Bölüm 114: Şifa Salonunun Halinden Memnun Yöneticileri

avatar
6164 5

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 114: Şifa Salonunun Halinden Memnun Yöneticileri


 

Çeviri: Pervane

 

Şifa Salonunun kıdemli yöneticilerinin çoğu kraliyet ailesinin ilgisinden dolayı heyecanlıydı. Hap Kralı Bahçesi gibi bir rakibin ortadan kalkmasına da seviniyorlardı.

 

Kıdemli yöneticiler arasındaki bir toplantıda dördüncü salon efendisi Wang Li neşeyle konuştu. “Lord Salon Efendisi, kraliyet ailesi artık düze çıktı ve bize bel bağlıyor. Muhtemelen Salonun pozisyonu yine yükselecek. Bu fırsatı değerlendirip genişlemeli ve krallığın her bölgesinde bir şube açmalıyız. Bu sayede Şifa Salonu yayılacak ve dört bir yana kök salacaktır. Gelirimiz ve itibarımız da kat kat artacaktır.”

 

Dördüncü salon efendisi Wang Li, Qiao Baishi’den birkaç yıl daha gençti ve Şifa Salonunun gelecekteki en büyük dayanaklarından biri olarak görülüyordu. Aslında konumu Qiao Baishi ile aynıydı. Bir sonraki Lord olmak için çabalıyordu.

 

Fakat Qiao Baishi’nin göz alıcı performansı Wang Li’i gölgede bırakıyordu ve yeteneklerini sergileyecek ortamı elinden alıyordu.

 

Artık Qiao Baishi sahneden çekildiğine göre Lord Salon Efendisi pozisyonu Wang Li’nin sayılabilirdi.

 

Bu yüzden Wang Li son zamanlarda gelecek Lord havasında her şeye karışır olmuştu.

 

Birçok yönetici onun tavırlarının farkındaydı ve ona yanaşmaya çalışıyorlardı.

 

Büyüklerden birkaçı Wang Li’nin teklifinden sonra görüş bildirmeye başladı.

 

Salon Efendisi Wang haklı. Salonumuz bu fırsatı değerlendirip yayılmalı ve nüfuzumuzu genişletmeli. Bütün düklüklerde şubeler açmamız gerek.”

 

Salon Efendisi Wang vizyon sahibi birisi ve ileriye yönelik güzel bir adım atma niyetinde. Mavi soyadlı kadının Qiao Baishi ile arası hep bozuk olmuştu. Malum toplantıda da Qiao Baishi aleyhinde en çok konuşanlardan birisiydi.

 

Birkaç başarıdan sonra diğer yöneticileri umursamayan malum kişi neyse ki Salonumuzdan ayrıldı.

 

Mavi öfkeliydi. Qiao Baishi çoktan ayrılmış olsa da değersiz sözlerle arkasında konuşmaktan geri durmuyordu.

 

Qiao Baishi artık yoktu ama Salonda hala iki destekçisi vardı. Mavi bu iki kişiyi de nefret söylemlerine alet ediyordu.

 

İkinci Salon Efendisi Yue Qun sakalını sıvazlayıp kıkırdadı. “Lord Salon Efendisi, şansımız yerindeyken fırsatı değerlendirip genişlemeliyiz.

 

Song Tianxing etrafındaki konuşmaları dinlerken öfkeden deliye dönmek üzereydi.

 

Kötü bir ruh halindeydi ve ümidini yitirmişti.

 

İnsan ilişkilerindeki yüzeyselliği garipsemiyordu. Qiao Baishi’nin bu insanlar tarafından alaya alınmasını veya hakarete uğramasını da ilginç bulmuyordu.

 

Garip olan şey bu insanların politikanın p’sinden anlamayıp da genişleyelim deyip durmalarıydı.

 

Şifa Salonunun geçen yüzyılda genişleme fırsatı olmamış mıydı hiç? Peki neden genişlememişlerdi?

 

Çünkü bu bölge koskoca bir tabudan ibaretti.

 

Yükselen Ejder Dükü meselesinden bu yana ne kadar zaman geçmişti? Bu insanlar yaşananları çabucak unutmuşlar mıydı?

 

Kraliyet ailesi başka bir gücün orantısız büyümesine izin verir miydi? Veya krallığın dört bir yanına kök salmasına?

 

Bunlar canına susamış bir aptalın hayallerinden ibaretti.

 

Şifa Salonu, bünyesinde asker barındırmamasına rağmen buna izin verilmezdi. Bir kurumun çok fazla nüfuzu varsa kraliyet otoritesi bu kurumun yaşamasına izin vermezdi.

 

Yükselen Ejder Dükü bunun başlıca örneğiydi. Long Zhaofeng olayından sonra Doğu klanı herhangi bir gücün orantısız büyümesine göz yummazdı.

 

Hiç kimsenin bu basit gerçeği görememesi üzücüydü. Öyle hevesliydiler ki zihinlerindeki tek düşünce genişlemekti.

 

Song Tianxing’in sustuğunu gören Yue Qun güldü. “Patron, herkes aşırı heveslendi. Neden siz de bir şeyler söylemiyorsunuz?

 

Song Tianxing öfkeden kudurmak üzereydi. Konuşmadan önce ciddi yüzü ve soğuk bakışlarıyla herkesi süzdü. “Görüyorum ki keyfiniz yerinde. Bugün iki mesele hakkında konuşacağım.”

 

Birincisi, soruyorum size, göklerin altındaki ilk dük olan Yükselen Ejder Dükü neden hüsrana uğradı?

 

İkincisi, Qiao Baishi’nin boşluğunu kim dolduracak? Bizi bu çukurdan kurtaracak yeteneğe hanginiz sahip? Burada ilan ediyorum: Her kim Qiao Baishi’nin boşluğunu doldurup onun ayrılışının sonuçlarından bizi kurtarırsa onu bir sonraki Lord Salon Efendisi yapacağım.

 

Song Tianxing sorusunu sorduktan sonra ellerini açtı. “Neden kendi aranızda tartışmıyorsunuz?

 

Song Tianxing’in hoşnutsuz ifadesi keyiften dört köşe olmuşları kendine getirdi.

 

Yue Qun zoraki bir gülümsemeyle konuşmaya başladı. “Yükselen Ejder Dükünün hüsranı şanssızlıktan ibaret. Kim derdi ki milyonluk ordu Jiang Chen karşısında kaybetsin?

 

Kesinlikle. Belki de Yükselen Ejder Dükünün kaderinde imparator olmak yoktu.

 

Durum gerçekten de tuhaf. Long ailesinin krallığı ele geçirmesi kaçınılmaz görünüyordu. Olayın böyle sonuçlanacağı kimin aklına gelirdi?

 

Ha ha, Salonumuz için büyük bir şans.

 

Kıdemli yöneticiler Long ailesini tartışırken oldukça rahatlardı. Qiao Baishi’yi günah keçisi ilan edip onu Long Zhaofeng’e vermeyi tartışırken takındıkları agresif ve öfkeli tavırlardan eser yoktu.

 

Bu cevaplar karşısında Song Tianxing’in kaşları iyiden iyiye çatıldı.

 

Dördüncü Salon Efendisi Wang Li’ye baktı. “Dört numara, bir de seni dinleyelim. Yükselen Ejder Dükü’nün hezimeti hakkındaki hangi kanıya vardın?

 

Wang Li bunun Lord Salon Efendisi tarafından yapılan bir test olduğunu bildiğinden meseleyi dikkate alıyordu. Bir süre düşündükten sonra konuştu. “Long ailesinin yok oluşunda şansın etkisi olsa da sonucu tamamen şansa bağlamak doğru değil. Ayrıca bu olay bize birkaç yüz yıldır tahtın sahibi olay Doğu ailesinin Long ailesinden daha güçlü bir kadere sahip olduğunu gösteriyor. Ve neticeye bakarak Lord Salon Efendisinin tavrını korumasının ne denli doğru olduğunu da görmüş olduk. İleri görüşlülüğünüz, bizi felaketten kurtardı.

 

Wang Li Song Tianxing’e de yağ çekmeyi ihmal etmedi. Herkes Qiao Baishi’yi Long Zhaofeng’e teslim etmeyi ve Long ailesiyle anlaşmayı, hatta ve hatta onlara boyun eğmeyi düşünürken Song Tianxing bütün bu fikirlere karşı çıkmıştı. Büyük Shun konuştuktan sonra boyun eğmeyi düşünenlerin seslerini kesmişti.

 

Sonunda Long ailesine boyun eğmemenin ne derece doğru bir karar olduğu ortaya çıkmıştı.

 

Aksi takdirde Şifa Salonunun bugün olduğu gibi kraliyet ailesinin desteğini alamayacağı aşikardı.

 

Wang Li yapmacık övgüler kullanarak gayet yerinde ve uygun bir cevap verdiğini düşünüyordu. Song Tianxing ise bu cevaptan hiç memnun olmamıştı. Wang Li’nin Qiao Baishi’ye denk olmaması bir yana, onun karşısında çok sönük kalıyordu.

 

Long ailesiyle ilgili soruyu bu insanları uyarmak için sormuştu. Akıllarına genişleme dışında bir fikir sokmak istemişti.

 

İş genişletilebilirdi ancak bölge veya nüfuz asla genişletilmemeliydi.

 

Ne yazık ki hiç kimse aklından geçenleri anlayamamıştı.

 

Bir anda köşelerde oturan bir büyük elini kaldırdı. “Lord Salon Efendisi, konuşabilir miyim?

 

Söz isteyen büyüğün soyadı Ying idi ve Qiao Baishi’nin destekçilerinden biriydi. Kıdemli yöneticiler tarafından bu zaman zarfı boyunca uzaklaştırılmış ve yetkileri azaltılmıştı.

 

Onun konuşma isteğini görenler hafifçe gülümsediler. Karşılarında gülünç bir olay vuku buluyormuş gibi bakıyorlardı.

 

Büyük Ying, Lord Salon Efendisi size sormadı. Neden lafa atlamaya çalışıyorsunuz?” Büyük Mavi’nin sözleri aşırı iğneleyiciydi.

 

Büyük Mavi, yanlış hatırlamıyorsam siz de benim gibi büyüklerdensiniz ve rütbeniz de benden yüksek değil. Benim konuşup konuşmamama karar verebilecek konumda değilsiniz. Hakkınızda öve öve bitiremediğiniz şeyin ne olduğunu merak ediyorum doğrusu.” Büyük Ying’in aşağılayıcı konuşması Büyük Mavi’yi sinirlendirmişti.

 

Sen… sen… Seninle tartışarak kendimi küçültmeyeceğim.” Büyük Mavi öfkeyle oturdu.

 

Büyük Ying, kıymetli fikirlerinizi öğrenmek istiyorum. Lütfen konuşun.

 

Song Tianxing arkadaşlığa değer verirdi ve Büyük Ying’in Qiao Baishi ile arkadaş olduğunu biliyordu. Baishi’ye olan sevgisi onun arkadaşlarına da yönelmişti ve Büyük Ying hakkında oldukça olumlu düşüncelere sahipti.

 

Lord Salon Efendisi, ben doğrucu bir insanım. O yüzden sözlerim birilerini kırarsa şimdiden özür dilerim.” Görünen o ki Büyük Ying’in aklında söylenecek çok fazla şey vardı.

 

Lütfen fikirlerinizi açıkça belirtin. Burada hepimiz iş arkadaşlarıyız. Ne kadar kırılabiliriz ki? Ne de olsa her şey Salonun geleceği için.

 

Pekala. O zaman çekinmeden konuşacağım. Bana göre bütün bu tartışmalar içerisinde Long ailesinin hezimetinin asıl sebebi henüz belirtilmedi. Yükselen Ejder Dükü neden mi dağıldı? Aslında cevap çok basit. Sahip olduğu güç efendisini tehdit eder hale geldiği için!

 

Long ailesi her yerde söz sahibi olmak için yollarca titizlik içinde çalıştı. Ve çoğu düklükte bir dayanak elde etti. Bu sayede kendisine birçok suç ortağı bulurken aynı zamanda da nüfuzunu müthiş bir şekilde artırmış oldu. Neticede gücü kraliyet ailesini geride bıraktı ve bu felakete yol açtı.”

 

Büyük Ying konuşmasını sürdürdü. “Hepiniz bu fırsatı değerlendirip bütün düklüklerde şubeler açmamız gerektiğini söylediniz. Diyeceğim o ki bu fikir sadece yanlış olmakla kalmıyor aynı zamanda da kendi elimizle ölüm fermanımızı imzalamış oluyoruz. Fikirleriniz Salonu felakete sürükleyebilir.”

 

Büyük Ying konuşmasını bitirdiğinde Song Tianxing’in gözleri parladı. Bu konuşma evvelindeki konuşmacıları hayal kırıklığına uğrattı çünkü hiç kimse bu noktalara değinmemişti.

 

Büyük Ying bilge bir insan gibi görünüyordu. Birbirlerinin ahbabı olan insanlar birbirlerine benzerlermiş. Büyük Ying Qiao Baishi’ye yakındı. Görünen o ki Büyük Ying de gerçek yeteneklere ve engin bir bilgiye sahipti.

 

Eğer Salon kollarını düklüklere uzatacak olursa bana göre kraliyet ailesinin üzerimize gelmesi çok uzun sürmeyecektir. Long ailesi bize başarısız bir selefin hikayesini anlatır gibi önümüzden gelip geçti. Salonumuzun uzun ve şanlı tarihinde, atalarımız arasında birçok bilge insan yetişmişti. Onlar da genişlemek istememişler miydi? Her düklükte bir şube açmak? Peki neden böyle yapmamışlardı? Çünkü onlar zeki insanlardı. İşin yalnızca iş olarak kalması gerektiğini biliyorlardı. Gereksiz beladan kaçınmışlardı ve etki alanlarını kraliyet ailesini gölgede bırakacak kadar genişletmemişlerdi. Yani bizim yapacağımız genişleme olmaz, ölüm fermanımızı imzalamak olur.”

 

Büyük Ying konuşmasını bitirince uzunca soluk verdi. İçindeki her şeyi bir anda dökmüş gibiydi.

 

Ağırca yerine otururken “Benim söyleyeceklerim bundan ibaret. Sözlerimden kırılan varsa özür dilerim.”

 

Büyük Ying’in bu sözleri söylemeye kesin karar verdiği ve birini kırıp kırmamayı önemsemediği görülebiliyordu. Zaten her türlü yetkilerini elinden alacaklardı. Oturup onların kendisine gelmesini beklemeye gerek yoktu. Söylenmesi gerekeni söylemeliydi. Başkasını kırdıysa da bunun bir önemi yoktu.

 

Bu sözleriyle insanları küçük düşürdüğüne şüphe yoktu ama yine de bu sözler herkesin gözlerini açmıştı. Bilerek veya bilmeyerek onu uzaklaştıran kıdemli yöneticiler bile bu sözlerde kendilerinin göremediği gerçeği buldular, yani sorunun asıl cevabını.

 

Gerçekten de Yükselen Ejder Dükü, başarısız bir selef örneğiydi.

 

Bu gerçekler karşısında Wang Li sinir küpüne döndü. Büyük Ying’in sözleri, genişleme fikrini ortaya attığı için kendisine atılan ağır bir tokat gibiydi.

 

Büyük Ying, biraz fazla abartmadınız mı? İnsanları gereksiz yere telaşa sürüklüyorsunuz.” Wang Li’nin mutsuz olduğu açıkça görülüyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr