BÖLÜM 34 (PART1)

‘’Ağabey, sen daha fazla çekirdek almalısın, evet buraya beraber çıktık ancak, nasıl desem, biz fazlaca ilgi çekmek istemiyoruz.’’

Çoktan ortalık durulmuştu, Ling Yun yanlarından ayrılmış, Shizuku da misafirleri alıp götürmüştü, İstapha ise Shiya ve Suzuyla avlanmaya devam etmişti. Aradan uzun zamanlar geçmişti, hatta sınav neredeyse bitmek üzereydi, bu süre zarfında sadece birkaç kişiyle karşılaşmışlardı ve bir sürü canavarı katletmişlerdi.

‘’Neden, ne oldu ki?’’

‘’Sen gücünle bu kadar şeyi hak ettiğini kanıtlayabilirsin ama biz yapamayız, kesinlikle işin içinde bire hile olduğunu anlarlar. Bu kadar yol geldik, biz ikimiz çoktan bu yolda ilerlemeye ve bu okulda gelişmeye karar verdik. Bu yüzden herhangi bir beladan kaçınmak istiyoruz. Ağabey ise çok güçlü, ve bunu herkesin bilmesi gerek. Ağabeyin ne kadar güçlü olduğunu bilmelerini istiyoruz, bu yüzden çekirdeklerin çoğu sende kalmalı, bize geçecek kadarını ver  yeter.’’

‘’Anlıyorum, üzerinize ilgi çekmenizi bende istemem.’’

İstaphanın karakteri hala yavaş yavaş oturuyordu. Şu anki düşüncesi ilk zamankinin tam tersiydi, o da Marika sayesinde okula yazdırıldığını, müdirenin elbette alacağı sonuçtan haberdar olacağını ve Marikanında bunu öğreneceğini biliyordu, onu gururlandırmak istediği için yüksek puan almak istiyordu. İlgi çekerse ne olmuş yani? Kendisi zaten çok güçlüydü, ayrıca onu koruyacak Marikaya da sahipti, ilgi çekmek onun için artık sorun olamazdı, en fazla yetişim olayı sorun olabilirdi, onu da Yang enerjisi muhabbetiyle bir şekilde atlatabilirdi.

‘’Pekala ağabey, sınav neredeyse bitmek üzeredir, hem sende yeni bir şeyler giyersin.’’

Shizukunun saldırısı yüzünden ön tarafı parçalanmış kıyafetlerini hala giyiyordu. Kıyafetin sadece avret yerleri kapalıydı, onun harici hırka gibi üzerindeydi.

‘’Haklısınız, artık yeni bir şeyler giyme vaktim.’’

‘’DING! DING!

BÜTÜN ÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE.  SINAV SÜRENİZ DOLMUŞTUR. HERKES 2 SAAT İÇERİSİNDE OKUL MEYDANINDA TOPLANSIN. HALİHAZIRDA SALDIRDIĞINIZ CANAVARLAR İSTİSNA, BUNDAN SONRA YENİLEN CANAVARLARIN ÇEKİRDEKLERİ PUAN DEĞERİ TAŞIMAYACAKTIR.

‘’

Herkesin rahatlıkla duyabileceği şekilde  bir anons yapılmış, tüm öğrenciler okula çağırılmıştı.

‘’Artık gidebiliriz, hem bende üstümü değiştiririm.’’

Bunu dedikten sonra okula gittiler, İstapha odasına gidip güzelce yıkandıktan sonra üstünü değiştirdi. Ardından herkesin toplandığı meydana çıktı, bütün öğrenciler oradaydı, hatta elenenler bile, Suzu ve Shiyanın eski sevgilileri de oradaydı.

‘’Ağabey, buradayız.’’

 Kızların ona seslendiğini duyunca arkasını döndü, iki kız da çoktan üstünü değiştirmişti. Ardından beraber daha ileriye gittiler, okulun öğretmenlerinden birisi herkesin puanını açıklayacaktı, elbette odalarına gitmeden önce herkes topladığı çekirdekleri onlara teslim etmişti, canavarına göre çekirdeklere puan verilecekti.

‘’Başlıyor.’’

Suzunun sesi üzerine açıklamakla yükümü görevliye döndüler.

‘’İlk açıklanacak kişi Arthur Coline , çekirdeklerinin değeri 127 Puan.’’

Arthurun sevinişine bakılırsa bu çokta düşük bir puan değildi.

‘’Long Tian, 123 puan’’

‘’Carles Magnussen 325 puan……

Genel olarak puanlar 90 ile 300 arası değişiyordu.

‘’Ling Zong 1255 puan.’’

Bu duyurunun ardından bir  ses patlak verdi, herkes şaşkınlık içerisindeydi, şu ana kadarki en yüksek puanın 4 katı kadarını almıştı, bu da onun gerçekten sıradan birisi olmadığını gösteriyordu, ancak bir sonraki duyuru gürültüyü aniden kesmişti.

‘’Ling Yun 8883 puan.’’

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Gülle gibi ortaya düşmüştü, bu İstapha ve kızların ormanda karşılaştıkları genç çocuktu. İstapha onun yüksek bir  puan alacağını düşünse de bu kadarını beklemiyordu.

Ling Yun ise yüzünde umursamaz bir ifadeyle gözlerini kapamış oturuyordu.

‘’Ne kadar yakışıklı, onunla birlikte olabilmeyi çok isterdim.’’

‘’Rüyanda görürsün, onun arka planı nasıl normal olabilir, eğer biraz daha muhteşem olursa bir prensesle bile evlenebilir. Bizim gibilere bakmaz, hem yaşı da çok küçük.’’

‘’Ne kadar yakışıklı, onunla birlikte olabilmeyi çok isterdim.’’

‘’Kafayı mı yedin lan? Sen erkeksin.’’

Seyirciler arasında böyle muhabbetler dönüyor, bu da onların şaşkınlığını kanıtlıyordu. Görevli sakinliğini bozmadan devam etti.

‘’Meng Ziya, 6138 puan’’

Bu kişi de kesinlikle hiç sıradan olamazdı. Onun olduğu tarafa dönünce onunda ifadesiz durduğunu gördü, ellerini çaprazlama tutmuş sakince kalabalığı izliyordu.

‘’Saber Rose, 13883 puan’’

-Wohaaaaaaaaaaaaaaa!!!

Tekrar bir uğultu yükseldi, isminden anlaşıldığı kadarıyla bir kızdı bu. İstapha ona doğru bakınca, mavi gözlü ve sarışın genç bir kız olduğunu gördü, sırtında kocaman bir kılıç vardı. Soğuk bir kız olduğu her halinden belliydi.

‘’……121 puan ……..552puan……………..994puan……..1228puan………’’

‘’Suzu… 1658puan…..Shiya….1653puan….’’

Kızlar puanlarıyla sevinmişlerdi, ancak puanları düşürmeye çalışsalar da hala çok yüksekti. Fazlasıyla ilgi çekmişti. Shiya utangaç bir şekilde kafasını eğdi, Suzu ise duygusuz bir şekilde direk olarak ileriye bakıyordu.  Eski* sevgilileri de ağızları açık bir şekilde onlara bakıyorlardı, Suzu onlarla göz göze gelince ifadesiz bir şekilde bakmaya devam etti, ardından iki çocuk kafasını eğdi.

‘’…..129puan….966puan………

İstapha Kavihand  23888 puan.’’

?????

İstapha bir anda şaşkına döndü, az önce kendi puanları açıklanırken gıkı bile çıkmayan dahiler şaşkınlıkla ona bakıyordu, az önceki Saber ismindeki kız ise ona dik dik bakıyordu, ancak bu tehditkar değil daha çok meraklı ve garip bir bakıştı.

 DEVAM EDECEK