Çevirmen: Lodos

“Cadı Birliği'ne hoş geldiniz.”

Wendy masanın üzerindeki sözleşme kâğıtlarını açtı ve Kurt Yüreği cadılarına mutlu bir şekilde: “Sözleşmenin arkasındaki taahhüdü okuyup onaylamanızın ardından artık siz de Cadı Birliği’nin bir üyesi olabilirsiniz.” dedi.

Prenses Tilly bir avlanma yarışması önermemiş olsaydı, sözleşme sürecini daha önce yaşayacaklardı. Kazananın kim olacağı Wendy’nin ilgisini çekmiyordu. Ancak av için tüm hazırlık çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda endişeliydi. Yarışmanın olduğu gün epey huzursuzdu. Her dakika onun için işkence vericiydi. Endişeleri nedeniyle bir süre Majesteleri’ne şikâyette bulunmuştu. Ama yapılan top tatbikatı konunun daha da ertelenmesine neden olmuştu. Bu da yetmezmiş gibi genelde kendine hâkim olan Annie, onu görme cesaretinde bulunan ilk kişi olmuştu.

“Wendy, genellikle önce yeteneklerimizi test etmiyor muşunuz?” diye sordu Amy.

Grupları Neverwinter'a vardıktan sonraki on gün içinde, bu neşeli, zarif küçük kız herkesin sevgisini kazanmıştı. Masum karakteri nedeniyle kısa sürede diğer cadılarla bir bağ kurmuştu. Şimdi Wendy'ye ‘abla’ diye hitap ederken çok rahat hissediyordu.

Wendy, yumuşak bir sesle: “Normalde siz sözleşmeyi imzaladıktan sonra yeteneğinizi test ederiz.” diye cevapladı: “Sözleşmenin şartları ile ilgili herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa lütfen şimdi sormaktan çekinmeyin.”

“Peki!”

Kurt Yüreği’nden gelen dört cadı arasında okuryazar olan tek kişi Amy idi. Bu nedenle Annie, Kırık Kılıç ve Hero, konu hakkındaki düşüncelerini paylaşırken sözleşmenin şartlarını dinlemek için etrafına oturmuşlardı.

Wendy, mırıldanan cadıları dikkatle inceledi. Kendi sözleşmesini imzaladığı günü hatırladı.

İlk başta, şartların gerçek olamayacak kadar cömert olduğunu düşünmüştü. Büyük olasılıkla tüm bu sözleşme Prens'in yardımseverliğini sergilediği boş bir belgeydi. Şartlar muhtemelen kısa bir süre sonra tamamen değişecek ve cadıların faaliyetlerini katı bir şekilde düzenleyen kurallar dizisine dönüşecekti. Ancak aniden sözleşmenin temel çerçevesinin son iki yıl içinde çok az değişiklik geçirdiğini fark etti. Bu konuda tamamen yanılmıştı. Sözleşmeyi tekrar düşünen Wendy, şimdiye kadar hayatındaki en büyük kararı verdiğine inanıyordu.

“Vay canına, her ay bizim için bir kraliyet altını!”

“Ne istersek satın alabilir miyiz?”

“Ücretli izin imkânı mı? Doğru mu bu?”

“Cadılar, Majesteleri’nin güvenlik, yiyecek veya barınma sağlama yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir... Bu bir yalan değil, değil mi?”

Wendy, cadıların tüm bu sorularını bir gülümsemeyle yanıtlıyordu. Sözleşmeyi ilk kez okurken kendisinin hangi sorularda çok şaşırdığını çok iyi hatırlıyordu. Bu yüzden 4 cadının soruları okurken ne zaman ne tepki vereceklerini önceden kestirebiliyordu.

Cadıları kabul ederek ve özgürlük bahşederek Majesteleri onlara en çok istediklerini vermişti. Cadı Birliği'nin kaderi o zamandan beri Roland Wimbledon'ın kaderi ile iç içe geçmişti. Wendy Cadı Birliği’ndeki hiç kimsenin bir kriz döneminde dahi Roland’ı terk etmeyeceğini biliyordu.

Böyle bir bağ, sözleşmede açıkça ifade edilmemişti. Ancak bu, herhangi bir sözcükten veya dilin tanımlayabileceği bir şeyden çok daha güçlüydü.

Ayrıca, yeni uyanış yaşayan cadılar tamamen farklı bir yaşam ortamına sahip olacağından, bu hoşnutluk duygularının ve olumlu düşüncelerinin giderek azalacağını da öngörebilmişti. Kilise tehdidinin olmadığı, akrabalarının veya yakınlarının düşmanlığının olmadığı bir dönemdi. Durum böyle olunca, yeni cadılar doğal olarak yeni hayata eski cadılardan daha az minnettar hissedeceklerdi.

Şartların ardından yemin ve imza satırı geliyordu.

Taahhütte herhangi bir zorunlu kural yoktu. Bu kısım yalnızca Roland ve Cadı Birliği'nin Cadı Birliği’ne katılmanın tamamen gönüllü olduğunu belirttikleri kısımdı. Dört cadı sözleşmeyi okuyup imzaladıktan sonra Bülbül gerçek bir niyetle imzaladıklarını onaylarcasına Wendy’nin omzunu sıktı.

“Bu andan itibaren artık bizler kardeşiz.” diyerek herkese mutlu bir şekilde sarıldı Wendy.

Cadı Birliği'nin artık dört üyesi daha vardı.

…

Yetenek testi; Cadı Evi'nin dışında, Yaprak’ın bahçe ormanındaydı.

Annie sınava giren ilk kişiydi ve Wendy, yeteneği hakkında önceden Amy'den çok şey öğrenmişti. Annie ısıyı artırabilse de sadece avuç içi ısındığı için Anna gibi ateş oluşturamıyordu. Uyanış yaşadığından sonraki ilk aşamalarında yapabileceği en iyi şey küçük bir meşale yakabilmek oluyordu. Yetişkinliğine girdiğinden ve yeteneği pekiştikten sonra ise demir eşyaları kırmızı renkle parlayana dek ısıtabilmeye başlamıştı. Demir eşyaların yanı sıra kurşun ve bronz da eritebiliyordu.

Tüm süreç boyunca Annie üzgün görünüyordu. Wendy, yeteneğine pek güvenmediğini anlayabiliyordu. Neden böyle hissettiğini de tam olarak anlayabiliyordu. Çünkü Annie bir zamanlar Bloodfang Derneği tarafından reddedilmişti. Açıkçası Wendy, Annie gibi sadece ‘işe yaramaz’ yeteneklere sahip gibi görünen birçok cadı görmüştü. Örneğin Gizemli Ay ve Yankı bir zamanlar ‘işe yaramaz’ olarak kabul ediliyordu. Yetenekleri ne kadar aptal görünürse görünsün sonunda hepsi Neverwinter'da uygun bir konum bulmuşlar ve yeteneklerini iyi bir şekilde kullanmaya başlamışlardı.

“Harika bir yetenek…” diyerek onu cesaretlendirdi Wendy: “Sanayi bölgesindeki işleme fabrikasında çok iyi işler yapabilirsin rahatlıkla…”

“Ger-Gerçekten mi?” diye soran Annie şaşkınlık içindeydi: “Sadece avuç içlerimi ısıtabiliyor olsam bile mi?”

“Tabii ki ve bunun da ötesinde, fırın alanı ve kimya laboratuvarı da seni ağırlamaktan mutluluk duyacaktır. Gelecekte kesinlikle meşgul bir kadın olacaksın.” diyen Wendy not defterine tavsiye edilen birkaç pozisyon yazdı. Yetenek değerlendirmesi söz konusu olduğunda, Kral Roland her bir cadının yeteneği hakkında daha iyi fikirlere sahipti. Wendy, bu değerlendirmeyi yapacak mükemmel kişinin kendisi olmadığının bir hayli farkındaydı. Bu yüzden sık sık düşüncelerini not alıyor ve sonradan Majesteleri’nin bunları gözden geçirmesini istiyordu. Bu şekilde yavaş yavaş kendini geliştirebilir ve böylece gelecekte daha iyi değerlendirmeler yapabilirdi.

Kendi yeteneği çoğu kız kardeşi kadar güçlü değildi ve aralarında en iyi not alan da kendisi değildi. Ancak Majesteleri, Cadı Birliği'ni ona emanet etmişti. Onu hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyordu.

Annie kenara çekildi. Tedirgin bir hali vardı. Teste giren ikinci kişi Amy idi.

Wendy, onun yeteneğinin tam bir değerlendirmesini yapmak istememişti. Çünkü Amy, kendi kendini iyileştirme kulağa çok çekici gelse de tüm gücünü göstermek için kendi kendine zarar vermek zorunda kalmıştı. Amy'nin yeteneğiyle ilgili tek iyi şey, sürekli olarak küçük yaralanmalar aldığı ve gücünü her zaman kullandığı için, büyülü güç ısırığı hakkında endişelenmesine gerek olmamasıydı.

Kısa bir mülakattan sonra Wendy notlarına Amy hakkında ‘şifacılık’ yazdı. Amy'nin yeteneğinin sadece iyileştirmek için kullanılabileceği ortaya çıkmıştı.

Aynısı üçüncü cadı Hero için de geçerliydi.

Tedavi etmek yerine sadece hastalıkları nakledebildiği için çalışabileceği tek yer hastane gibi görünüyordu. Wendy sözde vebanın mikroskobik yaratıklardan kaynaklandığını hatırladı ve Hero'nun Lily'nin mikrobiyoloji üzerine araştırma yapmasına yardım edebileceğini düşündü. Bunu zihnine not ederek Hero’nun adını daire içine aldı. Hero ilkokul eğitimini bir kere aldı mı ve Temel Doğa Bilimleri’ni bir kere öğrendi mi yeteneğinin bazı değişiklikler yaşayabileceğine inanıyordu Wendy.

Sonuncu kişi, Kırık Kılıç idi.

Önceki üç cadıdan farklı olarak gümüş saçlı bu cadı, Yorko ya da Phyllis’e asla bir yeteneğini hiçbir zaman göstermemişti. Durum böyle olunca da Wendy onun gücü hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

“Hazır olduğunda başlayabilirsin.” diyerek Kırık Kılıç'a doğru başını salladı.

Kırık Kılıç derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Büyü gücünü çağırırken vücudu kızarmaya ve ışımaya başladı. Kısa süre sonra etrafı kör edici, parıldayan bir ışıkla çevrilmişti.

Wendy gözlerini kıstı ve birkaç adım geri çekildi. Kırık Kılıç’ın performansından yola çıkarak Wendy, onun Kurt Yüreği’ndeki diğer cadıların hepsinden daha güçlü olduğuna karar verdi.

Işık dağıldığında Wendy nefesini tuttu. Gözlerine inanamıyordu.

Gümüş saçlı cadı ince esintinin içinde ortadan kaybolmuştu. Ayaklarının az önce bastığı karda tuhaf görünümlü bir kılıç duruyordu.

...

Annie’nin çekinmesi yüreklerimizi burktu be… Hain Heidi Morgan! Zamanında kızcağıza neler yapmış, hiç kendine güveni kalmamış! Ama artık Cadı Birliği’nde iyi bir hayat sürecek!

Kırık Kılıç’ın yeteneği baya garip bu arada… Acaba başka neler çıkacak? Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!