Seeking the Flying Sword Path - Bölüm 91: Uçan Kılıç Dharma Formülasyonu

---

 

 

 

 

Çeviri: Darkcack

Düzenleyen: Ghostking

 

 

 

 

 

Dokuz Dağ Adası Lordu, "Bu iki dilekçeden biri eski Büyük Britanya Eyalet Valisi Wen Shu tarafından gönderildi; diğeri ise kuzey sınırı boyunca Kan Tepesi Geçidi'nden eski general Wang Yong tarafından gönderildi."

 

Gongye Bing bunu duyduğunda kaşlarını çattı.

 

Önceki eyalet valisi Wen Shu’yu görmezden gelebilirdi, hatta Kan Tepesi Geçidi’nden General Wang Yong'u bile görmezden gelebilirdi ama ordu bile konuya müdahale mi ediyordu?

 

"Ne dediler?" Gongye Bing sakinleşti.

 

"Qin Yun konusu hakkında," Dokuz Dağ Adası Lord'u yanıtladı. "Bu mektup, gümüş rozet Qin Liehu'yu nasıl gizlice hapsettiğinizden bahsediyor ve bu sebebi göstererek, Qin ailesindeki herkesi yakaladığınızdan. Qin Yun bir zamanlar kuzey sınırlarında çok değerli bir hizmet verdi ve Su Tanrısı'nı öldürerek büyük bir hizmeti yerine getirdi. Böyle bir yetiştirici olmasına rağmen, o kadar kolay bir şekilde olaya karışmıştı ki, bunun sebebinin, sizin gizli emellere sahip olduğunuzu ima ediyor ve bunu yapmak, kuzey sınırlarındaki yetiştiricilerinin kalplerini soğutur. ”

 

Gongye Bing alay etti. “Neden? Büyük bir hizmetin sunulması, emperyal hükümetten ve yasadan ayrı bir şekilde davranılmasına izin veriyor mu? Dahası, uzun zamandır sadece Qin Liehu'nun ailesini zindana koyduğumu açıkladım. Nasıl ele alınacağına gelince, ek bilgi için onu imparatorluk hükümetine bildireceğim konusu üzerinde durdum! Neden? Şeytan suçlamalarının kanıtlarını keşfeden bir eyalet valisi, tutuklama hakkına sahip değil mi? "

 

"Sence iyi sonuçlanacak mı?" Dokuz Dağ Adası Lordu afallamış bir şekilde sordu. İmparatorluk hükümetinin çalışma şeklini bilmiyordu.

 

"Endişelenme. İmparatorluk hükümeti biz eyalet valilerine büyük bir güç verdi." Gongye Bing atıldı. "Sekizinci derece bir memuru yakaladığımda beni sorgulamıyorlardı! Sadece Qin Yun saygıya değer bir hizmet vermişti ve eski generalin kuzey sınırından gelen mektubu bu konuyu biraz daha sorunlu bir hale getiriyor. Tahminim yanlış değilse, eylemlerimi savunmak için yazılı bir beyan göndermemi istiyorlar! "

 

Dokuz Dağ Adası Lordu başını onaylarcasına salladı.

 

"Her şey emperyal hükümetin kanunlarına uygun olarak yapıldı. Ayrıca, konuyla ilgili çok fazla esneklikler var." Gongye Bing sırıtarak söyledi . (Ç.N: iyice Yeşilçam kötüsüne döndü :D ) "İmparatorluk hükümeti kararını verdiğinde, savunmamı en az yarım ayda bir vereceğim. Konu o zamana kadar çözülecektir."

 

“Ben diyorum ki, Genç Kardeş. Neden bu kadar belaya gidiyorsun? Sadece gizlice Qin Yun'u tehdit et.” Dokuz Dağ Adası Lordu, bronz aynadan dedi: "Babasının hayatını değiştirmesi için kanı getirsin. Eğer getirmezse, babası infaz edilecek! İnanıyorum ki itaat ederek teslim edecektir."

 

"Kıdemli Kardeş, bu sadece cahilce davranmaktır." Dedi Gongye Bing.

 

"Ben? Cahil mi ?" Dokuz Dağ Adası Lordu kaşlarını çattı. "Nedenini söyle."

 

“Kan, babasıyla takas edebileceği bir şey olsaydı, ben de takası yapacağına inanıyorum.” Gongye Bing başını salladı. “Ama bu durumda, benim amacım da ortaya çıkıyor.”

 

Gongye Bing, "Qin Yun şüpheli olmalıydı. Neden kan almak için bütün bu zahmetlerden geçeyim ki? O kadar fazla kanla, elinde çok küçük bir miktar bırakacak ve sonra da kanı araştıracak."

 

"Bir kez araştırıldığında!"

 

“Ve kanın çocukların kalplerinden geldiğini ve bir kalbin ne kadar az kan bulundurduğunu düşünürsek, bu kadar kanı elde etmek için kaç bin çocuk hayatının kurban edilmesine ihtiyaç duyulduğu keşfedilmez mi? Bu tür işler aracılığıyla kişisel kazançlar, iğrenç bir günahtır! " Gongye Bing soğuk bir şekilde dedi, "Emperyalist hükümet, yetkilileri böyle iğrenç eylemleri şiddetle kınamakta ya da emperyal hükümetten ihtiyatlı davranmayı etkileyebilmektedir. Qin Yun, bu konuda emperyal hükümeti bilgilendirecek birini bulduğu sürece, kesinlikle soruşturmak için birini göndereceklerdir. Bunlardan herhangi biri keşfedildiğinde, ben biterim! "

 

"Dahası, kanın türü belirlendikten sonra, her yıl Su Tanrısı'nın Ulu Hakimiyet Şehri’nden talep ettiği sayısız çocuktan biriktirildiğini kesinlikle tahmin edeceklerdir! Öğrenci-Yeğen Su Tanrısı sizin öğrencinizdi ve daha önce üç şeytani köle yolladın, ayrıca onunla ilgilenmek için öğrenci-yeğen Altın Gök Şeytanı’nı yolladın. Motai ailesinin kan isteğine ek olarak, kesinlikle bu işin başındaki dehanın siz olduğunu tahmin edecektir. Ve eğer amacımın kan olduğunu söylersem, muhtemelen benim de , sizinle iş birliği içinde olduğumu tahmin edecektir. "

 

Gongye Bing kafasını sağa sola salladı. "Qin Yun aptal değil! Onunla uğraşmamın nedeninden hiç bahsetmedim. O şu anda kuşkulu."

 

"Bir kez sebep verildikten sonra, belayı davet ediyorum!"

 

“Şimdi, emperyal hükümetin kanunlarına uygun olarak hareket ediyorum. Her şey ilkel ve uygun. Qin Yun'u destekleyen tarikat bile harekete geçmeye cesaret edemiyor.” Gongye Bing, "Bu benim yöntemim, daha yavaş olmasına rağmen, çok daha sağlam" dedi.

 

Dokuz Dağ Adası Lordu sessiz kaldı ve başını salladı. "O zaman, iyi haberlerini bekliyor olacağım."

 

Gongye Bing, "Kıdemli Kardeş Dokuz Dağ Adası, benim için imparatorluk başkentini izlemenizi rica ediyorum. İmparatorluk başkentindeki bilgiye hızlıca erişemiyorum." Dedi.

 

"Merak etme." Dokuz Dağ Adası Lord'un figürü bronz aynadan dağıldı.

 

Gizli yerleşkede.

 

Qin Yun, bahçede uçan kılıç Dharma formülasyonlarına yetişim yapıyordu.

 

Uçan bir kılıç, avluda ileri geri hareket ediyordu ve havada sayısız iz bırakıyordu. Çıplak gözle, yüzlerce kılıç gölgesinin sürekli olarak ilerlediği görülebilirdi. Ancak, Cennet ve Dünya güçlerinin kontrolü altında, hiçbir rahatsızlık vermedi. Yüzlerce kılıç gölgesi yavaş yavaş sinsi bir yağmura dönüştü, çünkü kılıç gölgesi bir serap gibi gökyüzüne yayılmıştı.

 

"Vuv!"

 

Uçan kılıç aniden eğildi. Kılıç gölgeleri sınırsız ve keskindi.

 

Hemen, bir whos sesi ile, boşlukta duran uçan kılıcın sesi değişti. Daha güçlü ve keskin oldu. Söğüt demetleri bahçenin içinde ortaya çıkmış gibiydi.

 

Birkaç dakika sonra. Uçan kılıç tekrar değişti, tüm bahçeye sadece bir tane ince iplik bıraktı. Uçan kılıcın yörüngesiydi. Düzensiz bir yörüngeye sahipti, ama aynı zamanda güçlü bir arzu da vermişti. “Örümcek ağımsı kalp tamamlandı! Üçüncü seviye öğrenildi."

 

Qin Yun başını hafifçe salladı. Örümcek Ağı Güneş Kılıcı Sanatı olarak bilinen kılıç sanatını yapıyordu. Sisli Yağmur Kılıcı Niyetine ve çok sayıda efsane kılıç sanatına en iyi şekilde uyum sağlıyordu. Aynı zamanda mirastaki en iyi üç kılıç sanatından biriydi.

 

Bu kılıç sanatının toplam on seviyesi vardı!

 

Ayrıca dört büyük aşamaya ayrılabiliyordu. Onlar Örümcek Ağı Bölgesi , Bin İpliksi Bölgesi, Batan Güneş Bölgesi ve Örümcek Ağı Batan Güneş Bölgesi’ydi.

 

İlk Seviye : Zayıf Yağmur

 

İkinci Seviye : Söğüt Demeti

 

Üçüncü Seviye : Örümcek Ağımsı Kalp

 

Dördüncü Seviye : Üç İplik

 

Beşinci Seviye : On İplik

 

Altıncı Seviye : Yüz Düğümlü İpliksi Kalp

 

Yedinci Seviye : Şafak vakti

 

Sekizinci Seviye : Yüksek Gün

 

Dokuzuncu Seviye : Batan Güneş

 

Onuncu Seviye : Örümcek Ağı Batan Güneş

 

İlk üç seviye Örümcek Ağı bölgesine aitti.

 

Dördüncü ila altıncı seviye, ikinci büyük alan olan Bin İpliksi bölgeyi temsil ediyordu.

 

Yedinci ila dokuzuncu seviye, üçüncü büyük alan olan Batan Güneş bölgesiydi.

 

Dördüncü ana bölge, onuncu seviye olan Örümcek Ağı Batan Güneş’ti. Uçan kılıç formülasyonlarındaki açıklamalara göre, bu Dao'nun elde edilmesiydi, Örümcek Ağı Güneş Kılıcı Sanatı Dao'yu gerçekten kavramaktı.

 

Öğleden sonra ve akşam Qin Yun, erkek kardeşi ve annesiyle birlikte yemek yedi. Zamanının geri kalanını kılıç ustalığında pratik yaparak geçirdi.

 

Ne de olsa, uzun zamandır Sisli Yağmur Kılıcı Niyetini kavramıştı ve Su Tanrısı'nı öldürmesinden beri üç ay geçtiği için, Sisli Yağmur Kılıcı Niyeti'ne daha da fazla kavrayış kazanmıştı. Örümcek Ağı Güneş Kılıcı Sanatı , Sisli yağmur kılıcı niyetinin yetişimindeki ilerlemeyi son derece hızlandırıyordu.

 

Geceleyin.

 

"Chi! Chi! Chi!"

 

İpliksi Örümcek Ağı’nın büyük bir kısmı gökyüzüne serpiştirildi. Huzurlu görünüyordu ama ortasında korkutucu bir öldürme niyeti vardı.

 

Qin Yun'un yüzü biraz solgundu.

 

"Bu, altıncı seviye olan Yüz Düğümlü İpliksi Kalpti. Uçan kılıcı kontrol etmem son derece zorlu. Ben sadece biraz yetersizim." Qin Yun tükenmiş hissediyordu. "Önce dinleneceğim."

 

"Dışarı."

 

Qin Yun'un kalbi kıpırdandı.

 

İçsel Uçan Kılıç sessizce uçtu ve hızlıca Eyalet Valisi Malikanesi’nin dış çevresine ulaştı.

 

"Baba!" Qin Yun'un ifadesi çirkinleşti. Babası Qin Liehu, bir bina içinde eziyet çekiyordu. Qin Liehu sadece dişlerini sıkarken boğuk bir şekilde homurdanıyordu.

 

"Bu yaşlı adamın kesinlikle töleransı var."

 

“Gel, onun ayaklarını tahtayla kanırtmanın tadına bakmak için bana izin ver.” İki işkenceci, gözlerinden sızan acımasız heyecanla ilerledi.

 

E.N: Kanırmak: Bir araçla ya da zorlayarak bir şeyi yerinden ayırmak, kırmak, bükmek.

 

Qin Yun'un ifadesi çirkinleşti.

 

"Biraz daha bekle. Sadece biraz bekle. Bir ya da iki gün içinde olmalı. Eski General Wang ve diğerleri dilekçelerini emperyal hükümete teslim edecekler." Qin Yun'un yüzü solgunlaştı.

 

"Eğer Eyalet Valisi Malikanesi'ne zorla saldırırsam, bu bir ölüm kalım mücadelesi olurdu. Ayrıca, suçlamalardan muaf tutulması benim için daha da zorlaşırdı... Ebeveynlerimin, kardeşimin ve ailemin sonsuza kadar saklanması mı gerekiyor?"

 

"Biraz daha dayan." Qin Yun kendini zorladı.

 

Ve Vali Malikanesi'nde.

 

Özgür çizim yapan Gongye Bing, Qin Yun'un ruhsal algısını sezdi. Sadece kaşlarını çattı. Ama anlar sonra, ruh geri çekildi.

 

"Babasının işkence görmesini gördükten sonra, bir evlat ne kadar dayanabilir?" Gongye Bing küstahça sırıttı. "Yarının işkenceleri daha sert ve küstah olsun. Beş gün sonra hiçbir şey çıkmazsa, biraz risk gerekebilir. Acelesi yok."

 

Gongye Bing, resim çizmeye devam etti.

 

Ve o gece.

 

İmparatorluk Başkenti.

 

Sansürcü’nün ikametgahında.

 

"Ya?" Sansürcü'nün Sol Sansür Şefi, Quan Chen, aklı karıştığı zaman bazı kitaplar arasında dolaşırdı. İleriye baktı.

 

Buzz!

 

"Marki Philo ?" Sol Sansür Şefi derhal ayağa kalktı.

 

Marki Philo bir gülümsemeyle “Kardeş Quan, yardımınıza ihtiyacım olan küçük bir iyilik var.” dedi.

 

Quan Chen derhal şöyle dedi, "Marki Philo, ilişkimizi göz önüne aldığımızda, aklınızdakini konuşmakta özgürsünüz."

 

"Sadece biraz önemsiz şeyler. Oğlum bana yalvarıyor da." Markiz-Philo bir gülümseme ile söyledi. "Bu, Jiang Eyaleti'nin Ulu Hakimiyetindeki Qin Yun adlı bir çocukla ilgili."

E.N: Gecikme için üzgünüz :(