Bölüm 23: Vahşi Savaşçılar (6)

avatar
4619 5

Sovereign of Judgment - Bölüm 23: Vahşi Savaşçılar (6)


 

Çevirmen: SaintReaper Düzenleyen: Asile

 

Gözleri açık olduğundan gördükleri şeylere anlam veremiyorlardı.

 

Ana nedenlerden biri hızlı hareketleriydi. İnsanların gözleri her saniye refleks benzeri hareket ediyordu. Bir işe yoğunlaşsan bile, gözlerin sık sık hareket ederdi. Gözlerin sabit kaldığı süre alınan bilgilere göre 0.1-0.3 saniyeydi. Gözlerin hızlı hareketleri haricinde aslında hiçbir bilgi alamazdınız.

 

Bununla birlikte, 180 derece görüş alanında, sadece küçük iki derece muhafaza edilebilirdi. Eğer bir şey odağından iki derece uzak olsa bile görüşün %50’den düşerdi.

 

Choi Hyuk seslice güldü. Kısa bir süre herkesin bakışları ‘Ne oldu?’ der gibi ona döndü. Orada bazıları Choi Hyuk’a kilitlenmişti ve diğerleri hemen gangsterlere ve büyükbabalara baktı. Ve sonra,

 

Bang!

 

Hiç uyarı olmadan, Choi Hyuk ileri zıpladı.

 

Gözleri başka şeye bakanlar onu takip edemedi. Gözleri onun üstünde olanlar bile onu kaybetmişti.

 

Choi Hyuk parabol içinde düz değil fakat yukarı zıplamıştı. Gözün yatay hareketlere göre dikeyleri takip etmesi daha zordu. Yukarı zıplayan Choi Hyuk onların görüş odaklarından aniden 2 derece uzaklaşmıştı. Düşmanları Choi Hyuk’un hareketlerini takip etmeyi denedi fakat gözleri 0.1-0.2 saniye gecikiyordu. Onu takip etmek isteseler bile hareketli bir nesneyi hedef alırken ‘görüş’leri nispeten yavaştı ve ‘düzensiz hareketleri’ görüş alanlarını kısıtlıyordu.

 

Gözlerin ve zihnin zayıf yönlerini hedefleyen hızlılık! Sonuç acımasızdı.

 

Boom!

 

İnanmak için çok korkutucu bir sesti. Gözlerinin gördüğü manzarada kan un gibi dağılmıştı.

 

Silah tutan gangsterlerin dayanıklılığı 1 yıldız değildi. Choi Hyuk’un 10 (★★) gücü ve 10 (★★) hız istatistikleri ile attığı yumruk onların yüzüne temas ettiği anda, yüzleri tam anlamıyla pudraya dönmüştü.

 

Başlangıçta dört gangster silah tutuyordu ve biri ölünce, üçü kalmıştı.

 

Ancak, Choi Hyuk’un silah tutan gangsterlere öncelik vermeye ihtiyacı yoktu.

 

Crack!

 

Slam!

 

Tek bir yumruk ile bir adamın boyun kemiği parçalandı ve bir tekme ile bir diğer kişinin göğsü çöktü. Yalnızca o zaman gangsterler acele ile tepki vermeye başladı.

 

Hafifçe yatay ilerlerken Choi Hyuk düşmanlarına baktı. Onun intikamı zaten 2-yıldızdı. Onun gözleri çoktan insanlık sınırını aşmıştı, düşmanlarını ayırt ederken inanılmaz hızlı ve hassas davranıyordu. Ani düzensiz hareketler. Anlık algı. Gangsterler sonunda tüylerinin dikleştiğini hissettiler.

 

‘Gözlerimiz yetersiz…’

 

Aynı zamanda, herkes Choi Hyuk için gözlerinin yetersiz kaldığını düşündü. Bir yırtıcı hayvan avına bakıyordu.

 

Bang!

 

Birisi Choi Hyuk’un son geçtiği yere ateş etti fakat Chaoi Hyuk zaten yana koşmuştu. Bir kez daha, onların görüşünden kayboldu.

 

‘Huh?’

 

Gangsterler bir sihir gösterisindeki seyirciler gibi şaşkınca bakıyordu.

 

‘’Uaackkkk!’’

 

Düşmanını açıkça görememenden daha korkutucu ne olabilirdi? Choi Hyuk’un hareketleri garip hareketlerdi. Uygun bir şekilde ona kilitlenemiyorlardı. Ondan kaçmayı düşündükleri an, Choi Hyuk zaten iki adım uzaktaydı, onların yoldaşlarından birini öldürdü. Bir çocuğun bastığı karınca da aynı şekilde hisseder miydi? Canavarlar ile savaştıklarında hissetmedikleri mutlak bir korku ve umutsuzluk onların üstesinden gelmişti.

 

Bang! Bang! Bang!

 

Son bir gayretle silahlar ateşlendi.

 

Ordu Yoldaşları Birliği’nden büyükbabalar başıboş mermilerden kaçınmak için geri hareket etti fakat Choi Hyuk yakın bir mesafedeyken bile sakindi.

 

Ve bu Beak Seoin için de benzerdi.

 

Pew!

 

Beak Seoin’in gözlerinin önünden bir kıvılcım uçtu. {Koruma Kolyesi}'nin müdahale yeteneği aktife oldu. Bir kurşun sekti. Saatte üç kez aktif edebilmesine rağmen bu durumda fazlasıyla yeterliydi.

 

Ffft!

 

Beak Seoin bir gangsterin yüzüne kalkanı vurdu. Ateş eden gangsterin dişleri dışarı püskürdü. Et parçaları ile bitişikti. Beak Seoin ileri hücum etti. Uzun kılıcı ile gangsterleri kesti ve bıçakladı. O 1-yıldız istatistikleri olan bir savaşçıydı. Gangsterlerden 1 ya da 2’si 1-yıldızlı olabilirdi veya içlerin hiçbiri değildi, Beak Seoin’e rakip olamazlardı.

 

‘’Ku… Kurtar beni.’’

 

Beak Seoin 3 kişinin işini bitirdikten sonra, Choi Hyuk zaten işini bitirmişti. Çıplak elleri ile herkesi ölene kadar dövmüştü.

 

Gangsterler arkalarında bir inleme bile bırakamamışlardı. Sonuçta yalnızca vahşice dövülmüş cesetlerdi. Garip bir sessizlik oldu.

 

Yaşayan tek kişi Choi Hyuk’a hayatı için yalvarıyordu.

 

Choi Hyuk’un sol eli onun boğazına sıkıca kenetlenmişti. O gençti. Yirmi yaşından fazla gibi görünüyordu ya da belki de Choi Hyuk ile aynı yaştaydı. Gangsterlerin arasında en genç olandı.

 

Gözyaşı ve sümük yağan bir yüz ile yalvarıyordu.

 

‘’Lütfen…’’

 

Choi Hyuk cevapladı.

 

‘’Karargah?’’

 

‘’KT… KT binası. Üzgünüm lütfen…’’

 

Choi Hyuk kayıtsızca yalvaran adamı indirdi. Choi Hyuk harekete geçmemişti çünkü gangster gençti. O Choi Hyuk’un yaşındaydı. Choi Hyuk kendinin büyümüş olduğuna inanıyordu. Genç gangster de büyüktü.

 

Bu yüzden Choi Hyuk kafasını eğdi.

 

‘’Bana ateş etmeye gelirken sonuçlarını düşünmedin mi?’’

 

Genç gangster ağzını açtı bir şey söylemek istiyormuş gibiydi fakat,

 

Crunch.

 

Choi Hyuk’un eli hızlıydı, genç bir kelime söylemekten acizdi ve yere serildi. Boynu parçalara ayrıldı.

 

Beak Seoin bunu izlerken hafifçe kaşlarını çattı. Ancak hepsi buydu. Hiçbir şey söylemedi. Choi Hyuk’un acımasızlığı Beak Seoin’in ahlakı ile uyuşmamasına rağmen… Choi Hyuk’un kararının yanlış olduğunu düşünmüyordu.

 

‘Dünyanın sonu gelince bana ne olacak?’

 

Beak Seoin aslında duygusal bir adamdı. Hala oldukça kaygılıydı.

 

Ancak bir kere ailesinin intikamını almaya karar verince, daha basit düşünmeye karar vermişti. Onun değerleri yavaşça değişiyordu.

 

‘Ölürlerse daha kolay.’

 

Her şeyden önce, bu geri çekilemeyeceği anlamına geliyordu.

 

Aklına aniden bir düşünce geldi. Bu durumu kendi değerlerini daha agresif bir şekilde kullanmak için değerlendirebilirdi.

 

**

 

‘’Hadi bölüşelim.’’

 

Choi Hyuk sakince konuştu.

 

‘’Hayır, daha fazla insana sahibiz…!’’

 

Bir büyükbaba memnuniyetsizliğini ifade etmek istedi.

 

‘’Uh, tamam. Hadi şunu yapalım. Bir genç adam için oldukça şaşırtıcı. Duyduğum gibi.’’

 

Lider, güneş gözlüğü takan büyükbaba diğerlerini geri çekti.

 

Choi Hyuk hiçbir şey söylemeden gereçlerin tam olarak yarısını aldı.

 

Erzak, kıyafetler, tuvalet gereçleri, zayıflatıcı bariyer, eşya parşömeni diğerlerinin arasındaydı.

 

Aynı zamanda, Beak Seoin gangsterlerin eşyalarını araştırıyordu.

 

‘’Ah lanet… o bir hız efsununa sahip. Onun gibi bir adamda olması ne büyük bir israf.’’

 

Choi Hyuk’un yüzlerce canavar öldürmüş bir takipçisi olarak neredeyse bir eşya setini tamamlamıştı. Ne kadar yeni eşya bulduğu önemli değildi, onları değiştirmeyi gerçekten istemezdi.

 

Ancak, efsun bir istisnaydı.

 

Efsunlar nadir eşyalardı. Mücevher benzeri bir şekildeydi ve kullandıkça cildine gömülürdü. Onu zorla çalamazdın.

 

Beak Seoin’in bir hız efsununa ihtiyacı vardı. Bu yüzden hız efsununu ölü gangsterin kolunda gömülü görünce üzülmüştü.

 

Efsunlar çok değerliydi.

 

5 istatistik yükseltmek eşyaların sınırıydı, donatılan birçok çeşit eşya gibi. Bunun anlamı bir kılıç, zırh, kolye, yüzük ve ayakkabı istatistiklerini fazla yükseltemezdi.

 

Ancak, efsun istatistiklerini yükseltmek için ek bir yoldu. Beş efsun kullanabilmek için benzer derecede intikamın olmalıydı. Ve daha fazla kullanınca etkileri daha büyük olurdu.

 

Örnek olarak Choi Hyuk’un 3 kontrol efsunu, 1 canlılık ve 1 dayanıklılık efsunu vardı.

 

_____________

{Kontrol ediliyor, 1 canlılık ve 1 dayanıklılık efsunu.}

Derece: D

3 kontrol efsununun kombinasyonu, 1 canlılık efsunu ve 1 dayanıklılık efsunu. Bonus +3

Kontrol: +54   Canlılık: +18    Dayanıklılık: +18

_________________

 

Onlardan başka, Choi Hyuk istatistikleri geliştirmek için sadece iki yüzüğe sahipti. Fazladan 3 taneye daha ihtiyacı vardı fakat D dereceden başlayanlara baktığı için bulması zordu.

 

_______________

{Hız Yüzüğü}

Derece: D

Hız:+10

Günde bir defa {hız} yeteneğini kullanabilirsin, hız %10 artar.

Ek olarak canlılık(stamina) tüketmiyordu.

______________

 

______________

{Güç Yüzüğü}

Derece: D

Güç:+10

Günde bir defa {güç} yeteneğini kullanabilirsin. Güç %10 artar.

Ek olarak canlılık tüketmez.

_______________

 

Yüzüklerde ek bir beceri vardı fakat yüzükler istatistiklerini 10 arttırırken efsun bonusunu da arttırıyordu. Efsun bonusları ile birlikte istatistikleri 18 artıyordu.

 

Efsunlar farklı işlevleri olan eşyalardan farklı olarak istatistiklerinizi planlamada yardımcı oluyordu. Gerekli efsunları elde etmenin eşyalara göre öncelik taşıdığı söylenebilirdi.

 

Beak Seoin’in iki hız efsunu vardı, hayatta kalma kabiliyetini arttırmak için 2 canlılık, 1 dayanıklılık ve bir hız efsunu daha istiyordu. Önsezi etkinleştiği halde tepkileri çok yavaştı.

 

Ve bir hız efsununun ölü gangsterin kolunda takılı olduğunu görünce, çaresizdi fakat öfkelenmişti.

 

‘’Ah lanet… bu sefer de kullanılacak bir şey yok.’’

 

Bir yığın eşya vardı fakat hiçbiri kullanışlı değildi. Basitçe atılmak için toplanmış bir yığın çöp gibiydi.

 

‘’Huh? Bekle.’’

 

O an, Beak Seoin’in aklına iyi bir fikir geldi. Choi Hyuk’a ve Ordu Yoldaşları Birliği’ne baktı. Yolları ayrılmak üzereydi.

 

Beak Seoin onları çağırdı.

 

‘’Büyükbabalar! Lütfen bekleyin!’’

 

Büyükbabalar ve Choi Hyuk benzer garip ifadelerle ona baktı. Beak Seoin Choi Hyuk’a yaklaştı ve fısıldadı.

 

‘Gangsterleri silmeye şimdi mi gideceksin?’

 

‘Evet’

 

‘O zaman hadi bu büyükbabaları seyirci olarak alalım.’

 

‘… Neden?’

 

‘Gücümüzü sergilememiz gerekiyor. Neden insanlar Yıkım Ejderi ile savaşsın? Çünkü onlar bizimle savaşırsa bir şansımız olacak! Hadi kendimizi bir kez yükseltelim. Büyükbabalar zaten bir grup istesen hepsini yenebilirsin. Jinhee muhtemelen liderlerini görmeye gitti.’

 

‘…Tamam. Fakat savaşımızı izlemek isterler mi?’

 

‘Bazı hediyeler vermeliyiz.’

 

‘Hediyeler?’

 

‘Evet. Hadi kullanmadığımız eşyaların birazını verelim. Onları daha sonra dağıtmayı planlıyordun. Demek istediğim eğer büyükbabalar ile bir ilişki kurabilirsek iyi olur.’’

 

Choi Hyuk Beak Seoin’in kelimelerinin sezgilerinden geldiğini düşündü. Başını salladı.

 

‘’Tamam.’’

 

Anlaşmaya varıldığı anda Beak Seoin konuştu.

 

‘’Büyükbabalar! Biz şimdi serserileri temizlemeye gidiyoruz ve merak ediyorum, izlemek için bizimle gelir misiniz?’’

 

‘’… Neden biz?’’

 

‘’Muhtemelen duymadınız fakat  liderinizle ittifak talep ettik. Bizim becerilerimizi izleyeceğinizi ve sonra bunun hakkında tartışacağınızı umuyoruz.’

 

Güneş gözlüklü büyükbaba bu kelimelerle istekli hissetmedi.

 

‘’Biz zaten sizin yeteneklerinizin muhteşem olduğunu biliyoruz…’’

 

‘’Hey, bu hiçbir şey değil. Ve daha sonra, ilişkimizin bir göstergesi olarak sizi eli boş göndermeyeceğiz.’’

 

Bu kelimeler belirleyiciydi.

 

‘’…o zaman gidelim mi?’’

 

‘’Tamam! O zaman hadi gidelim!’’

 

Büyükbaba kabul ettiği gibi, Beak Seoin büyük babalara yol gösterdi. Choi Hyuk zaten onlardan önce yürümeye başlamıştı.

 

‘’Hemen gidiyoruz, değil mi?’’

 

‘’Evet.’’

 

Beak Seoin basitçe cevapladığı gibi büyükbaba başını hafifçe eğdi.

 

Bu noktada, büyükbaba düşündü;

 

‘Deme… biz böyle mi gidiyoruz? İkisi? İmkansız. Onlar muhtemelen başka bir yerde güçlere sahip.’

 

Büyükbaba, Beak Seoin ve Choi Hyuk’un yılmaz adımlarını izlerken düşüncesine inanmak için kendini zorladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44296 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr