7. Bölüm - Yetişim Planları ve Simya

avatar
228 3

Sonsuzluğun Habis Hükümdarı - 7. Bölüm - Yetişim Planları ve Simya


Aron kulübeye geçtikten sonra meditasyon pozisyonuna geçmiş ve bilincini Gelişim Merkezine yönlendirmişti. Eternal mührü sayesinde normal olan dantianı, dört yetişim yolunu da destekleyebilecek olan Mutlak Gelişim Merkezine evrimleşmişti.

Mührün gösterdiği Gelişim Merkezinde, dört yolun manevi işaretleri ve enerji ağaçları vardı. Fakat Mutlak Gelişim Merkezini yeni ele geçiren Aron'un Mutlak Gelişim Merkezinin içi bomboştu. Normalde tek yoldan enerjiye başlamak kolay bir şeydi. Meditasyon yaparak doğadan çekilebilecek bir saatlik enerjiyle bile tek bir yetişim yoluna başlamak için yeterliydi.

Fakat Mutlak Gelişim Merkezi dört yolu birbirine bağlayarak eşit bir şekilde götürüyordu. Bu yüzden başlangıç enerjisi de dört yolun birleşik enerjisiydi.

"Simya hapları bu gerekli enerjiyi bana verebilir. Sonsuzluk Tarikatı düşüşte olan bir tarikat. Bu yüzden tarikatta bol sayıda Simyacı olduğunu zannetmiyorum. Bu durum hap fiyatlarını yüksek fiyattan satılması durumunu doğurur ki zaten altınım az. Neyse ki ben aynı zamanda bir Simyacıyım. Zihnimde milyonlarca yıllık Simya bilgileri ve deneyimleri var. Haplar yerine tarikatın öğrencilerinin ticaret merkezine sattığı büyülü bitkileri alabilirsem, bu işimi görecektir. Hatta gücümü biraz toparladığımda bu Simya işinden güzel para kazanabilirim. Sonuçta Simya Hapları dışında kaynaklara ve ekipmanlara da ihtiyacım olacak. Bunların her biri para ile hallolacak işler. Para abi bu... Çok önemli!"

Aron planlarını yaptıktan sonra meditasyonunu bozmuş ve kulübesinden çıkarak ticaret merkezinin yolunu tutmuştu. Bu tarikata geldikten sonra ilk defa Ağaç Hizmetleri bölümü terk edişiydi. Neyse ki tarikat boş bulduğu her yere yön tabelaları asmıştı. Tarikat bir dağın üstünü kurulduğu ve çok büyük bir alanı kapsadığı için kaybolma durumları yaşanabiliyordu.

Aron sakin bir şekilde Ağaç Hizmetleri bölümünü terk ederken, hiç bir sorun ile karşılaşmamıştı. Tarikat hizmetliler bölümlerinin sınırlarına herhangi bir güvenlik koymuyordu. Özünde tarikat kendi içinde sınırlar ile ayrılmış olsa da, bir bütün olarak oluşumu simge ediyordu.

Aron hizmetler bölümünden çıktıktan sonra biraz daha yürümüştü. Ticaret Merkezi Tarikatın iç taraflarına kurulmuş bir yapıydı. Bu yüzden Aron bir çok yer geçmişti. Gördüğü şey ise Hizmet Bölümleri ile Dış Sahanın bile çok farklı olduğuydu. Özünde rekabet ve çetecilik gibi şeyler olsa da, Dış Saha da her öğrencinin kendi evleri vardı. Hatta yer yer kendi enerji toplama formasyonlarına sahip ölümsüz mağaraları bile bulunuyordu.

Aron her evden ayrı yoğunluklarda enerjiler hissediyordu.

"Tahmin ettiğim gibi... Dış Saha öğrencileri bile daha lüks bir şekilde yaşayabiliyorlar. Ek olarak evlerinde enerji toplama formasyonları var gibi gözüküyor."

Aron bu düşünceler eşliğinde büyük bir yapının önüne gelmişti. Bu yapının üzerinde büyük harfler ile Ticaret Merkezi yazıyordu. Aron doğru yere geldiğini anladıktan sonra içeriye girmişti. İlk girdiği yer bir tür lobi tarzı bir yerdi. Burada da bir sürü yön tabelası koyulmuştu. Tabelalar da Ekipman, Teknik, Simya, Malzeme gibi bir çok kategori yer alıyordu.

Aron diğerleri ile hiç uğraşmadan Simya yazan tabelayı takip etmişti. Bir kaç dakikanın sonunda Simya bölümüne giriş yapmıştı. Daha girmesi ile birlikte burnuna hoş ve tıbbi kokular gelmeye başlamıştı. İçerisi tam anlamıyla bitki cenneti gibiydi. Fakat bunun aksine hapların sayısı gerçek anlamda azdı.

Aron içeride kimlerin olduğuna bakmadan hapların önüne gelmişti. Fakat hapların sayısının az olması ile birlikte fiyatlarının da fırladığını fark etmişti. En düşük seviyeli hap olan Enerji Toplama Hapı bile 10 Altından başlıyordu.

Aron'un hapların fiyatına baktığını gören bir kaç öğrenci, Aron'un göğsünde duran hizmetli amblemini gördükleri an, küçümseyen gözlerle ona bakmışlardı ve hiç te kısık olmayan bir ses tonu ile "Baksana bir hizmetli ait olduğu sincap deliğinden çıkarak hap almaya heveslenmiş... O haplar ile yetişime başlayabileceğini düşünmek... 10 altın senin kaç aylık maaşın lan! Kendi habitatına geri dön." diyerek adeta dalga geçmişler ve Aron'a hayvan muamelesi yapmışlardı.

Aron ise sadece bir kez arkasına dönerek "Senin adın nedir ?" diye sormuştu. Aron'un gözlerinde ki duygusuzluk ve kararlılığı görenler biraz tereddüte düşseler de, onun bir hizmetli olduğunu hatırlayarak kendilerine gelmişlerdi.

"Benim adım Dean Cruise. Dış Saha Öğrencileri sıralamasında yirminci olan Jack Great'ın bir astıyım. Bir dakika ya... Sen kim oluyorsun da bana ismimi soruyorsun. Kimsin lan sen!"

Bu üçlüyü kafasına yazan Aron, "Benim adım Aron Silas Eternal... Kötü başlangıç yaptığımız için özürlerimi sunarım. Bugün sadece ticaret merkezini keşfetmek amacıyla gelmiştim." demişti. Bugünlük bazı şeyleri alttan alması gerekiyor gibiydi.

Fakat Aron'un yarattığı izlenim işe yaramış olacak ki, üçlünün yüzü somurtkan bir hal almıştı.

"Bir hizmetli boyundan büyük işler ile uğraşıyor! Lanet olası köleler. Bence bugün biz kıdemli öğrencilere saygısızlık yaptığın için bedelini ödemen gerekiyor."

Üçlü bu sözlerden sonra Aron'un üzerine yürümeye başlarken, arka tarafta muazzam bir aura patlamış ve üç öğrenci olduğu yerde dona kalmıştı.

"Bu ne cüret! Tarikatın öğrencileri olarak ölümlü olan bir hizmetliye bulaşmaya nasıl cüret edersiniz!"

Öğrenciler duydukları ses ile birlikte tüm vücutlarının titrediğini hissederek arkalarını dönmüşlerdi. Arkalarında üstünü kan kırmızı bir aura sarmış olan Kıdemli Drake ve Buz Kraliçesi olarak anılan Sophia Holysword vardı.

Drake kafasını yana yatırarak sözde ölümlüye baktığında öfkesi daha da büyümüştü.

"Birde benim getirdiğim ölümlü! Kaybolun lan gözümün önünden! Bu ay maaşlarınız olan Simya Haplarını ve 10 altını alamayacaksınız."

Aldıkları ceza ile nutukları tutulan üç öğrenci donakalmış gibiydi. Fakat bu durum sadece Kıdemli Drake'i daha fazla öfkelenmesine sebebiyet vermişti.

"Hala duruyorlar. Gözüm görmesin lan sizi! Kaybolun!"

Drake'in son bağırması ile birlikte kendilerine gelen üç öğrenci, kötü kötü Aron'a bakarak Simya Bölümünü terk etmişlerdi. Aron ise daha dış sahaya geçmeden nasıl düşman edindiğini düşünüyordu.

"İnsan doğası... Çok basitler."

Yine de şimdilik beladan kendisini kurtaran ikiliye bakan Aron "Kıdemlilerime yardımları için teşekkür ederim." diyerek Büyülü Bitkilerin olduğu bölüme geçti. Buna hem Drake hem de Sophia çok şaşırmıştı.

Çünkü Kıdemli Drake en güçlü kıdemlilerden birisiydi. Bırakın öğrencileri ve hizmetlileri, çoğu kıdemli bile ona yaranmak için uğraşırdı. Yada Sophia... Tarikatın bir numaralı güzelliğiydi. Gümüş saçları ve parlak mor gözleri ile yüzü tanrıçaları andırıyordu. Kavisli vücudu ile tarikatta ki kıdemliler dahil tüm erkeklerin arzuladığı bir kızdı. Her erkek ona biraz daha bakabilmek için servetlerini ortaya dökerlerdi.

Şimdi ise Aron sade bir teşekkür ederek bitkileri incelemeye gitmişti.

"Bu ölümlü çok ilginç..."

Drake, Aron'u incelerken bu sözleri istemsiz bir şekilde ağzından çıkarmıştı. Buna Sophia'da katılıyordu.

"Çay içerken demek istediğim buydu usta. Garip."

Bu sırada bitkileri inceleyen Aron, bitkilerin gerçek anlamda ucuz olduğunu fark etmişti. Haplara nazaran dağ ve eteklerinde bir çok büyülü bitki bulunuyordu. Bunları toplama görevi ise öğrencilere veriliyordu. Bu yüzden her bitkiden bolca vardı ve fiyatları ucuzdu.

Aron biraz daha inceledikten sonra görevliye bakmıştı. Görevlinin gözlerinde de aynı küçümseme vardı. Görevli Aron'a bakarken "Bu salak hizmetli daha bitkilerin ne işe yaradığını, hayır fazla büyük düşünüyorum büyük ihtimalle isimlerini bile bilmiyordur" diye düşünüyordu.

Aron ise "10 tane Gök mavi Bambu Filizi, 10 tane taçlı Qi çiçeği, 10 tane taçlı Paragon Çiçeği, 10 tane taçlı Archon Çiçeği, 10 tane taçlı Lore Çiçeği ek olarak 7 temel Qi enerjisinin Lotus Çiçekleri ve 4 Yetişim Yolunun enerjilerinin bulunduğu Lotuslar. Birde..." diyerek büyülü bitkiler saymaya devam etmişti.

Aron'un büyük bir ustalık ile bitki isimleri sayması karşısında herkes dona kalmıştı. Bu çocuk daha tarikata geleli kaç gün oluyordu ? Bir günde ne ara bu kadar uyum sağlayıp, bu kadar şey alacak varlığı elde etmişti.

"Bir ölümlü bu kadar büyülü bitkiyi ne yapacak ?"

Görevli tüm bunların fiyatını hesaplarken, içten içe gülüyordu. Her ne kadar bu ölümlü hizmetlinin büyülü bitkileri büyük bir ustalık ile saydığını görünce tuhafına gitse de, ticaret ticarettir diye düşünmüştü.

"Tüm hepsi 10 altın etmekte. Karşılığını verebileceksen hemen bitkileri hazırlayayım."

Bu konuda Drake bile şaşırmıştı. Gerçekten de bir çok bitki saymıştı. Her Hizmetlinin ayda sadece bir altın maaş aldığını biliyordu. Hadi yeni katılanlara 5 altın para veriliyordu. Fakat işin ucunda yine de dün getirdikleri bir ölümlünün 10 altını olması imkansız gibiydi. Bu yüzden neler olacağını merak eden Drake, Sophia'ya işaret vererek para vermesi için gönderecekti ki, Aron'un ölümlülere özel depolama yüzüğünden bir altın kesesi çıkarttığını ve 10 altını masaya koyduğunu görmüştü.

Paraları büyük bir zevkle alan Simyacı, bitkileri hazırlamaya başlamıştı. İlk defa bir ölümlüden böylesine büyük miktarda büyülü bitki siparişi alsa da, para kazandığı için mutluydu.

"Bir ölümlü olarak o bitkilerin enerjilerine dayanamazsın. Enerjiyi hissetmek için dış kaynaklara güvenmek belirli bir derecede etkilidir. Hayatını tehlikeye atmamanı öneririm."

Kıdemli Drake'in sözlerinden sonra ona dönen Aron, kıdemlinin gözlerinin içine bakmıştı. Kıdemlinin 1.90 boyu vardı. Fakat 15 yaşında olan Aron'un da garip bir şekilde 1.90 boyu vardı. Sadece Sophia 1.75 boyu ile aralarında kısa kalmıştı

"Merak etmeyin kıdemlim. Bana bahşettiğiniz ikinci hayatı böylesine tehlikeye atacak değilim."

Bir süre sonra Aron'un siparişi hazırlanmıştı. Aron büyülü bitkileri depolama yüzüğüne koyduktan sonra Kıdemli Drake'in ve Sophia'nın önüne gelmiş ve eğilerek selam vererek Simya bölümünden çıkmıştı.

Arkasında kafa karışıklığı içerisinde bir ikili bırakmıştı.

"P-Pekala gerekli büyülü bitkileri alalım. Kemik Donduran İlik Hapının iki ay içerisinde yapılması gerek."

Bu sırada büyülü bitkilerini alan Aron hiç bir yere uğramadan Ağaç Hizmetleri bölümüne geri dönüyordu. Fakat kendi iç dünyasında çok değişik şeyler yaşanıyordu.

"Bugün bana bulaşan üçlü... Beni bekleyin. Sizlerden de hap yapmazsam benim adım Aron olmasın."







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44598 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr