Çevirmen: Lodos

Barov ve Scroll birlikte Roland'ın ofisine girdiler: “Majesteleri… İşte kazanın istatistik analizi.”

“Öyle mi? Peki tam olarak ne olmuş?” diye endişeyle sordu Roland.

“Kazada ölen kimse yok neyse ki… Ama altı öğrenci yaralanmış. Üçünün kırıkları var, ikisi sağır edici patlama nedeniyle işitme duyularını kaybetmiş, birisi de şiddetli şekilde yanmış. Hepsi Bayan Nana tarafından tedavi edildi.” diyen Barov’un raporundan sonra Roland biraz rahatlamıştı.

Söze Scroll girdi: “Olay öğle yemeği molasında olmuş. Yüksek gürültüyü duyan öğretmenler hemen öğrencilerin tahliye edilmesini sağlamışlar. Ferlin Eltek bu kazanın, Birinci Ordu’nun bir tatbikatı olduğunu ve okula saldırmak isteyen düşmanlara karşı bir savunma denemesi olduğunu söylemiş. Öğrencilere de sakin olmaları ve beraber hareket etmeleri talimatını vermiş. Bu sayede de patlamanın olduğu sınıftaki altı öğrenci dışındaki öğrencileri başarıyla idare etmiş. Cadının uyanışına tanık olan sınıf o sınıf… Barov’un bahsettiği altı yaralı öğrenci de o sınıftan…”

Roland, Ferlin'i övdü: “O gerçekten de Günışığı… Düzeni sağlamak ve öğrencileri sakinleştirmek için Birinci Ordu’nun itibarına başvurmak… Bu yaptığı, kazanın etkisini önemli ölçüde azalttı. Sonrasında bazı uygun telafi edici önlemleri aldığımız sürece insanların çoğu bir cadının uyanmasının tehlikeli bir şey olabileceğini düşünmeyeceklerdir.”

Yeni uyanan cadı gücünü kontrol etmek için elinden geleni yapmıştı. Zaten bu şekilde bu kazanın bir felakete dönüşmesi engellenmişti. Gürültülü patlama, penceredeki metal cıvata ile bir elektrik arkı oluşturan ve havadan geçen elektrik akımından kaynaklanmıştı. Tıpkı yıldırım gibi gürültülü bir şeydi. Ama onun kadar hasar verici değildi.

Agatha kazadan sonra hemen okula gitmişti. Doğal olarak yangınlarla mücadelede usta olduğu için ana öğretim binasını kurtarmak üzere yangının kaynağını birkaç dakika içinde dondurmuştu. Ama yine de Roland benzer kazaların tekrar meydana gelmesi durumunda eski eğitim binalarını modernize betonla değiştirmeyi düşünüyordu.

O sırada Barov sordu: “Majesteleri… Ne tür telafi edici önlemler alacağız?”

Roland masasına vurdu hafifçe: “Herhangi bir fikir var mı aklında?” diye sordu.

Belediye Başkanı bir an düşündükten sonra: “Bu kazada iki noktayı fark etmeliyiz. İlki, öğrencilerin kavgasının arkasındaki sebep… Araştırmamıza göre, bu anlaşmazlığın nedeni Güney Bölgesi ve Doğu Bölgesi. Valencia, Timothy’nin nüfuz bölgesi olduğundan dolayı Doğu Bölgesi'nin asi kralın evi olup olmadığı konusunda kavga ediyorlardı. Bu bölge henüz size teslim olmadı, bu yüzden…” diyen Barov, muhtemelen kraliyet ailesinin iç çatışması hakkında fazla konuşmaya istekli değildi. Bu nedenle cümlesini bitirmeden bir an duraksamış ve sonrasında devam etmişti: “Çocuklar, ebeveynleri evde bu konular hakkında konuşmadıkça bu tür şeyleri asla bilemezler. Bu tür tartışmalardan kaçınmak için o çocukların ebeveynlerini cezalandırmalı ve Timothy hakkında yapılacak herhangi bir tartışmayı yasaklamalıyız.”

“Peki… Devam et.”

“İkinci nokta ise şu; bir cadının uyanışının halka zarar vermesini nasıl engelleyebileceğimiz… Benim önerim; en nihayetinde bu kaza hakkında ne yapmaya karar verirseniz verin ileride yaşanacak anlaşmazlıkları önlemek için bu meseleyi kanunda bir kural haline getirmemiz gerektiğidir.”

Herhangi bir yorum yapmayan Roland, Barov'un gelişiminden heyecan duyarak ona anlamlı bir bakış attı.

Belediye Başkanı olarak çalıştığı bu iki yıl, gerçekten de onun gözlerini açmış ve olayları yeni yollarla anlamasına yardımcı olmuştu. Artık o Kral Şehri’ndeki sayman yardımcısı değildi. Öğrenciler arasındaki bir kavganın daha büyük sorunlara dayandığını görebilmişti.

Ancak Roland, Barov'un düşüncelerindeki bazı sınırlamaları da fark ediyordu. Zaman değişmişti. Artık güçlü bir merkezi iktidar feodal aristokratik düzenin yerini almaya başlıyordu. Büyük ölçüde artan bu güçle Belediye Binası daha büyük sorumluluklar üstlenmek zorunda kalmıştı. Kralın bir kararını direkt olarak kanuna yazmak herkesin bu kararı destekleyeceğini garanti edemezdi. Hatta yazdırdığı kanunlardan biri çoğu insanın aleyhine olursa bir isyan bile başlayabilirdi. Bu gizli kriz de er ya da geç patlar ve çetrefilli bir soruna dönüşürdü.

“Sen ne düşünüyorsun?” diyerek Scroll’a baktı Roland.

“Majesteleri… Benim farklı görüşlerim var. Artık Neverwinter'ın çoğu halkı Gökhisar’ın farklı yerlerinden geliyor. Bu demek oluyor ki; aralarında çeşit çeşit inanç, düşünce, fikir göreceğiz. Eğer bütün bunları yasaklarsak yasa Belediye Binası’nı boğacak şekilde çok karmaşık bir hal alacaktır. Benim önerim; onlara arabuluculuk yapmamız ve doğruyu yanlıştan anlamaları için rehberlik etmemiz… Böyle bir yaklaşım, bu tür anlaşmazlıkların önlenmesinde kanundan daha iyi olabilir.” diyen Scroll bir an duraksayıp düşündükten sonra devam etti: “Barov'un bahsettiği ikinci nokta ile ilgili olarak… Taquila cadıların uyanışının neden olduğu bu tür kazalarla başa çıkmak konusunda epey tecrübelidir diye düşünüyorum. Bence Bayan Agatha’dan da bir öneri istemelisiniz.”

Bu sözlerin arkasına çayından birkaç yudum aldı Roland.

Kamuoyuna rehberlik konusunda Scroll’a katılıyordu. ‘Herkese uyan tek bir çözüm’ olması üzere yapılacak bir yasaya kıyasla insanlara uygun rehberlik sunmak daha iyi bir seçim ve aynı zamanda çok daha uygulanabilir bir plandı. Daha önce yaşamış olduğu dünyada milliyetçiliğin körüklediği kan davalarının aksine bu farklı bölgeler arasında yaşanan anlaşmazlıklar çok daha basitti. Hiçbir milliyetçi duyguya bulaşmamış olan bu dünyadaki insanlar, Gökhisar’daki ve diğer krallıklardaki tüm insanların aynı olduğu propagandasını kolaylıkla kabul edebilirlerdi. Bunu düşünerek kavgaya katılan öğrencilerle yumuşak bir şekilde ilgilenmeye karar vermişti Roland.

Ayrıca bu görüşü, öğretim araç gereçlerine de yazmayı planlıyordu. Bu sayede halkına ‘hepimiz aynı türden dürüst insanlarız’ mesajı vermek istiyordu.  Gizli içgüdülere sahip olan az sayıdaki isyancı yüzünden masum insanların bu isyancıların günahlarından sorumlu tutulmamaları gerektiğini anlatma fikri de vardı aklında…

Onun için asıl zor olan kısım, cadıların sıradan insanlarla olan ilişkilerini nasıl uyumlu hale getireceğiydi.

Cadıların izole bir grup olmak yerine halkın bir parçası olarak kabul edilmesini ve düşünülmesini istiyordu. Ama cadılar sıradan insanlardan çok farklıydı ve bu görev de bu dünyadaki insanlık tarihi boyunca sürebilecek zorlu bir görevdi. Şu anda bu soruna mükemmel bir çözüm düşünemiyordu Roland. Şimdilik ağırdan almaya ve Scroll’un tavsiyesine uyarak Taquila’dan bir şeyler öğrenmeye karar verdi.

Neyse ki bu kaza bir felakete dönüşmemişti. Bu yüzden cadıları insanlarla bütünleştirme politikasını hala uygulamaya devam edebilirdi.

Bu düşünceleri aklında tutan Roland söze girdi: “Bu tartışmayı öğrenciler arasında sıradan bir kavga gibi ele alalım. Kızı döven ve cadıyı sandalyeyle yaralayan kişi sözlü olarak kınanmalı ve zarar verdiklerinin tıbbi masraflarını ödemeli… Sınıftaki diğer yaralı öğrencilerin sağlık giderlerini Cadı Birliği ödeyecek. Okulun yeniden açılması için de Belediye Binası’nın eğitim binasını bir an önce tamir etmesi gerekiyor.”

“Emredersiniz Majesteleri…” diye aynı anda cevap verdi Barov ve Scroll.

“Telafi edici önlemlere gelince… Scroll'un önerdiği ile devam ediyoruz. İnsanlara rehberlik etmek… Ben sizin için daha sonra bir plan hazırlarım.” diyen Roland derin bir nefes aldı: “Bu arada, o cadı…”

“Adı Sharon, Majesteleri… Onunla görüşmek ister misiniz?” diye sordu Scroll.

“Hayır, şimdi değil. Birkaç gün dinlenmesine izin verin. Wendy'den onu görmesini ve Cadı Birliği'nin temel durumunu anlatmasını isteyebilirsin ama…”

“Anlaşıldı.”

Bu sözlerin ardından Barov ve Scroll’un ofisten ayrılmasını izleyen Roland, Agatha ile Phyllis'i çağırdı.

İki cadı ofise girmişlerdi. Agatha tam oturacaktı ki ciddi bir yüz ifadesi ile direkt olarak söze girdi: “Majesteleri size söylemem gereken bir şey var. Neverwinter’daki cadıların uyanışları pek doğru görünmüyor.”

Güzel ve dolu dolu bir bölümdü bizce… İdari anlamda bu tür detayları öğrenmek hoş oluyor. Ama tabii ondan da önemlisi Agatha’nın en son söylediği cümle… Bakalım neler olacak? Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!