Bölüm 3: Yeniden Doğuş Ringi (3)

avatar
5556 10

Sovereign of Judgment - Bölüm 3: Yeniden Doğuş Ringi (3)


Çevirmen OsanU

Editör: ÇHY

 

Birisi çığlık attı.

 

"Kyahhh!"

 

Lee Mingi, Yang Gilsoo'yu herkesin önünde öldürmeye çalışıyordu. Yaptığı bu hareket herkesi şaşırtmıştı.

 

Gilsoo'nun karanlık yüzü kıpkırmızı oldu.

 

"Ne yapacağız... O ölebilir..."

 

Bir kız öğrenci ağlamanın eşiğindeydi. Bu insan doğasıydı. Gilsoo birisi tarafından dövülse ya da öldürülse bile onun için sadece üzülebilirlerdi. Onu gözlerinin önünde ölürken görmek ve bir sonraki kişinin kendileri olup olmadığını bilememek, daha da şok edici ve korkutucuydu.

 

162 cm boyundaki küçük Yang Gilsoo, Lee Mingi'nin ellerinde acımasızca ölecekti. Matematik öğretmeni onlara bağırdı, onları kınadı ama Lee Mingi hiçbir şey duymuyordu.

 

"Awk. Awk."

 

(EN: Awk boğulma sesi sanırım.)

 

Lee Mingi’nin kollarıyla boğazını sıktığı Yang Gilsoo ölmek üzereymiş gibi duruyordu. Sonra beklenmedik bir değişim oldu.

 

"Oh? Oh?"

 

Yang Gilsoo ayağa kalkmaya başladı. Ayağa kalkarken Lee Mingi'nin kollarını çekiyordu.

 

Yang Gilsoo onu boğan Lee Mingi'nin kollarını tırmalamıştı.

 

Riip.

 

Lee Mingi'nin kıyafeti yırtılmış ve kolunda belirgin bir iz vardı.

 

Bu beklenmedik sahne herkesi ringe odakladı. Choi Hyuk bile.

 

"Aahh! Seni kahrolası pislik!"

 

Yang Gilsoo, Lee Mingi'ye doğru koşarken korkunç bir çığlık attı. Yüksek adrenalin ile dolmuştu.

 

'Lee Mingi'ye güçlü vurdum. Seni kahrolası pus ve kaçmaya bak. Kazanabilirim. Onu öldürebilirim. Pislik!'

 

Uzun zamandır biriken öfke ve üzüntü birden patladı. Lee Mingi'ye doğru koşarken yumruklarını kaldırdı.

 

Güm!

 

Yang Gilsoo'nun yumruğu son derece özensizdi. Ama yumruk bir şekilde Lee Mingi'nin omzuna vurdu ve onu 3 adım geriye uçurdu. Saçma bir yumruk gücüydü.

 

Yang Gilsoo ileriye doğru koşarken kendinden emin duruyordu.

 

Choi Hyuk bunu gördü, buradan yardımcı olamazdı, kaşlarını çattı.

 

'Hayır... Savunma yapman gerek.' 

 

Sadece gördüklerini söyleyebilirdi. Ani güven patlaması yenilgi getirirdi.

 

Yang Gilsoo ondan daha güçlü olabilirdi ama Lee Mingi ondan daha hızlıydı. Lee Mingi'nin kolları ve bacakları daha da uzundu. Yang Gilsoo'nun yumruklarından kaçıp etrafında döndü.

 

Yumruk!

 

Bir açık bulduğunda vuracaktı. Choi Hyuk'un gözünde Lee Mingi'nin yumrukları acınasıydı fakat; belki de 'karma' yüzünden, yumrukları aşırı derecede güçlü gözüküyordu.

 

Yumruk, yumruk!

 

Yang Gilsoo'nun dayanacak fazla gücü kalmamıştı, çünkü çok fazla yumruk sallamıştı. Ne yazık ki başka bir sorun ortaya çıkmıştı.

 

"Haa! Haa! Haa... Mingi... Pislik... Tek bir vuruş... Bir lanet yumruk..."

 

Bir açık bulana kadar bekleyen Lee Mingi'nin aksine Yang Gilsoo'nun yumrukları gücünü kaybediyordu.

 

Onun yumrukları umutsuzca yavaşladı. Öte yandan,  Mingi daha rahat hareket eder olmuştu.

 

Choi Hyuk kavgadan gözlerini alamadı. Eğer başka bir gün olsaydı, bunda kurtulmak için başını sallayacaktı. Önünde gerçekleşen bu umutsuz mücadeleye kapılmıştı. Onun bastırılmış ruhu ve yetenekleri kavgayı görmek istedi.

 

Yang Gilsoo'nun etrafında dolaşan Lee Mingi bir açık buldu ve aniden onun suratına vurdu.

 

Çat!

 

Yang Gilsoo kaçmak için çok yorgundu. Sırt üstü yere uzandı. Gilsoo'nun dişleri uçtu ve ağzından kan fışkırdı. Güçlü bir kan akışı.

 

"Kyahh!"

 

Bir başka çığlık patladı.

 

Daha sonra dövüş tek taraflıydı.

 

Yumruk! Yumruk! Yumruk!

 

Lee Mingi, Yang Gilsoo'yu yere indirdi ve yumruklarıyla onu delice dövdü. Her tarafı kan olmuştu.

 

"Kurta..."

 

Yang Gilsoo'nun soluk ve yalvaran sesi seyircilerin kulaklarını deldi.

 

Ancak, Lee Mingi ona durmadan tekrar tekrar vurdu.

 

"Seni çılgın kaybeden piç. Utan. Çılgın piç. Kendini bir şey zannetme."

 

Yang Gilsoo bir süre sonra hareket etmeyi kesti.

 

Biri mırıldandı.

 

"O öldü…"

 

Yang Gilsoo'nun cesedi gri kül haline geldi ve kayboldu. Küller bir süre Lee Mingi'nin burnunun etrafında dolaştıktan sonra onun içine girdi.

 

Gözlerinin önünde bir cinayet işlenmişti. Korkunç bir sessizlik çöktü.

 

Dövüşün her sahnesi ağır çekimde Choi Hyuk'un zihninde oynamaya başladı.

 

Taze kan. Ölmekte olan bir adamın son nefesi. Göğsün bir daha yükselmemesi.

 

Choi Hyuk’un aklı 6. Sınıftaki anına gitmişti. Ölüm. Ortaokul öğrencisi de kolayca ölmüştü. Kolayca ölen kişi ortaokul öğrencisiydi ama üzüntüden yıkılan annesiydi.

 

O zamandan beri tanık olduğu ilk cinayetti.

 

Bu sefer, onun yumruğu tarafından değil, başkasıydı.

 

Ancak katilin tavrı kendisinden çok farklıydı.

 

"Hoooo..."

 

Lee Mingi ringde sakinleşti ve belini kütletti. Lee Mingi güçlü bir heyecanlı hissetti. Daha sakin bir tavır takınmıştı.

 

'Güçlendim. Güç taşıyor. Ne kadar çok öldürürsem o kadar güçlü olur muyum?'

 

Lee Mingi düşündü.

 

'Birini öldürdüm... Buradan ayrılabilir miyim? Hayır... Hayır... Bunun bir daha olmayacağının garantisi var mıydı? Buradan ayrılırsam ve benden daha güçlü biri ile savaşmak zorunda kalırsam ne olacaktı?'

 

Lee Mingi karar verdi.

 

'Şimdi güçlenmeliyim.'

 

Hayatta kalma içgüdüleri onu köşeye sıkıştırdı. Bir önsezisi vardı. Bu cinayet oyunu burada bitmeyecekti.

 

'Söylendiği gibi en fazla 5 kişiyi öldürebilirim... Eğer güçlenebilirsem.'

 

Zaten herkesin önünde birisini öldürmüştü. Hiçbir şey değişmeyecekti. Lee Mingi karar verdi.

 

'Bir kez daha dövüşmeliyim. Zayıf olan birini seçmeliyim ki yorulmayayım.'

 

Yang Gilsoo'dan zayıf olan biri... Böyle bir 'erkek' yoktu. Lee Mingi hedefini seçti.

 

"Yoon Girim. Gel."

 

Ağlayan bir kız öğrenci şaşırmıştı. Yüzü tamamen soluktu.

 

Öğrencilerin bakışları altındaki Lee Mingi o anda bir şeyi anladı. Yeniden Doğuş Ringi'nin arkasındaki anlam. Lee Mingi, açıkça bir 'katil' olarak yeniden doğmuştu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr