Bölüm 19: Kerhane Güzeli

avatar
3296 1

Seeking the Flying Sword Path - Bölüm 19: Kerhane Güzeli


Çevirmen: Makankosappo

Düzenleme: Bluishgray

 

Madam Jade, Genç Efendi Hong ve Bakan Yardımcısı Wang, Qin malikanesini terk etti.

Genç Efendi Qin’in nasıl bir nüfuzu var. O sadece ölümsüzlüğün kapılarını yeni açmış bir yetişimci değil mi? Neden vali ona bu kadar saygılı davranıyor?” Bakan Yardımcısı fısıldayarak sordu.

Nasıl bir nüfuzu olduğu önemli değil, Qin Yun gücendiremeyeceğimiz birisi.” diyerek cevapladı Madam Jade.

Genç Efendi Hong devam etti. “Fazla düşünmeye gerek yok. Valinin niyeti belli. Bize de onun isteğini yerine getirmek düşüyor.

Evet, haklısın.

Bakan Yardımcısı Wang ve Madam Jade başlarıyla onayladılar.

Vali gözünü kırpmadan onları öldürebilirdi bu yüzden itaat ediyormuş gibi görünüp arkadan iş çevirmeleri mümkün değildi.

 

Hülyalı Köşk

 

Bakan Wang, geri dönmüşsünüz.” Leydi Hülyalı Köşk Bakan Wang’ı karşılamaya gitti ve ona bir fincan çay servis etti. “Biraz çay içip susuzluğunuzu giderin.”

 Bakan Yardımcısı Wang  koltuğuna çöktü ve çayını yudumladı. “Hülyalı Köşk, yarışmada ilk üçe girmeyi unutsan iyi olur.

Bakan Wang, siz..” Hülyalı Köşk aceleyle konuştu. “Zaten daha önce ayarlanmamış mıydı?

Leydi Kokulu Elbise ve Berrak Güz Perisi kesinlikle ilk üçe girecek, yoksa heyet adaletsizlikle suçlanır.” dedi Bakan Yardımcısı Wang.

Peki ya diğer kişi kim?

Diğer pozisyon Leydi Chen Shuang’a ayrıldı.

Ne?” Leydi Hülyalı Köşk endişelendi. “ O sadece Yu Bai sayesinde rağbette olan bir kız. “Sadece kendisi için yazılmış olan bir gazel var.

O şu anda senden daha ünlü.” Bakan Yardımcısı Wang devam etti. “Birkaç ay sonra, Leydi Kokulu Elbise ve Berrak Güz Perisi bile ona rakip olamaz. Üstelik ona yazılan gazel muhteşem ötesi.

Ne olmuş yani benden daha ünlüyse. Kazananı heyet belirlemeyecek mi? Sizin yardımınızla ilk üçe giremem mi?” diye sordu Leydi Hülyalı Köşk.

Ben sana yardım ettiğim gibi ona da yardım edenler var.”

Kim?

Qin Malikanesinin İkinci Genç Efendisi Qin Yun.”

Onun ölümsüz bir yetişimci olduğunu duymuştum ama nasıl Kerhane Güzeli seçmelerini etkileyecek kadar nüfuzlu olabilir?” Leydi Hülyalı Köşk konuyu irdelemeye devam etti.

Eyalet Valisi, Qin Yun’la iyi ilişkiler içerisinde. Bu yılın Kerhane Güzeli ünvanı çoktan Leydi Chen Shuang’a verildi bile.” dedi Bakan Yardımcısı Wang. “Eğer hayatına değer veriyorsan bu konuyu daha fazla üsteleme.

Vali mi?” Leydi Hülyalı Köşk’ün benzi sarardı.

Pekala, kendini hazırlayabilesin diye seni uyarmaya gelmiştim. Seçmeler sırasında kendini kaybetmeni istemem.” dedi Bakan Yardımcısı Wang gülümseyerek. “Bu sefer seni hayal kırıklığına uğratmış olabilirim ama ilerde bunu telafi edeceğim. Halletmem gereken işlerim var. Gitmem gerek.”

Sizi yolcu edeyim.” Leydi Hülyalı Köşk ayağa kalktı ve Bakan Yardımcısı Wang’ı kapıya kadar geçirdi.

Sonrasında, sendeleyerek odasına yürüdü.

Bu adil değil. Adil değil.”

Odanın içinden Leydi Hülyalı Köşk’ün mırıltıları duyuluyordu. Leydi Chen Shuang’ın neredeyse Leydi Kokulu Elbise ve Berrak Güz Perisi kadar meşhur olduğunu unutmuştu. Kendisi ise hiçbir zaman Chen Shuang kadar meşhur olamamıştı. Ayrıca yaşlanıyordu ve birkaç yıl önce zorla da olsa Kerhane Güzeli olabilmek için elinden geleni yapmıştı. Kerhane Güzeli olduğunda çok sayıda insan adaletsizlikten ötürü yakınmıştı.

Qin Malikanesinin İkinci Genç Efendisi Qin Yun” Leydi Hülyalı Köşk, elinden gelen tek şeyin sessizce oturup olanlara katlanmak olduğunun çoktan farkındaydı.

 

Günler bir biri ardına geçip gitti.

Kerhane Güzeli seçmeleri yaklaştı.

Valinin oğlu Wen Chong’un yardımıyla ‘Chen Shuang’a Gazel’ öncekinden çok daha hızlı yayıldı. Artık çay bahçelerinde ve şarap dükkanlarında, bu gazelin okunduğunu duymak sıradan bir hal almıştı. İnsanlar gazeli duyduklarında, Yu Bai’nin aklını başından alan, peri gibi bir figür hayal ediyorlardı. Chen Shuang artık Leydi Kokulu Elbise ve Berrak Güz perisi kadar ünlüydü.

Nihayet, yarışma günü geldi.

Çiçek Güneşgahı Nehrindeki tribünler tamamen doluydu. Nehrin kenarlarında ikinci katları çoktan zenginlere rezerve edilmiş restoranlar sıralanmıştı.

Kardeş Qin Yun, içeri gel.” Restoranlardan birinin ikinci katında üç kişi vardı. Qin Yun, Wen Chong ve Genç Efendi Hong.

Üçlü yerlerine oturdu.

Bina korkuluklarının ötesinde, uzaklarda duran devasa bir gemi görülüyordu. Geminin içindeki ünlü fahişeler henüz seçilemiyordu, sadece belli belirsiz figürler halindeydiler.

Her yılın en hareketli zamanları Kerhane Güzeli seçmelerinin olduğu zamanlardır.” Genç Efendi Hong gülümsedi. “Sayısız insan fahişelerin güzelliğini görebilmek için buraya akın eder.

Sıradan insanların geneleve gidecek paraları olmaz. Yani bu şansı kaçırmamak istemeleri gayet doğal.” diyerek ekledi Wen Chong.

Qin Yun nehir kenarında tezahürat yapan gençlere baktı.

Leydi Kokulu Elbise!

Berrak Güz Perisi!

Leydi Chen Shuang!

Qin Yun, bu sıradan insanları sahip olduğu neşe ve heyecanı kıskanmıştı. Dünyayı dolaşmış bir yetişimci olarak, kalbe durgunluk veren çok fazla şey görmüştü. Kuzey sınırlarında bile bulunmuştu. Fahişelerden daha çok bu kalabalıktan etkilenmişti Qin Yun.

Çevrede güvenlik tedbirleri alındı mı? Bir şeytan saldırısı durumunda çok sayıda ölü ve yaralı olacaktır.

Kardeş Qin Yun, merak etme. Böyle büyük bir etkinlik olduğu için önlemlerimizi aldık. Babam da çevreye çok miktarda asker konuşlandırdı.” dedi Wen Chong. “Nehrin girişlerine de sudan gelecek saldırılara karşı barikat kuruldu. Eğer başka bir yerden gelecek saldırıları da önleyebiliriz. Yıllardır şehirlerde saklanan şeytanlara karşı da savunma yapacak gücümüz var. Eğer saldırmaya cesaret ederlerse hiçbiri sağ kurtulamaz.

Evet, tam teçhizatlı çok sayıda askerimiz var. Şeytanlar ortaya çıkacak olursa kesinlikle bu onların sonu olur.” Genç Efendi Hong kahkaha attı. “Şeytanlar da ölümden korkar. Öleceklerini bilerek buraya gelmeyeceklerdir.

Qin Yun başını salladı.

Ulu Hakimiyet Eyaletinde bazı şehirler askeri açıdan o kadar güçlüydü ki şeytanlar sadece saklanmakla yetinebiliyordu.

Şehirlerin dışında da hükümet tarafından kontrol noktaları kurulmuştu. Ama şeytanların her tarafa yayılmasına engel olunamadı. Şehirlerin dışında günler çok daha zorlu geçerdi. Qin Yun da 8 yaşına kadar bir köyde büyüdüğünden çok acı çekmişti.

Dışardaki çığlıklar öyle bir noktaya ulaşmıştı ki sesi duyan bir gelgit dalgasının kükreyişine benzetirdi.

İnsanlar heyecanla tezahürat yapıyorlardı.

Fahişeler birbiri ardına güverteye çıktı. Geminin üç güvertesi vardı. Fahişeler, çevresinde insanların görmesine engel olacak bir şeyin olmadığı üst güvertede toplandılar.

Sonunda geldiler.” dedi Genç Efendi Hong.

Cazibelerinden mi sakinliklerinden mi bilinmez, 10 fahişe de mükemmeldi. Her biri ışıltılı görünüşleriyle tatlı gülücükler saçıyordu. Sıradan vatandaşların gözlerinde onlar birer periydiler. Özellikle gençler o kadar büyülenmişti ki tezahüratlarını artırdılar.

Qin Yun’un bulunduğu noktadan gemidekilerin yüz ifadeleri bile seçilebiliyordu. “Birçok zengin adamın servetlerini cömertçe onlar için saçmalarına şaşmamak gerek. Gençler bile bu fahişeler için züğürtlüğe razı oluyorlar.

Bazı gençler varlarını yoklarını fahişelere harcamıştı.

Paraları olduğundan hemen genelevlere koşuyorlarken, paraları yoksa genelevlere adım bile atamıyorlardı.

 

Çiçek Güneşgahı Nehrine yakın bir yerleşim yerinde, sade bir avluda…

 

Beş adam nehirden gelen çığlıkları duyabilecekleri bir yerde toplanmıştı.

Fahişeler sahneye çıktı.” dedi bir şişko gülerek. “Kardeşlerim, gitme zamanınız geldi.

Unutmayın, Kerhane Güzeli’nin seçildiği, insanların en heyecanlı olduğu anda harekete geçeceksiniz.” şeklinde talimat verdi sinsi suratlı diğer genç. “Kerhane Güzeli de dahil bütün fahişeleri öldürün. Onlardan sonra çevredekilerden öldürebildiğiniz kadarını öldürün.

Evet.

Uzun zamandır bu anı bekliyorduk.

Üç adamın gözlerinden tutkuları okunuyordu.

Öyleyse gidin.” sinsi suratlı genç elini salladı.

Üç adam arkalarını döndü ve yerleşim yerinden çıktı.

Üçlünün gidişini izlerken şişko bağırdı. ”Pangolin, bu üç salağı nerden buldun? Kerhane Güzeli seçmelerinin olduğu gün en çok insan ve askerin bir arada bulunduğu gündür. Liderlerimiz bile ortaya olsa sadece kendi kuyularını kazmış olurlar. Bu üç salak ölümden korkmuyor mu? Neden böyle delicesine bir saldırı yapıyorlar?

O üçü şeytani köle.” dedi sinsi suratlı genç alay ederek. “Onlar Su Tanrısı’nı kızdıran düşük seviyeli şeytanlar. Su Tanrısı onları şeytani kölelere dönüştürdükten sonra ölüm korkuları kalmadı. Su Tanrısı’nın her emrine sorgusuz sualsiz uyuyorlar. Su Tanrısı, Kerhane Güzeli seçmelerinde katliam yapsınlar diye buraya gönderdi. Lider Chu Yong öldürüldüğü için, Su Tanrısı, insanlara kendisinin ne kadar güçlü olduğunu hatırlatmak istiyor. Ayrıca ölümüne savaşan şeytani kölelerin ne kadar güçlü olabileceğini görmek istiyor.

Şişko panikledi. “Ölümden korkmuyorlar mı? Nasıl ölümden korkmazlar? Düşük seviye şeytanlar, şeytani köleye dönüştürüldüklerinde anılarını koruyorlar mı?

Hayır.

Anıları yoksa bu ölümle eş değil midir?” Şişkonun kalbi hopladı.

Su Tanrısı’nı kızdırmanın bedeli bu.” Sinsi suratlı genç korkuyla doldu. Ulu Hakimiyet Eyaletindeki şeytanların hemen hepsi, aşırı derecede korkunç olan Su Tanrısı’nın emrindeydi.

Asıl meseleyi unutma.” dedi sinsi suratlı genç. “Emrindeki insanları olayları açıkça görebilecekleri yerlere konuşlandır ki şeytani kölelerin ne kadar güçlü olduklarını görebilelim. Kayıt tutmayı da unutma, Su Tanrısı’na rapor sunmam için kayıtlara ihtiyacım var.

Rahat ol. Çoktan birkaç kişiyi ayarladım.” dedi şişko.

Şeytanlar çok korkunç oldukları için, insanlara korkuyla veya baskı uygulayarak boyun eğdiriyorlardı. Sonrasında da bu insanları işlerinde kullanıyorlardı.

Kısa süre sonra büyük bir katliam olacak.” sinsi suratlı genç kıkırdadı. “İlk hamle benden olsun.

Ellerini toprağa daldırdı ve yerin derinliklerine doğru bir tünel kazarak oradan ayrıldı.

Şişko da, oraya toprak yığarak izleri kapattıktan sonra aceleyle bölgeden ayrıldı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr