Bölüm 725: İddia ve Söz

avatar
1690 40

Release That Witch - Bölüm 725: İddia ve Söz




Çevirmen: Lodos

Top tatbikatının etkisi Roland'ın beklentilerini aşmıştı.


Gerçekten ödediğini almıştı. Son tur patlamada toplam kara barut rezervinin %70'ini ateşlemişti ve daha önce yaşadığı modern dünyadaki yol kenarı bombaları kadar şiddetli bir patlamaya sebep olmuştu. Askerler tozu gömerken, aniden aklına barutla bir miktar alüminyum tozu karıştırmak gelmişti. Sonuç olarak da patlamanın ateş topu daha da parlak hale gelmişti. Yerden fırladığı an yükselen bir güneş gibi görünmüştü.


Bu patlamanın başarısıyla Birinci Ordu'nun patlayıcıları resmi olarak kara baruttan kimyasal barut haline getirilmişti. Nükleer patlayıcılar ise… Şu anda bu fikri ancak hayal edebilirdi Roland. Yerkabuğunda gümüş ve altından bile daha da fazla olan epeyce uranyum vardı. Lucia'dan basitçe uranyum toplamasını isteyebilirdi. Ancak nükleer bir hasardan korkuyordu.


En önemli şey; Nana'nın radyoaktif hastalıkları, yani genlerde partikül iyonlaşmasının neden olduğu biyolojik deformasyonu iyileştirip iyileştiremeyeceğini bilmiyor olmasıydı.


Bu nedenle Roland başka seçeneği kalmadıkça, mitolojilerde geçen ateşi çalmak gibi efsanevi bir görev olan parlak radyasyon işine girmeyecekti.


Epey tehlikeliydi.


Taquila cadıları ile yapılacak toplantı meselesini de hallettikten sonra Tilly'yi ofisine çağırdı.


Aralarındaki iddiayı tartışma zamanı gelmişti.


Roland ona bir bardak Karmaşa İçkisi doldurdu. İki kez öksürdükten sonra da söze girdi: “Av yarışı hakkında…”


“Agatha, Cadı Birliği üyesi olsa dahi ekibi Neverwinter Şehri’ni temsil etmiyordu.” diyen Tilly, Roland'ın düşüncelerini çoktan tahmin etmiş ve gözlerini kısarak konuşmaya başlamıştı: “Bizim iddiamız yalnızca beraberlik olarak değerlendirilebilir ağabey… Eğer Yaprak’ı Neverwinter ekibinin bir üyesi olarak sayma gibi bir düşüncen varsa bunu kabul etmem.”


“Tabii ki iddiamız berabere… Ama ben yine de kalmanı istiyorum.” dedi Roland dürüstçe…


Onun bu açık sözlü tavrı Tilly'nin kekelemesine neden olmuştu: “Ee… Ben…” -


“Peki bunu çifte galibiyet olarak saysak nasıl olur?” diye sorarak devam etti Roland. Prenses Tilly’nin ilk defa konuşamadığına şahit oluyordu ki bu aslında epey sevimliydi: “Karmaşa İçkileri’nin karının üçte birini Neverwinter Şehri’ne katkıda bulunan bir cadı veya sıradan bir kişiyi ödüllendirmek için ayrılacak fon şeklinde kullanacağım. Ayrıca siz de Neverwinter’a yerleşebilirsiniz. Bu ister Cadı Evi’nde olur. İster Uyku Adası cadıları ile başka bir yerde olur. Nasıl isterseniz...”


İş hakkında konuşmaya başladıkları anda Tilly hızla odaklanmış ve hiçbir şey olmamış gibi öksürmüştü: “Yalnızca üçte biri mi? Başlangıçta kârın yarısı üzerinde anlaşmıştık.”


“Çünkü karın üçte birinin bile şok edici bir miktar olacağı sonucuna vardım düşününce… Bir ömür için rahatlıkla yeterli olacaktır.” diyen Roland bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Paranın geri kalanı, cadıların barınması ve gerekli tesislerin yanı sıra maaş dağıtımı da dâhil olmak üzere Neverwinter şehrinin altyapısı için kullanılacak. Genel olarak gerekli tüm alanlar için kullanılacak yani… Daha fazlasına ihtiyacın olursa direkt alabilirsin hatta…”


“Kazandığım tüm kraliyet altınlarını harcasam bile mi?”


“Elbette… Zaten eğer kullanılmadan depoda dururlarsa israf olacaklar.” diye doğal şekilde cevap verdi Roland. Gelecekte, metal para birimi artık üretkenlik ihtiyaçlarını karşılayamadığında kredi para birimini kullanmaya başlamaları gerekecekti. O olduğunda da kraliyet altınları sadece hükümet için bir sayı haline gelecekti. Yani metal para depolamak çok da fazla önemli değildi Roland için…


Tilly gülümsedi: “İyi bir anlaşma gibi görünüyor.”


“Bu yüzden buna çifte galibiyet deniyor.” dedi Roland: “Sence de öyle değil mi?”


“E sen içinden geçenleri çok net şekilde söyledin. Ben de sana katılmaktan başka bir şey yapamam.” diye iç çekti Tilly. İsteksizce aynı fikirdeymiş gibi görünse de gözlerinden belli oluyordu gerçekte nasıl hissettiği…


Roland elinde olmadan gülümsedi. Yüzünde sadece bir yıl önce bir şüphe ifadesi görmüştü. Ama şimdi rahat bir şekilde gülümsüyordu. Anlaşılan nihayet Roland’ın cadılara dengeli ve rahat bir yaşam sunabileceğine inanmaya başlamıştı.


“Ah evet…” diye söze girdi Roland. Biraz havadan sudan konuştuktan sonra konuyu değiştirmek ve Aşırıgüney Bölgesi’nin fethinden bahsetmek istemişti: “Bu kış, Kum Ulusu’nun bölgesini Gökhisar Krallığı’na dâhil etmeyi planlıyorum. Onların gelenekleri ve gücün nasıl devrettiğine dair yöntemleri diğer tüm dört krallıklardan tamamen farklı… Bu nedenle onu tamamen fethetmek için yardımına ihtiyacım var.”


Roland daha sonra ona Kum Ulusu'nun yasalarını ve kutsal düello törenini anlattı.


“Ashes'ın düelloya katılmasında benim için bir problem yok.” diyen Tilly bir süre düşündükten sonra söze girmişti: “Ama neden çölü topraklarına katmak istiyorsun? Gökhisar Krallığı kurulduğundan beri hiçbir atamız o topraklara ilgi göstermedi.”


“Dışarıdan çorak bir çöl gibi görünüyor evet… Ancak onlarca yıldır hiç sönmeyen yeraltı ateşi ve beyaz tuzla kaplı düzlük, o toprakların gizli hazineleri olduğuna dair işaretler…” diyen Roland elini salladı: “Eğer bu düşüncelerimde yanılmıyorsam Aşırıgüney Bölgesi, Neverwinter'ın gelecekteki gelişiminin olmazsa olmaz bir parçası olacak.”


“O halde Ashes ile konuşayım.” diyen Tilly meseleye dair daha fazla ayrıntı istememişti. Direkt olarak başını sallayıp Roland’a uyduğunu belirtmişti.


Aralarındaki güven yavaş yavaş artmaya başlamıştı. Gelecekte Cadı Birliği ile Uyku Adası cadılarının arasında yakın bir ilişki olacağı çok belliydi.


Roland bunu düşündüğü sırada çok memnun olmuştu.


...


Kız kardeşini gönderdikten sonra hemen Yankı’yı çağırdı.


Kutsal düello ona sadece söz hakkı verebilirdi. Ancak bu uzun vadeli bir çözüm değildi. Demirkum Şehri’nde yaşamak için sadece bir klan hakkına ihtiyacı yoktu. Onu takip edecek çok sayıda Mojin insanına da ihtiyacı vardı. Bunun için ise efsanevi büyük şef olması gerekiyordu.


Ve Roland'ın da bu orduyu şahsen yönetecek vakti yoktu. Bu yüzden bir temsilci bulması şarttı.


Osha Klanı’nın prensesi Yankı, Mojin halkını ikna etmede kilit bir figürdü.


“Acaba Demir Balta seninle Aşırıgüney Bölgesi’ne dönme konusunu konuştu mu?” diye direkt olarak sordu Roland: “Bu kış Birinci Ordu, Demirkum Şehri'ne girecek. Ben senin oraya benim adıma gitmeni istiyorum.”


“Hayır… Hiçbir şeyden bahsetmedi bana…” diyen Yankı, şaşırmış görünüyordu. Dudaklarını ısırdı. Yüzüne bir anda yerleşen üzgün ifade ile sordu: “Majesteleri… Artık beni istemiyor musunuz?”


İlk cümleyi duyan Roland, Demir Balta'nın herhangi bir askeri eylemin, krallığın sırrı olduğunu anladığını ve kendi klan üyesine bile bundan bahsetmediğini öğrenerek mutlu oldu. Ancak Yankı’nın son sözleri nedeniyle neredeyse boğulacaktı. Gerçekte ne demek istediğini anlasa da yine de bu kelimeler kolayca yanlış anlaşılabilirdi. Hatta aynı anda Bülbül de Roland’ın omzunu sıkı sıkıya kavramıştı. Kendini toparlayan Roland cevap verdi: “Elbette hayır… Ben bir kere Kum Ulusu’nun büyük şefi olduğum zaman Demir Balta ile Neverwinter’a dönebilirsin. Ama eğer istemezsen seni zorlamam.”


Bunu duyan Yankı rahatlamıştı: “Anlıyorum. Ancak kutsal düello tüm Mojin halkını bastırmaya yetmeyecektir.”


“Elbette… Bu yüzden başka bir planım var.” diye güldü Roland ve planını yavaşça anlattı.


“Bu…” diyen Yankı şok olmuştu. Roland’ın söylediklerine inanamıyormuş gibiydi: “Bu gerçekten yapılabilir mi?”


“Kesinlikle… Ben Gökhisar kralıyım. Sana söz veriyorum.”


“Üç Tanrı adına… Kum Ulusu sizin nezaketinizi asla unutmayacaktır.”  diyen Yankı artık tereddüt etmiyordu. Bunun yerine diz çöktü ve saygıyla eğildi: “Yankı bu görevi sizin için tamamlamaya hazır.”


“Çok iyi…” diyen Roland, ayağa kalkmakta zorlanan Mojin kızına yardım etmek için yanına gitti: “Sana güveniyorum.”


Böylelikle Aşırıgüney Bölgesi'nin geri alınması için gereken hazırlıklar tamamlanmıştı.


...

Tilly de Neverwinter’da kalacak yani artık… Bu güzel oldu epey… Cadı Birliği ve Uyku Adası cadıları arasında gerçekten süper bir ittifak oluşacaktır.

Aşırıgüney Bölgesi’ne doğru yeni bir macera… Umarız bir pürüz, problem çıkmaz bu seferde…

Sizce Roland’ın Yankı’ya bahsettiği plan ne olabilir? Tahminleriniz varsa yorumlara yazar mısınız?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!


 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr