Bölüm 774: İlahi Topraklar

avatar
1329 38

Release That Witch - Bölüm 774: İlahi Topraklar




Çevirmen: Lodos

Roland, Taquila’nın kıdemli cadıları hareket ederken merakla onları gözlemliyordu. Dokunaçları farklı roller oynuyordu. Kısa olanlar yılan gibi kıvrılıp ayakta durmalarını ve yürümelerini sağlarken uzun olanlar ise yönlerini düzeltmek için sürekli çamurun içindeydiler. Bazı dokunaçlar inanılmaz derecede uzundu. Kubbenin tavanının yüksekliğine bakılırsa dokunaçlar 100 metrenin üzerinde uzunluktaydı ve serbestçe küçülebiliyordu.


En güçlü kaslar bile bu kadar uzun dokunaçları destekleyemezdi. Roland, yumrunun içindeki büyülü gücün, tıpkı yerçekiminin sınırlarını delen devasa şeytani canavarlar gibi, onların özgürce yürümelerini sağladığını tahmin etti.


Birkaç düzine adım attıktan ve iki büyülü çekirdeği geçtikten sonra Pasha, değerli taştan yapılmış gibi görünen bir küpün önünde durdu.


“Bu bir Tanrı'nın Gözü’nün İntikamı taşı… Çok yaklaşamıyorum.” diye fısıldadı Bülbül.


Roland sessizce başını salladı ve Pasha'ya sordu: “Kalıntılar içinde mi?”


“Evet. Onu kilitli tutarak çağırma menzilini sınırlayabiliriz. Eğer onu Tanrı Gözü’nün İntikamı taşından yapılmış bir kutuya koymazsak korkarım şehrinizdeki halk kalıntılardan bilinçsizce de olsa etkileneceklerdir.” diyen Pasha birkaç dokunaç uzattı ve kutunun üstüne koydu. Hemen açmamıştı kutuyu: “Siz onunla iletişime geçmeden önce kaza geçirmemeniz için bazı noktaları açıklığa kavuşturmam gerekiyor.”


“Bu… Tehlikeli mi?” diye soran Wendy farkında olmadan öne çıkmıştı.


“Çok endişelenmeyin… Kalıntı ile yalnız kalmadığınız sürece bir problem olmayacak.” diye belirtti Celine.


“Ne demek istiyorsunuz?” diye sordu Roland kaşlarını kaldırarak.


Pasha daha da ciddileşmişti: “Daha önce de söylediğim gibi… Eğer kalıntıların önünde kendinizi açarsanız bazı inanılmaz manzaralar görebilirsiniz. Hem bir sıradan bir kişi hem de bir cadı çağrılabilir, fark etmez. Ama unutmayın! Gördüğünüz şey tamamen kurgusal değil. Hayalet aletten farklı olarak resimlerde gördükleriniz, gerçeklik üzerinde bir etkiye sahip olacak. Açıklığa kavuşturmak istediğim ilk şey bu. Hiçbir zaman tek başınıza tanrıların çağırmasını kabul etmeyin.”


Anında omurgasında bir ürperti hissetmişti Roland. İçinden: “Resimlerdeki görüntüler gerçeği etkileyebilir mi? Bu, Sadako Yamamura'nın televizyondan çıkmasıyla aynı şey değil, değil mi?” diye geçirdi.


“Birden fazla insan varken neden tehlikeli değil?”


Pasha açıkladı: “Çünkü İlahi Topraklar’da bir kez hapsolduğunuzda bazı belirgin tepkiler alırsınız. Örneğin, donuk gözler, kasılmış bir vücut, saçma konuşmalar vb… Bu tepkiler sonrası etrafınızdaki insanlar da sizi menzilin dışına çekmek zorundalar. Tarihi kayıtlarda birçok insanın yalnızca kalıntı tarafından çağrılmaları ve sonra da ruhlarının bedenlerine dönememeleri hakkında bulgular yazıyor. Onunla sırayla temas eden iki veya üç kişi ise etkili bir şekilde riski azaltıyor.”


Roland, Taquila cadılarına baktı ve: “Anladım. Diğer bir deyişle burada en az beş kişi olduğuna göre hiç de tehlikeli değil, değil mi?” diye sordu.


Celine başını salladı: “Öyle olmasaydı bu kadar yakına gelmenize izin vermezdik.”


Alethea soğuk bir şekilde söze girdi: “Sizi uyarmamız gereken başka bir nokta daha var. Kalıntıdaki devasa resimlerin şeytan medeniyetlerini sergilediğini bilmelisiniz. Onları görme şansınız olursa onlar bir ihtimal… Hayır kesinlikle sizi incitmeye çalışacaklardır. Sizin uyanmanıza yardımcı olabiliriz. Ancak o dehşete direnmenize yardım edemeyiz.” dedikten sonra bir an duraksadı ve alaycı bir ses tonuyla devam etti: “Eğer çok korkuyorsanız ve o anda kendinizi küçük düşürecek hareketler yaparsanız sizi uyarmadığım için beni suçlamayın.”


“Açıklamak istediğiniz şey bu muydu?” diye Roland’ın yüz ifadesinde en ufak bir oynama olmamıştı: “Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?”


“Siz…” diyen Alethea muhtemelen onun bu kadar kayıtsız kalmasını beklemiyordu. Biraz bozulmuştu.


“Madem yok. O halde açın bakalım…” diyen Roland sessizce iç çekti. Her türlü canavar, uzaylı, gerilim ve korku filmlerinden hoşlanan modern bir adam olarak, eski insanlardan çok daha geniş bir ufku vardı. Hazırlıksız olsaydı korkabilirdi. Ama Alethea'nın söylediği şey, bir bakıma bir tür spoilerdi. Kendisine gerçek bir zarar vermediği sürece tanrıların gizemini keşfetmekten vazgeçeceğini düşünmüyordu.


“Anlaşıldı.” diyen Pasha dokunaçlarını küçülttü ve Tanrı Taşı kutusunu açarak iğ şeklindeki kırmızı kristali ortaya çıkardı.


Kutudan kendi kendine yukarı doğru çıktı. Sonra da büyülü çekirdekler gibi yerden yaklaşık bir metre yüksekte süzülmeye başladı sessizce…


“Tanrı Taşı’nın menzilinden çıkamaz. Ona yaklaşmalı ve rahatlamalısınız. Sonrasında İlahi Topraklar’a girebilirsiniz.”


“Majesteleri…” diyen Wendy, biraz endişeyle Roland'ın elini tutmuştu.


“Endişelenme. Siz burada olduğunuz için tehlikeli olmayacak. Neyle karşılaşacağımı biliyorum.” diyen Roland da rahatlatmak için kızıl saçlı cadının elini okşamıştı.


Taquila cadılarının verdiği bilgiler dışında Isabella'nın hatıralarından ve Rüya Dünyası’ndaki Kilise'nin Gizli Bölge Tapınağı'na yaptığı keşiften de bazı bilgiler öğrenmişti Roland. Bütün bu öğrendikleri, bir şeyin gerçekten de insanları inanılmaz ‘İlahi Topraklar’a” götürebileceğini kanıtlamıştı.


Roland kalıntının yanına bağdaş kurarak oturdu ve gözlerini kapattı.


...


Bu esnada da Pasha, arkadaşları ile bağlantı kurmak için dokunaçlarını uzattı.


Bilinçleri hızla birbirine bağlandı. Söylemek istedikleri birbirlerinin zihinlerinde yansıyordu.


Alethea öfkeliydi: “Ne cüretle bu kadar kibirli olabilir? Onu korkup titrerken görmek için sabırsızlanıyorum. Aksi takdirde ne kadar korkunç düşmanlarla karşılaşacağını asla gerçekten anlayamayacak. Altına işediğinde ne diyeceğini merak ediyorum gerçekten…”


Celine öfkeyle ona baktı: “Bunun bize ne faydası olacak? Herhangi bir sıradan kral, haysiyet ve itibar konusunda çok endişeli olur. Eğer onu utandırırsan korkarım bizden nefret eder. Eğer onun desteğini kaybedersek Kar Dağı’nı nasıl keşfedebiliriz veya Seçilmiş Kişi'yi arayabiliriz? Daha da kötüsü ya şeytanlardan korkarsa? Bütün dünya umudunu yitirir!”


“Hiçbir şeyden korkmadığını söyledi. Her türlü ben onu uyardım. Onu durdurabileceğini düşünüyor musun?”


Celine mırıldandı: “Onu buraya kalıntıyla iletişim kurması için getirmek bir hataydı. En başta bunu yapmayı önermemiştim ben… En azından temel bir güven seviyesine ulaşana kadar beklemeliydik.”


Pasha yavaşça içini çekti: “Yani kalıntıyı ondan saklasa mıydık ya da onun kalıntıya yaklaşmasını engellese miydik? O zaman onun güvenini asla bu şekilde kazanamazdık. Kendinizi onun yerine koyun. İnsanlığın kaderini belirleyen böyle önemli bir şeyi bilmenize izin vermeyen bir müttefike güvenir miydiniz? Nasıl açıklarsanız açıklayın bunu takdir etmeyecektir karşı taraf… Ancak bizzat deneyimledikten sonra samimiyetimizi anlayacaktır.”


“Ama…”


“Ama fazla endişelenmek de gereksiz. Şeytan ve Devasa Göz her seferinde de ortaya çıkmıyor. Ayrıca çok korksa ve bir hata yapsa bile ağzımızı kapatmalıyız ve asla kimseye söylemeyeceğimize söz vermeliyiz. Sanırım bunu anlayacaktır.” demişti Pasha hem kendisini hem de Celine'i rahatlatmak için…


“Onunla beraber gelen iki cadı ne olacak? Onlar da bu sırrı saklayacak mı?” diye kötü niyetle sordu Alethea. Sıradan bir insanın cadıların önünde korkmuş bir ifade göstermesini görmeyi hiç istemese de bir zevk olarak değerlendiriyordu.


“O bizim problemimiz değil.”


...


Roland gözlerini tekrar açtığında kendisini sonsuz genişlikte bir sarayda bulmuştu.


...

Aha içeri girdi Roland. Çok merak ediyorum neler olacak? Bence Roland’ın bakış açısı sayesinde bu ‘İlahi Topraklar’ denen yer hakkında daha fazla şey öğrenebiliriz. Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr