Bölüm 793: Kadim Cadının Keşfi

avatar
1272 35

Release That Witch - Bölüm 793: Kadim Cadının Keşfi




Çevirmen: Lodos

Roland, Garcia'ya veda ettikten sonra evine döndü.


Oturma odasında kendisini bekleyen Phyllis sordu: “Majesteleri… O da kim?”


“O bir savaşçı. Onu Rüya Dünyası’nda büyü gücüyle uyanmış biri olarak düşünebilirsin.” Elini salladı ve devam etti: “Onun tavrına aldırmak zorunda değilsin. Bu dünyadaki kimse benim kral olduğumu bilmiyor.”


Phyllis yine de bu konunun peşini bırakmak istemiyordu: “Ama sonuçta bu dünyadaki her şey gibi o da sizin tarafınızdan yaratıldı...” dedi. İsteğini kabul ettikten ve ona lezzetli yemekler ısmarladıktan sonra Roland’a çok daha büyük bir saygıyla bakıyordu artık…


Roland onun karşısına oturdu ve Phyllis’e şöyle dedi: “Onlar öyle düşünmüyor. Bu dünyadaki bütün insanların kendi fikirleri ve anıları var. Hayatlarının benimle hiçbir ilgisi yok. Bu dünyanın benim de uymam gereken kendi kuralları var. “


Bu dünyadan bahsederken Phyllis'in gözleri heyecanla parladı. Buradaki deneyimleri karşısında derinden şok olmuştu. Roland hakkında ona bir şey sorması gerekiyordu. Şimdi, sonunda sorma şansını bulmuştu.


Zero'nun yatak odasına baktı ve sonra fısıldadı: “Majesteleri… Eskiden yaşadığınız yer gerçekten burası mıydı? Lütfen açık sözlü olduğum için kusura bakmayın ama sanırım siz Gökhisar Prensi Roland Wimbledon değilsiniz, değil mi?”


Roland şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı: “Neden söyledin bunu?”


Phyllis heyecanlandı: “Çünkü sizin Neverwinter’ınız tıpkı bu dünyaya benziyor! Şehrinize ilk geldiğimde, şehrin içindeki alan dar olsa da o kadar geniş, düz yolları nasıl yaptığınızı anlayamamıştım... Ama şimdi onları sadece vagonlar için yapmadığınızı biliyorum. Buradaki hızlı dört tekerlekli araçlar için yaptınız! İnanılmaz silahlarınız, 10 katlı bir bina inşa etmeye yönelik iddialı planınız, kaynayan suyla çalışan güçlü makineniz ve Neverwinter'daki diğer pek çok şeyin bu dünyayla bir ilgisi var gibi görünüyor.”


Biraz düşündükten sonra: “Ben gerçekten Prens Roland'ım. Ama Sınır Kasabası'na geldiğimde, birdenbire bir şekilde aklıma bazı farklı anılar geldi. Bunlar soyut, inanılmaz bilgiler ve ben şimdiye kadar sadece küçük bir kısmında ustalaştım.” diyen Roland sadece en yakın cadısıyla paylaşmak istediği zaman yolculuğu hikâyesini Phyllis’e anlatmamaya karar vermişti.


Phyllis, söylediklerinden hiç şüphe duymamıştı: “O zaman bu anılar tanrılardan gelen bir şey olmalı… Taquila cadıları sık sık tanrıların insanları sevmediğini söylerdi. Ama anlaşılan yanılmışız. Siz tanrıların gülümsemesine sahipsiniz. Bizimle olduğunuz sürece şeytanları yenebiliriz!”


Roland, onun bu fikri kararlı bir havayla paylaştığını duyunca şaşırmıştı. Taquila'dan kurtulanları şeytanları yenebileceğine ikna etmek için en başından beri çok çabalıyordu. İlk kez bir Taquila cadısı ona olan güvenini ifade ediyordu. Onu park ve restoranlar yerine askeri tatbikat alanına götürmüş olsa daha mı iyi hissederdi diye düşünmeden edemedi.


Bu düşüncesinden özetle ona bahsetti ve Phyllis ona açıkça ne düşündüğünü söyledi: “O dört tekerlekli demir araçlar yüzünden…”


“Araçlar mı?”


“Evet Majesteleri. Taquila çağında, ön saflardaki kamplara malzeme göndermek için çok sayıda at ve araba kullanmak zorunda kalırdık. Bazı cadılar hızlı hareket etme yeteneğine sahipti, ancak bu tür görevleri neredeyse hiç tamamlayamıyorlardı. Taşıdıkları ağırlık belli bir noktayı aştığında, büyü gücü tüketimi katlanarak artardı. Ben sizin bu gerçeği zaten bildiğinizi inanıyorum.”


Devam etti: “Kutsal Birlik şeytanların ‘Kuşatıcı’ silahını ele geçirdiğinde büyük bir baskı hissettik. Bir insandan yüzlerce kat daha ağır olan bu kadar büyük bir şey tek bir cadı tarafından çalıştırılabilir ve kontrol edilebilirdi. Demir kalkanı ve tepesindeki cıvataları çıkarıldığında, yükleme kapasitesi dört ila beş arabanınkine eşit oluyordu. Bundan yola çıkarak, hepimiz şeytanların büyü gücünü kullanmada bizden çok daha iyi olduğunu biliyorduk. O zamanlar Keşif Topluluğu, şeytanların savaşma potansiyelinin bizimkinden çok daha büyük olduğuna inanıyordu. Bunu göz önüne alan Leydi Alice, umudunu Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu planına bağlamaya başlamıştı.”


Roland ilgiyle sordu: “Yani bir rakibin potansiyelini taşıma kapasitesine göre mi değerlendiriyordunuz?”


Phyllis başını salladı: “Evet. Elle veya atla taşınan malları taşıma yöntemi, ne kadar uzağa gidebileceğimizi belirliyordu. En uzağa seyahat edebilen türler en güçlü tür sayılıyordu.” diyen Phyllis burada duraksadı ve gülümsemekten kendini alamadı. Ardından devam etti: “Bu Rüya Dünyası’nda, dört tekerlekli demir bir aracın, bir savaş vagonunun gidebileceğinden birkaç kat daha uzağa gidebildiğini gördüm. 100'den fazla kişiyi taşırken rüzgâr kadar hızlılar. Bu, bu dünyanın gücünü gösteriyor. Silahlarınız da bu dünyadan bir şey temel alınarak oluşturulmuşsa ben o silahların şeytanları kolayca ezebileceklerine inanıyorum.”


Bu açıklamayı duyan Roland duygulanmış ve düşüncelere dalmıştı. Yaşadıkları çağın bilgileriyle sınırlı olan Taquila cadıları Verimli Araziler’i savunmakta başarısız olmuşlardı. Ancak bu aptal oldukları anlamına gelmiyordu. Phyllis’in bu dünyanın gücünü kalabalık bir otobüsten yola çıkarak anlamasına bakılırsa oldukça akıllı olduğu söylenebilirdi. Böylesine akıl dolu bir gözlem, modern zamanlardaki insanlar için bile gerçekten etkileyiciydi.


Birdenbire forumlarda internet kullanıcıları tarafından sıkça tartışılan bir konuyu düşündü: “Dünyayı istila etmeye gelen uzaylıları nasıl yenebiliriz?” tartışması…


Aslında bu tartışma anlamsızdı. İnsanlar sadece birkaç astronotu Dünya'ya en yakın gök cismi olan Ay’a göndermek için bile çok çalışmıştı. Uzaylı istilacılar yüzlerce ışık yılı boyunca seyahat edebildiklerinde ve hatta galaksiler üzerinden Dünya'ya ulaşabildiklerinde dünyalıların bu başarısı tam anlamıyla bir hiç sayılırdı. O uzaylıların sırf seyahatlerinde tükettikleri enerji Dünya'yı küle çevirmeye yeterdi. İnsanlık bu kadar güçlü düşmanları nasıl yenebilirdi?


Bir medeniyet uzayda seyahat edebiliyorsa ve gücünü başka bir güneş sistemine genişletebiliyorsa, Dünya'daki insanları yok edecek kadar da güçlü olurdu herhalde… Bu uzaylı istilacıları gördüğümüz an, ölümün kapımıza geldiğini anlamış olacaktık yani…


Şaşırtıcı bir şekilde, Phyllis'in veya Taquila cadılarının da savaş hakkındaki bu gerçeği çok iyi bildiklerini fark etmişti.


Sonunda kadim cadı ayağa kalktı ve bir kez daha elini göğsüne koyarak Roland’ın önünde eğildi: “Bir cadı olmasanız ve Tanrı İntikamı Aleti’ni de aktive ediyor olamasanız da yine de tanrıların bize gönderdiği Seçilmiş Kişi olduğunuza inanıyorum ben…”


Bu belirsiz çıkarımı duyan Roland, gülse mi ağlasa mı bilemiyordu. Ama Phyllis’in hatasını yüzüne vurmak istemedi. Taquila cadılarının desteğiyle Neverwinter'ın daha parlak bir geleceği olacağını biliyordu.


Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı: “Fazla zamanımız yok. Teste başlayalım.”


Geceleyin Zero’yu uyandırmaları ihtimaline karşı hızlı ve dikkatli hareket etmeleri gerekiyordu.


Phyllis bir merdiven kurduktan sonra üst tarafa çıktı ve yatak tarafına döndü. Merdivenden düşmüştü ama düşüşünden sonra hiçbir şey değişmemişti.


Yani düşerek Rüya Dünyası’ndan ayrılamıyordu.


Şimdi geriye sadece iki olasılık kalmıştı.


Roland Rüya Dünyası’ndan ayrıldığında o da buradan ayrılmalıydı. Ya da sonsuza dek bu dünyada mahsur kalacaktı.


Roland merdivene tırmandı. Düşmeye hazır bir şekilde pozisyon aldı. Phyllis ona doğru yürüdü.


“Eğer Rüya Dünyası’ndan ayrılamazsam endişelenmeyin… Burası benim için harika bir yer. Buradan ayrıldıktan sonra asla geri dönemezsem de bugün yaşadığım hiçbir şeyi sonsuza dek unutmayacağım ve bu dünyayı hep özleyeceğim.”


Başını sallayan Roland kendisini geriye doğru bıraktı.


Bir anda dünya yeniden karanlığa bürünmüştü.


...

Yalnız Taquila cadılarının ulaşımı iyi olan güçlüdür düşüncesi de gerçekten çok mantıklı bir teori gibi geliyor kulağa… Bravo hakikaten, iyi düşünmüşler bunu…

Asıl soruya gelirsek… Bakalım Roland uyandıktan sonra neler olacak? Okumaya devam dostlar!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 


 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr