Bölüm 690: Cadılar vs. Cadılar

avatar
1673 41

Release That Witch - Bölüm 690: Cadılar vs. Cadılar




Çevirmen: Lodos

76 numara ürkmüş gibi davranarak başını çevirdi.


Onlarla temasa geçmek istiyorsa Cadı Birliği tarafından incelenmek üzere hazırlanmıştı. Kutsal Birlik çoğu cadının yeteneklerini biliyordu. Ve bu kadar büyük ölçekli bir örgütün büyü sezme ya da Gözlem Taşı gibi bazı dedektif araçlara sahip olması gayet normaldi. Eğer bu sınavı geçemeyecekse Gökhisar’ın Batı Bölgesi'ne gitmesine gerek yoktu.


Hissiz Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu askerlerinden farklı olarak o vücudunun her yerini kontrol edebiliyor ve büyü karşıtı bölgelerini de değiştirebiliyordu. Herhangi bir cadı iki veya üç yıllık uygulamadan sonra bu beceride ustalaşabilirdi. Kendi büyülü gücünü dalgalanan bir engel oluşturmak üzere kullanmadığı sürece sıradan insanlarla aynı görünecekti.


En nihayetinde Tanrı'nın Ceza savaşçılarının büyü karşıtı bölgeleri ve mavi kanları tamamen büyü gücünden kaynaklanıyordu. Hissiz olmaları halinde canavarlar gibi davranırlar ve içgüdüleriyle savaşırlardı. Doğal olarak her yerde bulunan büyü gücünü nasıl kullanacaklarını bilmiyorlardı. Vücut bir cadının ruhu tarafından ele geçirildikten sonra tamamen kullanılabilirdi ancak… Cadı; büyülü fırtınasını eskiden olduğu gibi bir arada tutamasa ve savaş yeteneklerini kaybetmiş olsa da ölümsüz ruhu sayesinde bu becerilerin hepsinde birkaç yıl antrenman yaparak bir olağanüstü kadar geliştirebilirdi kendisini…


“Neden önce… Yeteneklerimizi sormuyorsunuz?” diye uzun bir sessizlikten sonra sormuştu Annie. Onlara karşı aşırı temkinli olduğu belli oluyordu.


76 Numara da verecekleri cevapla aynı derecede ilgileniyordu. Yolculuk sırasında Annie'nin ve diğer cadıların çektiği acıları daha da iyi anlamıştı. Annie'nin yeteneklerindeki kusur nedeniyle bir zamanlar bir cadı örgütü tarafından reddedildiğini ve neredeyse yine onlar tarafından soylulara satıldığını duymuştu.


Savaş cadılarının çok değerli olması 76 Numara için gayet anlaşılır bir durumdu. Özellikle de vahşi cadılar Starfall Şehri tarafından ciddi şekilde bastırıldığında; örgütün kendini koruması ve devamının gelmesini sağlamak çok önemli şeylerdi. Ama bunların yanında bu, bu cadıların büyü gücüne dair sadece birincil bir anlayışa sahip olduklarını da gösteriyordu. Yüce Uyanış, bazı savaş dışı cadılara büyük değişiklikler getirebilir ve görünüşte manasız olan yeteneklerini çok üst düzeylere çıkabilirdi. Yani Bloodfang Derneği’nin savaş dışı cadıları reddetmesi ve hatta onları soylulara satması son derece aptalca bir seçimdi.


Ama yeteneklerini hiç umursamamaları da çok tuhaf olurdu aynı şekilde… Bir uçtan tamamen diğerine geçmek olarak tanımlanabilirdi. Ne de olsa Yüksek Uyanış hep çok nadir bir durumdu. Binlerce cadı hayatları boyunca güçleri konusunda terfi edemezlerdi. Bu esnada savaş cadıları da tıpkı diğer herkes gibi terfi alabilirlerdi. Yani her durumda savaş cadıları daha yüksekteydi. Herkese eşit muamele yapılması 76 Numara’nın gözünde inanılmazdı.


Annie'nin onlara karşı bu kadar temkinli olmasına şaşmamalıydı.


Kızıl saçlı cadı yumuşak bir şekilde güldü: “Yetenek testi genellikle üç gün içinde yapılır. Sonuçta bu kadar uzun bir yolculuktan sonra yorulmuş olmalısınız. Siz tamamen dinlenene kadar bekleyeceğiz. O durumda testler daha doğru sonuçlar verecektir. Ne düşünüyorsunuz bunun hakkında? Bu arada ben Wendy ve Cadı Birliği’nden sorumluyum. Herhangi bir sorunuz olursa istediğiniz zaman bana gelebilirsiniz.”


Annie onun sözlerinden rahatlamamıştı: “Ya test yeteneklerimizin işe yaramaz olduğunu gösterirse?” diye sordu.


İsminin Wendy olduğunu söyleyen cadı nazikçe cevap verdi: “Hem Majesteleri Roland hem de Cadı Birliği ‘işe yaramaz güç’ diye bir şey olmadığı kanaatinde… Neden endişelendiğinizi biliyorum. Neverwinter’a katılan çoğu cadı bu durumu yaşıyor evet… O yetenek testi de Majesteleri’nin sizin durumunuzu daha iyi bilmesi için sadece… Yoksa Cadı Birliği’ne üye olup olmamanızla bir alakası yok.”


Annie sersemlemişti: “Ne demek istiyorsunuz?”


“Demek istiyorum ki; Majesteleri için çalışmak istemeseniz bile şehirde sıradan insanlar gibi yaşayabilirsiniz.”


76 Numara’nın kalbi bu sözlerden sonra bir ritim atlamıştı. Çünkü kıdemli cadıların ortaya çıkmasının büyük ölçüde rahat bir yaşam ortamına bağlı olduğunu biliyordu. Örneğin Taquila’da her cadı yeteneğini kendi istediği gibi uygulayabilirdi ve küçük bir yeteneği olan herhangi biri bile Kutsal Birlik tarafından özel olarak yetiştirilirdi. Kutsal Şehir’de cadılar ne kadar fazla başta olurlarsa o kadar fazla da yetenekleri terfi eden cadılar olurdu.


Eğer bir cadı bir yerden başka bir yere kaçarak dehşet içinde bir yaşam sürüyorsa, yeteneğini geliştirmek için çok az fırsatı oluyorsa, yeteneğini nasıl terfi edebilirdi ki? Eğer bu cadılar yalan söylemiyorlarsa ve Neverwinter gerçekten cadılara özgür ve dengeli bir yaşam alanı sağlıyorsa bir kıdemli cadının doğuşu için gereken tüm şartlara sahip durumdalardı.


Belki Seçilmiş Kişi şu anda aralarında değildi. Peki ya birkaç yıl sonra? 76 Numara’nın içi artık düşüncelerle doluydu: “Belki de Cadı Birliği ile özel olarak konuşma fırsatı bulmalıyım. Onları Kutsal Birlik’in bir dalı yapmak iyi bir seçim olabilir.”


“Kral için çalışmamayı seçebilir miyim yani?” diye soran Annie duyduklarına inanamıyor gibiydi.


“Evet. Cadı Birliği herhangi bir kız kardeşi sözleşmeyi imzalamaya zorlamaz. Ama Cadı Birliği’nin bir üyesi olursanız çok fazla fayda görebilirsiniz ve işleriniz de kolay olacaktır. Bu nedenle herkes şu anda bu aileye katılıyor.”


“Leydi Wendy… Özür dilerim ama…” diye söze girdi Kırık Kılıç: “Bir cadının günlük işlerinin ne olduğunu bize söyleyebilir misiniz?”


“Bana Leydi deme…” diyen Wendy gülümseyerek başını salladı: “Biz kız kardeşiz ne de olsa, değil mi? İşe gelince de... Bu yeteneğinize bağlı. Örneğin; Bayan Evelyn lezzetli şaraplar yapabilir. Bu nedenle şehirde bir şarap fabrikası açtı. Ve Bayan Gizemli Ay da nesneleri mıknatıslayabildiği için fabrikalardaki ışıklardan sorumlu… Ve Bayan Nana Pine… Onun mükemmel iyileştirme yeteneği onu Neverwinter’ın meleği yapıyor. Bay büyükelçiden bazılarınızın tedaviye ihtiyaç duyduğunu öğrendim. Doğru mu?”


76 Numara kaşlarını çattı ve içinden geçirdi: “Savaş cadıları hakkında herhangi bir örnek vermedi. Yoksa cadıların yetenekleri hakkındaki farklılıkları umursamıyorlar mı? Peki ya Gökhisar Kralı, Kilise’nin Tanrı’nın Cezalandırma Ordusu’nu nasıl yendi?”


“Hero’nun ayaklarını gerçekten iyileştirebilir misiniz?” diye soran Amy hemen heyecanlanmıştı.


“Önce Nana'nın bir denemesi lazım…” diyen Wendy, sarışın cadıya başını salladı: “Ama ondan önce isimlerinizi söyleyip geçmişinizi biraz tanıtabilir misiniz acaba?”


76 Numara iyileştirilip iyileştirilemeyeceğini umursamıyordu. Aksine diğer dört cadıya odaklanmıştı.


Göğsündeki renkli büyülü taş biraz ısınmıştı. Bu da birisinin büyü gücü kullandığı anlamına geliyordu. Isı cilt temasından değil ruhun doğrudan tepkisinden kaynaklanıyordu.


Konuşmaların başladığını fark etmişti.


Annie'den Hero'ya herkes kısaca geçmiş hikâyelerini anlattı. Wendy ayrıca birkaç soru sordu. Bu esnada diğer büyük esmer cadı da anlatılanları bir deftere kaydediyordu. Büyülü taş bu sırada da aynı sıcaklıktaydı.


Herkesin konuşması bitince Wendy, 76 Numara’ya baktı: “Sen… Cadı değil misin?” diye sordu.


“O bizim arkadaşımız.” diye cevap verdi Amy: “Şafak Krallığı şövalyelerini oyalamak için geride kalmasaydı hepimizi zindana atmış olurlardı.”


“Parıltı Şehri’ndeki bir yeraltı sergisinde bir rehberdim. Bir garson da diyebiliriz. Sayın büyükelçi beni o Ticaret Odası’ndan satın aldı.” diyen 76 Numara önceden hazırladığı cümleleri bir bir söylüyordu. Karşısındaki cadıların yaptıkları incelemeleri az çok anlayabilmişti o an… Bu sorular tesadüfen sorulmuyordu. Belirli amaçlara yönelik sorulardı ve belirsiz cevaplarla geçiştirilemezlerdi.


Cadılardan bazıları yalanları tespit edebilirdi.


76 Numara endişelenmedi. Vücudunun her hareketini doğru bir şekilde kontrol edebiliyordu. Ayrıca vücudunun herhangi bir bölümü üzerindeki kontrolünü de geçici olarak kesebiliyordu. İnsanlar yalan söylediğinde meydana gelen ufak değişiklikler onun için söz konusu değildi. Doğrudan zihnine giremedikleri sürece sözleri kusursuzdu.


Tahminleri kanıtlanmıştı.


Wendy aldığı cevaplardan sonra herhangi bir gariplik belirtisi göstermemişti: “Anlıyorum. Onları kurtardığın için teşekkür ederim. Eğer gidecek başka bir yerin yoksa onlarla birlikte Dışişleri Binası’nda yaşayabilirsin.”


“İlginiz için teşekkür ederim.” dedi 76 Numara minnetle…


“Bekle bir saniye…”


Tam o sırada şimdiye dek sessiz duran yeşil saçlı cadı birden sormuştu: “Göğsündeki yüzüğü nereden bulduğunu söyleyebilir misin?”


...

Sylvie işin içine girdi işte… Hadi bakalım 76… Buna ne cevap vereceksin?

Bu arada Cadı Birliği’nden sorumlu olan kişinin Wendy olması gerçekten doğru karar olmuş. Direkt olarak iyi bir iletişim kurmayı başarabildi. Her ne kadar Annie hemen gevşemese de haklı olarak bence içlerinde bir umut doğmuştur. Umarız her şey daha iyiye gider, okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43839 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr