34. Bölüm - İlahi Bilincin Doğuşu

avatar
199 2

Ruhani Enerji Hükümdarı - 34. Bölüm - İlahi Bilincin Doğuşu


"Sende kimsin ve zihnimde ne işin var ?"

Aiden zihninde duyduğu sesten sonra dikilmiş ve sakince sormuştu. Normalde korkacağı bir durumdan bir nedenden dolayı korkmuyordu.

"Emin değilim patron. Tek bildiğim seninle aramda bir bağ olması ve ne işe yaradığım."

Zihninde konuşan sesten sonra biraz duraksayan Aiden, aynada yansıyan kan kırmızı göz bebeklerine odaklanmıştı. Savaştan sonra zihni bulanıktı ve odaklanamıyordu.

"N-Ne olduğun ile başlayalım."

"Bilgilerime göre ben ilahi bir bilincim patron. Senin Ruh tohumu ile birleşmiş olan ruhundan doğdum. İlahi seviye bir bilinç olarak kullandığın yüksek seviyeli hazineleri inceleyebilir ve bu hazinelerin bilinçleri haline gelerek senin bu hazineleri kullanabilmeni sağlayabilirim."

Zihninde konuşan bilincin kendi ruhundan doğduğunu duyan Aiden, gerçek anlamda hayretler içerisinde kalmıştı. Ek olarak ilahi seviye bir bilinci daha önce hiç duymamıştı. Fakat bu bilincin özellikleri çok iyi olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Demek istediğin kullandığım her hazinenin bilinci olabileceğin bir yeteneğin var. Mesela elime bir kılıç alsam ?"

Aiden sözlerini bitirdikten sonra ekipman odasında duran dandik bir kılıcı eline almıştı. Fakat kılıcı eline alır almaz, beklediğinin aksine kılıç hafif kan kırmızı bir parıltı saçmış ve kılıcın kabzasında kan kırmızı sonsuzluk işareti belirmişti. Bu işaret ile birlikte kılıcın yaydığı aura bile daha saf hale gelmişti.

"Kullandığın her ekipmanın ve hazinenin durumunu geliştirir ve onun bilinci haline gelerek güçlendiririm patron."

Aiden bu konuşmayı her ne kadar zihninde duysa da, bilincin her konuşmasında kılıcın hafif titrediğini fark etmişti.

"Oldukça havalı. Peki sana nasıl seslenmem gerekiyor ? Hani bir ismin falan var mı ?"

"Genel olarak bir ismim yok. Senin vereceğin bir ismi kullanabilirim."

Bunun üzerine bir süre düşünen Aiden, kafasında beğendiği bir isimde karar kılmıştı.

"Anger. Senin ismin Anger olsun."

"Güzel isimmiş patron!"

İsim verme olayından sonra kendini yatağa atan Aiden, zihninde bugün yaptığı dövüşün detaylarını düşünmüştü. Aslında elinden geleni yapmıştı. Çünkü bu dünyada ki birçok yetişimcinin aksine kendisi 3 yıl öncesine kadar normal bir yaşam sürmüştü.

Dövüş veya mücadeleler ile ilgili hiçbir eğitim almaması da cabasıydı. Fakat bu dünyada ki yetişimciler öyle değildi. Her biri kendi klanlarında veya evlerinde yetişim dünyasının gerçekleri ile büyütülüyorlardı ve doğuştan bir şekilde bu tür şeylere hazırlardı. Bu yüzden Aiden alabildiği yardımı almak ve en azından durumları eşitlemek istiyordu.

"Bana yardım edebileceğini söyledin Anger. Neymiş bu yardım anlat bakalım."

"Evet patron. Uyandığımdan beri sağ elinin üzerinde duran Eternal Mührünü inceliyorum. Oda bir tür kozmik hazine sayılır ve bir şekilde Ruh tohumu ile bağlantılı. Arada bir sorularına yanıt veren kitap ise onun arayüzü gibi bir şey. Her türlü hazinenin bilinci haline gelebildiğimi zaten söylemiştim. Hissettiğim kadarıyla Eternal Mührünün içerisinde sana faydası olabilecek bir çok şey var. Arayüzün yani kitabın kontrolünü ele geçirdim fakat Eternal mührüne ulaşamıyorum. Sanırım bir ay daha uğraşmam gerekebilir. Tavsiyem bu süreçte aldığın kitaplara ve tekniklere çalışman olacaktır. Bilincimin bir kısmını sana ayıracağım. Bu sayede anlayış, kavrayış ve uygulama konusunda sana yardımcı olacağım."

Anger'in sözleriyle gözleri sağ kolunun üstüne düşen Aiden, sonsuzluk mührünün kan kırmızı bir formda parladığını görmüştü. Konuşmaya daldığı sırada bunu fark etmemişti.

"Onu ben yapıyorum patron. Mührün kısaca kodunu çözmeye çalışıyorum diyebiliriz."

"Pekala. Bunun üzerine yoğunlaş Anger. Zaten ben istesem de bu mührün aktiflik işini yapamıyorum. Belki de Ruh Tohumunun gizemlerini bu mühür yoluyla öğreneceğiz."

Aiden son sözlerini söyledikten sonra yatmak üzereyken kulağına gelen ses ile birlikte gözlerini kapıya çevirmişti.

"Aiden!"

Seslerin artması ile birlikte derin bir nefes alarak dışarıya çıkan Aiden, karşısında Ashley ile Ned'i görmesi bir olmuştu. Skyler ise iki adım uzaklarından ikiliyi izliyordu.

Aiden dışarıya çıkana kadar sakin olan yüzü, Aiden'in yüzündeki yarayı görür görmez hafif tedirginlik ile kaplanmıştı. Ned ve Ashley ise yarayla birlikte öfkeye kapılmışlardı.

"Vay orospu çocukları! Var mı lan öyle kendinden düşük yetişimli birisine böylesine saldırmak! Bugün yetişimlerimizden dolayı üçümüz de iç sahaya terfi edildik. O yüzden olaylardan geç haberimiz oldu. Ama ben onlara bunun hesabını göstermez miyim! Vampirler kendilerini ne zannediyorlar!"

Ned sözlerinden sonra tam harekete geçecekken, Ashley'de olaya katılmıştı.

"Yürü gidelim! Hiç kimse benim arkadaşıma böyle davranamaz!"

İki kardeşin öfkeyle kendilerini düşündüğünü gören Aiden'in içi muazzam bir sıcakla kaplanırken, iki adım uzakta duran Skyler, anında toprak enerjisi ile oluşturduğu sarmaşıklarıyla iki kardeşi yere sabitlemişti.

"Size bundan uzak durmanızı söyledim. Ortada Aiden'in verdiği bir söz var. Üçümüzle olan ilişkisi de malum olduğundan üçümüzden birinin Zane denen aptala yapacağı potansiyel bir hareket, Aiden'in aleyhine olur. Sizce Aiden bunu ister mi ?"

Skyler'in sözleriyle bile ikna olmayan ikili, ancak Aiden'in "Skyler haklı. Bu olaydan uzak durun. 1 ay sonra bu olayı şahsen kapatacağım." sözleriyle duraksamışlardı.

İkilinin durduğunu gören Skyler ise sarmaşıkları bozarak Aiden'in önüne yürümüş ve okyanus mavisi gözlerini kısarak Aiden'in yarasına bakmıştı. Gözlerinde tedirginlik görülüyordu.

Skyler bir süre daha baktıktan sonra Işık Enerjisi ile kaplanmaya başlayan sağ elini kaldırmış ve Aiden'in yarasına doğru götürmüştü. Işık Elementi iyileştirme özelliği olan bir elementti ki Mutlak Tohumdan gelen bir Işık Enerjisi çok daha zengindi.

Skyler'in eli tam Aiden'in yüzüne ulaşmak üzereyken Aiden kızın elini tutmuş ve başını olumsuz bir şekilde sallamıştı.

"Şimdilik yaranın kalmasını istiyorum."

Aiden'in sözlerinden sonra Skyler anlayışlı bir şekilde kafasını sallayarak elini geri çekmişti.

"Yaranın bir tür tetikleyici olacağına inanıyorsun değil mi ? İçinde ki öfkenin besleyicisi gibi..."

Skyler'in bu dünyada yetişen birisi olarak olaylara daha çok hakim olduğunu ve farklı bakabildiğini anlayan Aiden, sadece kafasını sallayarak durumu onaylamıştı.

"Merak etmeyin iyi olacağım."

Aiden'in sözlerinden sonra üçlüye cevap şansı gelemeden Kıdemli Paul'un aurası ortamda belirmişti. Bunu fark eden Skyler, iki kardeşe dönmüştü.

"Gidelim. Aiden'in eğitim yapması gerekiyor."

Üçlü ayrıldıktan sonra ortama gelen Kıdemli, Aiden'in yara izine bakarak tek bir soru sormuştu.

"Öfkeli misin ? İntikam istiyor musun ?"

Paul'un sorduğu sorudan sonra bir süre sessiz kalan Aiden, kendi iç dünyasında ufak bir hesaplaşma yaşamıştı.

"Öfkeliyim fakat öfkem Zane denen kişiye karşı değil sadece kendimedir. Yenilmem ve yüzümde ki yara sadece ve sadece benim zayıflığım yüzünden meydana gelen bir şeydi. İntikama gelecek olursak... Bu dünyada herkes hak ettiğini yaşar. Zane'in de hak ettiğini yaşadığından emin olacağım."

Aiden'in sözleri bittiğinde gri gözleri yeniden kan kırmızı forma bürünmüştü. Duyduğu cevapla birlikte gülümseyen Paul;

"Bu güzel Aiden. Bu yoldan asla sapmamalısın. Çünkü bir kez öfkene yenik düşersen mantığını kaybedersin. İşin sonunda senden geriye yolunu kaybetmiş bir intikamcı kalır ki, o yolun tek bir sonu vardır oda ölüm!"

Paul sözlerini söyledikten sonra daha fazla konuşmadan ortamı terk etmişti. Çünkü o andan itibaren ne söylerse boşuna olacaktı.

Aiden ise günün geri kalanında mağarasına kapanmış ve uyumuştu. Ertesi gün yeniden güneşin doğduğu vakitte kalkmış ve yemeğini yedikten sonra Dış Sahanın antrenman bölgesine giderek merkeze yakın bir yere oturmuştu.

Antrenman bölgesi Dış Sahanın en büyük yerlerinden birisiydi. Ortamda bir çok kukla ve antrenman eşyası vardı. Bazı öğrenciler kuklalara karşı büyülerini denerken, bazıları birbirleri ile dostça mücadele ediyor, bazıları da meditasyon minderlerinde oturarak kitap okuyordu.

Dış sahada birden çok antrenman bölgesi olduğu için Aiden, Karanlık Bölümünün antrenman bölgesine gelmişti. Burada ki öğrencilerin çoğu karanlık elementi üzerine büyüler ve savaş teknikleri deniyorlardı.

Kimisi zombi ve iskelet çağırarak alıştırma yaparken, kimisi karanlık elementine kılıç gibi nesnelere sokarak kontrol denemeleri yapıyor, kimisi de karanlık elementini direk yılan gibi canlı formlara sokarak denemeler yapıyordu. Bazıları ise Aiden'in teknik salonunda özetlerini okuduğu tekniklerin alıştırmalarını yapıyordu.

Aiden bir süre etrafı izledikten sonra yüzüğünden ilk kitabını çıkarmıştı. Kitabın üstünde kalın harfler ile [Karanlık Elementi ve Karanlık Enerji ile Alakalı Bilinmesi Gerekenler] yazıyordu. Aiden kitabın kapağını araladıktan sonra konsantre olmuş bir şekilde okumaya başlamıştı.

Aiden iki hafta boyunca oturduğu yerden kitabı okumaya devam etmişti. Sadece ilk haftada ilk kitabı bitirdikten sonra Nekromansi Kitabını da okumaya başlamıştı. Ölümsüz Mağarasına bile geri dönmemesi, oturduğu yerden paso kitap okuması, neredeyse tüm dış sahaya bomba gibi yayılmıştı.

Geçen 2 haftada Aiden'in yetişimi en ufak bir ilerleme yaşamasa da anlayış olarak çok daha iyi durumda gelmişti ki, Anger ile aralarında ki bağ da çok daha artmış gibi görünüyordu. Artık ikili çok daha rahat ve çok daha fazla sohbet eder olmuştu.

2 haftanın sonunda ise Aiden kitabın son sayfasını da okuyarak kitabı kapatmış ve yavaş bir şekilde nefes vererek ayağa kalkmıştı. İki haftadır hareket etmemesi yüzünden bu hareket sırasında tüm kemiklerinden çatırdama sesleri yükselmişti.

Aiden'in sonunda hareket ettiğini gören antrenman alanı öğrencileri bile önlerinde ki işleri bırakarak Aiden'e odaklanmışlardı. O anda Aiden'in okyanus mavisi göz bebekleri, kan kırmızı bir forma bürünmüş ve Aiden'in vücudundan muazzam bir karanlık elementi aurası çıkarak tüm antrenman bölgesine yayılmıştı.

Antrenman bölgesinde Temel Kurmanin yüksek seviyelerinde öğrenciler olmasına rağmen onların vücutlarında ki karanlık aura, Aiden'in şu anda vücudundan yaydığı karanlık aura kadar soğuk, ölümcül ve habis değildi. Aiden iki haftadır geliştirdiği anlayış ile hem elementin üzerinde ki kontrolünü arttırmış hem de elementin doğasını daha çok anlamıştı.

Vücudundan yayılan karanlık auraya bakarken, gözlerinin kan kırmızı parlaması daha da artmıştı.

"O zaman başlayalım."

Bilinen Gelişim Alemleri;

Temel Kurma Alemi -Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -Gökyüzü Ölümsüzü Alemi







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44615 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr