Bölüm 708: Işık Demetlerini Test Etmek

avatar
1651 35

Release That Witch - Bölüm 708: Işık Demetlerini Test Etmek




Çevirmen: Lodos

Phyllis ilk defa beklemenin ıstırap gibi olduğunu hissetmişti. Dört asırlık eğitimden sonra zamanın onu en son rahatsız edecek şey olacağını düşünüyordu. Yalnızca bir sabahtan sonra huzursuz hissetmeyi beklemiyordu.


Eğer Celine'in söyledikleri doğruysa Seçilmiş Kişi’yi bulmak Tanrı İradesi Savaşı’nın sonu anlamına gelirdi. Tanrı İntikamı Aleti tüm şeytanları yok etme yeteneğine sahipti ve Phyllis’in görevi de bundan sonra sona erecekti.


Kilise tarafından yapılan kabuklar olmadan hayatta kalanların çoğu asla uyanamayacakları derin bir uykuya dalar ya da son nefeslerine katkıda bulunmak için ruhlarını Leydi Eleanor ile kaynaştırabilirlerdi.


Bunu her düşündüğünde tarif edilemez bir kafa karışıklığı hissediyordu Phyllis. Uzun zamandır beklenen rahatlamanın yanı sıra bir hayal kırıklığı da hissetmişti. Kabuğa hapsedilmiş bir yaşam sürdürülebilse bile yine de bir işkence biçimiydi. Nihayet savaş bittiğinde sonsuza kadar dinlenebilirdi. Ama gözlerini kapattığında Taquila'nın görkemli dünyasını bir daha asla göremeyeceğini hayal etmeyi de zor buluyordu.


Bu çelişkili duygular onu epey meşgul etmiş, vakit de öğleden sonrayı bulmuştu.


“Hazır mısın?” diyen Wendy kale salonunda görünmüştü.


“Her zaman…” diyen Phyllis hemen ayağa kalktı.


“Benimle gel.”


Wendy eşliğinde; kalenin arka bahçesinde, zeytin ağaçlarından oluşan bir gezinti yolundan geçerek küçük bir açık alana yürüdü. Etrafı çitlerle çevrili ve yoğun sarmaşıklarla kaplıydı. Bu yüzden sadece yukarıdaki gökyüzünün bir kısmını ve gelirken içinden geçtiği yolu görebiliyordu. Buradan çıkmanın tek yolu geriye olacak şekilde yine o yolu yürümekti.


Phyllis bunun nedenini anında anlamıştı. Gözlem altındaki cadılar gezinti yolunun sonunda birer birer ortaya çıkarlardı. Bu mesafe gözlemi etkilemediği gibi Cadı Birliği üyelerinin güvenliğini de garanti ederdi.


Eğer kendisinin öngörülemeyen hareketleri olsaydı bu gezinti yeri kesinlikle onun için büyük bir engel olurdu.


Phyllis dışarda kalmış gibi hissetmiyordu. Aksine sıradan bir kişi olan kral hakkında daha da iyi izlenimler edinmeye başlamıştı. En azından cadıları isteğe bağlı aksesuarlar olarak falan görmüyordu. Birbirlerine daha tam olarak güvenememişlerdi. Bu nedenle aralarındaki mesafe haliyle çok doğal ve anlaşılırdı.


Şu anda Cadı Birliği hakkındaki izlenimi Kutsal Şehir ile aynı seviyedeydi. Büyük ve çeşitli araçlara sahip bir cadı örgütü baskıya maruz kalıyor olsaydı etkisini ortaya koyamazdı. Baskı olmamasını bırak şimdi bir de kralın kalbinde güçlü bir dayanakları vardı. Yani Cadı Birliği, Kutsal Birlik’e git gide daha da çok benzemeye başlıyordu.


Wendy ayrıldıktan kısa bir süre sonra ilk cadı çabucak belirmişti görüş alanında.


Gelen Agatha idi.


Taquila çağının en genç terfi eden cadısı olan Agatha, berrak, soluk mavi bir buz kristalini çağırdığında, Phyllis ışık demetinin Maggie'ninki gibi olduğunu, dolayısıyla aradığı Seçilmiş Kişi olmadığını gözlemlemişti.


Kendi testi tamamlandıktan sonra Agatha gezinti yerinden ayrılmayarak doğrudan Phyllis’e yürümüştü.


“Leydim?” diyen Phyllis biraz şaşırmıştı.


“Eskiden Keşif Topluluğu’nun bir üyesiydim ve büyülü taşlar gibi şeylerle çok ilgiliyim. Benim de gözlemlememde bir sakınca yoktur umarım…”


“Elbette yok.” diyen Phyllis önce başını salladı sonra da kibarca selam verdi: “Bu arada… Yardımınız için size teşekkür edemedim daha… Siz olmasaydınız Seçilmiş Kişi’yi bu kadar çabuk bulamazdım.”


“Bu senin kendi seçimindi aynı zamanda…” dedi Agatha: “İzlemeye devam edelim.”


“Tamam.”


Koridorun sonunda cadılar yeteneklerini birer birer sergiliyorlardı. Yüzük ikisinin arasındaydı. Agatha ışık demetlerini gözlemlemenin yanı sıra sonuçları da kaydediyordu.


Bu esnada Phyllis de ayrıca birçok göz kamaştırıcı turuncu ışık bulmuştu. Örneğin Soraya adlı cadının ışık demetinin genişliği omuzlarından genişti ve Anna ya da Bülbül'den bile daha iyiydi. Evelyn adında başka bir cadı vardı ki ışık demetleri Anna’nın neredeyse iki katıydı.


Yankı ve Summer, bunlardan daha güçlülerdi. İkisi de aynı seviyedelerdi.


Ancak Cadı Birliği’nin en önde gelen üyesi Yaprak idi.


Yaprak büyüsünü yaptığında Phyllis bir an Leydi Eleanor'u gördüğünü sanmıştı. Her biri bir parmak genişliğinde sayısız turuncu ışık fırlıyordu gökyüzüne… Bu ışık demetleri bahçedeki her bir bitkiden çıkıyordu. Sanki yaşayan varlıklarmışçasına Yaprak’ın büyülü gücünü yansıtıyorlardı. Yaprak’ın başının üstündeki ışık demeti ise beş renkli büyülü taşın kenarına yakındı ve Leydi Eleanor’a kıyasla hiç de soluk değildi.


Işık demetleri yayıldığında Phyllis kalbinin yerinden fırlamak üzere olduğunu hissetmişti. Yaprak'ın; Taquila'dan kurtulanların dua ettikleri o Seçilmiş Kişi olduğunu düşünmüştü. Ama heyecanını bir şekilde bastırınca Yaprak’ın ışık demetlerinin büyülü taşın kenarına hala biraz uzakta olduğunu fark etmişti. Aradaki mesafeden falan da kaynaklanmıyordu bu… Büyülü taş hangi mesafeden olursa olsun Anahtar’ın gerçek performansını yansıtırdı.


Kalenin arka bahçesinin tamamı yükselmiş ışık demetleriyle dolu olsa da daha önce gördüğü ışık demeti duvarı hala yoktu. Puslu ışık demetleri muhteşemdi. Ama hala aradığı şeyler değildi.


Bu beş cadıdan hiçbiri Seçilmiş Kişi değildi.


Derin bir nefes veren Phyllis yüzüğü indirdi ve sessizce bir sonraki cadının ortaya çıkmasını bekledi.


Nihayet bütün cadılar bitmişti bitmesine ama Phyllis hala ışık demeti duvarını görebilmiş değildi.


“Cadı Birliği’nin tüm üyelerini gördün.” diyen Agatha defteri kapattı: “Aradığın Seçilmiş Kişi, Yaprak mı?”


“Seçilmiş Kişi onlardan biri değil.” diye fısıldadı Phyllis bir anlık sessizlikten sonra: “Her ne kadar Yaprak’ın ışık demetleri epey şaşırtıcı olsa da benim o gece gözlemlediğim gibi değil hala…”


Tekrardan endişelenmeye başlamıştı: “Bu neden oluyor? Roland Wimbledon Seçilmiş Kişi’yi sakladı mı yoksa? Ya da Cadı Birliği'nden biri bugün gelmedi mi? Acaba Roland bir zamanlar dünyaya hükmetmiş cadı imparatorluğundan sakınıyor da şeytanlarla savaşmak için Taquila ile birleşmek istemiyor mu?”


Aklına gelen bu düşünceleri reddederek tekrardan düşünmeye koyuldu: “Hayır. Bunlar mantıklı gelmiyor. Elinde beş renkli büyülü taş olmadan Seçilmiş Kişi’yi tespit edip de saklaması imkânsız. Ve Leydi Agatha da asla beni kandırmak için sıradan insanlarla işbirliği yapmaz. Şu anda sakin kalmalıyım… Haksız suçlama ve şüpheler durumu sadece daha da kötüleştirir.”


O sırada: “Gece mi?” diye soran Agatha kaşlarını çatmıştı: “Cadılar genellikle yetenek antrenmanlarını odalarda yapmazlar. Senin de o sırada Dışişleri Binası’nda olman lazım… Büyülü taş o kadar uzak mesafeden gözlem yapabilir mi?”


“Seçilmiş Kişi'nin ışık demetlerini gördüm… Sadece genişliği hayal edebileceğimden çok daha fazla değil, aynı zamanda uzaklığı da büyülü taşın erişemeyeceği bir mesafeydi. Yani tamamen bir mucize idi.” dedi Phyllis kibar sesiyle: “Taquila adına yemin ederim.”


“Anladım.” diyen Agatha başını salladı: “O halde yüzüğü bana ver.”


“Yani siz demek istiyorsunuz ki…” diyen Phyllis biraz şaşırmıştı.


“Ben Bülbül’ü tanıyorum. Gece vakti kale bölgesine girmene asla izin vermez. Eğer Seçilmiş Kişi gerçekten kaledeyse ben onu bulmana yardım edeceğim.”


...

Hiç kimse çıkmadı cadılardan… Acaba kalede gizli bir cadı falan mı var? Ya da belki bir cadı hizmetçi kılığındadır falan… Kafamız karıştı. Sizin tahminleriniz neler, yorumlara yazar mısınız? Sonrasında da neler olacak görmek için sonraki bölüme geçelim!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr