Bölüm 20: Vahşi Savaşçılar (3)

avatar
4896 5

Sovereign of Judgment - Bölüm 20: Vahşi Savaşçılar (3)


 

Çeviren: SaintReaper Düzenleme: Asile

 

 

Dört gün sonra;

 

Jung Minji ve Lee Jinhee karşılıklı oturuyorlardı.

 

Chu Youngjin sessizce Jung Minji’nin arkasında dikiliyordu.

 

“Yani… sen o muazzam canavar hakkında hiç söylenti olmadığını söylüyorsun."

 

"Evet. Ortada kazanmak için iki şart var. Biri bütün portalları yok etmek ve canavarları bastırmak. İkincisi ise son gün Yıkım Ejderi’ni öldürmek ya da en azından meşgul etmek. Eğer ikisinde de başarısız olursak, çıkış kodunu elde etmemiz imkansız."

 

Lee Jinhee açıkladı. Jung Minji parmakları ile hafifçe masaya vurdu. Onun birlikleri zaten yakındaki bir portalı yok etmişti. Ancak, bu kadardı. Canavarların sayısının artmasından korkuyordu ve yok etmek için daha fazla portal aramak istiyordu fakat muhalefet olanlardan vardı, bu yüzden şimdilik bekliyordu.

 

‘Yani bu tamamen bir yanlış seçim değildi.Canavarların sayısı artarken geçtiğimiz için yapabildik. Ancak, eğer Yıkım Ejderiyle karşılasırsak,çok zor olurdu… Yani bunun anlamı sadece yerimizde kalarak hayatta kalamayız.’

 

Jung Minji hemen hemen karara vardı. Onaylamak için kadına son bir soru sordu.

 

"Seni Halksız Kral’ın gönderdiğini mi söylemiştin? Bunu ispatlayabilir misin?"

 

Aynı zamanda kadın sordu.

 

Dalgalanma.

 

Lee Jinhee’nin kafasının üstünde siyah bir bayrak dalgalandı. Şüphesiz Choi Hyuk’un sembolüydü. Jung Minji gülümsedi.

K.N: Adam Kral :D

 

"Ben Vahşi Savaşçılar’ın (Berseker) ününü duymuştum. Neyse… Halksız bir kral takipçilere sahip, ne kadar ironik. Anladım. Teklifini kabul edeceğim. Şu andan itibaren, birliklerimiz portalları yok etmek için en iyisini yapmaya çalışacak. Ve bir hafta içinde elit birliklerimizi göndereceğiz. Toplantı bölgesi…"

 

"Hyunhae Bölüm Mağazası. Etrafa baktık ve şu anda insanlar daha fazla güce sahip. Orada birkaç bölük toplanmış."

 

"Uzak değil. İyi."

 

Jung Minji elini uzattı. İkili el sıkıştı.

 

Lee Jinhee Doonchon Lisesi’nden hafif adımlar ile ayrıldı. Jung Minji’nin birliklerinin bu günlerde kendilerine büyük yardımı olacaktı.

 

Hanyoung Lisesi’nden ayrılan Jung Minji, bir hafta içinde Doonchon Lisesi gibi Lee Jinhee’nin önceden bulunduğu Olimpik Park İstasyonu’nun karşısındaki alışveriş merkezini de devraldı.

 

"Hmm… merak ediyorum o boktan adam hala orada mı?"

 

Sonraki konuma yürümeden önce Doonchon Lisesi bölgesine baktığında dikkat etmemişti.

 

Bir hafta sonra oyun başladı.

 

Bu süre zarfında, onlar 12 portal yok etmişti fakat savaş daha ve daha çok zor oluyordu. Her gün on binlerce canavar oluşmaya başlamış ve onların öldürmediği canavarların sayısı büyümüştü. Şu anda, günde bir portal yok etmek çok zordu. Choi Hyuk Beak Seoin’in beklentilerinden çok daha güçlü olmuştu fakat bir el onunu savuşturamazdı.

 

Bu durumu ortadan kaldırmak için Beak Seoin’in önceden önerdiği gibi, Choi Hyuk, bir intihar ekibi kurmaya karar verdi ve Lee Jinhee’yi elçi olarak gönderdi.

 

"O hızlı koşuyor..."

 

Jung Minji Lee Jinhee’nin nasıl binaların üstünden kolayca zıpladığına baktı. Onun hareketleri hiç boş enerji harcamıyordu. Sadece duvarın üzerinde iki adım atarak 4 veya 5 katlı bir binanın üzerinden atlayabiliyor, rüzgar gibi engelleri atlatıyor ya da hafif dokunuşlar ile geçiyordu. Sadece karması olduğu için birisi bunu yapamazdı. Diğerleri gücünü doğru şekilde kontrol edemez ve duvarlara çarpardı fakat o hareketlerini kusursuzca kontrol ediyordu. Bir anda Lee Jinhee kadının görüş alanından kayboldu. Canavarlar bile hızını takip edemiyordu.

 

"…İyi, karar verdim. Kıdemli Youngjin. Kralları çağır lütfen."

 

"Evet."

 

Jung Minji'nin ordusu şu an Hanyoung ve Doonchon Lisesi’ndeki öğrencilerden ve Olimpik Park İstasyonu’nun karşısında ki alışveriş merkezinde toplanmış insanlardan oluşuyordu.

 

Cesareti, kararlılığı ve kayıtsız güç gösterisi ile bu üç grubun lideri olmuştu. Ancak pozisyonu istikrarlı değil gibiydi.

 

Şu anda, Doonchon Lisesi’nde, kral ünvanını taşıyan o hariç 3 kişi vardı.

 

İlki, Hanyoung Lisesi’nden beri müttefik olan Köle Kral Song Simin’di.

 

İkincisi, Doonchon Lisesi’nin öğrenci grup başkanı, Öğrenci Kral Min Kyunchul’du.

 

Son olarak, alışveriş merkezinden, hükümdar olmak için bir vasıf elde etmiş ve insanları tarafında olmaya zorlayan Domuz Kral Ma Dongshik’di.

 

Ma Dongshik daha önce Lee Jinhee ile tartışan adamdı.

 

Jung Minji üç kral ile bir çember içinde oturuyordu.

 

O portalları yok etmek için birlik gönderme ve Choi Hyuk’u desteklemesi için intihar ekibi kurma planını açıkladı.

 

"Elbette, neden olmasın."

 

Köle Kral Song Simin, Jung Minji’nin evet adamı gibi, hemen onayladı. Diğerleri neden her zaman Jung Minji’nin planlarına katıldığını sorunca, yarı şakayla boşuna köle kral olmadığını söyler ve gülümserdi. Hakaret edildi, cesareti olmadığı söylenirken arkadaşlarını kaybetti fakat halkına iyi bakan biri olduğu için aynı derecede iyi bilinirdi.

 

Bir yandan, Öğrenci Kral Min Kyungchul sessizce iş birliği yapıyordu fakat orada bulunduğu sürede kadını hiç anlayamamıştı.

 

"Büyük kayıplar olacağını anlıyorum… fakat ne kadarını düşünüyorsun…"

 

"Elimizden geldiği kadar portal yıkmalıyız ve mevcut tüm elit birlikleri göndermeliyiz. Hedef son güne kadar kayıpların minimum olması."

 

Jung Minji zaten yürekten iş birliği yapmaya karar vermişti. Orada kayıplar onun tarafından olsa bile, o kayıpların tümünü azaltmaya çalışırdı.

 

Bu çeşit bir kararı kişiliği yüzünden vermişti. Eğer son gün cehenneme kapı açılır ve sayısız insan canavarlar ve Yıkım Ejderi tarafından katledilirse, başkalarının acısına sahip olduğu duyarlılıkla dayanamayacağına şüphe yoktu. Eğer güçlü birlikleri bir şeyler yapabilirse, omuzlarından bir yük kalkacağına inanıyordu. Bir yandan kararı bencilliğine dayanıyor gibiydi fakat diğer yandan oldukça özveriliydi.

 

Min Kyungchul kadını anlayamadı. İyi bir nedeni olduğuna inansa bile, doğal olan öncelikle kendi birliklerinin güvenliğinden emin olmak değil miydi?

 

Açıkça karşı çıkamazdı fakat sessizce hoşnutsuz bir ifade gösterdi.

 

"Bunun yerine, bunu yapıyor gibi görünmeye ne dersin? Bunu yapan sadece biz olmacağız gibi."

 

Kadına karşı gelmek isteyen Domuz Kral Ma Dongshik’di.

 

"Yalnızca biz değiliz… Herkes aynı şeyi düşünmüyor mu? Eğer öyleyse, olası plan başarısız olur. Eğer durum buysa, herkes ortada ölür. Bunların arasında aile üyeleri de olabilir. Birisi aktif olarak liderlik yapmalı."

 

"Bu yüzden… neden birisi olmalı… eğer lider olmak istiyorsak, herkes olmalı… bu benim düşüncem."

 

Konuştuğu sırada, Ma Dongshik Jung Minji’nin ifadesini okudu. Jung Minji birkaç gün önce ona sertçe cevap veren Lee Jinhee’den daha genç bir orospuydu… içinden kadına saygılı davranması gerektiğini doğruladı ancak kadın onun baş edemeyeceği birisi değildi. Alışveriş merkezindeki insanlar Gölge Dişler ile savaşmayacaklarını söylemeye devam ederken,kız kılıcını çekmişti. ‘O zaman Gölge Dişler yerine bizimle mi savaşacaksın?’ Jung Minji gözlerinden kana susamışlık taşarken sakince sordu. İnsan öldürmeyi deneyimlemiş gibi görünüyordu. O zamandan sonra, Ma Dongshik yalnızca kadının ifadesini izlemişti.

 

‘Ancak onun hakkında ne düşündüğümün önemi yok. Bu yanlış.’

 

Kahramancılık oynamıyor gibiydi, orada lider olmaya ve canavarlarla kanlı bir savaş yapmaya gerek yoktu.

 

Jung Minji hareketsizce Ma Dongshik’e baktı.Zihninde zaten ona bakmıştı. O kelimelerini dinleyecek birisi değildi.

 

Ayrıca onu mantık ile yenebileceğini düşünmüyordu.Başından beri, bu kararı kendisi için vermişti. Dürüst olmayı hiç düşünmemişti. Eğer düşünseydi,tereddüt etmeden insanları öldüremezdi. Çaresizdi fakat basitçe irrasyonal düşünceleri ve doğasını harekete geçti.

 

Gücü olduğu için onu kendi refahı için kullanmaya karar vermişti.

 

Ma Dongshik’e ifadesizce bakarken, ağzını açtı.

 

"Sizi sadece bir toplantı için çağırmadım…"

 

Kadının kelimeleri ile atmosfer soğudu. O kralları bu konu hakkında tartışmak için çağırmamıştı fakat bunu duyurdu. En azından, grupların birleşmesinden sonra görüşlerini dinlemesi asıl tutumundan farklıydı.

 

Köle Kral Song Simin sadece gözlerini devirdi. Öğrenci Kral Min Kyungchul kaşlarını çattı ve dudaklarını sıkıca mühürledi.

 

Ma Dongshik sonunda ağzı açılmadan önce anlık olarak dondu.

 

"… Ben… anlıyorum. Ancak lütfen gönderilecek insanların sayısı üzerinde düşün. Onlar nihayet birbirleri ile buluşan aileler, bu yüzden aniden yas tutmalarına izin veremeyiz, değil mi? Hadi her aileden yalnızca bir kişi alalım."

 

Ma Dongshik asıl destekçileri olan yetişkinler için konuşuyordu.

 

Ve Jung Minji’nin her zaman bu kadar pasif kalması bu yüzdendi.

 

Hanyoung Lisesi ve Doochon Lisesi’nden hayatta kalanlar alışveriş merkezindekiler ile bir araya gelince, bazı insanlar aile üyelerini bulmuştu.

 

Bu aileleri ile buluşanlar çaresizce fakat daha korumacı hareket edebilirlerdi. Onlar portalları yok etmek için güçlerini birleştirebilirlerdi fakat hepsi buydu, daha fazlası değil.

 

Ayrıca emirlere ve yönetmeliğe alışık olan saf öğrencilerin aksine, yetişkinler daha özgüvenliydi ve duyurulan emirlerden çıkıp kendi yararları için hareket edebilirlerdi. Kadının gelecekte onları kontrol etmesi zor olacaktı.

 

Jung Minji’nin canavarlarla daha ağresif savaşmak istemesinin sebebi buydu çaresizdi fakat muhalefeti onayladı ve şimdiye kadar dayandı.

 

Ancak şimdi yıkımın ejderi hakkındakileri dumuştu. Jung Minji kendisi için daha fazla onların koşullarına dikkat edemeyeceğine karar vermişti.

 

İnsanları kendi isteklerinize göre hareket ettirmek zaman alan ve karmaşık bir şey gibi görünse de bazen çok kolay olabiliyordu. Bir direnç olsa bile yeterince  zorlarsan sonunda düşerdi. Yalnızca 3 hafta geçmişti. Bu zamana kadar tüm dirençleri bastırırken kendinden emindi.

 

"Hayır. Peki ya ailelerini bulamayan öğrenciler? Onlara aileleri olanlardan farklı davranamayız. Güçlü karma ile yaşlılar bile etrafta koşturabilir. Geçen gün bunu fark etmedin mi?"

 

Kadının kelimeleri ile Ma Dongshik'in yüzü çarpılmıştı. Jung Minji bu fırsatı daha fazla azarlamak için kullanmıştı.

 

"Yanlış anlama. Eğer güçsüzsen ölürsün. Bunun anlamı savaşırken sonsuza kadar önemli olamazsın."

 

Ma Dongshik öfkesini boşaltmak ve masaya vurmak istemişti. Fakat umutsuzca katlandı. Öfkesini zar zor bastırdı ve zorunlu bir gülümseme oluşturdu.

 

Kafasını indirdi.

 

"Haha… evet… sen haklısın. Anladım."

 

Jung Minji'nin birliklerine katıldıktan sonra yaptığı ilk şey Hanyoung lisesinden öğrenciler için alkol muhafaza etmekti. Gizli toplantılarda içerken,kadının karşısında duran Kim Hyunbeak"e ne olduğunu açıkça duymuştu. Ma Dongshik bu örneği her zaman hatırlardı.

 

Jung Minji dikkatlice Ma Dongshik'in yüz ifadesini inceledi. Ma Dongshik sırtından soğuk bir ter damlarken zar zor gülümseyebildi. Son olarak, Jung Minji başını salladı.

 

"Seninle çalışmayı dört gözle bekliyorum."

 

Ve Doonchon lisesindeki birlikleri savaşa hazırlanmak için topladı.

 

***

 

Zaman geçtikçe, ilk oyunun kurallarının oldukça değişik olduğu gerçeği ortaya çıktı.

 

Genellikle en çok sayıda oldukları yer yetişkinlerin toplantı alanlarıydı.

 

Her şeyden sonra bütün lise, orta okul ve kütüphanelerde (yeniden doğuş ringi) ortaya çıkmıştı. İnsanların yüksek yoğunlukta ve çok genç olmadığı yerlerde. Bu iki şey (yeniden doğuş ring)'inin şartları gibi görünüyordu.

 

Onların dışındaki kurallar daha özelleştirilmişti.

 

Olimpiyat parkının yanındaki Kore ulusal ünüversitesi gibi. Toplanma bölgesi kuralları değiştirilmişti.

 

Onların okullarında goblinler çıkmış ve bir silah seçme hakkı tanınmıştı. Bunlar ortalama bir yetişkinin savaş yeteneklerine sahip olan canavarlardı. Yalnızca onları yendikten sonra karma dağıtılmıştı. (Hükümdar olma vasıfları 1/3) ve (şövalye kaptanı) en çok öldüren insanlara verildi.

 

Sadece Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı gazileri  için uygulanan kurallar bile vardı. Onlara silahlar verilmiş, karma dağıtılmış ve sadece onlar için olan toplanma alanları oluşturulmuştu. (Canavar avladığında, karman artacak.)

 

Gaziler birbirlerine alışık olmamasına rağmen, toplandıkların da tam bir orduya benziyorlardı. Gaziler gerçek bir savaşı herkesden iyi biliyorlardı. Bu büyük babalar bir süper insan gibi güçlenebileceklerini öğrendiklerinde sevinmişlerdi. Eski fiziksel sınırlarını aşarak canavarlara daha şiddetli saldırıyorlardı.

 

Kangdong bölgesini kontrol eden önemli bir güç olmuşlardı.

 

Bununla birlikte, onlarla eşit derecede meşhur olmuş üç üyeden oluşan bir grup vardı.

 

Kangdong bölgesini dolaşan ve bir çok cephede savaşan savaşçılar. Herkes toplanma bölgesini korumak için savaşırken, yalnızca üç üye ile bu grup canavarların merkezi olan binalara saldırıyordu. Kurumuş kan ile ıslanmış çılgın savaşçılar.

 

İnsanlar onlar "Vahşi savaşçılar" diye çağırıyordu. Özellikle zift siyahı bir kılıç kullanan vahşi savaşçıların lideri, Choi Hyuk. Grupların çoğunu tek başına parçalayabileceği gibi inanılmaz bir söylentinin merkezi olmuştu.

 

"Hooo…Jinhee olmadan gerçekten ölecek gibi hissediyorum."

 

"Hiç yaşayacakmış gibi hissettin mi?"

 

Şikayet eden Baek Seoin ve onları kayıtsız şartsız kabul eden Choi Hyuk bu gün bir portal yok etmek için canavarların ormanına gidiyorlardı.

 

(Kuakk!)

 

(Giik!)

 

Choi Hyuk her bir canavarın hayati noktasını ezberlemişti ve şimdi canavarlar tek bir saldırısına bile dayanamıyorlardı.

 

Ancak, Choi Hyuk'un yüz ifadesi iyi değildi.

 

"Canavarların büyüme hızını yakalayamıyoruz. Bir kerede bir canavar öldürülmesi için bir sınır var."

 

Ne kadar denerse denesin yapabildiği en iyi şey bir kerede bir canavar öldürmekti. Ancak, canavarların sayısının büyüme hızına yetişemiyorlardı. Ne yapabilirdi ki?

 

"Yıkımın ejderini avlamayı denemek tamamen mantıksız."

 

Ne kadar güçlü olduğu önemli değildi. Bir metreden biraz uzun bir bıçakla bir apartman boyutundaki canavarı öldürmek imkansızdı.

 

"Beklediğim gibi… onu denemeliyim."

 

Choi Hyuk son günlerde elde ettiği, Şu an da kullanamadığı bir yeteneği hatırladı.

 

"Yüce kesiş"

 

Choi Hyuk elindeki bıçağı sıkıca kavradı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44226 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr