22.Bölüm - Yaşayan Ölüler

avatar
847 2

Sahte Adam - 22.Bölüm - Yaşayan Ölüler


Tanrı olsaydım insan olmak isterdim: İnsan olmayan hiç kimse insana empati duyamaz.

 

 


Gerçek olamaz. Eğer gerçekten o ise... Hâlâ rüyadayım demektir. Ya da hiç kurtulamamışımdır.


Bu mümkün olmamalı.

 

"Yüzüme bakamayacak kadar inanılmaz mı buluyorsun bu gerçeği?"

 

"Eğer sen isen, bu gerçek olamaz..."

 

"Neden?"

 

"Eğer cennet varsa, oraya gitmeyi hak etmiyorum."

 

"Ben de öyle."

 

                               ***

 

Tuvaletimi yapmam için beni ayağa kaldırdı. Ardından yatağıma dek bana eşlik etti.


Gerçek olamaz... Gerçek olmamalı. Olmamalı o burada. Fakat karşımda. Bana hüzünlü bir yüz ifadesiyle gülümsüyor.


Bunu kabul edemem.

 

Yüzümdeki ifade aklımdaki düşünceyi o kadar iyi yansıtıyor olmalı ki, "Neden gördüğün şeyin inkar ediyorsun?" diye soru sorma ihtiyacı duydu. "Hayal gördüğünü sanıyorsun. Gerçekten uyandın, Beautiful."

 

"Şu an benim için ne hayal, ne gerçek idrak edebilmem mümkün değil. Sen şizofrenimin bir parçası mısın?"

 

 Şizofrenimin bir parçası olabilir mi? Yoksa aklım bana tekrardan (aslında 'hâlâ', çünkü yaşadığımdan bile emin değilim) oyun mu oynuyor?

 

Kederli bir ifadeyle gözlerini devirdi. "Biliyorum. İntihar etmendeki sebebi biliyorum. İntihar etmene neyin sebep olduğunu biliyorum. Korkma, sanrılarından biri değilim. Bu vakte dek aramızda yaşanan her şey, iyisiyle ve kötüsüyle gerçekti."

 

"Şu an yaşananların gerçek olması olanaksız. Üniversiteye hazırlanırken intihar ettiğimi hatırlıyorum. Peki, o zaman ölmediysem neden üniversiteyi okumuşum gibi bir yaşamda gözlerimi açtım? Neden?"

 

"Bilmiyorum. İnan ki bilmiyorum. Gördüğün şey mi sana öyle söyledi?"

 

"Evet."

 

Küçük ama zorlamayla gelen tebessümle konuştu: "Gerçeği bulabiliriz, Beautiful. Beraber."

 

Eğer sahiden tüm bunlar yaşanıyorsa ona gerçeği sormam lazım. Ama o gerçeğin gerçek olduğunu öğrenirsem bu belirsizliğe inanabilirdim. Gerçekten bu belirsizliğe inanmak istiyor muyum, o bile meçhul.

 

"Çocuk. Kız mı, erkek mi?"

 

"Kız."

 

Kız... Bir kızım oldu.


Nefes alışım aniden daraldı. Kalbim yerinden fırlayacakmışçasına tepinmeye başladı.


Galiba kalp krizi geçiriyorum. Ya da aşırı şekilde heyecanlanmış olabilirim. Evet. İkinci seçenek daha makul.

 

"İsmi ne?"

 

"Bu biraz Trajikomik olacak söyleyeyim," dedi. "Beautiful. Adı senin lakabın koyulmak istendi. Onu görmelisin. Hayatımda hiç bu kadar güzel bebek görmedim. Kesinlikle annesine benzemiş.''

 

İçimdeki mutluluk tebessümüme de yansımıştı.


Dur biraz. Sahiden bu belirsizliğe inanmaya mı başladım! Hayır. Şizofreni sana gördüğün şeyi yaşamdan daha normalmiş gibi hissettirir. Teslim olmamalıyım. Kendimi bu kadar kolay teslim etmemeliyim. 

 

"Demek öyle..." diye mırıldandım.

 

Mutluluk bir zombi virüsü misali yayılarak vücudumu ele geçiriyor. İstesem de engel olamıyorum. Tekrar bu virüse yenik düşersem en son yaşananların tekrarını yaşayacağım hissini içimden söküp atamıyorum. Ben lanetliyim. Mutluluğum insanlara zarar veriyorsa mutsuz olmayı seçiyorum. Kaderim insanları üzmek için beni kullanıyorsa, kaderime savaş açıyorum. Benim için geliyorsan kader, yere düşürmek için değil, öldürmek için vur. Çünkü bir daha istesen de mutlu olmayacağım. Kandır beni. Kısa süreli illüzyonlarınla mutlu et. Bu sefer olmayacak.

 

"Beautiful..." diye mırıldandı. "Gözlerini kaçırıyorsun. Adımla hitap etmiyorsun. Beni kabul etmiyorsun."

 

"Ben... Emin değilim. İnanmak istiyorum. Hatta inanıyorum. Ama inanmamalıyım. Mümkün değil. Sen, ben, burası... Yaşamam, hayatta olmam mümkün değil. Başıma bu kadar güzel şeylerin gelmesi hastalığımın bir oyunu."

 

Gözlerini, gözlerime dikti. "Gözlerini kaçırma ve bana adımla hitap et."

 

Ona baktım. Yutkundum. "Sahiden şu an, karşımda duran sensin değil mi?.. Yaşıyorsun değil mi, Ivan?"

 


 

Kim, ne, ama nasıl, olduysanız üzgünüm, sonraki bölümü beklemek zorundasınız. Ha eğer olmadık diyorsanız, defolun gidin ulan! Şaka. Sizleri özledim. İnanın. Biraz da drama katmak istedim. Beni özlediniz mi? Tabii ki özlediniz. Harikayım. Özlenmek zorundayım. Kim benim gibi mükemmel, kusursuz, harikulade, yakışıklı, zeki, çekici ve çapkın karakteri özlemez? Dur biraz... Tabii ki de yazarım özlemez! Canıma kıymak istedin ulan! Ne etti sana kendi karakterin?! Neyse. Üstüne gitmeyeyim. Malumunuz, bana neler yapabileceğini biliyorsunuz. Unutmadan: Hikayeme birlikte devam etmek isteyen herkese teşekkürler. Siz olmasanız tembelliğin kitabını yazmış yazarım bu yolda desteğiniz olmadan asla yürümezdi. Yürürdü aslında. İşin aslı size yalakalık yapıyordum.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr