Bölüm 724: Daha Yüksek Bir Güç Seviyesi

avatar
1596 35

Release That Witch - Bölüm 724: Daha Yüksek Bir Güç Seviyesi




Çevirmen: Lodos

Tatbikattan sonra Phyllis, Agatha eşliğinde bir kez daha Roland'ın kalesine geldi.


Ofise girdiklerinde Roland Wimbledon'un yüzünde yine geçen sefer olan ifade vardı. Sanki tatbikat onun için önemsiz bir şeymişçesine çok tatminsiz duruyordu.


Ancak Phyllis’e göre maun masanın arkasında oturan bu sıradan insanın önemi büyük ölçüde artmıştı. Konuşmaya başladı. Bilinçsiz şekilde Roland’a karşı saygılı bir dille konuşuyordu:

“Majesteleri… Lütfen Taquila cadıları ile bağlantı kurmadan önce size birkaç soru sormama müsaade edin…”


“Dinliyorum…” diyen Roland başını salladı.


“Tatbikatta gösterilen silahlar toplu üretilebiliyor mu?”


Phyllis'e göre, Seçilmiş Kişi'yi bulma planı işe yaramazsa şeytanlara karşı yapılacak savaş şüphesiz yıllar boyunca sürecekti. Yani eğer bu silahın üretimi için eğer yaklaşık 10.000 sıradan insan gerekecekse ve sonunda da çıkan ürünlerin sayısı çok az olacaksa Neverwinter zorlu bir savaşla karşı karşıya kalacaktı.


O zamana kadar kendisi Taquila'dan kurtulanlar için daha fazla pozisyon bulmak için uğraşacaktı.


Ne de olsa cadılar tarafından kontrol edilen ve yaklaşık 100 Tanrı'nın Cezalandırma askerinden oluşan bir birlik kesinlikle önemli ve kuvvetli bir birlik olurdu. Uzun şarkı topları her yönden saldıran Kuşatıcı isimli silahları durduramazsa Roland sıkı ve dar kuşatmayı delmek için onlara güvenmek zorunda kalacaktı.


Gülümseyerek söze girdi Roland: “Belirtmem gereken ilk şey; Uzun Şarkı topunun yalnızca bir savunma silahı olmadığıdır. İnsanlar veya yük hayvanları tarafından taşınamayacak kadar ağır görünebilir. Ancak bazı vasıtalar sayesinde onları taşımak artık bir sorun değil. Hatta biraz geliştirme yapılabilirse hem saldırı hem de savunma için kullanılacak silahlara dönüşebilirler.”


“V-Vasıtalar mı?” diye sordu Phyllis. Daha önce Agatha'dan, Majesteleri’nin sık sık kulağa garip gelen yeni kelimeler söylediğini duymuştu. Cadıların çoğu açık sözlüydü ve anlamamaları halinde direkt olarak sorabiliyorlardı. Kral genelde bu soruları cevaplamaktan çok mutlu olurdu.


Tıpkı beklediği gibi Roland ellerini ovuşturdu ve söze girdi: “Topları taşıyabilecek her şey bir vasıta olarak kabul edilebilir. En basitinden… Üç direkli büyük yelkenli gemiler bir vasıta sayılabilir mesela…”


“Ama öyle büyük gemiler sadece Dönen Deniz’de yelken açabilir.”


“Ben sadece bir örnek veriyorum. Gelecekte karada serbestçe ilerleyebilen bir vasıta olacak. Neverwinter, böyle bir vasıtanın geliştirme aşamasına çoktan başladı. Sadece top taşımaktan daha da fazlasını yapabiliyor elbette…”


“Böylesine ağır bir silahı taşıyabilen ve aynı zamanda yerde serbestçe hareket edebilen bir ekipman mı? Ama kralın söylediğine göre sadece topları taşımak için kullanılmayacak.” diye düşündü Phyllis. Tam daha fazlasını soracaktı ki Roland devam etti: “Çıkan ürünlere gelirsek, yeni nesil işleme tezgâhları bir kere kullanılmaya başlansın, 1-2 sene içerisinde sınırdaki bütün surlar toplarla kaplı olacaktır.”


Phyllis elinde olmadan nefesini tuttu. İçinden: “1-2 sene içinde sınırdaki tüm surları kaplamak mı? Mancınıklar bile bu kadar kısa sürede bu kadar fazla üretilemez. Eğer öyleyse Taquila’dan kalan cadıların bu savaşta oynayacakları bir rol olmayacaktır ki…” diye düşündü.


Yani Roland’ın cevabı hem onu hayal kırıklığına uğratmış hem de tatmin etmişti. Belki onların pozisyonları diğer cadı organizasyonlarından daha düşük olacaktı ama savaşta her zaman az zayiat olması iyi bir şeydi.


Önceki tecrübelerine dayanarak Roland’ı bu konuda sorgulamaya değil de konuyu değiştirmeye karar vermişti Phyllis: “Anlıyorum Majesteleri… İkinci sorum şu: Tatbikat sırasında son patlamanın Uzun Şarkı toplarından kaynaklanmadığını fark ettim. Acaba o sizin en ölümcül silahınız mı?”


Bu sorudan sonra kralın yüzünde garip bir gülümseme oluşmuştu: “Uzmanlaştığımız teknoloji düşünülürse o, yalnızca en basit olan olarak kabul edilebilir.”


“En basit olan mı?” diye sordu Phyllis şaşkınlıkla: “Yani siz daha şiddetli bir patlama yaratabilecek bir silah yapabiliyor musunuz?”


“Patlamanın gelişmesinin sonu yoktur.” diyen Roland başını salladı: “Neverwinter'ın sahip olduğu mevcut silah seviyesi ikinci seviye olarak düşünülebilir. Ama üçüncü seviye daha iyi olacak. Üçüncü seviyeye ulaştığımızda koca bir şehri tek seferde yok edebiliyor olacağız.”


Phyllis tamamen şoktaydı. İçinden Roland’ın bu söylediklerine saçmalık diyesi gelse de kralın yüzüne herhangi bir şey söylememişti. Ama düşünmesine engel olamıyordu: “Bir şehri tek seferde yok etmek mi? Hiçbir sıradan insan veya cadı bu tür bir güce sahip olamaz. Bunu yalnızca tanrılar yapabilir.”


Her ne kadar böyle düşünüyor olsa da Roland’ın gözlerindeki garip parıltı kendi düşüncelerinden şüphe etmesine neden oluyordu. Sonunda alçak sesle sormaktan başka seçeneği kalmamıştı: “Ne tür bir silah o?”


Roland direkt bir cevap vermemişti. Biraz çay içtikten sonra yavaş şekilde konuşarak sordu: “Son patlama sahnesi senin gözlerinde nasıl görünüyor?”


“Bu benim şüphelerimle mi alakalı?” diye düşünen Phyllis, gözlerini kapattı ve bir an sonra cevap verdi: “Gün doğumu gibi…”


Etrafa yayılan toz ve dumanlar, bulut olarak düşünülürse yükselen turuncu ateş topu kesinlikle şafakta doğan güneşi andırıyordu.


“Evet. Tıpkı sabah güneşinin kırmızı ışığı gibi… Ama üçüncü silah seviyesi, gerçek güneş olacak.” diyen Roland’ın dudağı, sanki Tanrı tarafından yapılmış bir şeyi anlatıyormuş gibi seğiriyordu: “Ona doğrudan bakamayacaksın çünkü gözlerini yakacaktır. Ona aynı şekilde çok da yaklaşamayacaksın çünkü her yerinde yanıklar oluşacaktır. İçindeki çekirdeğin sıcaklığı etrafındaki taşları ve kayaları göz açıp kapayıncaya dek gaz bulutlarına çevirebilir. Ürettiği dumanlar da evleri parçalayacak kadar güçlü olacaktır.”


Bu açıklama Phyllis'i ürpertiyordu. Roland’ın söylediklerinin abartılı bir tahmin mi yoksa gerçek mi olduğunu ayırt edemiyordu: “Bunu nasıl başarabiliriz?” diye sordu.


“İki destansı görevi başarmalıyız. Biri parlak radyasyon, diğeri de güneşe olan uzaklık ve…”


O sırada: “Majesteleri!” diye çıkışan Agatha kaşlarını çatarak Roland’ın sözünü kesmişti.


“Lütfen şu anda saçma sapan konuşmaya başlama…” diyen Bülbül’ün sesi de odanın bir yerinden duyulmuştu.”


“Destansı görevler mi? Parlak radyasyon mu?” diye soran Phyllis tek bir kelime bile anlayamamıştı. Agatha da çaresizce omuz silkiyordu.


“Ee… Kısacası çok karmaşık… Bu yüzden araştırmayı ilerletmek ve Neverwinter'daki teknolojik gelişmeyi hızlandırmak için daha fazla cadıya ihtiyacım var.” diyen Roland iki kez öksürdükten sonra devam etti: “Elbette sizin kalıntılarda bulduklarınız yardımcı olabilir. Bu nedenle mümkün olan en kısa sürede daha derin bir müzakereye başlayabileceğimizi umuyorum.”


Phyllis, yüzündeki karmaşık ifadeyle bir sıradan insan olan krala bakarak parmağındaki yüzüğü çıkardı: “Tıpkı söz verdiğim gibi sizin için Pasha ve diğer kurtulanlarla iletişime geçeceğim. Bu beş renkli taşı parçaladığımda benim konumumu hissedecekler. Ama doğrudan onlarla konuşmak istiyorsanız korkarım bu bir iki gün daha alacaktır. Pasha’nın büyülü çekirdeği ne zaman hazırlayabileceğini bilmiyorum.”


“Herhangi bir yerde konuşabilir miyiz?”


“Evet. Ama eğer şartlar izin veriyorsa geniş bir yer çok daha iyi olacaktır.”


“O halde büyülü taşı ana salonda parçalayabilirsin. Biraz daha resmi olur belki böylece…” diyen Roland, Agatha’ya baktı: “Onu benim için salona götürebilir misin?”


“Emredersiniz Majesteleri…”


Phyllis ofisten ayrıldıktan sonra derin bir nefes aldı.


O yapabileceği her şeyi yapmıştı. Sıra Taquila’dan hayatta kalanların yanıtını beklemek olacaktı.


...

Üçüncü seviye nasıl bir şey olacak acaba? Atom bombası falan mı düşünüyor ki Roland? Neyse, okuyup göreceğiz artık…

Bu arada sanırım Taquila’dan kalan cadılarla iletişime geçiliyor. Umarız herhangi bir pürüz çıkmaz ve güzel bir ittifak kurulur. Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr