Bölüm 761: Kutsal Düello

avatar
1388 37

Release That Witch - Bölüm 761: Kutsal Düello




Çevirmen: Lodos

Her iki düello tarafının da rahatlığı için silah rafları platformun her iki yanına da yerleştirilmişti.


Bıçaklar, kılıçlar ve kırbaçlar da dâhil olmak üzere en yaygın silahlar mevcuttu. Adil olmak adına hiçbir tarafın kendi silahlarını getirmesine izin verilmemişti. Ne de olsa büyük bir klan kesinlikle üstün kılıçlar üretme yeteneğine sahipken daha fakir bir rakip sadece basit teçhizatına güvenmek zorunda kalacaktı. Bu eşitsizlik de düellonun anlamını yitirmesine neden olacaktı.


Ancak Thuram, kuralların etrafından dolaşan yollar olduğunu çok iyi biliyordu. Nitekim Demir Kırbaç Klanı zamanında verilen kamçıları Karasu versiyonları ile gizlice değiştirerek Osha'yı yenmişti. Hakem daha sonra silah amirini cezalandırmış olsa da sonuç çoktan kesinleşmişti ve kimse düşmüş bir klan adına büyük bir klana itiraz edemezdi.


Ancak Osha'nın ölümün eşiğinden yükselmesi tamamen beklenmedik bir durumdu.


En güçlü klanlar bile şimdi onun vahşi kudretinden dolayı baskı hissediyordu.


Thuram, Vahşi Ateş şefinin yeni rakibe ilk kez bu kadar ciddi baktığını görmüştü.


“Her savaşçı bir silahla mı sınırlı?” diye sordu Ashes birden.


“Ee… Hayır, öyle bir kural yok.” diyen Thuram dikkatini geri topladı: “İstediğiniz kadar taşımanıza izin verilir.”


“Harika, ben hazırım.” diyen cadı belinin etrafına iki pala bağlamıştı. Eline büyük bir balyoz ve bir de tahta kalkan almıştı: “Bunlar beni sona kadar götürecektir.” dedi.


Thuram hayretle yutkundu. Bu siyah saçlı ve altın gözlü İlahi Hanım’ın son derece güçlü olduğunu epeydir biliyor olsa da şimdi onu hafife alıyormuş gibi hissetmişti. Çoğu insan, çift elle kullanılan balyozu kullanmak için uzun yıllar sürecek eğitimlere ihtiyaç duyardı. Ancak şimdi cadı, sanki küçük bir kılıçmış gibi tek eline almıştı balyozu… Herhangi bir düşman için bir hayli korkutucu bir rakip olacağı kesindi. Anlaşılan tavernadaki kavga sırasında tüm gücünü göstermemişti. Yoksa taverna falan kalmazdı ortada…


“Ben de hazırım.” diyen Andrea tesadüfen kısa bir yay seçmiş ve kasıtlı olarak da sadaktaki ok sayısını yirmi ikiye düşürmüştü.


“Platforma çıkın.” diye mırıldandı Demir Balta.


“Bekleyin!” diye seslenen Thuram şok içindeydi: “Sadece dördünüz mü?” diyerek kendi arkasındaki Gökhisar savaşçılarına bir göz attı. 50 kişilik birlik sağa sola dağılmış kendi hallerinde etrafa bakınıyorlardı. Herhangi bir silah seçme niyetleri yok gibiydi.


“Katılımcı sayısı konusunda da bir kural yok, değil mi?” diye soğukkanlılıkla bir cevap verdi Ashes: “Dört kişi yeter o halde…”


Kurallara göre her iki taraftan katılan toplam savaşçı sayısı 15 ila 30 kişi arasında olmalıydı. Bu üst sınır, platform üzerindeki alan dikkate alınarak belirlenmişti. Ancak meydan okuyan klanın katılımcı sayısının meydan okunan klanınkini geçmemesi gerektiğine dair de bir şart vardı. Yani eğer rakip 15 savaşçı gönderirse Osha Klanı da 15'ten fazla savaşçı gönderemezdi.


Bu şart, acımasız bir gerçekten kaynaklanıyordu: Hangi taraf kazansın ya da kaybetsin; ağır kayıpların yaşanması, kutsal düellonun sonucunda doğmuş bir beklentiydi. Genelde de katılımcıların yarısından fazlası kritik şekilde yaralanır ya da ölürdü. Sadece bir savaşçının ayakta kaldığı düellolar bile olmuştu. Yani katılımcı sayısı arttıkça katılan her klanın kayıpları da daha ağır oluyordu.


Kesik Kemik Klanı’nın 22 kişi gönderme kararı, düelloyu kaybetseler bile klanlarının gücü üzerinde çok fazla etkisi olmayacağını belirten bir sayı idi. Demirkum Şehri’nin kontrolünü rakibe kaptırsalar bu dünyanın sonu olmazdı. Saflarında hala cesur savaşçılar olduğu sürece, gelecekte bir geri dönüş yapma şansına sahip olacaklardı.


Osha için yapılacak en doğru şey, aynı sayıda katılımcı göndermek olacaktı. Gökhisar savaşçıları kısa ve zayıf görünseler ve böyle bir savaş için yeterince cesur görünmeseler de Osha'nın hala Ashes ile büyük bir avantajı vardı. Onun doğuştan gelen gücü, düellonun sonucunu belirlemek için rahatlıkla yeterli olacaktı.


Ancak senaryo sadece dört kişiyle tamamen farklı olacaktı. İlahi Hanımlar, insanların çölün zorlu koşullarında hayatta kalmalarına liderlik etmekte ve onlara yardım etmekte kesinlikle ustaydılar ve haklı olarak saygı görüyorlardı. Ancak bu onların savaşa da eşit derecede uygun oldukları anlamına gelmiyordu. Dahası rakiplerin Tanrı Gözü’nün İntikamı taşlarıyla donanmış olmaları da muhtemeldi. Bu da İlahi Hanımların yeteneklerini onlar sıradan insanlardan bile daha zayıf hale gelebilecek şekilde kolayca bastırabilirdi.


Drow Silvermoon ve Andrea savaş yeteneklerini kaybederse savaşmak için geriye sadece Demir Balta ve Ashes kalacaktı. Ashes ne kadar güçlü olursa olsun zaferi güvence altına almak için hayatlarını feda etmeye istekli 20 kadar rakiple başa çıkması imkânsızdı. Sadece iki eli ve iki bacağıyla her bir darbeyi savuşturmasının mümkünatı yoktu.


Thuram, Demir Balta daha önce kutsal düellolara katıldığı için bütün bunları onun bildiğini düşünmüştü. Strateji tartışmasına katılmasının istenmemesini de çok kafasına takmamıştı aslında… ‘Daha az soran daha çok yaşar.’ felsefesine sahipti. Ama yine de Demir Balta’nın bu kadar ihmalkâr davranmasını beklemiyordu.


Dördü kaygısız bir şekilde platforma yürürken şaşkınlıkla ayakta dikiliyordu Thuram… İstemsizce titredi. Alnından soğuk terler dökülmeye başlamıştı. Yine de aynı anda soğuk bir çölde çıplak şekilde duruyormuş gibi hissetti. Sanki etraflarını çevreleyen ateşten ‘ağaçlar’ onu artık zalim rüzgârlardan koruyamıyormuş gibi…


“Demir Balta, Osha Klanı’nın bir üyesi olduğunu bilmeli!


Acaba o başarısız olursa benim yine de küçük vahada bir yerim olur mu? Muhtemelen Aşırıgüney Bölgesi’nde bile barınamam!


Eğer bunu bilseydim bütün klan halkımı onun üstüne sürerdim. O zaman bu tür bir riski almaya cesaret edemezdi!” diye düşündü içinden Thuram.


Platforma sadece dört kişinin çıkması kalabalığı da büyük ölçüde sarsmıştı. Rakibinden daha az katılımcı göndermek bir güven ve cesaret sembolü olsa da bedenleri savaşta sertleşmiş 22 savaşçının karşısında dört kişi çıkarmak biraz intihardı.


Tıslama sesleri bir anda dağılmıştı.


Bütün seyirciler gözlerini dört açmışlardı. Yüzlerindeki ilgisizlik ifadesi şaşkınlığa ve dehşete dönüşmüştü.


Ve böylesine tuhaf bir manzara karşısında Vahşi Ateş şefi kendisini sormaya mecbur hissetmişti: “Osha ekibinin sadece dördünüzden oluşacağını onaylıyor musunuz?”


“Evet.” diyen Ashes hafifçe sırıttı: “Böyleyiz. Bu arada… Siz vasiyetlerinizi yazdınız mı?”


Seyirciler arasında aniden bir karmaşa patlamıştı.


“Bu kız da kim?”


“Hayal görüyor olmalı!”


“İlahi Hanımlar Tanrı Taşı oklarına karşı koyabilirler mi ki?”


“Bekle… Ben onun ciddi olduğunu hissediyorum.”


“Ben de aynı şekilde… Onun da elleri en az benim ellerim kadar kanlı olmalı…”


“Emin misin?”


“Ben bir savaşçıyım, bunu tecrübelerimden biliyorum. Kalp atışım da onun kesinlikle korkutucu biri olduğunu söylüyor.”


“Ama sadece dört kişiler!”


“Cevabı kısa sürede öğreneceğiz o halde!”


Birkaç dakika içinde kenardaki durum tamamen değişmişti. Herkesin dikkati platforma sabitlenmiş ve baştaki ilgisizliğin yerini sıcak bir heyecan almıştı. Bu bir intihar olacak olsa bile Osha ekibinin cesareti övgüye değerdi. Ve Demirkum halkı gerçekten cesur olanlara saygı gösterme konusunda asla isteksizlik duymazdı.


Seyircilerden gelen gürlemeleri duyan Thuram tereddüt etmeye başlamıştı. İçinden: “Acaba bu büyük sayısal dezavantaja rağmen zafer kazanacaklarından gerçekten eminler mi?” diye geçirdi.


Kafası bu tür karışık düşünceler ile doluyken hakem platformun bir köşesinde asılı olan gonga vurdu.


“Daha fazla uzatmadan duyuruyorum ki; meydan okuyan Osha Klanı ile meydan okunan Kesik Kemik Klanı arasındaki kutsal düello… Başlamıştır!”


...

Dört kişi de biraz şov sanki… Bir de cidden mesela Tanrı Gözü’nün İntikamı taşı kullanıyorlarsa ne olacak? Üstüne bir de biz Yankı’nın yani Drow’un savaşmasına da şaşırdık. Onun savaş yeteneği var mıydı ki? Neyse… “Cevabı kısa sürede öğreneceğiz o halde!” JJJ Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr