“Aynı zamanda mezhep tarafından verilen hazineler sayesindeydi.” Yi Xiao mütevazı bir şekilde söze katıldı: “Onlar olmadan başarılı olamazdık.”
“Benim de tek yaptığım Su Tanrısı’nı dizginlemekti.” Qin Yun da alçak gönüllülükle cevap verdi. Kılıç niyetini sır olarak tutmalıydı. Ne kadar az kişi bilirse kendisi için o kadar iyiydi.
Orta yaşlı güzel kadın, Daoist Kırmızı Yeşimtaşı başını salladı, “Bu kadar mütevazi olmanıza gerek yok. Kaynak Alemi’ne girmeden Su Tanrısı’nı öldürmek için hayatlarınızı riske attınız! En ufak bir aksilik ölmenize yol açardı. İkiniz de daha çok gençsiniz ve sınırsız potansiyeliniz var, buna rağmen kendinizi riske atabildiniz. Saygımı kazandınız.”
“Ben de çok etkilendim. Sonuçta iki kişi gidip milyonları kurtardınız. Tahakkuk ettikleriniz muazzam.” Görkemli Lord Öz Muska gülümsüyordu, “Su maymununa gelirsek, karadaki gücü olağanüstü sayılmaz ama kadim su maymunu soyundan geliyor. Suya girdiği an sadece gücü katlanmıyor, aynı zamanda suyu da kontrol ederek biz yetişimcileri dezavantajda bırakıyor. Sadece sahte nüve aşamasındayken bile böyle krizlere yol açtı. Kim bilir durdurulmasaydı ilerde nelere kadir olacaktı.”
“Gelin oturun bakalım ayakta kalmayın.” Görkemli Lord Öz Muska ikiliye gülümseyerek işaret etti.
Qin Yun ve Yi Xiao da itaatkar bir şekilde yerlerine oturdular.
Görkemli Lord’un karşısında son derece mütevazıydılar.
Qin Yun’un değerli Sisli Yağmur Kılıcı Niyeti bile Altın Nüve Aşaması’ndaki bir yetişimciye kıyasla hiçbir şeydi. Her Altın Nüve Aşaması’ndaki yetişimci İlahi Dao’nun bağını kavramak zorundaydı yoksa bu aşamaya geçemezdi! İlahi Dao’nun iç yüzünü anlamış ve Qin Yun’dan çok daha derin insanlar vardı. Qin Yun'dan çok daha uzun zamandır yetişim yapıyorlardı ve en yüksek Dharma büyülerini yetiştirmiş ve çok güçlü dharma hazinelerine sahiptiler. Bunların her biri, birini etkilemek için fazlasıyla yeterli şeylerdi.
Bir mezhebin üst seviye olması için de Altın Nüve Aşaması’ndaki bir uzmanın işlere bakabilmesi gerekiyordu.
Böyle biri üzerinde düşünmeden eyalet valisini bile öldürebilir ve bunun sonucunda İmparatorluk Hükümeti’nden ve Denetçi İlahi İttifak’tan sadece küçük bir uyarı alırdı. İmparatorluk Hükümeti kışkırtılmadığı sürece, Altın Nüve Aşaması’ndaki bir uzmana karşı nezaketini kolay kolay bozmazdı.
“O su maymununda Çift Kipli Sukalbi İncisi vardı.” dedi Daoist Kızıl Yeşimtaşı, “Onunla Çift Kipli Sukalbi Dizisi kurabiliyordu."
"Su Tanrısı’nın suyu kullanma becerisiyle birleşince, onunla çevresindeki beş kilometreye kadar her şeyi sezebiliyordu. Eğer herhangi bir canlı bu sınırı geçerse anında tespit ediliyordu. Hatta canlının gücünü bile ölçebiliyordu. Bu dizi çevreye etki etmek için su buharı kullanıyordu. Bizim gibi yetişimciler yüksek irtifadan gelmeye çalışsak bile, bizi anında hissedip nehre kaçıyordu.”
“Bu Çift Kipli Sukalbi İncisi astlarımdan biri için oldukça kullanışlı olabilir. Genç dostlarım, onu sizden ayırmam mümkün mü?” Görkemli Lord Öz Muska gülümseyerek böyle bir soru sormuştu, “Tabii ki sizi istismar etmek niyetinde değilim. Eğer karşılığında istediğiniz bir şey varsa, çekinmeden söyleyebilirsiniz. Değiş-tokuş yapabiliriz.”
Qin Yun ve Yi Xiao birbirlerine baktı.
Böyle bir hazine ancak göklere meydan okuyan su maymunu soyundan gelen biri veya onun gibi biri tarafından etkili şekilde kullanılabilirdi. Hazinenin kendisi sekizinci sınıftı ve Qin Yun’un etkili bir şekilde kullanamayacağı bir şeydi.
“Kıdemli Öz Muska, bu Çift Kipli Sukalbi İncisi.” Qin Yun belindeki kozmik çantasından koyu mavi bir boncuk çıkardı.
Su Tanrısı öldükten sonra, kozmik çantasındaki hazineleri Qin Yun ve Yi Xiao dikkatle incelemişti. İnceledikleri eşyaların yüzde doksanının değerini tahmin etmişlerdi ama birkaç eşyanın değeri ölçülemiyordu. Sonuçta Su Tanrısı’nın nüfuzu fazlaydı. Zulası da Gerçek Nüve’deki birinden altta kalacak seviyede değildi. Altıncı sınıf Dharma hazinesi olan Karasulu Öküzboynuzu Yi Xiao’nundu ve kalan hepsi Qin Yun’undu.
Qin Yun da hazineleri yanında taşıyordu. Eve bırakmaya cesaret edememişti.
“İçsel Uçan Kılıcımı yetiştirmem için bazı malzemelere ihtiyacım var.” Qin Yun elindeki boncuğu hemen uzattı. “Buz Çeken Ruh Sıvısı veya Dumansı Su’yunuz varsa harika olur.”
Görkemli Lord Öz Muska duydukları karşısında güldü. Elinin işaretiyle Çift Kipli Sukalbi İncisi avucunda belirmişti. Biraz inceledikten sonra gülümseyerek konuştu, “Şansa bak, tesadüf oldu. Yanımda Dumansı Su vardı. Sana verebilirim onu.” Arkasından şeffaf bir yeşil şişe elinde belirdi. Şişenin içinde sanki dalgalarla karışıyormuş gibi akan sise benzer su damlaları vardı.
Qin Yun’un gözleri parladı.
İçsel Uçan Kılıcı’nın yedinci sınıf olması için çok fazla metal özlü materyal gerekmiyordu. Tek ihtiyacı olan karşısında gördüğünden bolcasıydı. Su özlü materyallere daha fazla ihtiyacı vardı ve onlar da çok nadir bulunuyordu. Aslında, bunlar sadece yedinci sınıf için gerekliydi.
Dharma hazineleri dokuz sınıftan oluşuyordu.
Sekizinci ve dokuzuncu sınıf hazineler yaygındı. Ama seviye arttıkça geliştirmesi de bir o kadar zorlaşıyordu. Sahip olduğu tüm birikime rağmen, Su Tanrısı’nın hazinesi Karasulu Öküzboynuzu daha sadece altıncı seviyeydi! Daoist Kırmızı Yeşimtaşı yüzyıldan uzun süredir yetişim yapıyordu ama Kızıl Alevli Su Kabağı daha beşinci seviyedeydi.
Qin Yun kendine doğru fırlatılan yeşil şişeyi havada yakaladı. Biraz baktıktan sonra hemen konuştu, “Burada çok fazla Dumansı Su var.”
Görkemli Lord Öz Muska kıkırdayarak cevapladı, “Çoktan verdim gitti.”
“Kabul et işte. Bu yaşlının zulasında daha kim bilir neler vardır.” Daoist Kırmızı Yeşimtaşı da gülerek onu destekledi. Ama Görkemli Lord Öz Muska aniden kendisine sertçe bakınca, güldüğü ağzını hemen eliyle kapadı.
“Siz hayatınızı sayısız vatandaş için riske attınız.” Görkemli Lord ekledi, “Ama daha fazlasına girişmeyin. Gelecekte hayatınızı böyle hiçmiş gibi riske atmayın. İkiniz de daha çok gençsiniz ve önünüzde parlak yıllarınız sizi bekliyor. En kısa sürede Kaynak Alemi’ne geçmeye bakın!”
“Evet efendim.” Qin Yun ve Yi Xiao tavsiyelere dikkatle kulak vermişti.
Görkemli Lord Öz Muska ayağa kalktı, “Tamam o zaman, benim bu gece işim var. Çıkıyorum. Kırmızı Yeşimtaşı, ters bir şey olursa beni bilgilendir.”
Kırmızı elbiseli güzel de ayağa kalktı ve başıyla onayladı, "Fazla uzağa gitme. Ulu Hakimiyet’e lazımsın sen.”
Görkemli Lord Öz Muska gülümseyerek dışarı yürüdü. Bahçenin ortasına varınca bir yıldırıma dönüşerek aniden gökyüzüne doğru kayboldu.
“Yıldırıma dönüşebilecek kadar Yıldırım Dharma’sı üzerine yetişim yapmış. Ne büyüleyici.” Yi Xiao olanı görünce kendi kendine mırıldanmıştı. Kendisi de Yıldırım Dharma’sı üzerine yetişim yapıyordu.
“Yıllar önce, Manzaralı Dağ Mezhebi sizin İlahi Gök Yıldırım Dharma’sına eşitti. Ayrıca tılsım muskalarını kullanan akılcı bir mezhepti. Dharma Yıldırımı İlahi Gök Meclisi’nden çok farklı değil. Artık çürümüş bir gemi olarak görülse de Manzaralı Dağ Mezhebinin temeli hala çok sağlam.” Dedi Kırmızı Yeşimtaşı, “Ben de yorgunum o yüzden ayrılıyorum şimdilik. Eğer bana ihtiyacınız olursa buraya gelip beni sorabilirsiniz.” Sözlerini bitirdikten sonra Kırmızı Yeşimtaşı da ayrıldı.
…
Eyalet valisi, Qin Yun ve Yi Xiao malikanede yan yana yürüyordu.
“Qin Yun, Yi Xiao,” Eyalet valisi gülerek söze girdi, “İkiniz gerçekten benim şans yıldızlarımsınız. Bana ruh meyvesini getirmeniz yetmiyormuş gibi bir de Su Tanrısı’nın işini bitirdiniz. Ben hiçbir şey yapmamış olsam da, Su Tanrısı iki yüzyıldır buraya korku salıyordu ve ölen insanların hepsi benim idarem altındaydı. Bu olaylar politik olarak da bana yarayacak. Gelecek aylarda büyük ihtimalle terfi edilirim. Ulu Hakimiyet Eyaleti’nden de ayrılma zamanım gelebilir.”
Yi Xiao hemen konuştu, “Wen Amca, terfin hayırlı olsun.”
Qin Yun da onu takip etti, “Eyalet Valisi Lordum, terfinizi tebrik ederim.”
“Haha..” Eyalet valisi gülerek ikiliye karşılık verdi. “Bu ara lafı gelmişken, sizin gibi yetişimcilere çok özeniyorum. Koskoca bir orduya bedel insanlarsınız. Uzun yaşamınız insanları kıskandırıyor. Baksanıza mesela, Kıdemli Öz Muska üç asırdır yaşıyor.”
Yi Xiao gülümseyerek cevap verdi, “Wen Amca, sayısız ölümlü de Ulu Hakimiyet Eyaleti’nin valisine özeniyor.”
“Kesinlikle. Her zaman insan arzularının sınırını bilmeli ve memnun olmaya bakmalı.” Eyalet valisi kendine güldü. “Yi Xiao, sana sunabileceğim çok bir şey yok. Qin Yun, senin şu anki durumundaysa.. Babanın inşa ettiği malikane biraz küçük gibi. Senin için bir malikane hazırlattım. Yarın sabah, Wen Chong seni oraya götürsün! Ayrılmadan önceki ufak bir hediyem olarak kabul et.”
Qin Yun reddetmedi tabii. Hemen cevap verdi, “Çok teşekkür ederim, kabul ediyor olacağım o zaman.”
Qin Yun’un o eski Qin Malikanesi’ne karşı derin bir duygusal bağı vardı. Sonuçta gençliği orada geçmişti. Ama şimdi biraz sorun yaşıyordu! Uçan kılıç sanatlarını geliştirmek için pratik yapacağı yeterli alan yoktu. Kendisi güçlendikçe ilerde daha güçlü düşmanlarla karşılaşacaktı. Ailesini korumak için bir dizi hazırlıklar yapması gerekiyordu evet ama yeterli alana da ihtiyacı vardı. Eyalet valisi kendine bir malikane hazırlatmasa bile kendisi satın alacaktı zaten. Sonuçta belindeki kozmik çantasında bir milyondan fazla gümüş tael vardı.
“Haha.” Eyalet valisi Qin Yun’a ve Yi Xiao’ya baktı. Sonra Qin Yun’un omzuna babacan bir tavırla vurup ikiliden uzaklaştı.
Qin Yun ve Yi Xiao’nun son olaylardan sonra daha yakın olduğunu hissetmişti.
Ama daha önce Qin Yun ile konuşmuştu ve tembihlerini tekrar etmesine gerek yoktu.
Sonraki Bölümün İsmi: Fırtına Öncesi Sessizlik
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..