Bölüm 726: Şeytani Canavarların Gelgiti

avatar
1614 36

Release That Witch - Bölüm 726: Şeytani Canavarların Gelgiti




Çevirmen: Lodos

Labirenti andıran mağaranın derinliklerinde başlarının üstündeki titreme gittikçe artıyordu.


Pasha, durdurulamaz sayılarla beraber hızla yaklaştıklarını biliyordu.


Dokunaçlarını toprağa uzattı ve olduğu yerde yükselerek dağın dışında olup biten her şeyi “görmeye” başladı. Karanlık şeytani canavar kütlesi dağların arasında kuduruyordu ve labirent kalıntılarının tüm girişleri de Korkunç Cehennem İblisleri tarafından bloke edilmişti. Arkalarındaki şeytani melezler, canavarların etlerini ve kemiklerini bir boşluk açana değin öfkeyle parçalara ayırıyorlardı. Başka seçenekleri yoktu. Aksi takdirde arkalarındaki diğer şeytani canavarlar tarafından mağara girişinde ezilerek öleceklerdi.


Melezlerin çaresiz mücadelelerine rağmen geçit kısa bir süre sonra şeytani canavarların seliyle bir kez daha engellenecek ve geçmenin tek yolu önceki eylemleri tekrar etmek olacaktı. Bu da şeytani canavarlar daha çekirdek bölgesine saldırmadan önce girişlerin önünde bir kan gölü oluşmasına neden olmuştu.


Kaostan ortaya çıkan ve yerkabuğunun farklı katmanlarında dolaşan yabani canavarlar vardı. Dokunaçlarla dolu kafaları sayesinde yerkabuğunun zayıf kısımlarını kolaylıkla algılayabiliyorlar ve yağlı uzun vücutlarında da çok sayıda melez canavar taşıyarak zahmetsizce bu katmanlar arasında gezebiliyorlardı. Böyle bir canavar savunma hattını bir kere geçtiği anda genellikle karşı taraf büyük zayiatlar vermeye başlardı.


Hatta bazı mutasyona uğramış uçan şeytani canavarlar bile görünmüştü yukarıda… Ancak yeraltı kalıntılarına giremedikleri için ancak havada kalabiliyorlardı.


Bu akıl almaz bir deneyimdi. Önündeki sahneye doğrudan tanık olmuyordu Pasha… Ama ister dağların tepesinden gelen çığlıklar, ister yerin katmanları içindeki titreme, isterse bir araya gelen kaya ve toprak sesleri olsun… Hepsi binlerce dokunaçları vasıtasıyla aktarılarak zihninde sayısız görüntü oluşturuyordu.


Bu, bu kışın başından beri şeytani canavarların yaptıkları en büyük ölçekli istilaydı.


Pasha dokunaçlarını çekerek daha derin bir tabakaya indi.


Zaman zaman tavandan bazı gevşek toprak yığınları düşüyor ve geçidin kenarlarındaki ateş yanan mangallara çarpıyordu. Onun önünü görebilmek için ateşe ihtiyacı yoktu. Ama Tanrı’nın Cezalandırma askerine dönüşenlerin ihtiyacı vardı. Herkes çoktan salona döndüğü için o da dönüş yolundayken bütün ateşleri söndürdü.


“Yukarıdaki durum nasıl?”


Salona girdiğinde Alethea'nın böyle diyen sesini kafasında duymuştu Pasha.


“Bize en yakın yabani canavar üçüncü tabakaya ulaşmış durumda…” diyen Pasha sözlerini herkesin bilincine iletiyordu: “Labirentin altındaki durum nasıl?”


“Olağandışı bir şey yok.” diye yanıtladı Alethea: “Sadece bazı kömürleşmiş siyah cesetler gördüm."


Vücudunun dönüşmesinden bu yana Pasha'nın savaş algısı ve anlayışı önemli ölçüde değişmişti. Başlangıçta düz olan dünya aniden üç boyutlu hale gelmişti ve düşmanları da yer kabuğunda serbestçe hareket edebildikleri için hayatta kalan cadıların altlardaki durumlara da göz kulak olmaları gerekmişti. Uçurumun en dibinde durmadıkları sürece altlarındaki tehditleri görmezden gelemezlerdi ne de olsa…


Neyse ki kalıntıların altından durmak bilmeden akan lav nehri, labirentin dibinin büyük bölümünü kaplıyordu da onlara çok fazla bir iş kalmıyordu. Şimdiye kadar ateşten korkmayan bir şeytani canavar görmemişlerdi.


“Tanrı’nın İntikam Aracı’nın hazır olması ne kadar sürer?” diye soran Pasha, Celine'e baktı.


“Bilmiyorum. Yarım saat, belki bir saat?” diyen Celine, büyülü çekirdeğin olduğu taraftan endişeyle cevap vermişti: “Elimden gelenin en iyisini denedim. Ancak 43.bölgedeki hasar daha yeni onarıldı ve Leydi Eleanor’un çekirdeği hesaplamak için daha fazla zamana ihtiyacı var!”


“Endişelenme. O kadar çabuk gelmeyeceklerdir.” diyerek onu sakinleştirdi Pasha: “Daha büyük şeytani melezler mağara girişlerinin dışında engellenecektir. Bizim sadece küçük olanları halletmemiz gerekecek.”


“Haklısın. Bunu günlük antrenman olarak düşünebiliriz.” dedi Elena: “Burada olduğumuz sürece o şeytani canavarlar salona giremeyecekler.”


“Tanrıların mirasını bu kadar erken geri almak iyi bir fikir değil miydi ki acaba? Starfall Şehri’nin güçlerini biraz daha tüketmelerini beklese miydik ki?” diye sordu birisi…


“Onlar da yine Hermes'i savunmak zorunda kalacaklardı. Ve yanlarında Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu olmadan bir şey yapamayacaklardı.” diye cevap verdi Alethea.


“Duvarlar şeytani canavarları sağlam şekilde engelleyebilir ve sıcak yağ ve mancınıklar da büyük hasarlar verebilir. Bizim sadece Gizli Bölge’de kalmamız ve bir süre mola verdikten sonra kalıntıları geri almak için harekete geçmemiz yeterli olurdu.”


“Katedralin altında gizlenmiş birçok tuzak vardı. Ya düşmanlar yanlışlıkla böyle bir tuzağı tetikleseler ne olacaktı? Canlı canlı gömülürdük. Ki bu kalıntıların şeytanların eline düşecek olmasının yanında hiçbir şey… Ne olursa olsun bunu riske edemeyiz.”


"Tartışmayı bırakın!” diye araya girdi Pasha: “Tanrıların mirasını çoktan geri getirdiğimiz için artık plana devam etmekten başka seçeneğimiz yok. Starfall Şehri Kraliçesi'ne yapılan saldırıdan önce Leydi Natalia'nın sözlerini unuttunuz mu?”


Pasha konuştuktan sonra diğer hepsi hemen susmuştu. Sessizce ona katılmaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktu.


Taquila zamanında bu tarz sahneler nadir yaşanırdı. Düşük seviyeli cadılar kayıtsız şartsız üstlerine itaat etmek zorundalardı ve kuralları çiğneyenler ağır cezalar alırdı. Kutsal Birlik’in bugüne kadarki en büyük çatışması, Natalia ve Alice arasındaki çatışmaydı. Natalia, Starfall Şehri ile tüm bağlarını kesmeden önce bu sözleri tüm takipçilerine söylemiş ve ardından da Starfall Şehri Kraliçesi’ne yapacağı gizli saldırısını başlatmıştı.


O günden beri Taquila'dan kurtulanlar rütbeleri akıllarında tutmamışlardı ve bu nedenle de çok sık iç tartışmalar yaşanır olmuştu. Ancak Pasha, bu değişikliği çok da umursamıyordu. Hatta önceki katı sisteme kıyasla bu enerji dolu örgütü tercih ederdi.


Diğerleri konuyu değiştirip şeytani canavarları engellemenin yollarını tartışmaya başlarken Pasha aniden dokunaçlarının birinden beklenmedik bir sinyal almıştı!


Sanki serbest şekilde aşağı düşen ağır bir nesne hiçbir dirençle karşılaşmadan yere inmişçesine şiddetli bir titreme yayılmıştı. O nesne düşüşüne de devam ediyordu hatta… Labirentin birkaç katmanını hızla kırmıştı ve şimdi de salonun derinliklerine yaklaşıyordu.


Bu nasıl mümkün olabiliyordu?


Zemin herhangi bir büyük harekete izin vermeyecek şekilde yoğun bir toprak ve taş kütlesiyle doluydu. Bir yabani canavarın bile bir katmanı delmek için en az yarım saat harcaması gerekiyordu. Bu düşen nesne yerkabuğunda nasıl bu kadar hızlı hareket edebiliyordu?


Pasha, dokunaçlarının çoğunu bu hızlı hareketin olduğu yöne kaydırdı. Bir alanı izlemek için ne kadar çok dokunaç kullanırsa o kadar çok ‘görüntü’ elde edebiliyordu.


Ve o anda yüreği titremişti.


O alanda aniden altı ila yedi millik yatay bir çatlak belirmiş ve zemini ikiye bölmüştü. En karanlık derinliklere kadar uzanan uzun bir uçurum gibi görünüyordu. Bir yabani canavar tepedeki yumuşak toprağın üzerinde sürünüyor, dümdüz koridora doğru yuvarlanıyordu.


“Savaşa hazırlanın!” diye bilinciyle herkesi uyardı Pasha: “Büyülü çekirdek yönünde!”


Herkes hala şoktayken birdenbire ana salonun tavanı parçalara ayrılmış ve uzun boyunlu yabani canavar boşluktan aşağı kaymıştı. Vücudu çizikler, çürüklerle kaplıydı ve büyülü çekirdek nedeniyle de koyu mavi bir ışık yayıyordu. Çarpışmalardan dolayı büyük hasar almıştı almasına da yine de son nefesine kadar görevini tamamlamıştı.


Canavar yere düştüğü anda karnından fırlayan melez canavarlar ise en yakındaki hedef olan Celine’e doğru atılmışlardı.


...

Vay be… Kalıntıları da bastılar… Epey heyecanlı yalnız… Ve tam da savaşın ortasında kesildi. Hızlı hızlı okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr