005: Uyanış

avatar
446 2

Shaman God - 005: Uyanış


Yazar: Corasan



005: Uyanış


 

“Oğlum! İyi misin?” Sarışın güzel kadın hüzünlü bir sesle konuşup yaşlı generale sarılıyordu..

 


“Anne! Bilerek… bilerek olmadı… Kardeşim idman yapmak istemişti, sadece kılıç sanatındaki açıkları göstermek istemiştim.” Sarışın kadının arkasında ince, uzun ve yakışıklı bir genç titreyen sesiyle konuştu.

 


Sarışın güzel kadın sakin bir şekilde… “Biliyorum, daha fazla açıklamana gerek yok, kardeşine bilerek zarar vermeyeceğini biliyorum” Derin bir nefes aldı…

“Daha dikkatli olmalısın, kardeşinin yetişimi çok zayıf ve hala Savaş Sanatını kavrayabilmiş değil.” Kadın sakin bir şekilde konuştu.

“Yardım ette kardeşini Merlin’e götürelim… Merlin’nin ekibi gerekli kontrolleri yapacaktır.”

 


Kadın konuşmasını bitirdikten sonra gençle birlik Yaşlı Generali kaldırıp ormanın derinlerine ilerleyen beyaz taşlarla süslenmiş patikada ilerlemeye başladı…

 


Yaşlı General daha ne olduğunu anlayamasa da etrafını incelemeye başlamıştı…

 


40m yüksekliğinde devasa ağaçların olduğu garip bir ormana ilerliyorlardı… Patika sanki beyaz ışıklar saçıyordu ve ormanın derinlerine ilerliyordu.

Birkaç dakikalık yürüyüşten sonra patika geniş bir alana çıktı, ağaçların olmadığı bir düzlüktü. Düzlüğün tam ortasında orta çağ Avrupasından kalma büyük bir köşk vardı…

Büyük köşk Beyaz işlemelerle süslenmiş, ahşap bir yapıydı… Süslemeler göz kamaştırıyor insanı büyülüyordu…

 

Köşkün etrafındadaha küçük ama en az Büyük Köşk kadar gösterişli birkaç düzine bina daha vardı, binaların içinden çeşitli tartışma ve konuşma sesleri geliyordu.

 


Sarışın kadın ve genç Yaşlı Generali taşıyarak yavaşça köşkün kapısından girdiler… Köşk kapısı açıldığında bir salonun içine girdiler, bu salon kırmızı halılar ve gümüş şamdanlarla süslenmişti. Salonun merkezinden yukarı doğru iki kenardan yükselen merdivenler vardı, bu merdivenler salonun neredeyse yarısını kapsayan bir balkona çıkıyordu.

 


“Merlin! İhtiyar buraya gel… Arthas… Arthas kaza geçirdi, kontrol etmelisin.” Sarışın güzel kadın güçlü bir şekilde bağırdı.

 


“Ah! Jessica bağırmana gerek yok, sizi patikadayken fark ettim zaten…” uzun boylu sıska yaşlı bir adam Salonun balkonundan seslendi.

Yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladığında Merlin, Yaşlı General sesin sahibini görmeye başladı…

 


Uzun boylu sıska yaşlı bir adamdı. Beyaza yakın gri bir cübbeli bir adamdı, gri cübbesinin yakasından aşağıya doğru inen beyaz bir şerit vardı, şeritlerin üzerinde garip işlemeler mevcuttu.

 


“Gel bakalım evlat, gene ne yaptın kendine?” Yaşlı adam sevecen bir tavırla konuştu.

 


Merlin! Biraz ciddi olamaz mısın? Oğlum yaralandı diyorum sana…” Kadın hafif kızgın bir şekilde konuştu.

“Üstat Merlin!... Lütfen kardeşimle ilgilenin.” Genç saygı ve heyecanla konuştu…

 

 

3’lü kendi arasında konuşurken, Yaşlı General…. “Oğlum? Kardeşim? Athas?... Noluyor burada?... Ölmedim mi ben?” Şaşkın ve kafası karışık bir şekilde kendi kendine mırıldandı.

Yaşlı General neler olduğunu anlamaya çalışırken bir anda kafasında dayanılmaz bir açı hissetti… Acıya daha fazla dayanamayıp bağırmaya başladı…

“Aah!! Başım… Başım yerinden çıkacak!...” Acı ve öfkeyle bağırdı.

 


Yaşlı General bağırdıktan sonra… “Merlin! Acele et, oğlum…” Sarışın kadın hüzün ve korkuyla Merlin’e tekrar bağırdı.

 


“Sakin ol Jessica! Gerekli incelemeleri çoktan yaptım, kötü bir yarası yok… Kafa travması geçiriyor ve sadece ağır bir acı hissediyor, kalıcı bir durum yok..” Merlin sakin bir şekilde konuştu.

“Milo, 2. Derece şifa hapı getir, 5 dk yeterli olacaktır kendine gelmesine.” Merlin merdivenlerin başında bekleyen genç bir çocuğa seslendi.

 


“Jessica, Milo işini bitirdikten sonra siz gidebilirsiniz, ben törene yetiştiririm Arthas’ı merak etme.” Merlin sakin bir tavırla konuştu.

 


Sarışın kadın Jessica, Merlin’nin sözlerinden sonra derin bir nefes aldı ve rahatladı… “Merlin, Arthas sana emanet… öğleden sonra kesinlikle törene yetişmeli, Arhatas’ın gençlik töreni var, Kral ona yöneteceği toprakları verecek.”

 


Jessica sözlerini bitirdiği sıralarda Merlin…

 


“Jessica merak etme, geç kalmayız… Hem o pinti herif anca bir karış toprak verir ve o da önemli yada tehlike bir toprak olmaz… Sakin ol biraz!... Ki tehlikeli olsa dahi öğrencilerimden bir kaçı arkadaşlarını yalnız bırakmaz peşinden gider, merak etme.” Merlin konuşması bittikten sonra arkasın döndü ve salonun köşesindeki süslemeli, misafirler için ayrılmış olan koltuklardan birine oturdu.

 


“Anne, Korucu Merlin haklı, hem kardeşimin durumu da iyiymiş ve merak etme kardeşimin yanında en sadık 2 astım ve 100 elit askerimi göndereceğim.” Yaşlı Generalin Genç olarak nitelendirdiği kişi aslında güçlü ve yetenekli bir savaşçıydı, aynı zamanda Krallığın prenslerinden biriydi.

 


“Tamam.” Dedikten sonra Jessica genç adamla birlikte tören için ayrıldı…

 


İkili köşkten ayrıldıktan sonra Merlin, Arthas’ın yanına geldi herhangi bir aksilik var mı diye vücudunu inceledi ve hüzünle yaşlı generale baktı.

 


“Aah! Genç Prens çok iyi bir çocuksun ama maalesef kraliyet ailesindensin, bu aile senin gibi iyi çocuklar için tam bir felakettir…” Hüzünle mırıldandı.

 


Gözlerindeki hüzün yerine kararlı ve inanç dolu bir bakışa bıraktı… “Merak etme evlat, ben varken sana zarar veremezler ve emin ol yöneteceğin topraklarda Kraliyet Ailesinden, saraydan ve sarayın taht oyunlarından uzakta güvende olmanı sağlayacağım.” Merlin kararlı ve güçlü bir şekilde konuştu.

 


Merlin bu sözleri söylediği sırada, Yaşlı General fal taşı gibi açılmış gözlerle…

“Çek o ellerini üzerimden İhtiyar… Ne prensi… Ben düzen ordusunun Yüce Generali Yabguyum. Ne prensi? Ne sarayı?” Öfkeli bir şekilde konuştu ve ayağa kalkıp köşkten bir ok gibi fırlayarak çıktı.

 


Yaşlı General kökten fırlayarak çıktıktan sonra, güneş gözlerini yakmaya başladı ve görüşünün bulanıklaşmasına sebep oldu… Yaşlı General gözlerini kapatıp derin derin nefes almaya başladı, bunu yapmasının sebebi kendini sakinleştirmekti.

 


Yaşlı General bir süre sonra sakinleşti ardından yavaşça gözlerini kısarak açmaya başladı, yavaş yavaş gözlerinin ışığa alışmasını sağladı.

 


Gözlerini tam anlamıyla açtığında etrafını incelemeye başladı, 40 metrelik devasa ağaçlarla kaplı bir alan ve bu alanda bir sürü bina vardı… Her binanın içerisinden tartışma, konuşma sesleri yükseliyordu.

 


Ağır adımlarla köşkten uzaklaştı, ardından arkasını dönüp içinden çıktığı yapıyı incelemeye başladı.

 


Köşk Avrupa mimarisinin karışımına sahipti, yapının büyük bir kısmı Alman mimarisine sahipti lakin Fransız ve İngiliz mimarisinin esintileri de vardı…

Köşk devasa ve göz alıcıydı, beyazlarla çevrili köşk sanki güneşle dans edermiş gibi parlıyordu.

 


Yaşlı General ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yanda etrafı inceliyordu, bu sıralarda köşkten bil gölge yavaş yavaş dışarı çıkıyordu…

 


Merlin köşkten ağır adımlarla çıktı… Yaşlı Generalin davranışlarını inceliyordu.



******************

"Prens Arthas" ile devam edecek.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44654 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr