Bölüm 30: Çaresiz Durum

avatar
4599 8

Shura’s Wrath - Bölüm 30: Çaresiz Durum


 

Bölüm 30: Çaresiz Durum

 

"Güzel... Öfke Ateşi!"

 

Hafifçe söyledi. Yeni açılan bu yetenekle Ling Chen kendini biraz daha güçlendirdi. Soluk kırmızı bir katman kırmızı vücudundan ısınmaya başladı. Aynı anda savunması ve canı düşerken, saldırı gücü on puan yükseldi. Soluk kırmızı ışıkla Ling Chen son iki İnsan Yiyen Kara Kurbağası'na doğru döndü. 

 

-123, -125, -124!

 

Öfke Ateşi'nin etkisiyle İnsan Yiyen Kara Kurbağalarının Ling Chen tarafından maruz kaldığı hasar açık bir şekilde yükselmişti. Devam eden Hilal Kesişi'yle geriye kalan İnsan Yiyen Kara Kurbağaları da sonunda düşmüştü.

 

"Ding... İki 10. Seviye, iki yıldız elit Büyük İnsan Yiyen Kara Kurbağası'nı başarıyla öldürdünüz. Ün +40, yetenek puanı + 40, kalan yetenek puanı: 40."

 

40 yetenek puanı "Öfke Ateşi'ni" 2. Seviyeye yükseltmek için yeterliydi. Tüm yetenek puanını "Öfke Ateşi'ne" verdi. Bu sayede 1. Seviyeden 2. Seviyeye yükselebilirdi. 

 

[Öfke Ateşi]

Şu anki seviye: 2

En yüksek seviye: 5

3. Seviyeye yükseltmek için gereken yetenek puanı: 90.

Çırak savaşçılar için olan ileri acemi yeteneği yalnızca başlangıç acemi yeteneklerinin hepsi maksimum seviyeye ulaştığında açılır. Aktifleştirildikten sonra yaşam gücünü yakarak ve savunmayı kurban ederek daha yüksek saldırı gücü kazandırır.

Etki: Can -20, savunma -20, fiziksel saldırı gücü +20.

Etki süresi: 20 saniye.

Mana tüketimi: 10.

Bekleme süresi: 1 dakika.

 

Öfke Ateşi harika bir şekilde yükseltildikten sonra saldırısı 20 puan ve etki süresi de 20 saniyeye ulaşmıştı. Fakat can, savunma ve mana tüketimi de iki katına çıkmıştı. 

 

Tüm İnsan Yiyen Kara Kurbağalarını öldürdükten sonra Ling Chen'in zihni zayıflamıştı ve az kalsın yere düşüyordu. Kendini uyandırmaya yetecek kadar sert bir şekilde dilini ısırıp, on metre önünde duran Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'na doğru yöneldi. Gözleri sonun kadar açık bir şekilde vücudunu ve zihnini zorladı... Buraya kadar dayanmıştı, şimdi nasıl düşebilirdi!

 

Vuş!

 

Şükürler olsun ki Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası dilini dışarı çıkarmıştı. Ling Chen'in bitkin vücudu sınırlarını aşmıştı. Normal bir insanın en iyi kondisyonunda bile kaçınması oldukça zor bir saldırıydı ama o başarıyla dilin üzerine inip, aynı anda Öfke Ateşi'ni saldı... Devasa dilin yardımıyla Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın kafasına atlayıp üç güçlü saldırı yaptı...

 

-83, ıska, -81!

 

Öfke Ateşi'nin de yardımıyla Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'na uygulanan hasar harika bir biçimde artmıştı. Eğer bu şekilde hasar vermeye devam edebilirse Dev Kara Kurbağası'nı öldürmek için gereken zaman oldukça büyük miktarda düşecekti. Fakat içinde olduğu bu durumda Ling Chen Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'nın bir sonraki saldırısından kaçabilecek miydi?  Kaçabilse bile öncesinde olduğu gibi etkili bir şekilde saldırmaya devam edebilir miydi?

 

Sadece beş şişe özel iksiri kalmıştı ve birkaç dakika içerisinde de kalan etkileri bitecek ve sonra geriye dört şişe kalacaktı. Belki yeteri kadar özel iksiri vardı ama Öfke Ateşi'nin mana tüketiminin artmasıyla mana iksiri yavaş yavaş tükeniyordu. Ek olarak Dev Kara Kurbağası'nın saldırıları ve Öfke Ateşi yüzünden orijinal kırmızı ve turuncu iksirleri bitmişti. Bir kere can ve mana iksirleri bittiğinde, ölümün kapısında olacak demektir... 

 

Ling Shui Rio loş ışıkta gözlerini açıp duvardaki saatin sabahın altısını gösterdiğini gördü. Pencerenin arkasındaki soluk beyazlıkla yeni gün başlıyordu. Eskiden bu saatlerde her zaman derin uykuda olurdu. Çok fazla uyumaya ihtiyacı vardı ama bu gece üç kere uyanmıştı. Kalbinde bir endişe vardı. 

 

Ling Chen'e doğru döndü. Ay ışığını kullanarak Ling Chen'in kaşlarını hafifçe çattığını, suratının da belli belirsiz çarpıldığını gördü. Ayrıca dişlerini de kasmıştı. 

 

Ling Chen'e görmek için iyice döndü. Kaşları öncesine göre daha çok çatılmış,  ifadesi iyice çarpılmıştı ve alnında soğuk yerden bir hat vardı. İfadesi dayanmaya çalışıyor gibiydi. Sanki bir şeyle boğuşuyordu. 

 

Ling Shui Ruo hafifçe "Abi..." diye fısıldayarak elini uzattı ve alnındaki terini sildi. Sonunda bu gece neden sık uyandığını anlamıştı... Çünkü o acı çekiyordu ve büyük bir mücadelenin içindeydi. Onun ıstırabı yüzünden huzursuzdu. Sonuçta o, onun için her şeydi ve dahası kendinden bile çok daha önemliydi...!

 

"Abi, devam et... Abimi yenebilecek hiçbir şey yok."

 

Saat sabah altı, Ling Chen beşinci alana girdiğinden beri dokuz saat geçti. 

 

Beşinci alan bir an bile kesilmeyen savaş sesleriyle doluydu. Ling Chen hâlâ yaşıyordu. 

 

"Ah."

 

Pat! Küt! Çat! Küt! 

 

Son kullandığı Hilal Kesişi'yle dört İnsan Yiyen Kara Kurbağası'nın da canları bitip Ling Chen'in önüne düşmüşlerdi. Ayrıca iki kara kurbağasının dil saldırısının arasında kalıp geri çekilmişti. 

 

"Ding... Dört 10. Seviye, iki yıldız elit Büyük İnsan Yiyen Kara Kurbağası'nı başarıyla öldürdünüz. Ün + 80, yetenek puanı + 80, şu anki yetenek puanı: 300."

 

Dört saattir, dokuz dalga boyunca her seferinde beşer tane gelen İnsan Yiyen Kara Kurbağası'na karşı mücadele ediyordu. Dalgayla birlikte ortaya çıkan her kurbağa ölmüştü. Bu kısım Ling Chen için en zor ve en uzun olanıydı. Bunun ne kadar korkutucu ve tehlikeli olduğunu sadece o biliyordu. Kaç defa ölümün kapısına yaklaştığını bilmiyordu ama o düşmedi. Kırk beş Büyük İnsan Yiyen Kara Kurbağası'nın hepsi onun kılıcı altında can vermişti. 

 

Kırk beş İnsan Yiyen Kara Kurbağası ona oldukça fazla deneyim puanı vermişti. Neredeyse onu bir sonraki seviyeye çıkaracaktı. Aynı zamanda dokuz yüz yetenek puanı kazanmıştı. 

 

Kırk beş 10. Seviye, iki yıldız elit dizisi başka bir yerde ortaya çıkmazdı. 

 

Bu yetenek puanı ileri acemi yeteneği "Öfke Ateşi'ni" beşinci seviyeye yükseltme fırsatı veriyordu. Tüm acemi savaşçı yetenekleri maksimum seviyedeydi. Eğer bunu birilerine söyleseydi, kimse ona inanmazdı. 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağa'sı, can: 10897/80000

 

Öfke Ateşi'nin yükseltilmesiyle Ling Chen tarafından Dev Kara Kurbağası'na verilen hasar oldukça artmıştı. Daha önce Kara Kurbağası'nın canını 40000'e indirmek için beş saat uğraşmıştı. Öfke Ateşi'nin yardımıyla dört saatte Dev Kara Kurbağası'nın canının neredeyse 30000'ini indirmişti. Saldırı hasarı artmıştı ama mental gücü giderek zayıflıyordu. Delici Dil'den kaçarken iyice zorlanmaya başlamıştı. Kaçmak yeterince zorken bir de kaçtıktan sonra saldırı fırsatını yakalamak daha da zorlaşmıştı. Her dakikada bir ya da iki kez saldırabiliyordu. Bazen saldırı şansı daha da geç geliyordu. 

 

Görünüşe göre muazzam miktarda irade gücü vardı. Şimdiye kadar, Boss'un bitmek bilmeyen saldırıları altında durmadan savaşmış ve hayatta kalmıştı. Hatta Boss'un canını yüzde yirminin altına bile indirebilmişti. 

 

Güçlü bir irade gücüne ve normal bir insandan daha güçlü olsa bile, yinede sınırının bir sonu olmalıydı. 

 

Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'ndan darbe alan Ling Chen, yerdeki açıklıklardan birine yığılmıştı ve görüşü de iyice bulanıklaşmıştı. Bu sefer üç dakika boyunca ayağa kalkamadı. Vücudu ya da göz kapakları hangisi olduğu fark etmeksizin iyice ağırlaşmıştı, hareket etmiyorlardı. Oyun dünyasında vücut bitkin düşmezdi, çünkü insan vücudu gerçekten oyuna girmiyordu ama zihin yorgunluğu gerçekti... Çünkü aslında oyuna giriş yapan insan zihniydi. Kişinin zihni, oyunla ilgili her şeyi deneyimler ve oyun içerisindeki tüm vücut hareketlerini kontrol ederdi. 

 

Zihnin aşırı yorgunluğu, basitçe bedenini daha fazla kontrol edememesine neden olmuştu. Gözlerinin kapanmaması için uğraşıyordu. Bir kere bile olsa gözleri kapanırsa, derin bir uyku haline gireceğinden korkuyordu.

 

Hâlâ 96 puan canı, 25 puan da manası vardı.

 

Şu anda Ling Chen'in zihni ya da yenilenmesinin hangisi olduğu fark etmeksizin hepsi tamamen yıpranmış durumdaydı.

 

...Sadece gözlerini kapat ve bu şekilde uyu. Oyun dünyasındaki küçük bir Boss için zihnini böylesine yormak, buna değmez. Bu şekilde devam edersen, kesinlikle çok hasta olacaksın. Dahası uçurumun dibinden gümüş bir kılıç, büyük miktarda yetenek puanı kazanmak ve tüm yeteneklerinin maksimum seviyeye ulaşması sıradan oyuncuların hayal bile edemeyeceği bir hasattı, bu kadarı yeterli...

 

Zayıf bir ses zihninde bu şekilde konuşup duruyordu. Fakat bu ses, daha keskin bir ses tarafından anında bölündü: "Burada ölemezsin! Şu ana kadar dayandın, nasıl şimdi ölmeyi isteyebilirsin? Kaç kişi seni öldürmeyi denedi ama bunu yapamadılar, ne kadar işkenceye maruz kaldın ama bunlar senin isteğini kıramadı. Hatta en korkunç herif bile senin ellerinde can verdi. Önceki oyun dünyasında bile bir kere bile ölmedin... Sadece 10. Seviye bir yaratığın elinin altında ölmeyi nasıl isteyebilirsin?"

 

Belli belirsiz, arkasında anormal bir hava akımı hissetti. Dişlerini sıktı, inancı tarafından toparlanan güç, sağ bacağına aktı. Güçlükle çabaladı ve hemen yanındaki duvara doğru bir adım attı.

 

Bu adımla vücudu aniden yana kaydı. Neredeyse aynı anda uzun Delici Dil, az önce olduğu noktaya indi.

 

Bir kere daha omuzları ölümle sıyrıldı. Böyle bir durum içerisinde bile hâlâ çabalıyor ve ölmek istemiyordu.

 

Çok az bir can, çok az bir mana ve hafif bir esintiyle bile tamamen yıkılacak bir zihin... Şu anda Ling Chen'in daha fazla saldıracak gücü yoktu. Hatta son güç kırıntıları bile dayanılamaz bir biçimde zayıftı... Tamamen umutsuz bir durumun içine düşmüştü.

 

Yüzleşmek zorunda olduğu şeyse, hâlâ on bin canı olan Aç Gözlü Dev Kara Kurbağası'ydı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr