Bölüm 43: Yanlış Mı Tanımışım?

avatar
2715 0

Seeking the Flying Sword Path - Bölüm 43: Yanlış Mı Tanımışım?


 

Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

 

Qin Yun ve Yi Xiao’ya konağına kadar eşlik etmişti. İkili taş bir masanın yanına oturdu.

 

“Kardeş Qin.” Yi Xiao, Qin Yun’a dik dik bakıyordu. “Seni rahatsız etmem gereken bir konu var. Birazcık tehlikeli de olabilir.”

 

“Nedir? Çıkar ağzındaki baklayı. Benim de tehlikeden korkmayan biri olduğumu biliyorsun.” dedi Qin Yun.

 

Bunun üzerine Yi Xiao gülümsedi ve konuşmaya devam etti. “Su Tanrısı’nı öldürmek için buradan ayrılmayı planlıyorum.” Yi Xiao bir yandan da Qin Yun’a bakıyordu. ”Seni de bu göreve davet etmek istedim.”

 

“Su Tanrısı’nı öldürmek mi?” Qin Yun’un kalp atışları hızlandı, ve ifadesi biraz değişti. “Bayan Yi, aniden neden bahsediyorsun böyle, Su Tanrısı’nı öldürmek falan?”

 

Yi Xiao açıklamak için konuşmasını sürdürdü, “Dürüst olmam gerekirse, Ulu Hakimiyet Eyaletine gelmemin asıl sebebi Su Tanrısı’nı öldürmek! Wen Amca buraya gelişimi öğrenince Buz Yeşimi Meyve için yardımımı istedi. Şimdi o meseleyi kapattığımıza göre doğal olarak gerçek görevime başlamalıyım. Aslında, Su Tanrısı’nı öldürmek bir mezhep göreviydi. Usta-Amca’nın bana yardım etmesi gerekiyordu ama Kaynak Alemi’nden bir şeytanla dövüşüp onu öldürürken yaralanmış. Bu yüzden yardımını isteyebileceğim tek kişi sensin.”

 

“Mezhep görevi mi?” diye sordu Qin Yun, “Bunu başarabileceğinize emin misin?”

 

Eğer eminse… Bu harika olurdu. Ulu Hakimiyet Eyaleti, Su Tanrısı’ndan uzun süredir çekiyor!

 

Yi Xiao başını olumsuz anlamda salladı, “Nasıl tamamen emin olabileyim? Eğer bu konuda kendimize güvenimiz tam olsaydı, Su Tanrısı iki asırdır elini kolunu sallayarak gezemezdi.”

 

“Eğer Usta-Amca’m olsaydı, yüzde altmış ila yetmiş arası bir başarı şansımız olurdu.” Yi Xiao tekrar başını salladı, “Dürüst olduğum için beni bağışla.”

 

Qin Yun da ümitsizce kafasını salladı, “Su Tanrısı son derece kurnazdır. Kaynak Alemi’nden bir yetişimci uzmanının kendisi için geldiğini fark ettiğinde, kesinlikle nehrin dibinden ayrılmaz. Yeni Doğan Aleminden biri olmalı.”

 

Yi Xiao hemen atıldı, “Usta-Amca’m Yeni Doğan Alemi’nden! Bununla birlikte yetişimi Fiziksel Saptama Feraseti. Fiziksel gücü muhtemelen dünyadaki diğer tüm Yeni Doğan Alemi seviyesindeki yetişimcilerden daha fazladır. Ancak, yaşı artık yüzden fazla olduğundan, Kaynak Alemi’ne geçiş yapamıyor.”

 

“Fiziksel Saptama Feraseti mi?” Qin Yun duyduğuna şaşırmıştı.

 

Dünyada iki yakın dövüş stili çok güçlüydü. Biri Mabudiblis mirasından gelen öğreti. İnsanlar arasında, sadece İmparatorluk Hükümeti Mabudiblis yetişim yöntemlerine sahipti. Hatta İmparatorluk Hükümeti Mabudiblis muhafızlar yetiştiriyordu. Örneğin, babası, Qin Liehu Qi saflaştırmada dokuzuncu seviyede olabilirdi ama derin Mabudiblis tekniklerinde uzmandı. Bu sayede normal yetişimciler kadar güçlü, aynı zamanda sıradan küçük şeytanları öldürebiliyor. Bu sayede gümüş rozetli bir memur olma vasfına sahip. Söylentilere göre şeytanlar da kendi arasında bu mirasa sahipmiş.

Ç.N: Mabudiblis diye çevirdiğim şey orijinalinde tek kelime ve düz olarak Tanrışeytan diye çevriliyor ama saçma olacağını düşündüğümden mabut; yani kendisine tapılan kelimesini kullandım.

 

Diğer stil ise Daoist ve Budist mezheplerden gelen Fiziksel Saptama Feraseti, ancak birçok mezhepteki öğreti yeterince derin kabul edilmez. Bu öğretinin en önemli mirasçısı, kutsal Daoist topraklarındaki üç mezhepten biri olan İlkel Kaos Mezhebi.

 

Ayrıca bu en ünlü yakın dövüş stili. Vücutlarının kendisi direk Dharma hazinesi sayılır! Muazzam güce sahipler!

 

Vücutlarına isabet eden kılıç sadece kıvılcım çıkarır!

 

Bir vuruşlarıyla karşısındakileri öldürebilirler!

 

Kıyaslarsak…

 

Kılıç ölümsüzü olma durumu sadece başlangıç aşaması sayılır. Bu yüzden yakın dövüşe girmek zorundalar. Bir kılıç ölümsüzün bedeni, Mabudiblis veya Fiziksel Saptama Feraseti yetişimcilerinin bedenine asla denk olamaz. Örneğin, Qin Yun ve Beyaz Kaplan’ın mücadelesinde, Beyaz Kaplan’ın gücü Qin Yun’dan çok daha fazlaydı. Qin Yun aşılamaz bir savunma yapmak için Sisli Yağmur Kılıcı Niyeti’ni kullanmıştı.

 

Beyaz Kaplan’dan sadece bir vuruş bile yeseydi, muhtemelen etten patates püresine dönerdi.

 

Fakat kılıç ölümsüzlerinin gücünün tüm kaynağı İçsel Uçan Kılıçlarıydı!

 

Yetişimci dünyasında ‘Tek bir kılıç tüm Dharma’yı yerle bir edebilir.’ diye bir söz vardır. Bu sözde bahsedilen kılıç uçan kılıçtan başka bir şey değil.

 

Bu yüzden Fiziksel Saptama Feraseti gibi yöntemlerden aşağı kalır yanı yoktu.

 

“Evet, Amca-Usta yüz yıldan fazla mükemmel mızrak teknikleri yetiştirdi. Sahip olduğu kutsal mızrak, sekizinci sınıf bir Dharma hazinesi! Fiziksel Saptama Feraseti yöntemi sayesinde, mezhep görevinde benim eksikliklerimi tamamlamak üzere görevlendirildi.” dedi ve devam etti Yi Xiao, “Ama şimdi kendisinin ciddi yaraları var ve bana yardım edebilecek durumda değil. Bu yüzden, Kardeş Qin, yardım isteyebileceğim tek kişi sensin.”

 

“Sadece sen ve ben mi olacağız?” diye sordu Qin Yun.

 

Yi Xiao başıyla onayladı, “Evet.”

 

Qin Yun olumsuz anlamda kafasını salladı, “Unut gitsin.”

 

Yi Xiao afallamıştı.

 

Red mi edilmişti? Böylece doğrudan reddedilmişti.

 

Yi Xiao aceleyle konuşmaya çalıştı, “Kardeş Qin, Su Tanrısı’nı benden uzak tutmana ihtiyacım var. Yakın dövüş tekniklerine sahipsin, ilaveten sana iki tane Mesafe Kısaltma Muskası vereceğim! Onlarla beraber hızın Su Tanrısı’ndan fazla olacak. Hayatta kalman konusunda sıkıntı çıkmaz.”

 

"Mesafe Kısaltma Muskasının özü Mesafe Kısaltma büyüsüne dayanıyor. Daoist Dharma büyüleri arasında, sadece Kaynak Alemi Altın Nüve seviyesindeki uzmanlar bu büyüyü yapabiliyor! Bu nedenle, Mesafe Kısaltma Muskaları Altın Nüve seviyesindeki uzmanlar tarafından bin bir zorlukla saflaştırılıyor." Qin Yun’un kuzey sınırlarında karşılaştığı arkadaşları arasında sadece bir kişi daha önceden Mesafe Kısaltma Muskası kullanmıştı! Mesafe Kısaltma Muskaları iki nokta arasındaki mesafeyi daraltabiliyordu. Daha önce bir tanesini bile tecrübe etmemişken, şimdi Yi Xiao ona iki tane birden sunuyordu… Her biri beş litre Buz Çeken Ruh Sıvısı’ndan daha fazla ederdi. Son derece değerliler ve zor durumlarda hayat kurtarabilir.

 

“Sen zaten hızlısın. Mesafe Kısaltma Muskalarıyla ve güçlü kılıç tekniklerinle ortada senin için hiçbir ölümcül tehdit yok.” Yi Xiao fırsat vermeden konuşmaya devam etti, “Sadece bu seferlik bana eşlik etmeni istiyorum.”

 

“Eğer daha önceden Mesafe Kısaltma Muskaların vardı ise, neden onları Yeşil Diş Dağı’nda kullanmadın?” diye sordu Qin Yun.

 

Yi Xiao başını salladı. “Bu mezhebin görevini kabul ettikten sonra bana verilen çok sayıdaki hazineden biri! Bu hazineler Su Tanrısı'na karşı kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve nedensiz kullanılamazlar. Sonuçta ben hala Kaynak Alemine girmemiş bir çaylağım. Su Tanrısı’nı öldürmek için yüzde altmış ila yetmiş arasında bir şansım varsa tabii ki bu şans böyle birkaç hazine sayesinde olacak. Amca-Usta bile sadece planın bir parçasıydı. Bu iki muska aslında onun içindi. Artık gelemeyeceğine göre, sadece senin yardımını alabilirim. Bu iki muska da ayrıca sende kalacak.”

 

“Kardeş Qin, sadece bu seferliğine bana eşlik etmez misin?” Yi Xiao yalvaran gözlerle Qin Yun’a bakıyordu.

 

Ancak Qin Yun kabul etmedi, “Yakın dövüşte yetenekli değilsin. Gerçekleşecek bir ölüm-kalım mücadelesinde benden daha büyük bir tehlike içinde kalmayacak mısın?”

 

Su Tanrısı ile kafa kafaya savaşsa bile kendi güvenliğini sağlamak için birtakım önlemleri vardı. Ama Yi Xiao Su Tanrısı’na yaklaşacak olursa… hayatta kalma ihtimali çok düşüktü.

 

“Güçlü bir şeytanı öldüreceksem tabii ki büyük bir tehlikenin içinde kalacağım. Hem de bu şeytan İmparatorluk Hükümeti’nin, Daoist ve Budist mezheplerin iki asırdır ortadan kaldıramadığı bir şeytan.” dedi Yi Xiao. “Ulu Hakimiyet Eyaleti’nin içinde hala sorun yok. Şehrin dışında birçok köy var. Her köy Su Tanrısı için küçük oğlan ve kızlarını kurban ediyor. Her yıl sayısız çocuk Ulu Hakimiyet Eyaleti’nde şeytanlar tarafından yeniyor! Çok sayıda insan işkence ve yağmanın kurbanı. Bu durumda biz yetişimciler nasıl ölümden korkabilriiz? Yüzde altmış ile yetmiş arası bir başarı ihtimali, harekete geçmemiz için yeter de artar bile.”

 

“Bayan Yi, en iyisi geri dön.” dedi Qin Yun.

 

Bunu duyan Yi Xiao iyice öfkelenmişti, “Geri mi döneyim? Sakın Su Tanrısı’ndan korkuyorum deme bana?”

 

“Ben buranın yabancısıyım! Mezhebim ve ailem beni buraya gelmemem için uyardı onlara rağmen şimdi karşında buradayım!” Yi Xiao doğrudan Qin Yun’un gözlerine bakıyordu. “Dosyayı okuduğumda buna müsamaha gösteremedim. Ölüm ihtimalinin farkındayım ama gene de geldim. Ama buranın yerlisi olan senin buna cesaretin yok mu?”

 

Qin Yun, Yi Xiao’ya baktı. Hayatını risk altında olmasına rağmen buraya kadar gelmişti. Usta-Amca’sı yardım edemez hale gelmiş olsa bile devam etmekte kararlıydı.

 

Qin Yun ayağa kalktı ve, “Yardımcı olamadığım için üzgünüm.” dedi.

 

“Qin Yun!” Yi Xiao da ayağa kalkmıştı, gözleri kızarmıştı. “Böyle meselelerde zorlama olmaz ama beni hayal kırıklığına uğrattın. Senin yardımın olmasa bile başkalarından yardım arayacağım!”

 

Qin Yun kaşlarını çattı, “Neden bu kadar kararlısın bu konuda?”

“Buna müsamaha gösteremem. Bu sürüp  gittikçe her yıl daha fazla çocuk ölecek.” Yi Xiao’nun gözleri dolmuştu. “Bunun durdurulması gerek! Dahası, Su Tanrısı Kaynak Alemi’ne gireli iki asırdan fazla oldu. İlahi Gök Meclisi’ne gelen bilgilere göre her an Gerçek Nüve aşamasına geçebilir. Kadim bir su maymunu soyuna sahip. Kaynak Alemi Gerçek Nüve Aşaması’na geçtikten sonra, dikkatli ve kurnaz doğasıyla birlikte onu öldürmenin hiçbir yolu kalmayacak. Ulu Hakimiyet şehrindeki milyonlarca insanı kurtarmanın hiçbir yolu kalmayacak!”

 

“Şu an şansımız yüzde altmış ila yetmiş arası, ama Gerçek Nüve Aşaması’na geçtiği anda sonsuza kadar yüzde sıfır kalacak!”

 

Yi Xiao geri adım attı ve Qin Yun’a baktı, “Buna rağmen Qin Yun, sen sadece olanı biteni kenardan izleyecek misin?”

 

Qin Yun duydukları karşısında şok olmuştu, “Her an Gerçek Nüve Aşaması’na geçebilir mi?”

 

“Evet, yarım yıl önce yaptığı saldırıya bakarsak, yeterli gücü biriktirdi. Şüphesiz her an sıradaki seviyeye geçebilir.” dedi Yi Xiao, “Bu yüzden bu görevi seçtim. Buna izin veremem. Qin Yun, bana eşlik et. Güçlerimizi birleştirip Su Tanrısı’nı ortadan kaldıralım!”

 

Qin Yun tekrar sessizliğe gömülmüştü.

 

Yi Xiao iyice hayal kırıklığına uğramış gözüküyordu.

 

“Üç gün.” dedi Qin Yun, “Bana üç gün ver. Bunun hakkında dikkatlice düşüneyim. Sana üç günün sonunda cevabımı vereceğim.”

 

“Hala düşünmek için üç güne mi ihtiyacın var?” Yi Xiao sakinleşmek istercesine derin bir nefes aldı. “Tamam, üç gün sonra tekrar gelirim.” dedikten sonra ayrıldı.

 

Yi Xiao tehlikenin çok büyük olduğuna inanmıyordu. Onun tanıdığı Qin Yun, sorgusuz sualsiz yardımını sunmalıydı. Dahası hedefleri Ulu Hakimiyet Eyaleti’nin Su Tanrısı’ydı. Buranın yerlisi olarak Qin Yun’un meseleden kendini ayırmasının imkanı yoktu.

 

Ama... yanılmıştı.

 

Hatta Qin Yun’u anlamadığını düşünüyordu.

 

Ustasının sözleri aklına geldi. “Yi Xiao, Yıllarca dağda yetişimde bulundun. Ölümlü dünya hakkında bildiklerin çok az. Bu sefer, bu dağdan ayrıldığında şunu unutma; insan aklı tahmin edilemezdir. Başkalarına kolayca güvenmediğine emin ol.”

 

“Qin Yun’u yanlış mı tanımışım?” diye sordu kendi kendine.

 

 

Yi Xiao’nun ayrılışını izlerken Qin Yun’un yüzü biraz soluklaşmıştı.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44293 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr