Eğer başkası olsaydı diz çöküp yemin etmekte tereddüt ederdi. Olayların nedenlerini ve sonuçlarını düşünür, gelecekte nasıl avantaj ve dezavantaj sağlayacağını çözmeye çalışırdı.

Fakat yaşlı adam Fei yemin ederken hiç tereddüt etmemişti.

Yemin ederken sıradan insanlar gibi süslü sözcükler değil, samimi ve içten konuşmuştu.

Fei daha önce buna benzer bir şey yapmamıştı. En sevecen hâlini takınıp gülümseyerek Jiang Chen’e yaklaştı: “Genç ustam, bundan sonra yaşlı Fei senindir. Sen, takipçilerinden birine zarar gelmesini istemezsin değil mi?”

Konuşurken ellerini ovuşturuyordu ve yüzündeki ifade oldukça kurnazdı. Gözleri oldukça hilekâr bakışlar atıyordu ve bu durum biraz gülünçtü.

Şaşırma sırası Jiang Chen’deydi. İlk başta bu adamın olayı sorgulayacağını, bir süre düşüneceğini ve hatta sinirlenerek reddedeceğini düşünmüştü.

Bu yaşlı adamın bu kadar kararlı davranacağını kim düşünürdü?

Durum böyle olunca Jiang Chen istese bile çekingen veya mütevazı davranamıyordu.

“Yaşlı adam Fei, gerçekten daha sonra pişman olmayacağını mı düşünüyorsun?”

“Neyden pişman olayım? Ben uzun süredir yaşıyorum ve pişmanlığın ne demek olduğunu dahi bilmem ve hatta asıl bu yemini etmezsem pişman olacağımı düşünüyorum.”

“Oh? Demek bana o kadar güveniyorsun?” Jiang Chen bu adamın rol yaptığını düşünüyordu, acaba bu işin arkasında başka bir şey mi vardı?

“Hehe!” Yaşlı Fei gururla güldü: “Genç ustam, bu yaşıma kadar boşuna yaşamadım. Sen başkente geleli ne kadar oldu? Gelir gelmez üç büyük bölgenin dikkatini çektin ve hatta onların seni savunmasını bile sağladın. Hem de Ejder Dişi muhafızlarını gücendirmek pahasına! Ben seni savunurken senden istediğim bir şey vardı, acaba Güney Sarayı ve Devasa Hazine Sarayı da mı senden bir şey istiyordu? Pekâlâ, eğer onların da sana ihtiyaçları varsa ve senden bir iyilik istiyorlarsa bu demektir ki sen sıradan birisi değilsin çünkü kısa bir süre içinde üç büyük bölgeyi arkandan sürüklemeyi başardın. Beni ölene kadar dövsen bile böyle bir adamın gizemlerle dolu olmadığına inandıramazsın.”

Bu şekilde konuşunca yaşlı Fei ne kadar zeki olduğunu göstermiş oldu: “Genç ustam şimdi kavrama yeteneğimin nasıl olduğunu düşünüyorsun?”

“Fena değil, sende bir şeyler var. Oldukça kararlı bir yapın var. Yaşlı adam, bu elimdeki Saflık Yenileme İlacının tarifi, hadi al bunu.” Jiang Chen bir kâğıt çıkartıp Fei’ye doğru attı.

Jiang Chen’in kâğıdı böyle bir çöp parçasıymış gibi attığını görünce Fei, bunu bir şaka olduğunu düşündü.

Saflık Yenileme İlacının tarifi kadim bir tarifti. Jiang Chen’in arkasındaki büyük kişi ne kadar büyük olursa olsun bu tarifin böylesine basit şekilde başkasına verilmesine razı olamazdı değil mi?

Fei’nin düşüncesine göre Jiang Chen onu eğitip evcilleştirmeye çalışıyordu.

Eline aldığı tarife bir bakış attı. Baktığı anda ellerinde istemsiz bir titreme oluştu. Bütün vücudu tekrardan yıldırım çarpmış gibi sarsılmıştı.

“Bu… Bu gerçekten de Saflık Yenileme İlacı tarifi mi?” Yaşlı Fei bir anda bağırdı.

Yaşlı Fei acemi birisi değildi. Daha önce Saflık Yenileme İlacının tarifini görmemiş olsa da, bazı kısımlarının duyumunu almış ve simya ve ilaç teorileriyle uğraşmıştı. Bu konuda profesyonel sayılırdı.

Eğer bir tarif sahte ise, profesyonel birisi bunu bir bakışta anlardı.

Eğer bir tarif gerçek ise, profesyonel birisi yine bir bakışta bunu doğrulayabilirdi.

Bu elindeki tarif aceleyle yazılmış gibi görünüyordu fakat içerik malzemeleri, üretim aşamaları ve teknikleri, detaylar bile mantıkla açıklanabilir cinstendi. Sadece başka bir profesyonel bu tarifi yazmış olabilirdi.

“Ne? Seni sahte bir tarifle kandıracağımı mı düşündün?”

Yaşlı Fei’nin bir sonraki hamlesi Jiang Chen’in ona acımasına sebep oldu.

Yaşlı tekrar diz çöktü ve üç defa daha Jiang Chen’e secde etti.

“Yaşlı adam, zaten daha önce diz çöküp yemin ederken bana secde etmemiş miydin, bu neydi şimdi?”

“Hehe! Önceki secde edişim sadece mecbur hissettiğimdendi. Bu seferki ise kalbimden geldi. Eğer ileride benden bir yere gitmemi ya da birini öldürmemi istersen kesinlikle senin emrine uyacağım.”

“Ah, boş ver bunu, senin önünde daha nice yıllar var ve senin şöhretin de çok üstün. Senden bana genç usta olarak hitap etmeni istemek haksızlık olur. İnsanları gerçekten de arkamda sıra dışı bir güç olduğuna inandırır.”

“Jiang Chen, eğer senin arkandaki güç sıra dışı değilse Gök Ağacı Krallığı’ndaki hiç kimsenin arkasındaki güç sıra dışı değil demektir.” Yaşlı Fei kahkaha ile karşılık vermişti.

Yaşlı Fei için Jiang Chen’i anlamak gittikçe zorlaşıyordu.

Jiang Chen’in her ne kadar Doğu Krallığı’ndan geldiği söylense de bu işin arkasında başka bir iş olmalıydı.

Arkasındaki güç sıra dışı olmayan bir genç kişi nasıl Saflık Yenileme İlacı gibi kadim bir ilacın tarifini elinde bulundurabilirdi?

Tabii ki o anda yaşlı adamın kalbindeki duygular filizleniyordu. Genç bir adamın kadim ilaç tarifini öylece bir başkasına verdiğini görmüştü, hem de sanki yolun kenarında bulmuş gibi bir edayla veriyordu.

“Hehe! Ben, Yaşlı adam Fei, hâlâ zeki ve akıllıyım. Eğer benden diz çöküp yemin etmem istendiğinde biraz daha fazla tereddüt etseydim belki de genç Jiang bana tarifi vermezdi. Ne biçim bir yücelik ama! Genç Jiang Chen’in arkasındaki güç gerçekten de çok sağlam olmalı. Aynı zamanda alinde bulundurduğu malzemeler, bilgiler ve değerli eşyalar da çok üstün olmalı. Kesinlikle Jiang Chen’in takipçisi olmalıyım. Kim bilir, belki de ileride daha büyük sürprizlerle karşılaşırım. Boş versene! Ne olmuş yani Kıymetli Ağaç Topluluğu’ndan bir büyüğü gücendirdiğim için buraya sürgün edildiysem, belki de Jiang Chen sayesinde tekrardan Kıymetli Ağaç Topluluğu’na girebilirim!”

Kadim Fei her ne kadar Qingyang Vadisi’ndeki sözü geçen en güçlü kişi olsa da eskiden bulunduğu yerden ayrıldığı için üzülüyordu. İşin aslında Kıymetli Ağaç Topluluğu’ndan bir büyüğü gücendirmişti ve orada barınasına müsaade verilmemişti. Böylelikle oradan uzaklaşmış ve başka bir bölgenin başı hâline gelmişti. Yetenekleri düşünülürse, bu durum onun için oldukça sıkıntı verici bir durumdu.

Yaşlı Fei yıllardır Kıymetli Ağaç Topluluğu’na geri dönme ve intikam alma arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

Fakat elindeki imkânların kısıtlı olması acınası bir durumdu. Bir büyüğü gücendirdiği için Kıymetli Ağaç Topluluğu’na geri dönmesi neredeyse imkânsızdı.

Fakat buna rağmen, yaşlı Fei hiç pes etmedi. Kıymetli Ağaç Topluluğu’na geri dönmek onun hayatının amacı hâline gelmişti.

Yaptığı her şey bu amaca hizmet ediyordu.

Fakat tabii ki gerçekler acıydı. Her ne kadar uğraşsa da, hedefine yakınlaşmak yerine ondan uzaklaşıyordu. En baştan bu yana, eline hiçbir umut ışığı geçmemişti.

Fakat Jiang Chen’in ortaya çıkmasıyla bir umut kapısı aralanmıştı.

Jiang Chen Kadim Fei’nin böyle düşüncelere sahip olduğunu nasıl bilebilirdi? Karşısında sadece bir gülüp bir ağlayan değişik ruh hâline sahip birisini görüyordu.

“Yaşlı adam, sadece bir ilaç tarifi için neden bu kadar fazla seviniyorsun? Yoksa aklında birkaç tahta mı eksik?”

“Ne demek sadece bir ilaç tarifi?” Yaşlı adam şaşkınlıkla bağırdı: “Bu ilaç benim yaşama sebebim. Sen gerçekten de benim hayatıma hayat kattın!”

“Pekâlâ, boş konuşmayı bırakalım. Benim için bir şey yapmanı istiyorum.”

“Nedir? Söyle Jiang Chen, eğer başaramazsam beni dövebilirsin.” Yaşlı adam göğsüne vurarak konuştu.

“Bana sıradan bir ilaç odası bul. İlaç üretimi formasyonunda olsun.”

“Sıradan bir ilaç odası mı? İlaç üretimi formasyonunda mı?” Yaşlı Fei’nin heyecanı kaçmış gibiydi: “Genç Chen, ilaç üretimi formasyonu da nedir?”

Püfff!

Jiang Chen çayından aldığı yudumu Kadim Fei’nin üzerine püskürtmüştü.

Yaşlı adam yüzüne gelen çayı silmek için herhangi bir hamle yapmadı. Sadece masum bir yüz ifadesiyle durdu: “Genç Chen, böyle yapma. Ben gerçekten de ilaç üretimi formasyonunun ne olduğunu bilmiyorum.”

Jiang Chen şaşkınlıktan konuşamaz hâldeydi. Belli ki Gök Ağacı Krallığı’nın altyapısını yanlış değerlendirmişti. Aslında üzerine düşünülürse, bu normaldi. Gerçek qi âleminde kullanılan çoğu ilaç, sıradan bir ilaç kazanında üretilebilirdi. İlaç üretimi formasyonuna neden ihtiyaç duysunlardı ki?

Ruh seviyesindeki ilaçların bile sadece bazıları ilaç üretimi formasyonuna ihtiyaç duyuyordu.

“Genç Chen, sessiz kalma. Bu söylediğin şey oldukça üstün bir bilgi olmalı. Lütfen bana temel bir dille açıkla, öğrenmek için can atıyorum.”

Yaşlı adamın böyle hevesli davranmasıyla Jiang Chen ne yapacağını şaşırdı.

“İlaç üretimi formasyonu, adı üstünde işte. İlaç Dao’su için kullanılan tamamlayıcı bir teknik. Bazı karmaşık ilaçların kontrolü çok zor olabiliyor. Özellikle de çıkan yangını kontrol etmek. Eğer ilaç ustasının seviyesi yeterli değilse, sonuçlar çok kötü olabilir. Fakat ilaç üretimi formasyonunu elinde bulunduran kişi, bu formasyonu istediği gibi düzenleyebilir ve ilaç üretimi için gerekli olan enerjiyi buradan sağlayabilir. Biraz pahalı bir yöntemdir fakat ilaç ustasının çok daha keskin sonuçlar elde etmesine yardımcı olur.”

“İlaç üretmek için formasyon düzenlemek mi?” Bu sözler Kadim Fei için oldukça şaşırtıcıydı. Daha önce duymadığı yöntemlerdi, adeta ilaç Dao’su dünyasına yeni giriş yapıyor gibiydi.

“Böyle bir formasyon var olabilir mi? Hangi… Hangi üstün zekâlı kişi buldu bunu? İlaç üretimi için formasyon kullanmak kesinlikle bir dehanın işi olmalı!” Yaşlı adamın heyecanı o kadar fazlaydı ki konuşurken etrafa tükürük saçtığının farkında bile değildi.

Bir dehanın işi?

Jiang Chen yine ne söyleyeceğini bilemez hâldeydi. Bu olay Jiang Chen’in gözünde yemek pişirmekten farklı değildi, şaşılacak bir tarafı yoktu.

Söylemek gerekirdi ki bu Gök Ağacı Krallığı oldukça küçük bir yerdi.

Jiang Chen’in Lu Wuji’den aldığı ruh ilaçları tek tip bir ilacı üretmek içindi.

Bu ilacın üretimi çok zordu, ihtimaller çok düşüktü. Bu ilacın üretimini garantiye almak için Jiang Chen ilaç üretimi formasyonunu kullanmak istemişti fakat Gök Ağacı Krallığı’nda bu formasyon yoktu.

“Yaşlı adam, mademki ilaç üretimi formasyonu yok, en azından bana ilaç odası olduğunu söyle.”

Yaşlı adam Fei gülümsedi: “Hiç problem değil. Qingyang Vadisi dört büyük bölge içerisinde ilaç Dao’suna en elverişli bölgedir. Başkentin içerisinde birçok yerde mekânımız ve ilaç odamız var. Bazı zamanlar ben de başkentte ilaç üretiyorum. Genç Chen, bu oda sana şimdi mi lazım yoksa…”

“Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur.”

“Pekâlâ, hemen gidip odayı hazırlatayım.” Yaşlı adam oyalanmadan dışarı çıktı.

“Evet, görünüşe göre reenkarnasyonumdan sonra geldiğim bu dünya oldukça zayıf. İlaç üretimi formasyonları olmadığına göre sanırım ilaçlarımı üretmek için düşündüğümden daha fazla zaman lazım olacak.”

Jiang Chen’in üretmek istediği ilaç öyle önemsiz sıradan ilaçlardan değildi. Fiziksel bedenini geliştirmek için altın anahtardı. Ruh okyanusunu yarıp, fani bedeninden ruh âlemine geçişin anahtarı!

Jiang Chen savaş Dao’sunun çok zayıf olduğunu hissediyordu. Bu durum kendisini bu dünyada tam anlamıyla koruyamamasına yol açıyordu.

Jiang Chen her daim yanında korumalarla beraber gezmek istemiyordu, dolayısıyla bir an önce âlemler arası geçiş için çabalıyordu.