55.Bölüm - Hayal Ettiğim Gibiydi

avatar
636 1

Sahte Adam - 55.Bölüm - Hayal Ettiğim Gibiydi


Dikkat çekmemek adına kiraladığım arabadan evi gözetliyordum.

O'nun eşi çıktı. Şık takım elbisesiyle muhtemelen işine doğru yol aldı.

Ardından bugün burada olmaması gereken kızımın bakıcısı geldi. Kızımı alıp götürdü.

Birkaç dakika sonrasında kapı açıldı.

O... Küt Saçlı etrafa bakındı, ardından kapıyı kapattı.

Kızım benimle tanıştığını söylemiş... O ise bugün işe gitmesi gerekirken gitmemiş...

Beni bekliyordu. Sanki sonunda her şey hayal ettiğim gibiydi. O da beni bekliyordu.

Cesaretimi toplayıp arabadan indim. Karşı sokağa geçip evin bahçesine girdim.

Heyecanla etrafa bakındım. Kalbim gümbürdüyordu.

Kapının eşiğinde dikilirken, ürkek bir hamleyle parmak eklemlerimi kapıya tıkırdattım. O kadar güçsüz vurmuştum ki, ben bile işitemeyecektim. Cesaretimi toplayıp tekrardan vurdum. Bir adım geri çekildim.

Kapı açılmayınca dikkatimi kapının aralığına verdim: Açıktı. Benim için açık bırakmış olmalıydı.

Kapıyı açtım. İçeri adımımı attım.

Salonda göz gezdirdim; gözlerim aradığını bulduğunda heyecanla, aşkla açıldı.

Küt saçları uzamış. Yine de, tatlılığı, şirinliği, güzelliği hiçbir kelimeyle özetlenemeyecek gibiydi.

Önce bu büyüleyici atmosferden kendimi kurtarıp gözlerine baktım Umduğumu bulamadım.

Mutlulukla karışık şaşkınlık bekliyordum; ''sahi mi,'' diyen gözler düşlüyordum.

Gördüğü şeye inanamayan gözler bekliyordum.

Onların yerine bana ifadesizce bakan iki göz vardı...

Bir şaşkınlık nidası beklerken, şaşıran ben olmuştum.

Oturduğu tekli koltuktan kalktı. ''Neden buradasın?''

''Senin için döndüm,'' dedim heyecanla.

Başını hafifçe yana doğru savurdu; saçları yüzünün önünde dalgalandı. ''Dönmemeliydin,'' dedi ifadesiz bir ses tonuyla.

''Ne demek istiyorsun?'' deyip bir adım ilerledim. ''Her şey... Yaptığım her şey, tüm kötülükler, yaşanmışlıklar... Göz ardı ettiğim her şey, sana, kızıma kavuşmak içindi.''

Biraz daha yakınlaştım. Kolundaki eski ama onunla beraberken görmediğim bir derin yara gördüm.

Hemen düşüncesizce koşup elini tuttum. Yaraya baktım.

Başımdan kaynar sular dökülmüş gibiydi. ''Onu öldüreceğim,'' diye öfkeyle tısladım.

Kolunu ellerimden sakındı...

''Kendini benden sakınıyor musun?'' dedim.

Kokusu burnuma çaldı; ışıltılı, serin bir havanın kokusu olsaydı eğer, O'nun kokusu tam anlamıyla o kokuyu ifade ediyor olurdu.

''Hatırlamıyorsun... Normal.'' Ciddiyetle baktı. ''Bunu sen yaptın.''

Yaradan kendimi sakınırcasına geriye doğru adımladım. ''Bunu sana yapmış olamam...''

Başını hafifçe iki yana salladı. ''İlişkimizin ne kadarını hatırlıyorsun?''

''Ben...'' diyerek düşünmeye başladım. ''Kavga etmiştik. Sen evden çekip gitmiştin.''

''Hiçbir şey hatırlamıyorsun,'' dedi. ''Aramızdaki ilişki tek taraflıymış... İlişkiyi sadece ben yaşamışım. Aylar boyunca yolunu kaybetmiş bir gezgin gibi başıboş gezdin. Gözlerini açamayacak derecede alkol içtin, uyuşturucu kullandın. Bazen günlerce eve gelmediğin oldu. Karnımda kızımla... Kızımızla bir evde yalnız başına kalmanın ne demek olduğunu hiç düşünmedin. Her sabah senin ölüm haberini alacağım korkusuyla uyandım ben.''

''Yine de,'' dedim ümitsizce, ''aşk tüm olumsuzluklara rağmen kabullenmek değil midir?''

''Kabullendim!'' dedi narin sesini yükselterek. ''Son yaptığın... Kabul edilemezdi. Ivan senin için birçok şeydi, evet. Ama bencilliğin o kadarına inanamadım. Katlanamadım. Kucağımda kızımla, kendini astığının haberini aldığımda senden nefret ettim. Nasıl bir baba, kızını reddedip kendine kıyabilirdi ki?''

''Onu reddetmedim...''

''Ettin!'' diye haykırdı. ''Şimdi de en iyi dostuna da kavuştun.''

Şaşkınlıkla başımı kaldırdım. ''Ivan'ın yaşadığını biliyor muydun?'' dedim. Sonra ne kadar aptal olduğumun farkına, onun gözlerindeki şaşkınlığı görünce anladım.

Beni gördüğünde şaşırmamıştı... Tabii ki de şaşıramazdı. Ivan ölmediğim haberini tabii ki de O'na söyleyecekti.

''Yaşadığımı biliyordun,'' diye mırıldandım. ''Ne bana ulaşmak istedin, ne beni görmek... Oysa ben delicesine sana ulaşmak için çabalarken.''

Yine de, onu kabulleniyordum... Kalbim onu her şeye rağmen affediyordu ama O, O neden beni kabullenmiyordu.

''Şu an, şuracıkta eşinin beynini bir kurşunla salona döksem, bana geri döner miydin?''

Başını iki yana salladı. ''Yapamazsın.''

''Yapmam.''

''Senin için tüm hayat düzenimden vazgeçemem.''

''Ben senin için yaptım!'' diye çaresizce çığırdım. ''Senin için yaptım...''

''Hata yapmışsın.''

Kalbime öylesine bir ağırlık çöktü ki, ölümden daha kötüsünün yaşamda olabileceğini ilk kez, canlı canlı hissetmiştim.

''Denedik, olmadı. İkimizin de artık farklı bir hayatı var. Kızımı böyle bir yaşamdan koparamam. Babasından koparamam.''

''Biliyor musun,'' kalbime vurulan kilidi öfkem delmeye çalışıyor gibiydi, ''Branka beni her şeyimle kabullendi. Sen beni kabullenmedin.''

''Hatalı olan sensin, ama hâlâ hatayı başkalarında arıyorsun,'' dedi. ''O kadının kim olduğunu bilmiyorum, ama seni sahiden düşünseydi eğer, kendini yavaş yavaş öldürmene izin vermezdi.''

''İyiliğin ve kötülüğün ötesinde,'' dedim, ''Branka beni her şeyimle kabullendi.''

Cebimden bir mektup çıkardım. ''Kızıma, bir gün gerçek babasını söylemeyi düşünüyor musun?''

''Söyleyeceğim,'' dedi. ''Zamanı geldiğinde.''

Mektubu salondaki masaya bıraktım. ''Vakti gelince bunu ona ver.'' Yüzüne bakamadan hızla evden uzaklaştım, kaçtım.

Arabaya bindim. Kalbime aniden saplanan ağrıya karşı avucumu kalbime kavuşturdum. Bıçak gibi delmeye çalışan ağrı kalbime acı acı saplanırken, o acıyı bastırmak istercesine göğsümü sıktım. Ağrı aniden saplandığı gibi aniden çekip gitti. Derin bir nefes verdim. Farkına yeni vardığım akan gözyaşlarımı sildim.

Bugün ikinci kez ne kadar aptal olduğumu fark ettim.

Ivan... Beni yaralamak istiyordu. Bunu en iyi şekilde yaptı... O'nunla görüşeceğim zaman neler yaşanacağının her zaman farkındaydı. Bana öncesinde adresi vermedi, çünkü kalbimin kırılacağını biliyordu ve bunu istemiyordu; şimdi adresi verdi, ki kalbimin parçalanıp yok olmasını istiyordu.

Cebimden telefonu çıkardım. Ivan'ın numarasını tuşladım.

Ivan neler olduğunun gayet farkında olarak konuşmaya başladı: ''Eğer benim hissettiklerimin çeyreğini hissediyorsan, geri dönebilirsin.''

''Ivan,'' dedim. ''Boris'i ben öldürdüm.''







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr