Bölüm 5: O Seni Koruyordu, Canım

avatar
1692 0

Sansheng, Wangchuan Wu Shang - Bölüm 5: O Seni Koruyordu, Canım


 

Çevirmen Şebb | Düzenleyici : Grandal 

 

 

Yeraltına geldiğim anda boynum hafifçe yandı. Yanwangın bana verdiği 3 mühürden birisi yok oldu. Moxi’nin bana verdiği 3 yaşamdan birisi çoktan bitmişti.

 

Yeraltına döndükten sonra eskisi gibi Wangchuan’da tek başıma yürümekten hoşlanmıyordum. Zaten tek başınaydım yürümenin anlamı var mıydı? Her geçen gün nehrin kıyısındaki taşıma yaslanıp Moxi’nin reenkarnasyon kapısından girmesini bekledim ki beraber dünyaya geri dönebilelim..

 

Zaman yeraltında su akar gibi geçip gidiyordu. Anca yanımdan eskiden tanıdığım birisi geçerken anladım ki dünya zamanıyla aradan 40 yıl geçmişti. Ona sırıtarak baktım. Oda beni tanıyıp bir süreliğine donakaldı.

 

‘Sen??’

 

‘ Rahip, görüşmeyeli uzun zaman oldu. Hiç yaşlanmamışsın.’’

 

Onunla alay ettiğimi anlayınca hafiften diklenip: ‘Neden halen reenkarnasyon olmadın?’

 

‘Birisini bekliyorum.’ Diye üstünkörü cevapladım bu cevabım onu şaşkına çevirdi. Bir süre sessizlikten sonra iç geçirdi. ‘İkinizin ayrı dünyalara ayrılmasına neden olan bendim….’

 

Ellerimi sallayıp hepsinin kaderin işi olduğunu söylemek üzeriyken o devam etti: ‘’Sen bur da cehennemde hayatını onu bekleyerek geçirirken o da hayatını senin için dünyada yasını tutarak geçirdi. İkinizin mutluluğunu çalmakla hata yaptım.’ Bir süre bir şey düşünüyormuşçasına bekledi, sonra birden kararlı bir şekilde: ‘Ne ekersen onu biçersin. Madem ikinize bu hayatta borçlu kaldım, bir sonraki hayatımda size bu borcu ödeyeceğim.’

 

‘Gerek yok, gerçekten.’diye çabucak cevapladım. ‘Bu Moxi ile benim aramda bu işe başkalarını sürüklemek istemeyiz.’

 

Kollarını sallayıp kafasını iç geçirerek sağa sola oynattı ve yoluna devam etti.

 

Ben çok uzun süre yaşayan birisinin, kendi fikir ve bakış açısını başkalarını kullanmak, kontrol etmekle harcayacağın kaçınılmaz olduğuna inanırdım. Bu rahip önceki yaşamında ne kadar başarılı olursa olsun yaşlı Meng’in bir kâse çorbası, Naihe köprüsünden reenkarnasyona bir adım atması onun bütün geçmişini yok edecekti. Bir sonraki yaşamı önceden yaptığı hataları telafi edemezdi.

 

İmparatorluk rahibi reenkarnasyon olduktan sonra, acaba Moxi’de yeraltına geliyor mu diye meraklandım. Her geçen gün Wangchuan’ı izleyip üstümü başımı temizliyordum. Öyle ki sanki yeraltına ait değilmişim gibi gözükmeye başlamıştım. Boş zamanlarımda taşımın üstünde oturup insanlar gibi yerde sopayla bir şey karalayıp: ‘ Moxi hadi gel artık… Moxi çabucak gel..’ fısıldıyordum.

 

Samimiyetim cennete ulaşmış olacak ki tam yeni elbise giyip taşın üstünde poz verdiğim bir gün Moxi’nin oldukça sinirli bir tavırla Sarı Bahar şelalesinin orda ki nergis zambaklarına basarak bana doğru geldiğini gördüm.

 

Oh. Gerçektende sinirli gözüküyordu peki..

 

Bense ayağıma çarpan ateş parçasını görene kadar kafam karışık bir şekilde ona bakıyordum. Birden panikle ateş topundan kaçıverdim. Etrafımdaki minik iblis ve ruhlar ateşi görür görmez dağıldılar. Ne döndüğünü anlayamadan Moxi’ye baktım. O’ysa o tıpkı onu ilk gördüğüm zamanki gibi eşsiz bir havası vardı. Fakat bu eşsiz gözüken kimse nedenini anlayamadım bir durumdan ötürü resmen burnundan üflüyordu ve buda beni şaşırtmıştı.

 

Birazcıkta olsa haksızlığa uğramış gibi hissettim. Onun gelmesi için bu kadar uzun beklemiştim. Daha yeni bir araya geldiğimiz halde o daha bir şey söylemeden direk atağa geçmişti. Gerçekten gücenmiştim!

 

Yakınıma gelince bileğime doğru uzandı bense hayati noktamı koruyacak bir şekilde yana doğru kaçırdım. Kıl payıyla kolumu tutamadı.

 

Alayla: ‘Ooo demek sonunda korkmayı ve kaçmayı öğrendin. Neden benden kaçıyorsun? Neden seni yakmama izin vermiyorsun? Hayatının öyle kolay kazanılmadığını anlayınca ölü kaybetmekten korkar mı oldun?!

 

Onun söylediklerini anlamını üzerinde biraz düşündükten sonra: ‘Moxi yoksa bana kızgın mısın?’

 

‘Kızgın mı?’ diye dudak büktü. ‘Neden kızgın olayım ki? Beni korudun, hayatını feda ettin, sınanmamı kolay bitirmemi sağladın. Sana nasıl kızgın olabilirim ki?!

 

Neden bu kadar kızgın olduğu anlayamadığımı, dedikleriyle surat ifadesinin birbirine uymadığını söylemek için ağzımı açtım. Fakat kaşlarının arasında oluşan çizgileri fark edince ağzımı kapayıp diyeceklerimi yutuverdim. Haksızlığa uğramışlık duygularım gittikçe yükseliyordu. Benim mağdur duruşum ve nemli gözlerimi görünce surat ifadesi daha da sertleşip: ‘ Ağlamana izin vermiyorum!’ dedi.

 

Yaşlı gözlerle ona bakmaya devam ettim. Alnındaki damarın attığını gördüm. En sonunda uzun bir iç geçirdi. ‘Neyse boş ver..’ Bakışları yumuşadı, kafamı okşayıp çaresizce gülümsedi. ‘Asıl suçlu olan bendim.’ Sonra birden bire surat ifadesi değişti ve sordu: ‘’Sendeki karanlık kokusu neden bu kadar güçlendi?’

 

Süklüm püklüm suratımı saklayıp cevap verdim: ‘Senin yakın zamanda geleceğini düşünerek buradaki nehir suyuyla her gün temizlendim. Nasıl görünüyorum?’

 

Moxi bir süre sessizce kalakaldı.

 

‘Senin gelmeni beklerken her gün temizlik yapıp etrafı toparladım. Moxi, ne zaman reenkarnasyon olacaksın? Bende seninle gelicem.’

 

Moxi katılaştı ve: ‘Benimle mi geleceksin?!’

 

‘Elbette’

 

Moxi bileğini çevirip bir altın bir mührü bana doğru yolladı. ‘Yeraltından 50 yıl ayrılmanı yasaklıyorum.’

 

Dehşete düşmüş bir halde sordum: ‘Neden ama?! Bana insanların dünyasında 3 yaşam sözü vermemiş miydin?’

 

‘ Evet biliyorum. Tek istediğim şey 50 yıl sonra gelmen.’

 

‘ Ama seni cezbetmeme izin vermiştin’

 

’50 yıl sonra gelip yapabilirsin.’

 

‘ Ama sen o zamana kadar ölmek üzere olan bir yaşlı bir adam olursun. Seni bulduğumda beraber geçireceğimiz zaman çok kısa olur!’

 

‘O zaman beni aramaya gelme..’

 

Cümlesini bitirdiğinde Naihe köprüsüne yöneldi. O kadar sinir olmuştum ki yerden avuç dolusu çamur alıp kafasının arkasına fırlattım. Arkası bana dönük olduğu için suratında nasıl bir ifade belirdiğini göremiyordum. Sadece o anda Yaşlı Meng’in diz çökerek yere eğildiğini gördüm aynı anda: ‘Merhamet edin Lordum’ diyordu.

 

Sonradan aklıma geldi ki yeraltındaki çamur daha önceden sayısız hayalet ve yaratık tarafından çiğnendiği için 3 âlemdeki en kirli-iğrenç şeydi. Benim onun kafasına, Cennetten gelen bir tanrının kafasına bunu yapmam çok büyük bir hakaretti.

 

Yana doğru baktı, sesi hafiften acıydı: ‘Tekrardan benim kaderim olmanı istemiyorum.’

 

Söylenebilecek amma garip bir şeydi. Bir süre anlayamadım. Onun arkasına bakmadan Yaşlı Meng’in çorbasından içip reenkarnasyona girdiğini gördüm.

 

Benim her şeye burnumu sokan birisi olduğumu düşünüp benimle gitmek istemediğini düşünmüş olmalıydı. Bu düşünce beni çok üzdü, gözyaşlarıyla taşımın içine paldır küldür geri döndüm.

 

Eğer beni üzen sıkan başka birisi olsaydı çoktan karşılık vermiştim. Fakat bunu yapan Moxi olunca… Moxi olduğuna göre sadece buna izin verebilirdim. Bırak ona karşı kazanmayı, onu terk edemezdim bile.

 

Taşın dışından birisi bana seslendiğinde ne kadar süre ağladığımı bilmiyorum:

 

‘Bayan Sansheng. Ohh Sevgili madam Sansheng, ağlamayın, ne olur ağlamayın artık.’

 

Kafamı taşımdan dışarı çıkardım ve ziyaretçime şişik gözlerle baktım: ‘ Jia, ne oldu?’

 

Jia şakağını ovup kafasını salladı ve konuştu: ‘Şu son günlerde senin taşından akan gözyaşları Wangchuan nehrindeki suyu birkaç metre yükseltti. Bir taşın bu kadar ağlayabilmesi şaşılacak şey. Naihe Köprüsünden geçen ruhlar korkudan kaçar oldular. Yanwang beni özellikle sana yardımcı olabileyim diye gönderdi.’

 

Başımı olur şeklinde sallayıp, ızdırap içinde Jia’yı Yanwang*’ın sarayına doğru takip ettim.

 

*Yang Luo Wang yeraltındaki ölenleri yaratıkları yargılayan, cezalandıran ödül veren kişilik.*

 

Memur Yanwang ne kadar zayıf gözükse de aslında çok obur birisiydi. Onu gördüğümde mutlulukla elindeki eti kemiriyordu.

 

Selam verip başımı eğdim: ‘Yanwang’

 

‘Oh, Sansheng gelmiş. Elini salladı. Yanındaki yardımcı iblislerden birisi bana etten bir parçayı ikram etti. O kadar iğrenç gözüküyordu ki midem bulandı. Elimi istemiyorum anlamında salladım ve iblis işine geri döndü.

 

Yanwang bana bir bakış attıktan sonra şöyle dedi: ‘Duyduğuma göre şu son günlerde Lord Moxi’ye olan aşkından kalp kırıklığı yaşıyormuşsun.’

 

Moxi’nin adını duyunca burnum yandı ve gözlerim sulanmaya başladı.

 

‘Hayır, hayır sakın!’ beni durdurabilmek adına dili sürterek konuşmuştu. ‘ Bugün seni bu problemini çözmek için çağırdım. Eğer ağlamaya devam edersen Wanchuan nehrinin taşmasından korkuyorum.’

 

‘Sansheng’ ağzını silip devam etti: ‘Lord Moxi’nin dünyaya hangi 3 sınanma için gittiğini biliyor musun?

 

Başımı hayır anlamında sağa sola salladım.

 

‘ Sevdiği kişiden ayrılmak, Sevdiğiyle düşmanken tanışmak ve sahip olamayacağı şeyi aramak. Bu 3 madde Buddhizimde ki 8 sınanmadan.

 

Moxi ilk hayatında sevdiği kişiden ayrılması gerekiyordu. Siming Xingjun’nun Kader kitabında* Lord Moxi ve generalin kızı Shi Qianqian’ın birbirlerine âşık olacakları, fakat birbirlerine karşıt taraflarda yer aldıkları için birlikte olamayacakları yazıyordu.

 

*Siming Xing Jun kaderleri yazıp belirleyen karakter*

 

Buda sevdiği kişiden ayrılma acısını tattırmak içindi. Ancak, onun kaderi senin belirmenle birlikte karıştı.

 

Normalde yalnız bir yaşam sürmesi gerekiyordu ama seninle tanıştığı için birlikte geçirdiğiniz yıllar içinde sana karşı duyguları gelişti. Sen ona kaderi için yardım etmeye çalıştın ve yolunu açabilmek için kendini feda ettin. Sonunda sensiz kalması ve yaşamına devam etmesi ‘sevdiğinden ayrı kalmak’ maddesine uyuyor. Farkında olmadan da olsa onun ilk sınanmasını tamamlamasına yardım etmiş oldun.’’

 

Yanwang bir süre durdu ve iç geçirdi. ‘’ Sen Lord Moxi’nin dünyada nasıl gözüktüğünü göremedin. Cık cık cık o aslında çok cana yakın birisi fakat senin için, acımasızca imparatoru generalin bütün klanını öldürmesi için zorladı. Seni çok sevmiş olmalı ki senden sonra ömrü boyunca başka birisiyle evlenmedi. Sonradan yeraltına döndüğünde geçmişindeki olayları hatırlamaya başladı. Onun bir Celestial Tanrı olduğunu düşünecek olursak geçmişine takılı kalmayan kanaatkâr birisi olduğunu söyleyebiliriz. Yine de senin önünde o şekilde davranması.... sana karşı olan hisselerini durduramadığı çok belliydi. Lord Moxi’nin seni bur da 50 yıl tutması bu seferki yaşamda sen onun sınanması olma diye..’

 

‘Bunları seni korumak için yapıyor tatlım’

 

Yanwang’ın açıklamasından sonra donakaldım.

 

‘ Cennette yaşayanlar Yeraltında yaşayanlara yukarıdan bakıyorlar*

 

*(onları aşağı görüp küçümsüyorlar anlamında) * Sansheng dünyada Lord Moxi’yi kendine âşık edebilmek için elinden geleni yap. Belki de bunu başarırsan o zaman bizim yeraltı dünyamız… ahahahah ne demek istediğimi biliyorsun değil mi?’’

 

Yanwang’ın isterik gülüşü gittikçe uzaklaşıyordu. Sadece bir cümle kafamın için bir ileri bir geri yankılanıyordu.

 

‘Seni korumaya çalışıyordu tatlım’’..

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr