hala konuşmaya devam ediyordu: “Hemen gururlanmayın! Erkek kardeşimin ölümü boşuna olmayacak! Eğer bu işle en ufak bir alakanız olduğu ortaya çıkarsa hepiniz onun öldüğü gibi öleceksiniz!”

 

Shangguan Yi’nin ifadesi soğuktu: “Bayan Yang, acınızı anlıyorum, kardeşinizi henüz yeni kaybettiniz. Fakat bu meseleyi olduğundan daha büyük göstermeye çalışırsanız benim anlayışımın da bir sınırı olduğunu göreceksiniz. Eğer Yang Zhao’dan kurtulmak istiyor olsaydım, neden bu kadar zahmete gireyim ki? Zaten onun işlediği suçlar onu idam ettirmeme yeterli suçlardı. Biz son günlerde zaten kralla beraber Yang Zhao’nun bu suçlarını nasıl idare edeceğimizi tartışıyorduk ve ben Yang Zhao’ya bir şans daha verilmesi taraftarı oldum. Size açıkça söyleyebilirim ki bu ölümün Ejder Dişi Muhafızları ile hiçbir ilgisi yoktur!”

 

“Sahte gözyaşları döküp masum numarası yapmayı bırak!” Shangguan Yi’nin bütün bu mantıklı açıklamalarına rağmen Yang Xiaoqian hala mantık dışı davranmaya devam ediyordu: “Madem böyle iyilik dolu bir adamsın, neden Jiang Chen’in tutuklanma emrini vermedin?”

 

“Jiang Chen mi? Çünkü o veliaht prensin yoldaşı ve Eğitmen Ye’nin adamı. Onu öylece tutuklattıramam! Ayrıca majesteleri dengeli davranmamızı ve taraf tutmamamızı önerdi.”

 

Kadim Demir sinirlenmişti: “Shangguan Yi, saçmalamayı kes! Sana söylüyorum, bu mesele burada bitmedi!”

 

Shangguan Yi karşısındaki insanlara her ne kadar mantıklı açıklamalar yaparsa yapsın iflah olmayacaklarını anlamıştı: “Benim vicdanım temiz, sizi ikna etmek zorunda değilim!”

 

Ye Chonglou’nun sözlerinin üzerine kafa yoran Shangguan Yi, taraf tutmayarak iki tarafında gönlünü kazanmanın mümkün olmadığını görmüştü.

 

Mademki Kadim Demir mantıksız davranışlar ve konuşmalar sergiliyordu, o halde Shangguan Yi Jiang Chen’in tarafını tutacaktı.

 

Kadim Demir soğuk bir ifadeyle güldü ve Yang Zhao’nun cesedini sırtladı, bu esnada Shangguan Yi’ye bir bakış attı: “Shangguan Yi, umarım Genel Müdürlük pozisyonuna sahip çıkabilirsin!”

 

Shangguan Yi kayıtsız bir ifadeyle cevapladı: “Genel Müdürlük pozisyonu bizzat kral tarafından atanan bir pozisyondur. Eğer majesteleri benim bu pozisyona uygun olmadığımı düşünürse elbette daha fazla koltuğumda oturmam!”

 

Bu sözlerin arkasındaki mana elbette Kadim Demir’in bu tehditlerinin boş olduğu imasıydı. Shangguan Yi kapalı şekilde sadece kralın kendisini görevden alabileceğini, Kadim Demir’in bunu beceremeyeceğini söylüyordu.

 

Kadim Demir yaptığı tehditlere Shangguan Yi’nin kayıtsız kalmış olmasına da ayrı sinirlenmişti.

 

Fakat şu anda burada kalıp tartışmaya devam ederek oyalanma lüksüne sahip değildi. Acele ile ortamdan ayrıldı, artık Shangguan Yi’yi de aklındaki kara listeye almıştı.

 

Kadim Demir ayrıldıktan sonra Shangguan Yi’nin yüzü düştü: “Bütün General ve Yardımcı Generalleri çağırın, bir duyuru yapmam gerek.”

 

Qi Tiannan Shangguan Yi’nin katı tavrını görünce hemen kafasını onaylar şekilde salladı. Anlamıştı ki Genel Müdür gerçekten de büyük bir temizlik yapmayı aklına koymuştu bu sefer.

 

Xin Wudao ve Qi Fengxian açık şekilde Genel Müdürün emrine itaatsizlik etmişti. Bu durum Shangguan Yi’nin aslında çok da şaşmaz, katı bir lider olmadığını fark etmesine yol açmıştı.

 

İki general açık şekilde onun emirlerini görmezden gelmişlerdi!

 

Ortamda aslında emri veren kişi Kıymetli Ağaç Topluluğu’nun bir kadim kişisi de olsa, yine de bu durum Shangguan Yi’nin gözünde affedilemez bir durumdu.

 

Ejder Dişi Muhafızları birer askerdi! Dışarıdan her kim onlara emir verirse versin, asıl dinlemeleri gereken kişi Genel Müdürleriydi.

 

Emir komuta zincirini çiğneyenler elbette asker olamazlardı!

 

Elbette Shangguan Yi adamlarını topladığında Yang Zhao’nun atamış olduğu ne kadar general-yardımcı general-kumandan varsa hepsini görevden alacaktı.

 

Yang Zhao ile bağlantısı bulunan herkes görevden alınacaktı!

 

Birinci Yardımcı Müdür Zhou Kai Shangguan Yi’nin bu davranışını destekliyordu.

 

Qi Tiannan da bu meselelerden sonra Genel Müdür olmanın ne kadar büyük sorumluluklar taşıdığını anlamıştı. Kendisi de Genel Müdürün bu kararını destekliyordu.

 

Yönetici pozisyonundaki dört kişiden birisi Genel Müdür Shangguan Yi’ydi. Yang Zhao ölmüştü ve kalan iki yönetici kişi olan Zhou Kai ve Qi Tiannan da zaten Shangguan Yi’nin destekçisiydi. Dolayısıyla mesele çok hızlı ve pürüzsüz şekilde hallolmuştu.

 

“Genel Müdür, Yang Zhao bizim Ejder Dişi Muhafızlarımıza felaketi getirdi ve moralimizin ve unvanımızın lekelenmesine yol açtı. Bence Genel Müdür kontrol gücünü artırmalı ve ileride tek vücut bir Ejder Dişi Kurumu olmak için çabalamalı.”

 

Bu tavsiyeyi veren kişi Zhou Kai’ydi.

 

Shangguan Yİ kafasını salladı: “Yaşlı Zhou, Yang Zhao’ya fazla güvenmek benim hatamdı. Sen ve yaşlı Qi ileride benim böyle hatalara düşmemem için beni gözetlemelisiniz. Xin Wudao ve Qi Fengxian gibi kişiler her ne kadar yetenekli olsalar da biz onlar gibi kişileri burada barındıramayız.”

 

Ejder Dişi Madalyonuna itaat etmeyen kişiler kesinlikle affedilemezdi.

 

“Bu söylediğiniz kişilerin hepsi de Yang Zhao’nun yoldaşlarıydı. Yang Zhao’nun sözleri onların gözünde göklerden gelen kutsal sözler gibiydi.” Zhou Kai de görünüşe göre Yang Zhao’dan oldukça nefret ediyordu.

 

Qi Tiannan da kafasını sallayarak onayladı: “Eğer kalbimizle hareket edersek Ejder Dişi Kurumumuzun beceremeyeceği hiçbir iş yoktur!”

 

Shangguan Yi iç çekti: “Yaşlı Qi, sen bugün çok zahmete girdin.”

 

Qi Tiannan’ın kalbinde bir minnettarlık oluşmuştu. Sonuçta Kadim Demir kendisinin yakasına yapıştığında yardım eden kişi Shangguan Yi’ydi.

 

Qi Tiannan Kadim Demir tarafından aşağılandığından dolayı şu anda tamamen Genel Müdürün tarafını tutuyordu.

 

“Endişelenme Shangguan Yi, ben kolay hedef değilim. Kıymetli Ağaç Topluluğu sonuçta Demir ailesinin malı değil ya!”

 

Ejder Dişi Muhafızlarının bu esnada moralleri düşüktü. Sonuçta Kadim Demir’in bugünkü tavırları oldukça baskındı ve baş ağrıtıcıydı.

 

Genel Müdür Shangguan Yi bile Kadim Demir tarafından aşağılanmıştı.

 

“Genel Müdürüm, bence biz bu olayı Jiang Chen ile aramızı düzeltmek için fırsat olarak kullanabiliriz.” Zhou Kai sonunda aklındaki fikri söylemişti.

 

Eğer daha önceden bu fikrini söylemiş olsa kesinlikle Yang Zhao tarafından yuhalanırdı.

 

Fakat şu anda Shangguan Yi’nin bu fikri düşünmesi için ciddi bir fırsattı.

 

Daha önce Ejder Dişi Kurumu Jiang Chen’le bağlantıya geçmişti. Lu Wuji geçen sefer Jiang Chen’i kara zindanlara atmıştı. Dört büyük bölgenin kendilerine açıkça düşman kesilmesine yol açmıştı.

 

Shangguan Yi Jiang Chen’in ismini o zamandan beri duymuştu fakat çok üzerine düşmemişti. Sadece Jiang Chen’in birkaç kurnaz numara sahibi ve dört büyük bölge ile bağlantı sahibi birisi olduğunu düşünmüştü.

 

Eğitmen Ye’nin doğum günü etkinliğinde Jiang Chen’e değer verdiğini duyduğunda yine Jiang Chen’in Eğitmen Ye’yi bile eğlendirebilecek birkaç ucuz numara bildiğini varsaymıştı.

 

Fakat Güz Avında Dan Fei ve Jiang Chen’in Ye Rong’a eşlik etmesinin ardından Ye Rong veliaht prens olmuştu.

 

İşte bu olaydan sonra Shangguan Yi Jiang Chen’in gerçekten değerli birisi olduğunu düşünmüştü.

 

Çünkü Ye Rong’un dayandığı temellerin zayıf olduğunu biliyordu, Labirent Âleminden canlı olarak ve veliaht prenslik rekabetini kazanmış olarak çıkmasının sebebinin Jiang Chen olduğunu anlamıştı.

 

Labirent Âleminde tam olarak ne yaşandığını bilmese de, kral bile Jiang Chen hakkında olumlu düşüncelere sahip olmuştu.

 

Ve şimdi, en son yaşanan olay… Lu Wuji ve Yang Zhao krallık dışından gelen düşmanlarla işbirliği yapmıştı fakat olayların sonucunda hayatını kaybeden yine bu ikisi olmuştu!

 

Üzerine bir de Kıymetli Ağaç Topluluğu’nun bir kadim kişisi ile tartışmış ve üstün gelmişti!

 

Bütün bunları üst üste ekleyince, sadece ucuz numaralarla yapılacak bir olmadığı, sadece tesadüften ibaret olmadığı açıkça görülüyordu.

 

Eğer Jiang Chen sıradan bir genç olsaydı, Lu Wuji’yi öldürecek cesareti nereden bulacaktı?

 

Eğer sıradan birisi olsaydı, Kadim Demir’in karşısında nasıl dikilebilirdi?

 

Eğer göründüğü kadar basit birisi olsaydı, fani dünyanın işlerinden hep uzakta yaşamış olan Baş Usta neden bizzat olayların yaşandığı yere gelip Jiang Chen’e yardım etsindi?

 

Eğer bu Jiang Chen denen adam gizemli birisi değilse, o halde Yang Zhao’nun ölümü nasıl açıklanabilirdi? Gerçekten de Kadim Demir’in söylediği gibi bir canavar mı vardı?

 

Eğer bir canavar varsa bile, neden sadece Yang Zhao’yu hedef alıp diğer herkesi sağ bırakmıştı?

 

Shangguan Yi aklına gelen bütün neden-sonuç ilişkilerini inceleyerek Jiang Chen hakkındaki görüşünü genişletmeye çalışıyordu.

 

Bu düşünceler sadece bir sonuca bağlanıyordu…

 

Jiang Chen gerçekten de basit birisi değildi!