Bölüm 784: Kurtçuklarla Birlikte

avatar
1464 36

Release That Witch - Bölüm 784: Kurtçuklarla Birlikte




Çevirmen: Lodos

Kış ortasının son gününde Taquila’dan kurtulan cadılar ile Neverwinter'ın cadıları ve askerlerinden oluşan bir keşif ekibi nihayet Batı Bölgesi'nin ötesine olan yolculuklarına başlamıştı.


Roland iskelenin yanında durdu ve çok sayıda insanı taşıyan beton geminin limandan yavaşça ayrılışını izledi.


Birinci Ordu, Cadı Birliği ve Taquila cadılarının tümü Büyük Kar Dağı’nı kapsamlı bir şekilde araştırmak için birbirleriyle işbirliği yapacağı ve ortaklık yürüteceği için bu keşif, tarih boyunca yapılmış en karmaşık operasyon sayılabilirdi. Her şey yolunda giderse Kızıl Su Nehri'nin kaynağına üç gün içinde varmış olurlardı. Daha sonra çadırlarını kurmak için rüzgârdan korunaklı bir yer seçeceklerdi.


Önce Margie'nin Büyülü Sandığı yardımıyla harabeyi bulması için öncülerini gönderecek ve ardından ekibin geri kalanının dağa girmesini sağlamak amacıyla uçurumda bir tünel açmak için Fran tarafından kontrol edilen toprak yiyen solucanı kullanacaklardı.


Bu operasyon gerçekten de bir mezar soyguncusunun işinden farklı değildi. Roland’ın içi meraktan yanıyordu. Büyük Kar Dağı’ndaki eski medeniyetlerin kalıntılarını görmeye aşırı hevesliydi. Ama ne yazık ki daha önce bir şeytan göğsüne mızrak sapladığı için kalede kalması konusunda ısrar eden Wendy ve Scroll tarafından durdurulmuştu.


Yine de bu, keşif ekibinin gardını indireceği anlamına gelmiyordu. Bir zamanlar Puslu Orman'da ortaya çıkan görünmez büyülü canavarların olası varlığı karşısında Roland, Bülbül’ü de takıma dâhil etmişti. Bu büyük bir topluluktu. Sylvie'nin tüm takıma dikkatini vermesi, özellikle de ayrı hareket etmeleri gerektiğinde neredeyse imkânsız olacaktı. Bu arada, Taquila cadıları büyü gücü içeren nesneleri tespit etmek için son üç Beş Renkli Taşı da getirmişlerdi.


Pasha'ya göre büyü gücü olan bir nesnenin tepesinde bir ışık demeti olmalıydı. Bu teori, ışık demetlerinin son derece ince ve küçük olması dışında şeytanlar ve melez şeytani hayvanlar için de geçerliydi.


Roland; 50 Tanrı'nın Cezalandırma cadısının, Birinci Ordu'dan 500 askerin ve yüksek uyanış yaşayanlardan da büyük bir gruptan oluşan bu ekibin anakara için kesinlikle yenilmez bir ordu olduğuna inanıyordu. Operasyon başarılı olursa, sıradan insanlar, olağanüstü savaşçılar ve çeşitli cadılar arasında gelecekteki işbirliği için şüphesiz sağlam bir temel oluşacaktı.


Roland burnundaki kar tanelerini silkeledi ve Anna'ya baktı: “Geri dönelim.”


Anna ona baktı ve gülümseyerek: “Tamam.” dedi.


Bülbül’ün uzakta olduğu süre boyunca kralın güvenliğinden Anna sorumluydu. Roland ve Anna samimi bir ilişki içerisinde olduğundan, ikisi de birbirleriyle yakınlaşırken kendilerini çok rahat hissediyorlardı.


Roland, Anna'nın elini tuttu ve kaleye doğru yürüdü.


...


Ancak salona girdiğinde Phyllis'in orada olmasını beklemiyordu.


Kaşlarını kaldırarak sordu Roland: “Sen de onlarla beraber Büyük Kar Dağı’na gitmedin mi? Yeraltı kalıntılarını keşfetmenin ilgini çekebileceğini düşünmüştüm.”


Phyllis omuz silkerek cevap verdi: “Evet haklısınız. Ama Pasha benim burada kalmamı tercih ediyor. Kaleyi herkesten daha iyi biliyorum ve adamlarınızın çoğu beni gördü. Bu kalenin savunmasını üstlenecek birini seçmek isterlerse, o kişi ben olurum.”


Nitekim Taquila cadıları, onlardan birinin kalede konuşlandırılmasını önermişlerdi. Anna güçlü olsa da büyülü gücü bir Tanrı Gözü’nün İntikamı taşı karşısında işe yaramaz hale gelecekti. Dahası Anna dövüş becerilerinden daha çok akademik yetenek sahibiydi. Gücünün tamamını kullanıp güçsüz duruma düştüğünde hem Roland hem de Anna riskli bir duruma düşmüş olurdu. Potansiyel tehlikeyi göz önünde bulunduran Pasha, bir Tanrı'nın Cezalandırma cadısının onların koruyucusu olarak kalede kalması konusunda ısrar etmişti.


Tanrı'nın Cezalandırma cadıları büyü karşıtı alanları istedikleri gibi kullanabildikleri için, herhangi bir cadıyı kolayca yenebilirlerdi. Herhangi bir hastalığa veya yaralanmaya karşı dayanıklı olan etten bedenleri, zorlu koşullar altında bile savaşabilmelerini sağlıyordu. Düşmanları olağanüstüler olsa bile Tanrı'nın Cezalandırma cadılarının kazanma şansı hala vardı.


“Öyleyse şimdiden teşekkür ederim.” diye cevapladı Roland.


Phyllis başını salladı: “Bu benim görevim. Normalde salonda kalırım. Bir şey olursa, elimden geldiğince hızlı şekilde yanınıza gelirim.”


Roland, Phyllis'in bu kararının amacının gereksiz çatışmalardan veya şüphelerden kaçınmak olduğunu anlamıştı. Birinci kat ile ofisi arasındaki geniş tampon boşluklar hem koruyucunun hem de korunan kişinin, diğerinin garip varlığından rahatsızlık duymadan biraz mahremiyete sahip olmasını sağlıyordu. Bu, kurulması zor olan hassas bir dengeydi. Taquila cadıları tam tersine koruyucunun ofiste olmasını isteseydi; bu, onlar istememiş olsa dahi Roland'ı daha fazla rahatsız ederdi.


Pasha muhtemelen Phyllis'i koruyucusu olarak seçtiğinde bunu da hesaba katmıştı. Çünkü Phyllis, Kutsal Birlik cadılarını diğer Tanrı'nın Cezalandırma cadılarından daha iyi tanıyordu.


Yine de bir Tanrı'nın Cezalandırma cadısının koruması riskleri büyük ölçüde azaltıyor olsa da güvenlik söz konusu olduğunda Roland müttefikine tamamen güvenmezdi. Ayriyeten her kattaki merdivene ve yatak odası kapısına Birinci Ordu'nun bazı muhafızlarını ve üyelerini koymuştu. Hiçbir şeyin ters gitmemesini sağlamak için vardiyalarını her sekiz saatte bir değiştireceklerdi.


Roland ofisine döndüğünde Scroll onu Fransız penceresinin yanında bekliyordu.


Scroll mükemmel bir reverans yaptı ve ardından rapor verdi: “Majesteleri… Lily'nin ikincil yeteneğini doğruladım.”


“Gerçekten mi?” diyen Roland'ın gözleri parladı. Hemen raporu aldı ve dikkatlice okumaya başladı.


Kış neredeyse bitmek üzereydi. Hâlâ Şeytan Ayları olsa da cadıların çoğu uyanış günleri boyunca barış içinde yol almışlardı. Lily, aralarında en özel olanıydı. Büyü gücü bir hafta önce ‘yetişkinliğine’ girmişti.


Roland, Lucia’da olduğu gibi yetişkinlik gününü Lily ile de birlikte geçirmişti. Büyü gücündeki önemli artıştan başka Lily yeteneğinde görmekten mutluluk duyduğu yeni bir şey olduğunu da fark etmişti.


Şüphesiz Lily çok şanslıydı. Yetişkinliğe girdiği gün, ikincil becerisini de elde etmişti.


Ancak Lily, bu yeteneğini anlamakta bazı zorluklarla karşılaştı. Ana yeteneğin aksine ikincil yetenek, genellikle daha incelikli olurdu ve algılanması da daha zordu. Cadılar, ikincil becerilerini ana yetenekleri kadar kolay hissetmezlerdi. Hatta aslında Scroll’un yetişkinliğe girdikten sonra Büyü Kitabı’nı nasıl kullanacağını öğrenmesi iki yılını almıştı.


Ancak bu büyük bir sorun değildi. Agatha'ya göre, bu engelin üstesinden gelmek için cadıların yalnızca ana yeteneklerini defalarca uygulamaya ihtiyaçları vardı ve bu şekilde yavaş yavaş çözüme ulaşabilirlerdi.


Çok az cadı ana yeteneğiyle tamamen alakasız bir ikincil beceri elde ederdi. Ana yetenek ile ikincil beceri arasındaki ilişki, kökler, ince dallar ve yapraklar arasındaki ilişkiye benziyordu. İkincil beceriler, bir dereceye kadar, ana yeteneği tamamlayabilir ve güçlendirebilirdi. Sylvie'nin büyü gücünü ayırt etme yeteneği ve Soraya'nın resim fırçası bu teorinin sağlam kanıtlarıydı.


Rapor, Roland'ı şaşırtmıştı: “Artık bir ata popülasyonu vücuduna emip orada tutabiliyor mu?”


Scroll başını eğdi: “Sadece bir değil. Aslında bu, deney yaptığı sırada Lily’nin tesadüf eseri bulduğu bir keşifti. Bazı asimile edilmiş ata popülasyonların vücuduna girdiğini ve o zamandan beri orada kaldığını gördü. Ata popülasyonlarını tekrar çağırdığında bu içinde olanların da kaybolacağını düşünmüştü. Ama aslında... Yine de onun çağrısı üzerine vücudundan çıkıp diğer mikroskobik yaratıkları asimile etmeye devam edebiliyorlardı.”


Roland kısa sürede bunun ne anlama geldiğini anladı. İkinci evrimden sonra, küçük kız gördüğü ata popülasyonlarını bazı özel mikroskobik canlılara dönüştürmeyi öğrenmişti. Şimdi, yeni ikincil yeteneği bu konuyu daha da basitleştirdi. Lily'nin ata popülasyonlarını gerçekten ‘görmesi’ gerekmiyordu. Sadece onları ‘hatırlaması’ gerekiyordu. Başka bir deyişle, önceden dönüştürülmüş ata popülasyonlarını toplayabilir ve gerektiğinde mikroskobik kurtçuklar yapabilirdi. Yeni becerisi asimilasyon sürecini büyük ölçüde hızlandırmıştı.


Roland, mikroskopların doğruluğunun artırılması ve Lily'nin taşıdığı ata popülasyon türlerinin artmasıyla, Lily'nin sonunda yürüyen bir ‘biyokimyasal bomba’ olacağını öngörebiliyordu.


Neverwinter'da aldığı sürekli eğitimin sonunda zararsız bir yardımcı cadının potansiyel olarak ölümcül bir silah taşıyan bir savaş cadısı haline gelmesi fikri Roland'ı eğlendirmişti. Lily en azından Cadı Birliği'nin bir üyesi olduğu için kendini hem şanslı hem de rahatlamış hissetti Roland. Bu arada şeytanların da herhangi bir hastalığa yakalanıp yakalanmadığı sorusu gelmişti aklına…


...

Pasha, Phyllis’i bırakmakla gerçekten iyi düşünmüş. Hem bir jest olmuş hem de gerçekten önemli bir hamle yani… Bu arada Roland da her yere muhafız yerleştirmiş. Bülbül’ün tek başına kimlere denk olduğunu daha rahat görebildik bu sayede…

Lily’nin ikincil yeteneği de kesinlikle çok elverişli gibi görünüyor. Düşünsenize… İstediği anda istediği ilacı yapabilecek eğer ata popülasyon vücudunda varsa… Çok iyi kesinlikle! Roland’ın en son aklına gelen düşünce de başlı başına ayrı bir mesele… Bakalım bunun hakkında bir şeyler yapacak mı Roland… Okumaya devam dostlar!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!


 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44300 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr