Sovereign of Judgment - Bölüm 128: Birlik Kurmak (3)

---

Çevirmen: SnBurak

Editör: ÇHY

 

Kendini silkeleyip ayağa kalkan Choi Hyuk, birlik kurma hakkını ilk kullanan kişi oldu.

 

Ona eşlik eden Vahşi Savaşçıların da yeniden örgütlenmesi kaçınılmazdı. Büyük evrende bağımsız askeri operasyonlar başlatmak için birlikler kurmak istediği için eleman sayısında büyük bir artışa ihtiyacı vardı.

 

Choi Hyuk, beş kolonileşmiş araziyi kendi başına yöneten bir gözetmendi. Tüm gözetmenler arasında en geniş bölgeye sahipti. Her kolonileştirilmiş arazinin ortalama nüfusu, diğer gözlemcilerin kolonileştirilmiş arazilerine kıyasla büyük ölçüde düşük olmasına rağmen yine de toplam nüfus 100,003,000'in üzerindeydi.

 

Ancak Choi Hyuk, topraklarını yönetmekle ilgilenmiyordu. Hâlâ sadece 20.000'den fazla seçkin Vahşi Savaşçı'yı vahşi savaş alanlarına yönlendirmekle ilgileniyordu. Bununla birlikte, topraklarında daha fazla askerin kamu düzenini sürdürmesine ihtiyaç duyulduğundan Baek Seoin insanları da ayrı ayrı işe almıştı. İkinci ve üçüncü sıra olarak bilinen Vahşi Savaşçılardı. Sayıları az olmadığından savaştan sonra sayıları 200.000'e ulaşmıştı. Choi Hyuk, organizasyonu büyütmekle ilgilenmediği için bu sayı Baek Seoin'in yönetebileceği maksimum sayıydı. Bu bile yetersiz olduğunda kamu düzenini korumak için küçük klanlarla iş birliği yapıyorlardı.

 

İkinci ve üçüncü sıra Vahşi Savaşçı olarak bilinmelerine rağmen resmi olarak pozisyonları belirsizdi. Bu sefer yeniden yapılanma sırasında onlara uygun bir pozisyon vermeleri gerekiyordu.

 

“Askeri güçlerimizi en az 600.000'e çıkarmamız gerekiyor.”

 

“O kadar çok mu?”

 

“Kesinlikle. Eğer bir gezegeni ele geçirmek veya daha yüksek rütbeli Kahur Kabkunları yok etmek istiyorsak en azından bu kadarına ihtiyacımız var. Ancak insanüstü savaşçıları düşünürsek sadece 600.000. Geçmişte, 600.000 sadece birkaç ülkeyi ele geçirmek için yeterli olurdu, bu sayı ile tüm bir gezegeni ele geçirebilir miyiz?”

 

“Bu doğru ama birliklerimizin sadece savaşması gerekiyor. İttifak tarafından idare edilen idari süreçler ve malzemeler gibi önemsiz konular olduğu halde 600.000'e ihtiyacımız var mı? Açıkça söylemem gerekirse zayıf savaşçılara ihtiyacımız yok.”

 

“Fakat bu sefer canavarların gelgit dalgasına katlandıktan sonra tüm insanlık önemli ölçüde ilerledi, bu yüzden birçoğunu almamız zor olmayacaktır. Ayrıca, yakın zamanda ittifak üyesi olan El Kabilelerini de katmak hedefimiz.”

 

“Yine de 600.000 çok fazla. Durum buysa o zaman, ikinci ve üçüncü sıra Vahşi Savaşçıları dahil etsek bile mevcut sayımızı iki katına çıkarmalıyız... Bu iyi değil. Kültürümüze zarar verebilir.”

 

“Bundan böyle daha sık seferler olacağı için kolonileşmiş topraklarımızı korumak için güçlere ihtiyacımız yok mu?”

 

“Öyleyse onları Vahşi Savaşçılara dahil etmeyelim ve ayrı ayrı yeniden düzenleyelim. İkinci ve üçüncü sıra üyeleri Vahşi Savaşçılara da yeniden dahil etmeye gerek yok. Tek önemli özellikleri yetenekli olmaları ve umursamayan bir zihniyete sahip olmaları. Sadece seçkinlerle ilerleyelim. Dürüst olmak gerekirse evrende dolaşmak istiyorsan en azından en düşük rütbeli bir savaşçı olman gerekiyor. 200.000... Hayır, 100.000 ile ilerleyelim.”

 

“Bu çok az...”

 

“Hayır, fazla bile söyledim.100.000. Mümkünse daha aşağısı olur ama daha yükseğe çıkmam. Büyük bir işe alma kampanyası başlatalım ve Dragonic'in tüm savaş manyaklarını bir araya getirmeye çalışalım.”

 

“... Haa...”

 

Baek Seoin içini çekti. Aslında, Choi Hyuk'un 600.000'i kabul edeceğini hiç düşünmemişti. Taviz vermeden önce yüksekle başlamak bir hileydi. Başlangıçta, taviz vermesini beklediği sayı 200.000’di.

 

‘Ama... Bu sayıyı yarıya indirmek.’

 

Baek Seoin karşı çıktı,

 

“Görev ölçeği daha da artacak... Tüm bir gezegeni sadece 100.000 kişiyle nasıl ele geçireceğiz? Bir gezegen olmasa da on milyonlarca insan Cayenne Yıldızı’nı kuşatma operasyonuna katıldı.”

 

“Bu yüzden 200 veya 300 kişinin işini yapabilen savaşçıları seçtiğimizi söylüyorum. Ayrıca, neden tüm bir gezegeni ele geçirmemiz gerekiyor? Görünürdeki her şeyi öldürmemiz gerekiyor. 100.000 bile bir şeyleri ezip öldürmek için fazla. Çok fazla sayı verdim. İhtiyacım olan şey, ölecekmiş gibi göründükleri durumlarda bile ölmeyen Vahşi Savaşçılar. Her seferinde çok seçersek ve çok ölürsek, anlamı nedir? Başvuru sayısı da azalır.”

 

“...”

 

Baek Seoin sonunda beyaz bayrak kaldırdı.

 

“Ah, anladım. O zaman, sürekli olarak yeni savaşçıları alabilmemiz için lütfen Vahşi Savaşçılar okuluna biraz özen göster.”

 

“Bu sana bırakacağım bir şey. Bütçeni istediğin gibi dağıtabilirsin.”

 

“Hayır, o değil. Gidip ders vermeni istiyorum. Potansiyeli olan kaç kişinin sana hayran olduğu için okula kaydolduğunu biliyor muydun? Birliklere liderlik edecek ve kendi başına savaşmayacaksan yeni alınanları eğitmeye de odaklanmalısın. Geçmişte bir deneme olarak yürütüldüğünü söylesek bile şimdi onları daha özenle çalıştıracağımız için lütfen onlara biraz ilgi gösterir misin?”

 

Choi Hyuk, Baek Seoin'in söyleriyle yüzünü buruşturdu. Vahşi Savaşçıların üst düzey yöneticileri Baek Seoin tarafından baskı altına alındıktan sonra ders vermişlerdi. Bunlar arasında, Ryu Hyunsung okulda ona uygun görünen her şeyi öğretirken neredeyse okulda yaşamaya başladı. Ancak kendini eğitmekle meşgul olan Choi Hyuk, asla okula gitmemişti.

 

Yine de Baek Seoin'in söylediği gibi eğer kendi ordusuna ihtiyaç duyarsa savaşçı eğitim okulunu ihmal edemezdi. Sonunda Choi Hyuk başını salladı.

 

“Tamam.”

 

***

 

“Hyungnim, hyungnim. Vahşi Savaşçı okuluna kayıt olalım.”

 

“Ne var yine? Ben zaten bitkinim.”

 

“Ah, bunlar dünyadan habersiz konuşmalar. Artık birlik kurma hakkı olduğunu bilmiyor musun?”

 

“Bu sadece kendilerine klan lideri diyen adamlar için önemli değil mi? Bunun, Vahşi Savaşçılar okuluna kayıt yaptıran bizlerle ne ilgisi var?”

 

“Hayır, hayır, hyungnim. Dünyalılar ittifakta bulunduğumuz durum, kırsal kesimdeki bir kasabada yaşadığımız mahallenin evlerini korumaktan başka bir şey değildi. Başak Kümesi'nin bölgesel birliklerinin bir parçası olduğumuz için biz bağımsız askeri hareket hakkı olan bağımsız askerler olarak değerlendirildiğimizden biz sadece bölgesel birlikleriz. Bir bölgenin sulh hakiminin emriyle çeşitli bölgelerde köle olanlarız.”

 

“Yani?”

 

“Ancak birlik kurma hakkı ile oluşturulan bağımsız birlikler, ittifak tarafından sıralanan resmi ordular. Bir düşün. Bölgesel birlikler zayıf ve neredeyse bir hizmet işi, ama resmi ordular? Fayda elde etmeyecekler mi? Diyorum ki Dünya'da bile askerlere emekli maaşı veriliyor. ABD gibi yerlerde çocuklarının eğitimini bile karşılıyorlar.”

 

“Öyleyse... Daha fazla Görev Puanı mı kazanmak istiyorsun? Ben iyiyim. Kendi başına yap. Bağımsız birlik ya da her neyse... Ve Vahşi Savaşçı Okulu? Ne yapacaklarını bilmesem de her iki durumda da eğitimlerinin sert olduğunu duydum. Eğitim sırasında düzenli sömürgecilere göre çok daha fazla ölümün olduğunu duydum. Öldüğünde para falan veriyorlar mı?”

 

“Ah, hyungnim, böyle olma ve beni dinle. Geçen sefer başkana mı yoksa Choi Hyuk'a mı bağlı kalmayı düşünmemiş miydin?”

 

“Düşündüm. Ve senin sözüne uyup Choi Hyuk'u seçtim. Bu yüzden cehennemden geçtim. Hayatımda ilk kez canavarlara karşı savaştım.”

 

“Evet. Evet, yaptın. Ama herhangi bir kayıp yaşadın mı? Dürüst olmak gerekirse eğer burada ilerlemeseydik bu sefer canavarların gelgit dalgasına katlanabileceğimizi düşünüyor muydun? Choi Hyuk'un kolonileştirilmiş topraklarındaki kayıplar diğer kolonileştirilmiş topraklardan çok daha düşük, değil mi?”

 

“... Bu doğru. Ön hatlar süngerdeki deliklere benzediği için... Yetenekli olmayanların zamanla kaçamayacak kadar yavaş olduklarını söylemediler mi? 1 yıldızlı canavarla karşılaştıklarında katledildiler. Bu... Seni dinleyerek iyi yaptım.”

 

“Evet. Bu bizim içinde yaşadığımız dünya. Hyungnim. Bugünlerde dünya, kendini kurtarmaya çalışarak yaşayabileceğin bir dünya değil. Diyorum ki biraz tehlikeli olsa bile daha güçlü olmanın, hayatta kalma şansınızı artırmanın bir yolu var. Bu dünyanın tehlikelerinden kaçınmaya çalışmak yerine onun içine atlayıp yaşamak daha iyi değil mi? Güven bana. Bağımsız birliklere katılmamız gerekiyor. Bu sadece daha fazla Görev Puanı kazanmak ve daha iyi yaşamak için değil. İttifakın desteğini kazanacağız. Şu anda gözetmenlerin onayı olmadan Dragonic'ten dışarı bir adım bile atamayız, değil mi? Portalı kullanma ücreti inanılmaz derecede pahalı ve uzayda kalmaya devam etmek mantıklı değil ama resmi ordunun bir parçası olduğumuzda ittifakta bir şehre girmemize izin vermeyeceklerini düşünüyor musun? Bağımsız birliklere katıldığımız sürece, hyungnim, soylular olacağız. Soylular. Yani gözetmenlerin sahip olduğu küçük bir otoritenin bile tadını çıkarabileceğiz. Ve gelecek, hyungnim? Dragonic'te yaşayan tüm köylülerin dışarı çıkıp öleceği bir dünya. 'Bağımsız birliklerin karşılama savaşçıları' dedikleri bir vakit olacak. Hyungnim, bu şekilde yaşamak istemiyor musun?”

 

“Off, off. Ah, iyi. Eğer böyle yaşayabilirsem bu harika olur ama…”

 

“Bu yüzden bağımsız birliklere katılmamız gerekiyor. Bunu yapmak istiyorsak Vahşi Savaşçı okuluna gitmemiz gerekiyor. Vahşi Savaşçı Okulu, Vahşi Savaşçıların oluşturacağı bağımsız birliklere giden kraliyet yolu gibi.”

 

“Ne? Vahşi Savaşçılara mı katılacaksın? Delirdin mi sen?”

 

“Hey, hyungnim. Şu ana kadar birlikte iyi çalıştık. Birbirimize karşı sırt sırta verip birbirimizi koruduk. Korksaydık birlikte kaçardık. Bu şekilde herkesten daha hızlı güçlenip hayatta kaldık.”

 

“Bu doğru.”

 

“Oraya gittiğimizde de aynı. Orada hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yaparsak hayatımız daha sonra kolaylaşacak. Zorluğa katlandıktan sonra kolaylaşacak. Yoksa aptal olup titreyecek ve yaşamak için yalvaracak mısın?”

 

“Ne? Aptal mı? Serseri.”

 

“Hayır, hayır, onu sana söylemek istemedim. Haa.”

 

“Piç, dediklerine dikkat et... Her neyse, anladım. O kadar ileri gitmişken hadi yapalım.”

 

“İyi bir karar verdin hyungnim!”

 

“Ama Vahşi Savaşçılar olmaz, tamam mı?”

 

“Haa, tamam. Anladım hyungnim. Anladım.”

 

Güç kendi içinde bir büyüydü.

 

Choi Hyuk'un ideal Vahşi Savaşçılarından oldukça farklı olan onlar gibi insanlar bile Vahşi Savaşçı olmak için başvurdular. Her biri kendi arzularına sahip, Dragonic’in her yerinden savaşçılar toplandı.

 

***

 

['Vahşi Savaşçılar' ittifakın bağımsız birlikleri olarak kaydedildi. 1 yüksek rütbeli savaşçı (6 yıldız), Choi Hyuk, 8 orta rütbeli savaşçı (5 yıldız), 3.174 düşük rütbeli savaşçı (4 yıldız), 85.317 en düşük rütbeli savaşçı (3 yıldız) ve 10.000 deneme amaçlı savaşçı bu birliğe ait. Savaş güçleri C düzeyinde değerlendirilmekte.]

 

Gelgit canavarları dalgasından toplam kayıp sayısı 500 milyona ulaşmıştı... İlerleme değerlendirmesinden bu yana en fazla kayıp bunda yaşanmıştı. 2 milyardan 500 milyon. Daha önce, insanların güleceği bir sayı olurdu ama bu, dünyalıların şu anda yaşadıkları gerçekti. Özellikle keşif gezisinden sonra ön hatlar durmaksızın geri itilmişti ve boşluklar açılmıştı, böylece canavarlar arkadan yok edilmişti. Bunlar gibi zamanlarda, savaş odaklı olmayan sömürgeciler katledilmişti. Bu nedenle, dünyalıların yeniden şekillenmesi için bağıran ses, güç kazanmıştı.

 

Paradoksal olarak bu korkunç savaşla dünyalıların savaş gücü gelişmişti. Toplam nüfusta 7.000 düşük rütbeli savaşçı (4 yıldız) ve 700.000 en düşük rütbeli savaşçı (3 yıldız) bulunan savaştan önce, şu anda sırasıyla 10.000 ve 1 milyon savaşçı vardı. Savaşta birçok savaşçı ölmüş olsa da sayılar önemli ölçüde artmıştı. Oranlara bakıldığında düşük ve en düşük rütbeli savaşçıların sayısı aynı oranda artmıştı. Ancak en düşük rütbeli savaşçıların ölüm oranı aslında düşük rütbeli savaşçılardan çok daha yüksek olduğu için gelişmeler o kadar yaygındı ki yanlarında uyuyan kişi bir gecede 3 yıldızlı seviyeye ilerlemiş gibiydi. Bu sadece bir savaşın yoğunluğuydu.

 

Bu süre zarfında, sadece Lee Jinhee ve Ryu Hyunsung değil, Baek Seoin, Bae Jinman, Handke, yeni katılan Kim Honghyun, Richard'ın yardımcısı Leah ve Zero, hepsi gelişmiş ve orta rütbeli savaşçılar olmuştu.

 

Bu savaşı deneyimledikleri için miydi? Sayısız savaşçı, çılgın savaş manyaklarının örgütü olduğu için kötü şöhretli olan Vahşi Savaşçılardan olmak için başvurmuştu. Sadece bu değil, aynı zamanda ittifaka katıldıktan sonra orduda hizmet etmek zorunda kalan El Kabileleri bile başvurmak için sıraya girmişti. Çünkü Choi Hyuk'un bağımsız birlikleri onlara da çekici gelmişi.

 

Sonuç olarak, 3.000 düşük rütbeli savaşçı (4 yıldız) Vahşi Savaşçılara katılmıştı ve 80.000 en düşük rütbeli savaşçıya (3 yıldız) ulaşabilmişlerdi. Gerçekte tüm düşük rütbeli savaşçıları kabul etmişlerdi ancak değerlendirdikten sonra en düşük rütbeli savaşçıları reddetmişlerdi. Birinin dövüş duyularını ve mevcut aşamalarından ziyade gelecekteki büyüme potansiyellerini değerlendiriyorlardı. Choi Hyuk bile değerlendirmeye Baek Seoin tarafından rahatsız edildikten sonra katılmıştı.

 

Aynı şekilde, yetenekleri özellikle göze çarpan deneme amaçlı savaşçılar olan 2 yıldızlı savaşçıları da kabul etmişlerdi. Bu da Baek Seoin'in her zaman geleceğe hazırlıklı olmaları gerektiği konusunda ısrarcı olmasından kaynaklanıyordu.

 

Seçilmeyenler arasında ve ikinci ve üçüncü sıra Vahşi Savaşçılardan kamu düzenini korumak ve kolonileştirilmiş toprakları savunmak için atanan 300.000 üyeden oluşan resmi bir ordu kurdular. Onlara 'denetleyici birlikler' deniyordu. Herkes bu isme karşı çıksa da (Lee Jinhee yüksek sesle, "Hey! Niye kamu düzenini koruyan birimin adı denetleyici birlikleri?" bile demişti), Choi Hyuk bunu yapmıştı. Denetleyici birlikler bağımsız birer asker değildi ve Başak Kümesi altında bölgesel birlikler olarak bağlı kaldılar.

 

Dragonic'te kurulan ilk bağımsız birlik olan 'Vahşi Savaşçılar' bu şekilde C rütbesini aldı.

 

Kısa bir süre sonra her bir gözetmen ve egemen, birliklerin ve biraz güç sahibi olan klan liderlerini ayarlayacaktı.

 

Dragonic'in tam kontrolü ve bağımsız birliklerin kurulması. Bunlarla beraber dünyalılar bir kez daha yeni bir döneme girdi.

 

Neredeyse her yıl meydana gelen büyük değişiklikler nedeniyle dünyalılar artık bu değişikliklere hızla aşina oluyorlardı.

 

Korku veya endişe hissetmek yerine, heyecanlanan insan sayısı giderek artıyordu.