Bölüm 184: Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı, Nihayetinde Ruh Âlemine Giriş

avatar
3709 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 184: Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı, Nihayetinde Ruh Âlemine Giriş


Beş Ejderli Kutsal Gök İlacının gücü vahşi ve şiddetliydi. Jiang Chen bu enerjiyi yönlendirmeye çalışsa da, vücudundaki etkisi neredeyse patlama etkisinde olmuştu.

 

Bu tarzda bir etkinin insan vücuduna getirdiği acı da oldukça vahşiydi.

 

Jiang Chen’in gerçek qi âlemindeki sağlam temellerine rağmen o kadar büyük bir acı çekmişti ki alnından çelik gibi soğuk terler akmıştı.

 

Sanki iç organları parçalarına ayrılıp tekrar birleşmiş gibiydi ve bu durum tekrar tekrar yaşanmıştı.

 

Bu acı dolu döngü beş defa tekrarlanmıştı ve her defasında Jiang Chen’in vücut sistemi bu acıyı en şiddetli şekilde hissetmişti.

 

Bu hiç bitmeyecek gibi görünen döngü süresinde günler ardı ardına geçmişti.

 

Zaman geçtikçe Jiang Chen bu acılı sürece alışmıştı. Beş acı dolu döngü artık vücudunu oldukça yormuştu.

 

Bu süreçte Jiang Chen’in kemikleri bile kırılacak derecede sarsılmıştı. Bu acı ona ruhani bir his tattırmıştı.

 

Jiang Chen vücudunu gözlemledi ve ilacın vücudundaki ilk etkilerinin baş gösterdiğini gördü. Kemiklerinde qi okyanusunun izleri görülüyordu.

 

“Hmm, bu qi okyanusunun yılmayan gücü fena değil.” Jiang Chen vücudunu biraz irdeledi ve bu gri renkli, sisli qi okyanusunun görüntüsünün oldukça güçlü olduğunu gördü.

 

Gözlerini açtı, yüzünde şaşkınlık vardı: “Ruh âlemine geçişin böyle kolay olacağını kim düşünebilirdi?”

 

Jiang Chen’in düşündüğünden daha kolay olmuştu. İlacın etkisi çok ağır şekilde etkisini göstermişti fakat tehlikesiz bir acı şeklindeydi.

 

En önemli şey ise bir süre daha kapalı alanda durması gerektiğiydi. İlacı aldıktan sonra en az yedi gün geçmeliydi ki qi okyanusu güzelce şekil alabilsindi.

 

“Görünüşe göre tahmin ettiğimden kısa sürecek.”

 

Jiang Chen bu seferki kapalı alan yetişiminin sonuçlarından çok memnun kalmıştı.

 

“Yedi gün içerisinde gerçek qi âleminden ruh âlemine geçebilmeyi kim düşünürdü ki?”

 

Jiang Chen diğer uygulayıcılardan farklıydı. Çoğu uygulayıcının ruh âlemine geçmek için hayal bile edemeyeceği teknikler kullanıyordu.

 

Bunun sebebi Jiang Chen’in önceki hayatından hatıralarının olması ve Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı gibi çok değerli ilaçların yardımını almasıydı. Bu iki durumun beraberinde getirdiği sonuç ise, diğer uygulayıcılar gibi ‘yarım adımlı’ seviyesinde vakit kaybetmiyor olmasıydı.

 

Şu anda tam anlamıyla bir ruh âlemi uygulayıcısıydı.

 

Ruh okyanusunun daha yeni şekil olmasına rağmen, ruh okyanusuna şekil veren ilaç sayesinde her ne kadar çok güçlü olmasa da, potansiyelinin en üst seviyelerinde olduğunu söylemek abartı olmazdı.

 

“Ruh okyanusu şekillendi, sanki sırtımda kanatlar çıkmış gibiyim. Şimdi diğer kısımlarımı da güçlendirmeliyim.”

 

“İlah’ın Gözü, Zephyr’in Kulağı ve Boulder’in Kalbi sabit bir hızla gelişiyor. Şimdi ruh âleminde olduğuma göre, amacıma ulaşmam için daha fazla çaba sarf etmem gerekiyor. Daha önce geliştiremiyor olduğum dört büyük beceriyi şimdi geliştirebileceğim.”

 

Jiang Chen’in en çok sevindiği nokta ise artık ‘Medyumun Zihni’ becerisini geliştirebilecek olmasıydı.

 

Bu teknik Süzülen Dolunay Hançeri yetenekleri arasında en önemli olandı.

 

Medyumun Zihni, diğer üç yetenekle kombine olursa eğer, insanın yedi hissini tek bir noktada toplayabilirdi. Zihin gücünü toparlayınca, yedi histen her biri bir diğeriyle etkileşim haline geçiyor ve bütün hisler açıkça zihinde tek bir noktada fark edilir hale geliyordu.

 

Eğer bu beceriyi eğitmekte başarılı olursa, sanki bir kaplanın kanatlarının oluşması gibi, gücü iki katına çıkardı.

 

En önemlisi ise Süzülen Dolunay Hançeri’nin gizemleri ile saldırmada pratik yapabilirdi.

 

“Hmm, demek Medyumun Zihni yeteneği vücuttaki ruh gücünü kullanarak yedi hissin ortaya çıkarılmasına ve fark edilmesine dair bir algı oluşmasına yardımcı oluyor. Bu gerçekten müthiş bir yetenek.”

 

Jiang Chen bu yeteneği çalışmaya başlayınca gerçekten de harika olduğunu keşfetti.

 

“Medyumun Zihni yeteneği, insan vücudundaki beş duyu yeteneğini yediye çıkarıyor ve onların arasında bağ kurabilmeyi sağlıyor. Bu demek oluyor ki, eğer bir ateşin ortasında kalsam, suyun altında kalsam ya da derin bir uçurumda olsam bile, sanki düz bir yerdeymişim gibi rahatça hareket edebilirim.”

 

Medyumun Zihni, sanki kişinin normalden daha fazla duyu organı varmış gibi, istediği duyu organını bir başka şekilde çalıştırabiliyordu.

 

Üç gün daha geçtikten sonra Jiang Chen kazanımlarını tekrardan gözden geçirdi.

 

“Çok güzel, İlah’ın Gözü ve Zephyr’in Kulağı ruh âlemine geçtiğimden bu yana çok gelişti. İkisi de çoktan dokuzuncu seviyeye ulaştı. Boulder’in Kalbi ise beşinci seviyeye ulaştı. Bunların yanında Medyumun Zihni ise ikinci seviyeye yükseldi.”

 

Jiang Chen bu durumdan çok memnun kalmıştı.

 

“Bu fena değil, şu anki pozisyonumda büyük tekniklerin eğitimini yapabilmek için önümde engel yok. Süzülen Dolunay Hançeri yeteneğinin eğitimi için gerekli seviyeler İlah’ın Gözü ve Zephyr’in Kulağı için yedinci seviye, Boulder’in Kalbi için beşinci seviye ve Medyumun Zihni için ikinci seviye.”

 

“Şimdi, Medyumun Zihni’nin gerekli seviyeye ulaşmasının yanında diğer üç becerimde oldukça ilerledi. Şimdi bu büyük teknikleri eğitmenin zamanı!”

 

Jiang Chen saldırı gücünün oldukça gelişmiş olduğunu fark etmişti, fakat hala tek hamlelik ölümcül darbeler vurabilecek kadar değildi.

 

“Büyük tekniklerin başlangıç seviyeleri, Uçan Kartal Formu, Atılan Kaplan Formu!”

 

Jiang Chen’in teknikler arasından seçtikleri formlar bunlardı. Tahmin edilemez hamleler yapmasını sağlayan Uçan Kartal Formu ve baskın bir güç olan Atılan Kaplan Formu.

 

“Başlangıç seviyesindeki güçler için bunlar çok kaliteli teknikler. Bunların ikisini de öğrenmeliyim.” Jiang Chen bunları düşünüp bu iki tekniğin gizemlerini çalışmaya başladı.

 

Uçan Kartal Formu rüzgârın gizemlerini kavrayabilmek içindi, rüzgârın belirsiz düzenini kullanarak kişiye tahmin edilemez hamleler yapma olanağı sağlıyordu.

 

Atılan Kaplan Formu ise dizginlenemeyen su dalgaları gibiydi, tıpkı kudretli denizlerin dalgası gibi ileri doğru atılıp avını bir hamlede yutan bir kaplan gibiydi.

 

“Eğer bu iki teknik birbirleriyle uyum sağlarsa, ikisi bir arada harika bir düzen oluşturur.” Jiang Chen Süzülen Dolunay Hançeri’ni keşfeden kişinin oldukça zeki birisi olduğunu anlamıştı. Bu iki teknik adeta birbiri için yaratılmıştı.

 

Jiang Chen’in aklına bir anda harika bir yenilik fikri geldi.

 

“Hmm, İlahi Sonsuzluk Yumruğu (Kutsal Sonsuz Yumruk) çalıştığım zaman, ellerimden birisi güneşi, diğeri ayı temsil ediyordu. Acaba İlahi Sonsuzluk Yumruğunu bu iki teknikle birleştirsem daha güçlü bir etki oluşturabilir miyim? Sol elde Uçan Kartal ve sağ elde Atılan Kaplan. Bunlar tıpkı güneş ve ay gibi. Rakibim kesinlikle böyle bir yumruk tekniğini nasıl savunacağını bilemez.”

 

Bu düşünceler Jiang Chen’in dikkatini çekmişti.

 

Jiang Chen şu anda aç kalmış bir canavar gibiydi, ne yiyeceğini çok umursamayan, tek derdi karnının doyması olan bir canavar! Bu teknikler de sanki bu canavarın önüne konulmuş harika lezzetli yiyecekler gibiydi.

 

Bir başka on beş gün daha geçti…

 

“Vaay! Görünüşe göre askeri Dao konusunda bazı değişiklikler var. Bir kişi elinde bulundurduğu şeyi sonsuza kadar tutamaz. Güç seviyesinin başlarındaki bu iki büyük teknik bir araya getirilebilir ve aynı zamanda ayrı ayrı kullanılabilir. Bu iki tekniğin birleşmiş hali, ortalama güçte harika bir başka güce dönüşüyor!”

 

Jiang Chen çok mutlu olmuştu, asker Dao hakkındaki bilgileri sayesinde böyle deneyimler elde etmek onun için kolaydı.

 

“Kuzey Gök Kubbe Sarayı’nın soyguncularının karşısına şimdiki halimle çıksaydım onları saniyeler içinde alt edecek güçte olurdum. Karşımda Liu Can bile olsa, şu anki birleşmiş iki büyük tekniği kullanarak yüzde yetmiş ya da seksen oranında başarılı olurdum.”

 

Jiang Chen’in kendine güveni daha da artmıştı.

 

Jiang Chen ‘Engin Okyanus Dalgaları’ ve ‘İlahi Sonsuzluk Yumruğuna’ dair olan anlayışını tekrar gözden geçirdi. Ruh âlemine geçtikten sonra askeri tekniklere bakış açısı da gelişmişti. Özellikle de saldırı gücünde çok değişiklik olmuştu.

 

“Eğitmen Ye bana Gök Ağacı Krallığı’nın madalyonunu verdi çünkü benim potansiyelimin yüksek olduğunu düşünüyordu, haksız değildi elbette. Ben, Jiang Chen, bir başkası için potansiyelimden vaz geçemem. Neyin doğru olduğunu düşünüyorsam onu yapmalıyım. Başka insanların benim hakkımda ne düşündüğünü neden önemseyeyim ki? Ne olmuş yani karşımda birinci prens varsa? Veya Kuzey Sarayı varsa? Ben neden bu kişilerle uzlaşayım ki? Bundan sonra askeri Dao yolumda karşıma çıkan kim olursa olsun onu ezip geçeceğim!”

 

Bu süre zarfında Jiang Chen kapalı alanda bir ay kadar kalmıştı.

 

“Genç usta, sen kapalı alan yetişiminden çıktın mı?”

 

“Genç ustam!”

 

“Onurlu usta!”

 

Jiang Chen bakışlarıyla takipçilerinin her birini süzdü: “Pekâlâ, güzel. Bakıyorum da benim yokluğumda hiçbiriniz eğitiminizi boşlamamışsınız, hepinizde de gelişme var.”

 

Özellikle de Xue Tong Jiang Chen’i yüz üstü bırakmamıştı. Jiang Chen’in de umduğu gibi, gerçek qi’nin seviyelerini atlamıştı.

 

“Xue Tong, senin potansiyelin çok iyi. Senden sonra gerçek qi ustası olan ikinci kişi olmak için çalışacağım.” Guo Jin arka planda kalmak istemiyordu.

 

Bu ay içerisinde, Guo Jin, Wen Ziqi ve Qiao kardeşler sekiz meridyenli gerçek qi’yi aşmış ve dokuz meridyenli seviyeye ulaşmışlardı.

 

Diğer üç kişi onlara nazaran biraz daha yavaştı, fakat onlar da her dokuz meridyenli olmak üzereydiler.

 

Guo Jin’in böyle istekli şekilde konuştuğunu görünce Qiao Shan konuştu: “Hey Guo, ikinci kişi kesinlikle ben olacağım!”

 

Qiao Chuan da konuştu: “Beni unutmayın!”

 

Wen Ziqi konuşmuyor olsa da, rekabet isteği güzel gözlerinden okunuyordu.

 

“Böyle rekabetçi kalplerinizin olması güzel bir şey, fakat unutmayın ki sizler kardeşsiniz. Nazik bir şekilde rekabet etmeyi unutmayın!” Jiang Chen takipçilerini uyarmıştı.

 

Xue Tong gülümsedi: “Rahat olun genç ustam, benim gözüm bunların üstünde.”

 

Gouyu da gülümsedi: “Eğer bu holiganlar çığırından çıkarsa, onları durduracak kişi ben olurum.”

 

Gouyu Jiang Chen’in takipçisi olduğundan bu yana, çok iyi işler başarmıştı. Bu durum Jiang Chen’in biraz da utanmasına yol açmıştı.

 

“Gouyu, benimle gel.” Jiang Chen Gouyu’yu gizli odaya götürdü.

 

“Jiang Chen, sen…” Gouyu gizli odanın dar ve sınırlı olmasından rahatsız olmuş gibiydi.

 

“Bu oyalanmanın sebebi nedir? On bir meridyenli gerçek qi’de yeterince vakit harcamadın mı? Aklında ruh âlemi ile ilgili ne gibi planlar var?”

 

“Jiang Chen, sen bana ipucu vermek için mi beni buraya getirdin?” Gouyu’nun gözlerinde bir ışık parlamıştı.

 

“Sen askeri Dao konusunda hevesli değil misin Gouyu? Birileri sana ipucu vermeden hareket edemiyor musun?”

 

Gouyu göğsünü şişirerek cevapladı: “Jiang Chen, beni hafife alma. Ben askeri Dao eğitimimden hiç vaz geçmedim, bir ruh âlemi uygulayıcısı olacağım! Topluluklara, onların kaynakları olmadan da ruh âlemine geçebileceğimi ispatlayacağım. Onların müritlerinden altta kalır yanım yok!”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr