74.Bölüm - Değişime Ayak Uydur

avatar
426 0

Sahte Adam - 74.Bölüm - Değişime Ayak Uydur


Hastalıklı bir zihnin ürünüyüm ben, biliyorum. Ayrıca çok özel birisiyim ben, bunu da biliyorum. Ve bir şey daha biliyorum; Sizlerin tanrısı Beni seyretmekten keyif alıyor. 



Eve dönüş yolunda sürpriz bir karşılama bizi bekliyordu: Eddie yolu kapatmıştı.


Aylin ile Mirko'ya arabada kalmalarını söyleyip arabadan indim.


Eddie tek başınaydı.


Rüzgar, paltomun yakalarını dövüyordu.


Paltomun yakasını kaldırıp Eddie'ye doğru ilerledim.


Eddie arabasının kaputuna yaslanmıştı. ''Masa toplanmış diye duydum,'' dedi.


Eddie'ye iki adımlık mesafe kalınca bastonuma yüklenerek durdum. ''Sorma. Lokmam bitmeden tabağımı aldılar. Görgüsüzlük had safhada.''


''Neler döndü?''


''Cigara.''


Eddie ellerini kalın paltosunun ceplerine soktuktan sonra dikeldi ve iki adım yanaştı. ''Şaka sevmediğimi hatırladığını sanıyorum.''


''Şaka sevmiyor musun, yoksa kendine yapılan şakayı kaldıramıyor musun?''


Pos bıyığını bürüdü. ''Sırf uyuzluk olsun diye seni iki gün içeride tutabilirim.''


Sahte bir neşeyle alkışladım. ''Bunu yapabildiğine göre rütben yükselmiş olmalı.''


''Görüşmeyeli pek çok şeyin değiştiği doğru,'' dedi Eddie, gözlerini meydan okurcasına üzerime dikerek. ''Mesela seninki uçurumu boyladı. Sanıyorum leşini hala bulamadılar, yanılıyor muyum? Yoksa sahiden öldü mü? Psikolojik sorunlarından dolayı yanlış hatırlıyor olabilirsin?''


Bel altı oynamayı kendisi seçti.


''Bilirsin, sarışınlardan hoşlanırım,'' dedim sakince. ''Özellikle erkekse. Hatta 14 yaşında, İngiliz ve bir de benim yaşlarımda bir ablası varsa.''


Eddie elini belindeki tabancasına attığı gibi silahı yüzüme doğrulttu. ''Hadi bir daha onlardan bahset de kafanı uçurayım,'' diye haykırdı, gözlerini fal taşı gibi açarak.


Limuzinimin kapısının açıldığını duydum. 


''İçeri girin,'' diye seslendim, arkama bakmadan. ''Ben hallederim.''


Kapı tok bir sesle çarptı.


Başımı hafifçe eğdim ve kaşlarımı kaldırarak Eddie'ye baktım. ''Beni öldüremeyeceğini biliyorum. Bana ihtiyacın var.''


Eddie, ''Ailemden önemli değilsin, başka bir yol bulunur,'' dedi, öfkeyle kasılmış dudaklarının arasından.


''Beni öldüremezsin. Bunu, bana ihtiyacın olduğu için de söylemiyorum. Beni öldüremezsin çünkü kızın, onu öldürmüş olmamı diler.''


Bunları söylemek zorunda mıydım bilmiyorum. Fakat söyleme gereği duydum. Haddimi gereğinden fazla aştığımın farkındayım.


''Konuşma.''


''Aynı zamanda eşin de öyle,'' diyerek devamını getirdim. ''Eddie, beni öldüremezsin. Sen alenen hiç kimseyi öldüremezsin. İnisiyatif kullanamazsın. Sen, kendi rütbenin köpeğisin. Astlarının piyonusun. O masadan herhangi birini öldürecek taşak sende yok.''


Eddie kızarmıştı. Silah tutan eli titriyordu. Dişlerini sıkıyordu. Uzun uzun ve derin derin soluklanıyordu. Birkaç adım attı, silahı alnımın ortasına dayadı. ''Yemin ederim, İsa şahidim olsun ki seni öldürürüm.''


Gözlerimi kırpmadan ona baktım. ''Yapamazsın.''


Eddie haykırarak silahı havaya doğrulttu ve iki el ateş etti. Ardından arkasını dönüp başını eğdi.


''Seni ailenle tehdit edemeyeceğimi mi düşünüyordun?''


''Farklı olduğunu düşünüyordum,'' diye mırıldandı, sesindeki çaresizliği gizlemeden.


''Farklıyım, doğru,'' derken kafamı salladım. ''Bir nedene gerek duymadan bile aileni öldürebilirim.''


Eddie hızla dönüp silahı üzerime doğrulttu.


''Ama bunu yapmayacağım,'' deyip hemen temin ettim. ''Farklı olduğumu söyledim. Sana yardım etmeyeceğim, Eddie. İkimiz de o masayı dağıtmak istiyoruz. Amacımız aynı. Ben yardımsever biri değilim. O yüzden sen bana yardım edeceksin.''


''Ivan ve o masadakiler, her şeyin bir usulü olduğuna inanır,'' dedi Eddie. ''Arkadaşının yaptıklarını doğru bulmuyorum. Ancak yine de kendince bir duruşu vardı. Kabadayılığın adabına sahipti. Sende ahlaka ve namusa dair hiçbir şey yok. Kirli oynuyorsun.'' 


Eddie silahını beline koyup arabasına doğru yürümeye başladı.


Bir de bunu övünülmesi gereken bir şeymiş gibi vurguluyor.


''İşte bu yüzden o kaybetti, ben kazanacağım.''


Eddie arabasının kapısını açtı, ''O kadar emin olma,'' dedi sert bir sesle ve arabasına binip yol aldı.


Eddie'nin gidişini izledim.


Bir an boş bulunarak, oğluma, Boris'e özlem çektim. 


Değiştim. Ve değişimimden kıvanç duymuyorum. Mücadeleden kaçarken, tembelken, hırs sahibi değilken, herkesten nefret ederken, kimseye yardım etme ihtiyacı hissetmezken mutluydum. Biri bana eskisi gibi olamayacağımı söyleseydi, şimdiki adam olmamak için her şeyi yapardım. Yaşamak istemezdim yaşadıklarımı. 


Kendime yabancı geliyorum. 


Eski benliğimden nefret ediyordum, şimdikinden de nefret ediyorum.


''Sen delinin tekisin ve bu yüzden arayışın asla bitmeyecek.''


Biliyorum.


''O halde niçin eski Sen'in yolunu izleyip kendini bir köşede asmıyorsun?''


Ben şimdiki benim. Artık eski Ben'i zavallı buluyorum. O eskisinin bileceği iş, onu ona sormak gerek. Onu da burada bulamazsın.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44561 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr