Bölüm 740: Güzel Bir Gece

avatar
1565 36

Release That Witch - Bölüm 740: Güzel Bir Gece




Çevirmen: Lodos

Gece çöktüğünde Wendy, Scroll'un yatak odasının kapısına gitti.


Elini uzattı. Kapıyı çalması gerekip gerekmediği konusunda tereddütteydi. Ancak tam o sırada Scroll kapıyı açtı.


“Gelip beni bulacağını biliyordum.” diyen Scroll gülümsedi: “Ben de seninle konuşmak istiyordum. Tıpkı eskiden olduğu gibi…”


Uzun saçlarının ıslak ve bağlanmamış olmasına bakılırsa Scroll duş almıştı. Ayrıca geceliğinin ıslanmaması için omuzlarına bir havlu koymuştu. İlk bakışta alnındaki kırışıklıkları kaplayan dalgalı saçlarıyla biraz daha genç duruyordu. Neverwinter'da gittikçe daha da rahat bir yaşam sürdükten sonra, daha yumuşak görünüyordu.


Bilge ve olgun bakan gözleri ise değişmeden kalan tek şeydi.


Wendy gülümsemeden edemedi: “Senin yatak odan mı yoksa benimki mi?”


“Seninki… Bülbül, Yaprak’tan çok daha geç gelecektir.”


“Tamam.”


“Karmaşa İçkileri senden o zaman…”


“Ne?”


“Elbette senden… Sohbeti başlatan kişi aynı zamanda içeceklerden de sorumludur. Bu bizim eski kuralımız ve bunu biliyorsun.”


“Yani bu yüzden mi kapının arkasında beni bekliyordun?”


“Evet. Sabır en önemli şey ve aynı zamanda hayattan çıkardığım derslerden de biri. Şimdi sen aldın mı bu dersi bakalım?”


“Eh…”


Wendy'nin yatak odasına dönüp masayı temizledikten sonra Wendy çekmeceden iki bardak ve bir şişe Karmaşa İçkisi çıkardı ve bardaklara doldurdu. Turuncu-kırmızı içecekler, büyülü taştan gelen ışık gibi yansıyordu.


“Demek sende bu var ha…” diyen Scroll, içkisinden bir yudum aldı: “Şanslısın. Kışın en az Ateş Ejderhası Şarabı kadar iyi…”


“Seni kıskanıyorum.” diyen Wendy ellerini uzattı.


“Öyle deme. Bayan Evelyn sayesinde böyle bir içkinin tadını çıkarabiliyoruz.”


Roland, Cadı Birliği'ndeki her cadıya çeşitli tatlardaki Karmaşa İçkileri’ni dağıtmanın çok ilginç bir yolunu bulmuştu. Her ay her cadı, Evelyn tarafından yapılan bir şişe Karmaşa İçkisi alma fırsatına sahipti. Çekiliş açıklanmadan önce ellerinde sadece bir sayı olduğu için ne tür bir lezzet alacağını kimse bilmiyordu.


Bu nedenle cadılar o gün kendi içkilerini birbirleriyle değiştirir ve herkesin farklı tatları içmesini sağlarlardı. Ama her nasılsa, Maggie her zaman en iyi içkiyi içiyordu. Herkes de Evelyn’in ona önceden haber verip vermediğini merak ediyordu.


Kalplerini ısıtan turuncu-kırmızı içeceğin tadını çıkararak vakit geçirirlerken, pencerelerin dışında esen soğuk rüzgârın sesini duyuyorlardı. Sıcak yatak odasında çakırkeyif haldelerdi. Birbirlerini, sadece birbirlerine bakarak anlayabildikleri için çok az konuşuyorlardı.


Aslında Wendy'nin zaten söyleyecek özel bir şeyi yoktu ve şu anda çok mutlu hissediyordu kendisini… Gözlerini kapattığında Roland Wimbledon'un önceki açıklaması zihninde beliriyordu: “Sadece ben lider olabilirim.”


Öncesinde Wendy; Roland’ın çok sıcakkanlı biri olduğunu düşünüyordu. Bir krala yakışmayacak şekilde bazı kritik meseleleri batıracağından veya zayıflık göstereceğinden endişelendiği çok olmuştu. Ama şimdi beklediğinden çok daha iyi durumdaydı. Diğer insanlarla ilişkilerindeki üslubu ve ifadelerine bakılırsa son iki yıllık deneyimi sayesinde daha da olgunlaşmış ve otoritesini geliştirmişti.


Şaşırtıcı bir şekilde Roland bir diktatör olmakta çok daha iyiydi. Ama yine de cadılara ve sıradan insanlara eskisi gibi davranıyordu. Anlaşılan cadılara karşı iyi davranmak onun doğasında vardı. Bu çok garipti. Özellikle de bir soylu için…


Scroll'un da bu değişikliği hissettiğini biliyordu. Bu yüzden kapıda onu beklemişti.


Cadı Birliği dağlarda olduğu zamandan beri sürdürdükleri bir alışkanlıktı bu… Paylaşacakları güzel haberler olduğunda, Wendy, Scroll ve Cara her zaman bir araya gelerek ucuz bira içmek ve bir gecede bunun hakkında konuşmak isterlerdi. Ancak daha sonra koşullar kötüleşince bira yerine yabani meyve suyu içer olmuşlardı.


Ne yazık ki, iyi haberler veya planlardan bahsetmek yerine genelde endişeleri ve sorunları hakkında konuşurlardı. Cara'nın onlardan farklı bir amacı vardı. Bu nedenle Wendy ve Scroll geride kalmıştı. En yaşlı cadılar ve Cadı Birliği’nin kurucuları olarak Wendy ve Scroll’un güçlü olması şarttı. Çünkü bir kez pes ederlerse tüm cadılar Kutsal Dağ’ı aramaya dair olan inançlarını kaybederlerdi. Bütün acı ve zor zamanlarda bu sayede hayatta kalmışlardı.


Ve şimdi o zamanlar geçmişti.


İçkisinden bir yudum alan Wendy derince iç çekti: “Görüşmeden sonra Kurt Yüreği Krallığı’ndaki cadıların test sonuçlarını Majesteleri’ne teslim ettim.”


“Öyle mi? Ne tür yetenekler var?” diye cevap verdi Scroll.


Wendy, yeteneklerin her birinin genel bir tanımını yaptı. Ancak Konu Kırık Kılıç'a geldiğinde duraksayarak şu soruyu sordu: “Majesteleri’nin Kırık Kılıç'ı kime atadığını tahmin edebilir misin?”


“Ah… Muhtemelen Bülbül veya Ashes’tır… Sadece onlar Kırık Kılıç'ın gücünü tam olarak kullanabilirler.” diyen Scroll biraz daha düşündükten sonra devam etti: “Anna ve Yaprak gerçekten güçlü bir büyü gücüne sahipler. Ancak onlar ve diğer cadılar düşmanlara karşı yüz yüze savaşacak kapasiteye sahip değiller. Ayrıca Cadı Birliği'nde çok az savaşçı cadı var zaten…”


“Ama Majesteleri böyle düşünmedi.” diyen Wendy nazikçe gülümsedi: “Kırık Kılıç'ı kimseye atamadı.”


Scroll şaşkına dönmüştü: “Neden?”


“Ona göre bir silahın, her zaman bizzat sahibi tarafından aşınması gerekiyor. Ancak bu durumda Kırık Kılıç’ın özgürlüğü sınırlanacak. Ayrıca düşmanlar her zaman onun aktif olduğu zamanlarda da saldıracak değiller. Bir de Kırık Kılıç’ın aurası barut kadar sağlam değil. Bu nedenle, bir silah olmaktan ziyade hangi cadıyla daha iyi uyuştuğunu ve hangisiyle daha fazla ortak çalışma kapasitesi olduğunu anlaması için bir süre cadılarla beraber takılacak. Ardından eşleşmenin ne kadar ilginç olduğuna bağlı olarak Majesteleri de onun işini atayacak.”


“Eşleşmenin ne kadar ilginç olduğuna bağlı olarak ona bir iş atamak mı?”


“Evet. Bunlar aynen Majesteleri’nin sözleriydi.”


Kırık Kılıç’ı sınırlandıran bir rol vermek yerine onun duygularına daha fazla önem veriyordu. Belki de Bülbül’ün onu tüm kalbiyle desteklemeyi seçmesinin nedeni buydu.


Şimdi geriye dönüp baktığında zamanında Bülbül’ün anlattıklarına inanmayı seçmiş olmalarının büyük bir şans olduğunu düşündü Wendy. Elinde olmadan gülümsedi.


Bunu düşünen Wendy gülümsemekten kendini alamadı. Bardağını tekrar doldurduktan sonra Scroll'un önünde tutarak havaya kaldırdı: “Bize içelim. Böyle iyi bir kral bulmamızın şerefine!”


Kadehi tutup hafifçe tokuşturarak gülümsedi Scroll: “Evet… Kutsal Dağı’mıza!”


Son yudumu içen Scroll, bardağı tekrar doldurmak istediğinde şişenin bittiğini fark etti: “Benimkini almak için odama dönmemi ister misin?”


“Hayır. Kuralımıza uymalıyız.” diyen Wendy, başka bir çekmeceden bir şişe aldı: “Ama bir dahaki sefere ben senin kapımı çalmanı bekleyeceğim.”


“Bir saniye… O şişe Bülbül’ün değil mi?”


“Evet. Ama hiç umursamıyor o…”


Bu sözlerle beraber tekrar kahkaha atan iki cadının konuşmaları sıcak gecenin içinde yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı.


...

Çok hoş bölümdü. Bizim de içimiz ısındı burada JJJ

Birkaç bölümdür devam eden aksiyonlardan, müzakerelerden ve olaylardan sonra böyle hafif tempo düşürücü bir bölüm iyi oldu. Hem çok keyif aldık okurken hem de bir nefes almış olduk. Siz de bizimle aynı şekilde hissediyor musunuz? E hadi o zaman! Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr