Bölüm 157: Yardımcı Müdür Yang’a Şantaj

avatar
3645 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 157: Yardımcı Müdür Yang’a Şantaj


“Yardımcı müdür Yang, Güney Gök Kubbe Sarayı’nın, Devasa Hazine Sarayı’nın ve Qingyang Vadisi’nin öfkesi bize karşı kabardı. Eğer bahsettiğim bu tarafların öfkesini dindirebilirsen Lu Wuji’nin bu meselesinin üzerine gitmeyeceğim.”

 

Yang Zhao’nun yüzünde kederli bir ifade vardı. Bu üç sarayın öfkesini dindirmek mi? Böyle bir şeyi beceremeyeceğinin kendisi de farkındaydı. Kendisi her daim Kuzey Sarayı’na yakın olmuştu.

 

Diğer üç sarayla daha önce hiç işi olmamıştı ve dolayısıyla onlarla ilişkisi de orta derecedeydi.

 

Eğer genel müdür bile bu konuda kendisine yardım edemiyordu, tek başına nasıl halledecekti? Bu işi kendisi çözmeye kalkışırsa daha da utanç verici şekilde sonuçlanabilirdi.

 

Kederli şekilde gülümseyerek: “Sayın genel müdürüm, biliyorum ki bu meselede suç tamamen Lu Wuji’nin üzerinde. Fakat yine de, sormak istiyorum, kim bu Jiang Chen? Nasıl bir güce sahip ki dört büyük bölgeden üçü onun arkasını kolluyor?”

 

“Sen bana soruyorsun, peki ben kime sorayım?” Shangguan Yi’nin cevabı duygusuzdu.

 

“Bu meselenin çözümü için oyalanmamalıyız sayın genel müdürüm. Eğer üç bölgenin sabrı tükenirse, sonra onlarla konuşup bu meseleyi halletmek çok daha zor olacaktır.” Zhou Kai bilerek ateşe körükle gidiyordu.

 

Shangguan Yi Yang Zhao’ya manalı bir bakış attı.

 

Yang Zhao bu bakışlardan kaçınmaya çalıştı fakat kaçabileceği bir yer yoktu. Sadece kederli şekilde gülümseyerek: “Sayın genel müdürüm biliyorsunuz ki benim gücüm sınırlı. Benim nüfuzum bu üç bölgeyle bir mesele halledebilecek kadar kuvvetli değil. Meseleyi çözmek istemediğimden değil ama, gerçekten de nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bana bir ipucu verebilir misiniz? Zaten özür dileyip hediyeler gönderme kısmını Lu Wuji kendisi de yapabilir.”

 

“Özür dileyip hediyeler göndermek mi?” Zhou Kai bıyık altından gülümsedi: “Yardımcı müdür Yang, sence Shi Xiaoyao ve Kadim Fei bu meseleyi bir özür dilenmesi ile affeder mi?”

 

Yang Zhao’nun Zhou Kai’ye verebilecek bir cevabı yoktu. Şu an içine düştüğü durum gereği onun kendisiyle böyle sert şekilde konuşmasına izin vermekten başka çaresi yoktu.

 

“Yaşlı Qi, senin bu durum için bir önerin var mı? Benim aklıma pek bir şey gelmiyor.” Zhou Kai yaşlı Qi’ye sorarken yapıcı ve yumuşak bir ses tonu takınmıştı.

 

Qi Tiannan bir süre düşündükten sonra yavaşça konuştu: “Bence bu işin temeli Jiang Chen. Bu üç bölgenin öfkesi bir anda değişebilir. Lu Wuji onları toy ve cahil sözlerle gücendirdi. Fakat sonuç olarak bu meselenin çözüme kavuşması sadece onların öfkesinin dinmesi ile olur. Eğer Jiang Chen bu meselenin peşini bırakmazsa onlar da bırakmaz.”

 

Shangguan Yi kafasını onaylar şekilde salladı, Qi Tiannan’ın sözlerini mantıklı bulmuştu.

 

O sırada yaşlı Zhou da konuştu: “Yaşlı Qi’nin sözleri doğru. Jiang Chen’in de söylediği gibi bu mesele Ejder Dişi muhafızlarının iç meselesi ve onun bu işe karışması uygun olmaz. Fakat yine de hiçbir şey yaşanmamış gibi davranılamaz da. Lu Wuji Jiang Chen’i kara zindanlara attı ve ona tehditler ve hakaretler savurdu. Genç bir insanın karakteri gururlu olur ve Jiang Chen’in bu meselenin peşini bırakacağını düşünmüyorum.”

 

“Yaşlı Zhou’nun ve yaşlı Qi’nin sözleri çok mantıklı. Yardımcı müdür Yang, bu meselenin çözümü Jiang Chen’in elinde. Sadece Jiang Chen bu meselenin peşini bırakmayı kabul ederse üç bölge de buna katılır.”

 

Shangguan Yi de bu sözlere katılıyordu. Üç bölgenin ortaklıklarını iptal ediyor olması Ejder Dişi muhafızlarına öldürücü bir darbe vururdu.

 

Bu zor durumun içinden çıkamazlarsa Ejder Dişi muhafızlarının sonu hiç de iyi olmazdı.

 

 

Olayların merkezindeki Jiang Chen sakin bir bölgede dinlenmeye çekilmişti.

 

Çoktan bir birahaneye gitmiş ve Dokuz Muhteşem Çiy Şarabını üretebilmek için gerekli hazırlıklara başlamıştı. Şu anda bütün gerekli malzemeleri elde etmişti ve her şey hazır sayılırdı.

 

Aynı zamanda Dört Mevsimli Sonsuz Bahar ilacını da üretmek için hazırlıklara da başlamıştı. Dokuz Muhteşem Çiy Şarabını üretmek Dört Mevsimli Sonsuz Bahar ilacını üretmekten daha zordu.

 

Bu ilaç genç kalmayı sağlayan bir ilaçtı ve Büyük Okyanus İlacı ya da Kutsal Kader İlacını üretmekten daha kolaydı.

 

“Baishi, iyi iş çıkardın. Söylemeliyim ki Kadim Ning sana oldukça değer veriyor. Bu senin için iyi bir şans. Sen benim müridimsin ama önüne çıkan bu fırsatı kariyerini geliştirmek için değerlendirebilirsin.”

 

Qiao Baishi minnettar şekilde: “Onurlu ustam, müridiniz sizin yanınızda kalıp sizin için çalışmayı istiyor.”

 

“Senin Güney Sarayı’na sızman lazım. Bu aynı zamanda senin geleceğin için iyi olur.”

 

Jiang Chen’in öncelikli amacı tabii ki Savaş Dao’suydu.

 

İlaç sektörü Jiang Chen’in Savaş Dao’sunda ilerlemesi için sadece bir aracıydı. Madem Qiao Baishi’yi müridi olarak yanına almıştı, onun geleceğini de düşünmek zorundaydı.

 

Mantıklı düşünülürse eğer Qiao Baishi Güney Sarayı’ndan Kıymetli Ağaç Topluluğu’na geçerse onun için çok iyi bir seçim olurdu.

 

Qiao Baishi ustasının kendisi hakkında bu kadar düşünceli davranmasını anlayabiliyordu, kafasını sallayarak: “Onurlu ustam, nerede olursam olayım siz her daim benim önceliğim olacaksınız. Eğer benim Güney Sarayı’na gitmemi istiyorsanız bütün çabamla sizin iyiliğiniz için çalışacağım.”

 

“Baishi, beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadın.” Jiang Chen minnettar şekilde gülümsedi: “Dört Mevsimli Sonsuz Bahar İlacı senin yükselmen için aracı bir merdiven olacak. Şimdi onu sana vereceğim.”

 

Qiao Baishi oldukça duygulanmıştı ve gururlanmıştı. Biliyordu ki onurlu ustası ona güveniyordu ve çok önem veriyordu.

 

Jiang Chen elindeki ilaç tarifini Qiao Baishi’ye verdi ve ilacın üretim aşamaları hakkında birkaç ipucu daha verdi. İşin aslı, Jiang Chen önceki hayatında bu ilaçtan çok da fazla üretmemişti.

 

Ama önceki hayatından hatırladığına göre Dört Mevsimli Sonsuz Bahar İlacının etkisi çok sağlamdı.

 

Eğer daha kaliteli içerik malzemeleri kullanıp üstün kademeli bir Dört Mevsimli Sonsuz Bahar İlacı üretirse, hayallerin ötesinde etkisi olan bir ilaç çıkabilirdi.

 

Qiao Baishi’ye Dört Mevsimli Sonsuz Bahar ilacının tarifini verdikten sonra Dokuz Muhteşem Çiy Şarabını hazırlamaya odaklanmıştı.

 

Sonraki üç gün boyunca bütün vaktini Dokuz Muhteşem Çiy Şarabına ayırdı. Dışarıdan kim ziyarete gelirse gelsin Gouyu ve sekiz şahsi koruması tarafından içeri alınmıyordu.

 

Feng Yan, bu süre içerisinde Shi Xiaoyao tarafından yönetici pozisyonunu elde etmişti.

 

Her ne kadar yardımcı yönetici pozisyonunda olsa da sıradan bir müritten çok daha hızlı yükselmişti, bir anda üç statü birden atlamıştı.

 

Bu durum yıllardır onun rakibi olan alt statüdeki müritlerin kıskanmasına sebep olmuştu.

 

Feng Yan bu duruma oldukça sevinmişti fakat bu sevinç onun bu iyiliği kime borçlu olduğunu unutmasına sebep olmamıştı. Bu pozisyona gelmesinde Jiang Chen’in etkisinin olduğunu biliyordu. İleriki zamanlarda da Jiang Chen’in kendisine yardımcı olabileceğinin farkındaydı.

 

Bu sebeple Jiang Chen’in korumaları tarafından içeri alınmadığında sinirlenmemiş, sabrını korumuştu.

 

Jiang Chen’in kapısına gelen Ejder Dişi muhafızları da aynı şekilde içeri alınmamıştı.

 

Yardımcı müdür Yang Zhao ilk başta üstünlük kurmaya çalışmıştı. Adamlarından birini Jiang Chen’in mekânına göndermişti, bu meseleyi birebir konuşarak halletme niyetindeydi.

 

Bu gönderdiği adam elbette içeriye adımını bile atamadan korumalar tarafından geri çevrilmişti.

 

Daha sonrasında Yang Zhao daha yüksek statüde adamlarını, ellerinde değerli hediyelerle göndermişti. Fakat bu adamlar da korumalar tarafından kaba şekilde geri çevrilmişti.

 

Bu durum Yang Zhao’nun kalbinde öfkenin alevlenmesine sebep olmuştu. Ejder Dişi muhafızlarının en nüfuzlu üçüncü kişisi olmasına rağmen köylü bir soytarı tarafından iki defa reddedilmişti.

 

Eğer durum şimdikinden farklı olsa, Yang Zhao öfke kusardı.

 

Fakat şu anki noktada elleri bağlı konumdaydı. Öfkesini bastırdı ve bizzat kendisi Jiang Chen ile konuşmak adına onun mekânına gitme kararı aldı.

 

Fakat hesaba katmadığı şey ise Jiang Chen’in hâlâ tavrından vazgeçmeyeceğiydi.

 

“Genç ustamız kapalı ortam eğitiminde. O dışarı çıkmadan önce bütün meseleler beklemek zorunda.”

 

Yang Zhao içindeki öfkeyi bastırıp Jiang Chen’in ne zaman çıkacağını sordu. Fakat aldığı cevap yine belirsizdi: “Biz de bilmiyoruz.”

 

Yang Zhao her ne kadar duygularına engel olmakta usta sayılsa da Jiang Chen’in bu davranışı karşısında duygularını kontrol etmekte zorlanıyordu, kaba kuvvet kullanacağı bir türden hamle yapmayı istiyordu. Ama mantığı ona eğer hamle yaparsa üç büyük bölgeyle ilişkilerinin zedeleneceğini söylüyordu.

 

Yang Zhao elinde ne kadar fazla güç bulunduruyor olsa da bu hamleyi yapmaya cesareti yoktu. Ayrıca hamle yapsa bile sonuçlarına katlanabilecek kadar güçlü değildi.

 

Bu aşağılanmayı hazmettikten sonra birkaç gün sonra geri dönmek için ayrılıyordu.

 

Tam da ayrılacağı sırada içeriden bir adam çıktı: “Dur, sen yardımcı müdür Yang Zhao’sun değil mi?”

 

Yang Zhao sanki boğulan bir adamın kendisine atılan can simidini gördüğündeki gibi bir yüz ifadesi takınmıştı: “Evet, benim.”

 

Şu anda Ejder Dişi muhafızlarının üçüncü güçlü kişisi olmasına rağmen hava atacak konumda değildi.

 

“Lu Wuji neden gelmedi?”

 

Kendisinden üstün statüde olan genel müdür bile onunla böyle saygısızca ve sorgulayıcı tarzda konuşamıyordu.

 

Fakat şu anda şartlar çok farklıydı. Birisi onu bir yanağından tokatlarsa diğer yanağını uzatmak zorundaydı: “Lu Wuji görevini ihmal etme suçu ile suçlanıyor ve şu anda tutuklu vaziyette.”

 

“Ne güzel iş! Bakıyorum da bütün sorumluluklarınızı yerine getiriyorsunuz!” İçeriden çıkan bu kişi Jiang Chen’in genç kuzeni Xue Tong’du, sekiz şahsi korumanın başı.

 

“Elimde bir liste var, buna bak.” Xue Tong gerçek qi’yi kullanarak elindeki listeyi Yang Zhao’ya gönderdi.

 

Xue Tong’un davranışları biraz kabaydı ve Yang Zhao’yu biraz irrite etmişti. Ama yine de uzanıp kâğıdı yakalamıştı.

 

Xue Tong biraz daha yumuşak bir tavırla: “Bu benim genç ustamın istekleri. Buradaki malzemeleri toplayıp bize getirdiğiniz gün genç ustamın siniri yatışacak.”

 

Yang Zhao listeye kısa bir bakış attı ve kaşlarını çatarak: “Birinci Kademe Bulu Çiçeği Otu mu? Leylak renkli Kral Ginseng mi? Bunlar… Bunların hepsi ruh kademesinden malzemeler. Bu… Bu açıkça soygun!”

 

Yang Zhao bir anlığına kibar konuşması gerektiğini unuttu.

 

Xue Tong hafifçe gülümseyerek: “Sinirlenmeyin yardımcı müdür Yang, eğer bunun bir soygun olduğunu düşünüyorsanız okuduktan sonra yırtıp atabilirsiniz.”

 

Yırtıp atmak mı? Eğer Yang Zhao’nun öfkesi somut bir hâle dönüşseydi, değil yırtıp atmak, bu listeyi yakıp küle çevirirdi. Fakat Yang Zhao bu listeyi nasıl yırtıp atabilirdi ki?

 

Listeyi yırtıp atması demek üç bölgeye birden savaş açmak demekti.

 

“Pekâlâ, pekâlâ, bu sefer yenilgiyi kabul ediyorum. Eğer bu malzemeler size getirilirse Jiang Chen’in öfkesi dinecek mi?”

 

Xue Tong daha fazla konuşmak istemediğini göstermek adına ellerini iki yana açtı: “Malzemeleri topladıktan sonra konuşalım.”

 

Bunu söyledikten sonra içeriye girmek için arkasını döndü ve yürümeye başladı. Yang Zhao’yu öylece orada bırakmıştı.

 

“Kendimi tutmalıyım… Kendimi tutmalıyım… Öfkemi şimdi dışa vuramam. Jiang Chen! Seni aptal hayvan! Bir yabancı beni tehdit etmeye nasıl cesaret edebilir? Bu iş bittikten sonra senden nasıl intikam alacağım gör! Kim düşünürdü ki benim gibi her istediğini özgürce yapabilen bir adam bugün bu aptal koruma köpekleri tarafından aşağılanacağım? Jiang Chen! Ah Jiang Chen!” Yang Zhao’nun kalbinde öldürme arzusu bir yanardağ gibi kabarmıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44314 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr