Bölüm 722: Görkemli Patlama

avatar
1847 38

Release That Witch - Bölüm 722: Görkemli Patlama




Çevirmen: Lodos

Roland'ın planına göre, ateş bir kere başladıktan sonra durmayacaktı.


İlk beş tur atış, ilk sıradaki 20 canavarı küle çevirmişti. Ardından serbest atış sırasında kara barutun tutuşmasıyla eş zamanlı olarak hızlı ateş etme ve cephanelerin ardı ardına boşaltılması kükreyen bir momentuma sebep olmuştu.


Böylece ateş sesleri yükselmeye devam ederken sahnenin yarattığı atmosfer yeni bir yükselişe geçmişti. Ardı ardına gelen patlamalar sonsuz bir toz bulutuna neden oluyor, çevredeki 500 m yarıçaplık alanı bir kıyamet günü gibi gösteriyordu. Zaman zaman seken taş parçalarından kafes parçalanır da içindeki canavar serbest kalırsa canavar surlara doğru koşmak yerine kaçmayı seçiyordu.


Korku, o kana susamışlık içgüdülerini bastırmıştı anlaşılan…


Ancak bu ölüler diyarından sadece birkaçı kaçabilirdi.


Yeraltından yayılan güçlü dalgalar, bağırsaklarını yırtmaya, kulaklarını sağırlaştırmaya ve gözlerini kör etmeye başlamıştı bile… Kaçan canavarların çoğu devam eden patlamalar nedeniyle çok ileri dahi gidemiyordu.


“Bu Kilise’ye karşı yapılan savaşla kıyaslandığında hiçbir şey!” diye bağırdı Andrea kulaklarını kapatırken… Yüzü gururla doluydu. Kurt Yüreği Krallığı’ndan gelen cadılar şaşkınlıkla Andrea’ya bakıyorlardı. Devam etti: “O zaman yalnızca iki top vardı. Ancak yine de yüzlerce çakmaktaşı tüfeğimiz ve daha küçük boyutlarda demir toplarımız vardı. Düşmanımız ise kafeslere kilitlenmiş şeytani canavarlar değil, Tanrı’nın Cezalandırma Ordusu’nun hızlı ve güçlü askerleriydi. Savaşın en şiddetli olduğu anda, mermiler dört bir yana uçuyordu. Başını siperden çıkaran kişinin anında vurulmama ihtimali yoktu. O, gerçek bir savaştı.”


Amy şok olmuş görünerek sordu: “Gerçekten mi?”


“Kilise’nin savaşı kaybetmesine şaşmamalı…” diyen Hero, içini çekti: “Bu herhangi bir insan becerisinin ötesinde…”


“Böyle bir sahne görmekten korkmuyor musun?” diye soran Kırık Kılıç, hayranlıkla Andrea'ya bakıyordu.


Andrea, patlamalar arasında dalgalanan saçlarını düzeltti: “Elbette siz de daha fazlasını gördükten sonra alışacaksınız. Tüm bir savaşa şahit oldum ve Tanrı’nın Cezalandırma Ordusu’nun iki askerini bizzat öldürdüm!”


Surlara ilk kez çıkıp bu savaş sahneleri karşısında şok olduğunu ve şaşkına döndüğünü tamamen unutmuştu. O günler geride kalmıştı. Anlaşılan artık Neverwinter'ı ikinci evi olarak görmeye başlamıştı. Hatta ordudaki silahlardan bahsederken duyduğu gurur duygusu bile elinde olmadan yerleşmişti kalbine…


O esnada diğer cadıların çoğu orada sadece gösteriyi izlerken Phyllis olayları bambaşka bir bakış açısıyla gözlemliyordu.


İlk sıradaki o basit şeytani canavarlar bombalandığında pek umursamamıştı. Çünkü bu mesafeden Deli İblisler surlardaki askerler için rahatlıkla ölümcül tehdit oluşturabilirlerdi. Sıradan insanlar güçlü bir fırtına gibi üzerlerine yağan mızraklar karşısında o Uzun Şarkı topu denilen silahlarla ne derece güçlü bir savunma yapabilirlerdi ki?


Ancak ateşlerini ikinci sıradaki kafeslere çevirdiklerinde Phyllis’in yüz ifadesi değişmişti.


Kral bu nedenle mi bu aralıklarla dizmişti şeytani canavar sıralarını? Bu sayede mi menziller gösterilecekti? Çünkü son kafes sırası duvardan 1 kilometreden fazla bir uzaklıktaydı. Uzun Şarkı topları o bölgeyi de vurabiliyorsa bu, topun Kuşatıcı silahlarından çok daha yüksek bir menzile sahip olduğunu gösteriyordu. Hem çok daha yüksek hem de çok daha ölümcül bir menzile…


Kuşatıcı, Kutsal Birlik için her zaman en çok sorun çıkaran şeytan silahı olmuştu. Herhangi bir mancınıktan daha fazla bir menzili vardı. Bu da cadıların Aşkınlar’a güvenmekten başka bir çareleri olmaması anlamına geliyordu. Aşkınlar, Kutsal Ordu’yu yönlendirerek silahların olduğu yerlere doğru hücum ediyorlardı. Bu sayede Kuşatıcı isimli silahları ezip geçmeyi başarsalar dahi epey bir zayiat da veriyorlardı. Ama eğer şu andaki gibi uzun menzilli bir silahları olsaydı Kutsal Taquila Şehri’ni başarılı bir şekilde savunmaları imkânsız olmazdı.


Phyllis, bunun Neverwinter'ın ana silahı olup olmadığını merak etti. Acaba Agatha'nın Roland'a bu kadar inanmasının nedenini bu silah mıydı?


Buz Cadısı, Phyllis’ten bu soruyu duyduktan sonra başını salladı ve gülümsedi: “Hedefi 1 kilometre uzağa yerleştirmek sadece izleyicinin ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmış bir şey… Çünkü daha uzakta bir hedef koyulursa bunu kimse göremez. Majesteleri’ne göre, yeni topun atış menzili altı milden fazla… Şu anki menzilin neredeyse on katı…” diyen Agatha, başını çevirerek Phyllis’in kulağına fısıldadı: “Başka bir deyişle silahı kullanan kişi bile nereye çarptığını göremez.”


''On katı mı?” diye düşünen Phyllis şaşırmıştı. Metre ve mil ne anlama geliyor tam olarak bilmese de şu andaki menzilin on katı bir mesafe bazı şeytan karakollarını bile kapsayabilirdi. Bu toplar Taquila’nın surlarında olsaydı direkt olarak şeytanların inlerini vurabilecekler miydi yani?


Nasıl mümkün olabiliyordu böyle bir şey?


Silahın görüş alanı dışındaki bir düşmanı vuracağından nasıl emin olabiliyorlardı?


Agatha Phyllis’in bunlara bir anlam veremediğini fark ederek devam etti: “O kadar uzaktaki bir hedefi vurmak o kadar kolay değil elbette… Nişan alma ekipmanlarında çok fazla hesaplama ve geliştirme yapılması gerekiyor. Duyduğuma göre bazı astrologlar bunun üzerinde çalışıyorlarmış. Anlaşılan Majesteleri bir atış poligonu listesi hazırlamaya çalışıyor. Bu sayede düşman binlerce metre uzakta olsa dahi Birinci Ordu’nun mermilerinin tadına bakmış olacak.”


“Emin misin?” diye soran Phyllis dişlerini sıkmıştı: “Bu, birkaç top daha yaptığımız sürece şeytanların surlara bile yaklaşamayacağı anlamına mı geliyor yani?”


“Evet. Majesteleri bu tür saldırıların adının ‘ovma saldırıları’ olduğunu söyledi.” diyen Agatha omuzlarını silkti: “Muhtemelen yerdeki kirli şeyleri ‘ovma’ fikrinden çıkan bir şey… Telaffuzu biraz zor ama kulağa çok uygun geliyor.”


Phyllis, bir an tereddüt ettikten sonra Agatha'nın kulağına doğru yaklaşarak fısıldadı: “Şey… Sen top yapabiliyor musun?”


Bir an Phyllis’e bakan Agatha, bir patlama dalgasının daha geçmesini bekledikten sonra söze girdi: “Ne sorduğunu anladım. Merminin içindeki bazı malzemeleri ben tedarik ediyorum evet… Ama yapmak için sadece iki kişiden fazlası gerekiyor.”


“O iki kişi cadı olsa bile mi?”


“Evet. Yanından bile geçemezler. Neverwinter'ın kimya fabrikasında kaç insan çalışıyor, biliyor musun? Yaklaşık 2000 kişi ve her geçen gün de artıyor bu sayı…” diyen Agatha iç çekerek devam etti: “Ama onların yaptıkları asitlerden, yağlardan, gazlardan patlayıcı yapmaktan başka bir şey değil… Oysa bir top üretimi tamamen farklı bir sistem. Gerekli olan maden ve dökümhanede 3000’den fazla çalışan var. İşleme tesisinde 1500’den fazla işçi… Üstüne bir de bitmiş ürünlerin bakımı ve çalıştırılması için gereken teknisyenler… Taquila zamanındayken bile bizim için çalışan kaç sıradan insan vardı?” "


Phyllis susmuştu. Arrieta ve Starfall Şehirleri birbirlerinin ardına düştükten sonra insanlık azalan bir nüfusla ovaların köşesine çekilmişti. Taquila tüm insanlar için son sığınak haline dönüştüğünde Kutsal Birlik tarafından kontrol edilen sıradan insanların sayısı taş çatlasın 30.000-40.000 arası idi. Buna rağmen yine de savaş cadılarına destek olma, lojistik ve şehri rotada tutma vb. gibi roller oynuyorlardı. Uzun Şarkı toplarını üretecek yeterli insan bulmak imkânsız gibi bir şeydi. Yani eğer Agatha ona yalan söylemiyorsa yeraltındaki labirentte kalan cadıları bırak; tüm Taquila birleşse bu toplardan yapamazdı.


Aniden etraftaki top patlamaları durmuştu.


İlk iki sıradaki şeytani canavarlar karla tamamen kaynaşmış durumdalardı. Zeminde sayısız et ve kan gölcüğü oluşmuş durumdaydı. Surların üstünde olağanüstü bir sessizlik vardı ve kimse konuşmuyordu. Herkes sanki bir şey bekliyormuşçasına en uzaktaki kafeslere bakıyordu.


Phyllis kendisine gülümseyen Agatha'ya merakla baktı.


Buz cadısı: “Anahtar geliyor.” dedi.


Daha cümlesini bitirmemişti ki uzaktaki zeminden parlak bir güneş gibi ışıldayan bir ışık yayılmıştı.


...

Güzel bölümdü. Hem Phyllis bir şeyleri anlamaya başlıyor hem de top tatbikatı izlemiş olduk. Bakalım sonraki bölümde bu yerden yayılan ışık ne olacak? Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44299 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr