Sovereign of the Three Realms - Bölüm 94: Cevaplayan Strateji

---

 

Long Yinye’nin ölümünün sadece anlaşmazlığın başlangıcı olduğunu biliyorlardı. Gerçek savaş henüz ufukta belirmemişti.

 

Kısa bir süre sonra Jinshan Dükü ve Hubing Dükü de haberleri almış ve intikal etmişlerdi.

 

Bu ikisi Jiang Feng’in en iyi arkadaşlarıydı ve Jiang aile gemisine adım atmamış olsalar bile Yükselen Ejder Dükü onların da kancadan kurtulmasına müsaade etmezdi.

 

Jiang Chen Hubing Yue’nin güvende olduğunu gördüğüne sevinmişti. Bu kendisini biraz daha az suçlu hissetmesini sağlamıştı.

 

Diğer yandan bu sırada Jiang Chen’in Hubing Yue ile kaybedecek vakti yoktu. Çoktan gizlice Qiao Baishi’yi çağırmıştı.

 

Qiao Baishi çağrıyı aldığı gibi Jiang Chen ile görüşmek için fırladı.

 

“Baishi, eminim sen de başkentteki ani değişimleri ve ayrılan tarafları biliyorsundur.”

 

Qiao Baishi’nin duyguları benzer şekilde derli topluydu. “Şerefli usta, önceden başkentte Sonsuz Katakomplarda düştüğünüz hakkında söylentiler dolaşıyordu, lakin bunlara inanmayı reddettim. Büyük bir servete sahip olan şerefli bir ustanın böyle erkenden ölmeyeceğini biliyordum. Lakin saygıdeğer ustanın böylesine efsanevi bir tavırla geldiği düşünüldüğünde…”

 

“Heh heh, efsanevi tavır mı? Bu sadece söz tacirlerinin süslemesi gerçeğinden kaynaklanıyor. Baishi sen sakin birisin ve bu nedenle yakında başkentin kaosa sürükleneceğini biliyor olmalısın.”

 

“Mm.” Qiao Baishi hafifçe iç geçirdi fakat gözleri parladı. “ Saygıdeğer ustanın aklında ne tür bir girişim var?”

 

“Büyük resim zaten başkentin karmaşası üzerine oluşturulmuş. Bunu ben de durduramam. Jiang Ailemin gücüyle durumu kurtaramayız. Doğrudan Yükselen Ejder Dükünün karşısına çıkmam şaka gibi olur.”

 

Qiao Baishi kabul etmek istemese de Jiang Chen’in doğru söylediğini biliyordu. Göklerdeki birinci dük olarak Yükselen Ejder Dükünün temelleri düpedüz fazla derindi.

 

Kesinlikle kısa süre içerisinde güçlenerek ucu ucuna ikinci sıra düklük düzeyine erişen Jiang Ailesinden biri değildi.

 

“Baishi, geri çekilmeye karar verdim.”

 

“Çekilmek?” Qiao Baishi şaşırmıştı.

 

“Tabii ki. Diğer yandan Jiang Han bölgesine geri çekilmek söz konusu değil. Şu anki durumda başkentten fazla uzaklaşmamalıyım. Tamamen kısımlara ayırarak kişisel muhafızlarımı Jiang ailemin içerisine dağıtarak başkentin her bir köşesine onları gizlemeyi planlıyorum. Bazı çekirdek kişileri ayarlamayı da planlıyorum.”

 

“Mm.. Aile ilişkilerimiz olmasaydı Long ailesiyle doğrudan oynayabilirdim.” Soğuk bir gülümseme izi Jiang Chen’in dudaklarından süzüldü.

 

“Onurlu Usta tüm Long ailesiyle tek başına mı savaşacaksın?” Qiao Baishi şaşkınlıkla sordu. Bu fazla efsaneviydi?!

 

“Tek başına mı? O kadar sıkılmadım. Kendi yöntemlerim var, sormana gerek yok. Zamanı geldiğinde öğreneceksin.”

 

Jiang Chen gizemle gülümsedi.

 

Bazı nedenlerden ötürü Qiao Baishi çoktan Jiang Chen’in bir şekilde gizemli olsa da yine de muazzam rahatlatıcı gülümsemelerine alışmıştı.

 

Her seferinde, kritik zamanda onurlu usta alışılmadık taktiklerle zaferi elde ediyordu.

 

Gerçek bu noktayı tekrar tekrar kanıtlamıştı.

 

Jiang Chen’in böyle güldüğünü gördüğünden Qiao Baishi’nin kalbi rahatlamıştı.

 

“Onurlu usta, dönüp bazı hazırlıklar yapacağım. İstediğin vakit senin insanlarını içeri alabilirim.” Qiao Baishi ayaklandı ve gitmeye hazırlandı.

 

“Baishi, büyük bir sıkıntıyı sırtladın. Mevzular memnuniyetle çözüldüğünde hizmetini hatırlayacağım.”

 

Qiao Baishi iyi bir haldeydi. Jiang Chen’in altında sefasını sürdüğü faydalar zaten epey yüksekti. Şu inanılmaz ilaç tarifleri Qiao Baishi’nin Şifa Salonunda pozisyonunun neredeyse Efendi Salon Ustası ile eşit olmasını sağlamıştı.

 

Bunun dışında Qiao Baishi’nin şuan dünyaya bakışı da genişti. Böylesine bir ustayla neden vizyonunu sadece bir krallıkla sınırlasındı ki?

 

Onurlu ustasının duruşu ve eğilimine bakıldığında sadece bir krallığın onu bağlamadığı çok açıktı.

 

Qiao Baishi ile konuşmasını sonlandırdıktan sonra Jiang Chen ana salona doğru yürüdü. Bu sırada Jiang Feng, Jinshan Dükü, Hubing Dükü ve diğerleri gergin şekilde tartışıyordu.

 

Birkaç cevaplayıcı strateji üzerine konuşuyorlardı, fakat her daim mutlak bir güç karşısında bu tür stratejilerin işe yaramaz olduğunu hissediyorlardı.

 

“Kardeş Jiang, şuan üzerinde durduğumuz strateji yine kraliyet ailesinin yardımına muhtaç gibi görünüyor.” Jinshan Dükü usulca iç geçirdi.

 

Jiang Feng hafifçe başını salladı. “İki bilge genç kardeşim, kraliyet ailesinin yardımını aramak konusunda size zıt düşünmüyorum. Ancak Doğu Lu hakkında sahip olduğum bilgiye göre ikiniz ondan fazla bir şey beklemeseniz iyi olur.”

 

Bunu duyan biri Jiang Feng’in tamamen ve acıyla Doğu Lu konusunda hayal kırıklığına uğradığını anlayabilirdi. Neredeyse güvenilmez ve acımasız bir hükümdardı.

 

Babasının Doğu Lu hakkında fikirlerini duyduğunda Jiang Chen alkış tutarak yüksek sesle güldü. “Baba, sonunda net şekilde görüyorsun. Doğu klanı gerçekten sadakatimize değmez. Eldeki durum için bir planım var, hepiniz kulak verecek misiniz?”

 

“Ah? Chen’er, görkemli planın neymiş bakalım?”

 

Jiang Feng olsun Jinshan Dükü veya Hubing Dükü olsun hiçbiri artık ona züppe hanım evlatları gibi bakmıyordu.

 

Jiang Chen gülümsedi ve planını açıkladı.

 

“Bütünü parçalara ayırarak ilerleme sınırlarından kaçınmak mı?” Jiang Feng mırıldandı.

 

Jinshan Dükü hafifçe onayladı, “Bilge yeğenin planı yerinde. Bunun dışında, başkentteki Yükselen Ejder Dükünün akınlarından kaçınmak için birinin fazlasıyla derin bağlantıları olması gerekir.”

 

“Doğal olarak buna ilişkin kendi yollarım var. Amcalar, yeğeninize güvenmek istiyor musunuz?”

 

Jinshan Dükü iç geçirdi. O da oğlunun “ulu davranışının” doğrudan Yükselen Ejder ailesini kızdırdığını duymuştu.

 

Oğlu, Long Yinye ve Long Yi’nin kafasını Yükselen Ejderha Malikanesi’ne bir güç gösterisi olarak taşımak suçunu işlemişti. Jinshan Dükü ona arka çıkmanın hiçbir yolu olmadığını biliyordu. Jiang Ailesiyle sonuna kadar aynı yolda yürümek zorundaydı.

 

“Bilge yeğen büyük bilgelik sahibi olan bir adam olarak sıkça ahmak gibi görünen biri. Tüm bu mucizevi kahramanlıklar bunu göstermek için yeterli. Benim tarafım ayarlamalarını takip edecektir.”

 

“Ah, her neyse. Tüm memur hayatıma baktığımda sizin gibi iyi iki kardeşe sahip olmak nadir bir durumdur. Hubing tarafım sizinle yaşayıp sizinle ölecektir.” Hubing Dükü de tutumunu ifade etti.

 

Üç dük aslında başkentteki geçici malikanelerinde o kadar fazla kuvvet bulundurmuyordu. Jiang Han malikanesinin binin biraz üzerinde kuvveti mevcuttu. Jinshan ve Hubing Dükünün ise yalnızca birkaç yüz adamı bulunuyordu.

 

Çeşitli kişileri dış katmanlara yaydıktan sonra her evde yalnızca birkaç yüz veya daha fazla kişi kalıyordu.

 

Üçü bir araya toplandığında 400 kişi, başkentin büyük denizinin dibinde batmış bir taş gibiydi.

 

Jiang Chen zorla Long Yinye’yi vurmasından ötürü başkent bir kaos durumuna sürüklenmişti.

 

Bu türde kaotik bir durum en iyi korumaydı.

 

Yükselen Ejder malikanesinde ise Dük Long’un tüm astları şu anda malikanede büyük planlarını tartışıyorlardı. Tüm istihbarat ağları yarı çökmüş bir durumdaydı.

 

Bu Jiang Chen’in çekilme planını daha da elverişli hale getiriyordu.

 

Altı saat kadar sonra Jiang Chen’in geri çekilme planı tamamen sonuçlanmıştı.

 

Üç büyük malikanenin boş koridorlarında tek bir ruh bile kalmamıştı.

 

“Chen’er, sen gitmiyor musun?” Gece çökmüştü ve Jiang Feng kapıyı iterek içeri girdi. Jiang Chen’e anlayışlı şekilde sorarken avlunun ortasına oturdu.

 

“Baba, ben en büyük hedefim. Gitmezsem dikkatleri kütleler halinde üzerimde olacaktır. Ayrılmayarak sizin için en büyük korumayı sağlayabilirim.”

 

Jiang Chen net şekilde Yükselen Ejder hanesindekilerin kendisi dışındaki diğer herkese az değer verdiği konusunda açıktı. Diğerlerini temizce bir baskında halledebilirlerse bu harika olurdu.

 

Fakat eğer Jiang Chen kaybolursa o vakit Yükselen Ejder hanesi ne kadar kişiyi öldürürlerse öldürsünler memnun olmazdı.

 

O, Jiang Chen mevcut olduğu ve diğerleri de odak noktasında olmadıkları sürece böylesi biraz daha güvenliydi.

 

Jiang Feng belirsizce hareketlenmişti. Yüzlerce duygu kalbinden geçerken oğlunun rahat ve sakin suratına baktı. Oğlu ne zaman bu kadar güvenilir olmuştu?

 

Durumdan hoşnuttu ancak daha fazla konuşmadı. Oğlunun kahramansı cesaretine epey hayrandı.

 

Jiang Chen’in omuzunu sıvazlayarak söyledi, “Oğlum, yaşlı babanın hayatında en büyük başarısı ikinci sıra düklük girişimi değildi, sendin. Ayrılmıyorsan doğal olarak yaşlı adamı da ayrılmaya zorlayamazsın! Şişko Xuan bile senin tarafında dövüşebiliyor. Hepsinden önce senin yaşlı adam bir gerçek Qi ustası. Orada burada saklanarak nasıl küçük düşebilir?”

 

Jiang Chen istemsizce güldü. Bu babacan sevgiyi biliyordu, gerçek babacan sevgi.

 

Babası ve oğlu bir arada savaşacaktı. Baba sevgisini kanıtlayabilen bundan daha ikna edici bir kanıt olur muydu?

 

Hafif duygu dalgacıkları Jiang Chen’in kalbinde yayıldı. Bu sözler kalbine dokunmuştu.

 

“Pekala, o halde baba oğul her şeyi boş verecek ve büyük bir iş yapacağız. Dağların ve nehirlerin bile rengini değiştirecek, güneşin ve ayın ışığını söndüreceğiz.” Jiang Chen’in sesinde de yüce bir duygusallık okunuyordu.

 

Dürüst olmak gerekirse şu anki durumuyla Jiang Chen uzun zamandan beri Yükselen Ejder Dükü ve kraliyet ailesi gerçeğini görüyordu. Etkileyici bir arkası olan Yükselen Ejder Düküysen ne olurdu? Kıdemli büyük babası olan kraliyet ailesi isen kim takardı?

 

Jiang Chen hepsini görmezden geliyordu.

 

Yükselen Ejder Dükünde iyi hiçbir şey olmadığı gibi nasıl Doğu Lu’da iyi bir şey olabilirdi ki?

 

Jiang Chen zaten kaderinin kendi ellerinde olduğuna karar vermişti. Bu diğer her şeyden daha ikna ediciydi. Yere veya göklere güvenen biri sonunda yine kendine güvenmek zorunda kalırdı.

 

Ve o Jiang Chen zaten yeterince gücü elinde tutuyordu.

 

“Lordumuz.” Jiang Ying’in bedeni aniden karanlıktan fırladı.

 

“Jiang Ying haberler ne?”

 

“Lordumuza cevap olarak Yükselen Ejder Dükü kendi tarafındaki dükleri çağırarak kraldan kötü bakanları ve kurnaz dalkavukları temizleme çağrısı yaptı.Mızrağını Jiang Han malikanemize doğrulttu.”

 

“Adi herif.” Jiang Feng öfkeyle titredi. Kurnaz dalkavukluk bakımından Yükselen Ejder Dükünün kendisi Long Zhaofeng’den daha iyisi var mıydı?

 

“Baba, delirme. Long Zhaofeng mezarlıkta çürümüş bir kemik, sonbahardan sonraki bir çekirge. Etrafta fazla kalma umudu yok.”

 

Bekliyordu, son savaşın geleceği anı bekliyordu.

 

Jiang Feng, Jiang Chen’in kendine güveninin nereden geldiğini bilmiyordu. Fakat Jiang Chen’i böyle gördüğünden, ona az veya çok güvenebileceğini biliyordu.

 

Sonuçta Altın Kanatlı Kılıç Kuşuyla savaşı kazanamazlarsa kaçmak konusunda hiçbir sıkıntı yaşamayacaklardı.

 

Baba oğul ikilisi tüm gece avluda oturdu. Şafak gelip çattığında Jiang Chen babasının sırtını sıvazladı.

 

“Baba, gitmeliyiz.”

 

“Nereye?” Jiang Feng biraz tuhaf hissetti.

 

Jiang Chen usulca ıslık çaldı ve iki Altın Kanatlı Kılıç Kuşu gölgelerden ateşlendi.

 

“Baba, atla. Benimle gel.” Jiang Chen ıslık çaldı ve iki Altın Kanatlı Kılıç Kuşu baba oğul ikilisini alarak bulutlara fırlayarak başkentin şafağında kayboldu.

 

“Chen’er, nereye gidiyoruz?”

 

“Destek bulmaya tabii ki.” Jiang Chen gülümseyerek ilerideki vadiyi işaret etti, “Öncü muhafız ileride. Ana ordu birkaç saat ya da yarım gün içerisinde burada olacak.”

 

Jiang Chen bir şeyler mırıldandıktan sonra konuşmayı bitirdi. O an sırasında sayısız Kılıç Kuşu vadiden nilüfer çiçekleri gibi fırlayarak gökyüzünü ve güneşi kaplayarak gökyüzünün yarısını doldurmaya başladı.

 

Tam bir küme halinde on binden fazla Kılıç Kuşu vardı. Her Yeşil Kanatlı Kılıç Kuşu dört meridyen gerçek Qi’ye eşti.

 

Birkaç yüz tane bulunan her Gümüş  Kanatlı Kılıç Kuşu ileri düzey gerçek Qi alemi uygulayıcısına denkti.

 

Ayrıca on tane Altın Kanatlı Kılıç Kuşu da mevcuttu. Her biri insan gerçek Qi ustalarına eşitti.

 

En önemli mesele Kılıç Kuşu bölüğünün gökleri kontrol ederek avantajlı bir noktada olmasıydı. Savaş patlak verdiği anda bu avantajın faydaları hazır görüntüsünden çok daha fazla olacaktı.

 

Kılıç Kuşlarının kanatları bıçaklar gibiydi. Sıradan oklar onları delemezdi.