Bölüm 789: Ruh Transferi’ne Dair Bir Tahmin

avatar
1199 32

Release That Witch - Bölüm 789: Ruh Transferi’ne Dair Bir Tahmin




Çevirmen: Lodos

Phyllis, uzun bir süredir önündeki yemeği silip süpürmekle meşguldü. Sonunda yavaşladı ve zevkten dört köşe olmuş yüz ifadesiyle şöyle dedi: “Bu... Çok lezzetli!”


Yanından geçenler, masalarının üzerine yığılmış hamburger ve yumurtalı turta kutuları karşısında şok olmuşlardı. Bu yiyecekler görünüşte beş ya da altı kişinin yiyebileceği kadar çoktu. Ancak bu masada oturan sadece üç kişi vardı ve bunlardan ikisi çok yemek yiyebilecek gibi görünmeyen ince, çekici kızlardı. Bu göz önüne alındığında yanlarından geçen çoğu insan, masadaki adamın bu kadar çok yemek yediği için açgözlü bir obur olduğunu düşünerek ona küçümseyen bir bakış atıyordu.


Yüzlerindeki o küçümseyici bakışları gören Roland çaresiz hissetti. Ancak aynı zamanda pahalı bir restoran yerine ucuz bir fastfood zinciri seçme konusundaki akıllıca seçimi için de sevinmişti. Aksi takdirde Phyllis bu kadar yemeği pahalı bir restoranda yemiş olsa Roland kesinlikle iflas ederdi. Zero'ya: “Phyllis’in ağzını sil.” dedi.


Küçük kız, Phyllis'in yüzündeki gözyaşı ve yağ lekelerini çıkarmak için ıslak bir mendil çıkardı. Bir cadı, doğal güzelliği sayesinde makyaja ihtiyaç duymazdı. Aksi takdirde, bu yemekleri bir gözyaşı seli içinde yedikten sonra korkunç görünürdü. Aynı zamanda muhtemelen bu, küçük kızın, bir KFC yemeğinin bile onu gözyaşlarına boğacak kadar sefil bir insanla tanıştığı ilk seferdi. Ona karşı tutumu, bu manzara karşısında hissettiği yoğun bir şefkat duygusundan dolayı tamamen değişmişti.


Yemeğini bitirdiğini gören Roland koladan bir yudum aldı ve Phyllis'e şöyle dedi: “İşte sana birkaç külah dondurma… Ama önce Rüya Dünyası hakkında konuşalım. Buraya girmeden önce hiç olağandışı bir şey dikkatini çekti mi?”


“Ama...” diyen Phyllis yanlarında oturan küçük kıza baktı ve tereddüt etti.


Roland cadıya göz kırptı: “Sorun yok. Bu sadece çocukluğunda gördüğün bir rüya…”


Roland’ı hemen anlayan Phyllis şöyle dedi: “Ah, pekâlâ. Çok uzun zaman önce oldu bu evet… Bir düşüneyim... Hayır, gözüme çarpan özel bir şey yoktu. Sadece duvara yaslanıp bağlantımı kopardım. Bu şekilde tamamen savunmasız kalmadan kendimi hızlıca yenileyebiliyorum.”


“Bağlantını kestikten sonra bile çevredeki değişiklikleri hissedebiliyor musun?”


Başını salladı ve cevapladı: “Evet. Bunu yaparak, bedenim üzerindeki kontrolümü durdurup bilincimi karanlığa gönderiyorum. Karanlıkta hala yakınlardaki tehlikeleri hissedebiliyorum ama onları görmüyorum ya da duymuyorum. Bu duyguyu tarif etmek zor… Sanki başka birinin bana karanlıktayken tehlikeler hakkında uyarı vermesi gibi… Celine bu olayı bilinçaltı bir bağlantı olarak adlandırıyor. Sadece ruh kaplarında tutulduğumuzda tamamen bilinçsiz bir hale gelebiliriz.”


Zero sordu: “Neden bahsediyorsun? Bu Celine de kim?”


“Bir psikiyatrist. Yetişkinler konuşurken araya girilmez.” diyen Roland, Zero’ya sert bir bakış attı ve devam etti: “Bunu konuşmamızdan sıkıldıysan balık tutan veya uçurtma uçuran insanları izlemek için parka gidebilirsin. Ama bizden çok da uzaklaşma.”


Burnunu çeken Zero elinde bir dondurma külahıyla mutsuz bir şekilde ayrıldı.


Küçük kıza Fransız penceresinden bakan Phyllis sordu: “Tek başına dışarı çıkmasına izin vermek güvenli mi?”


Roland omuzlarını silkti: “Sorun değil. Bu çağda oldukça güvenli ve ayrıca o kandırılması kolay biri de değil. Biz konuşmamıza devam edelim artık.”


“Evet, derin bir uykudayken, ışığın, sesin ve hiçbir şeyin olmadığı sonsuz karanlıkta sürüklenmekten başka hiçbir şey yapamam.” dedi kadim cadı… Bir anlık duraklamadan sonra devam etti: “Ancak, bu sefer, derin uykumda, bu Rüya Dünyası’nda sizin evinizi gördüm. O andaki şaşkınlığım tarif edilemeyecek bir şeydi. Neyse ki, hemen sonrasında da sizi gördüm.”


Roland, biraz düşündükten sonra cevap verdi: “Şey... Bu seferki derin uykunun tek özel yanı benim kalemde uyumuş olmandı.”


“Evet, sadece buydu.” diyen Phyllis, son dondurma külahını da midesine indirdi ve ardından uzun bir şekilde iç çekti.


Külahın kadim cadının ağzında kaybolduğunu gören Roland’ın aniden aklına bir fikir geldi: “Işık demetleri!”


“Ne?”


“Bana uyuduğumda surlar kadar büyük sarı-turuncu bir ışık demetinin olacağını söylemiştin, değil mi?”


Phyllis şaşırmıştı ve sonra bir şey fark etmiş gibi irkildi: “Evet, öyle demiştim.”


“Ve sen de bir ışık demetine sahipsin, değil mi?”


“Yani... Işık demetlerimiz mi örtüştü?”


“Evet. Sınır Kasabası'nın lord kalesi sıradan bir taş bina. Seni bu Rüya Dünyası’na getirme gücüne sahip değil. Bu şeyi defalarca düşündüm. Sadece ışık demetlerimiz bunu yapabilir.” diyen Roland aniden ellerini çırptı: “Ama sanırım örtüşme bunun nedenlerinden sadece biri. Bu arada, buraya gelmek için bilincini de kapatmış olmalısın. Aksi takdirde, Anna, Bülbül ve diğer bazı cadılar bu Rüya Dünyası’na senden çok önce gelmiş olurdu.”


Aynı zamanda, Roland başka bir şey düşünüyordu. Taquila cadılarının hikâyelerindeki ‘ruh’ kelimesi onu şaşkına çevirmişti.


Ruhlarını, Tanrı'nın Cezalandırma savaşçıları ve yeraltı medeniyetinin bıraktığı garip taşıyıcılar gibi farklı kabuklara aktarmışlardı. Bu şekilde, bu kabukları başarılı bir şekilde kontrol edebiliyorlardı ancak ruhların ne olduğunu ona asla açıklamamışlardı.


Anladığına göre, bir kişinin ruhu, elektrik akımları aracılığıyla nöronlar arasındaki iletişimin oluşturduğu düşünceleri ve hafızasıydı. Ruhun gerçek olmadığına ya da bir insan bedenini terk ettiğinde var olmaya devam edemeyeceğine inanıyordu Roland. Ancak, Taquila cadıları ona yeraltı medeniyetinin ruh çekirdeğinin sadece kişinin ruhunu çıkarmakla kalmayıp aynı zamanda başka bir şeye de nakledilebileceğini söylemişlerdi.


Bunu büyü gücünün yarattığı harikalara bağlamıştı Roland ama şimdi daha farklı düşünüyordu.


Ya hafızalar ve zihinler analiz edilebilseydi? Farz edelim ki ışık demetleri ve büyü gücü Kanlı Ay'dan geliyordu. Öyleyse bu -sözde- ruhlar da ondan geliyor olabilirdi. Birinin ruhunu çıkarmak için ruh çekirdeği aktive edildiğinde, anıları ve zihni bir şekilde Kanlı Ay'da kopyalanıyor ve muhafaza ediliyordu. Işık demetleri de bu süreçte iletim aracı görevi görüyordu. İşte Ruh Transferi böyle çalışıyordu.


Pasha büyü gücünü gerçeğe dönüştürme süreci son derece karmaşık olduğu için bu işi tanrıların devraldığını ve farklı cadılara farklı boyutlarda ışık demetleri verdiğini söylerdi. Doğru ya da yanlış olsa da bu teori bir dereceye kadar Tanrı'nın Cezalandırma cadılarının başlarındaki ışık demetlerinin Ruh Transferi’nden sonra neden çok daha zayıf olduğunu açıklayabilirdi. Birinin zihnini ve hafızasını iletmek, büyülü gücü gerçek dünyadaki somut şeylere dönüştürmekten çok daha kolaydı. Yani Ruh Transferi sürecinin çok geniş kapsamlı bir iletim aracına ihtiyacı olmadığı da düşünülebilirdi böylece…


“Benim Rüya Dünya’m, cadıların yeteneklerinden çok daha karmaşık. Bu yüzden iletim yolum, yani ışık demetim surlar kadar geniş. Phyllis, ışık demetinin içinde bilincini kapattığında, Kanlı Ay'da depolanan düşünceleri ve hatıraları, Rüya Dünya’mla örtüşüyordu. Bu dünyaya işte bu şekilde girdi…” diye düşünen Roland, bu keşif sonucunda çok heyecanlanmıştı. Çünkü bu teori, uzun süredir kafasını karıştıran her şeyi açıklayabiliyor gibiydi. Örtüşen ışık demetleri Phyllis'i Rüya Dünyası’na getirdiyse bu, bu dünyanın aynı zamanda Kanlı Ay'ın da bir parçası olduğu anlamına geliyordu. Zero'nun Ruh Savaşı sayesinde, bir şekilde büyü gücünün İlahi Bölgesi’nde bu dünyayı meydana getirmişti Roland.


Bu keşfi tam Phyllis'e anlatmak üzereyken, yan taraftaki bir restoranda gürültülü bir patlama gerçekleşti ve bir sürü cam parçası ortalığa saçıldı. İnsanlar panik içinde, bağırarak ve çığlık atarak oradan kaçmaya başlamışlardı. Ortaya çıkan bu görüntü ise KFC restoranında yemek yiyenlerin gerilmesine ve kafalarının karışmasına sebep olmuştu.


...

Çok derin düşünüyorsun be Roland… Az çok anladık gibi meseleyi yine de… Ama umarız ileride daha da geniş şekilde açıklanır. Biz okumaya devam edelim.

Yalnız o son patlama neyin nesi acaba? Umarız hızlıca olayın içine sürükler bizi yazar… Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr