Bölüm 672: Kahraman

avatar
1682 38

Release That Witch - Bölüm 672: Kahraman




Çevirmen: Lodos

Nihayetinde Yorko, Hill'in tavsiyesini takip etmeye karar vermişti. Gün batımında arabalar Parıltı Şehri’nden ayrılıyordu.


Arabacıların hepsi eski akrobasi grubu üyeleriydi ve Hill için çalışıyorlardı. Köleleri birkaç sefer taşıdıkları için gidecekleri rotayı çok sağlam şekilde ezberlemişlerdi. Filo, güneş dağların arkasında kayboluncaya dek yavaşlamamıştı. Yine de gece çöktükten sonra bir yağ lambası ışığında iki saat daha devam etmişler, sonrasında da vahşi araziye çadırlarını açmışlardı.


Arabaları ortada yakılan ateşin etrafında daire şeklinde bırakmışlardı. Kendi ismine Palyaço diyen genç bir adam hızla biraz su getirerek yulaf lapası yapmaya başlamıştı. Rockhill isimli uzun adam ise atları besliyordu. Sihirbaz, devriye gezmekten ve nöbetçiler ile chom kardeşlere tuzak kurdurmaktan sorumluydu. Bu insanlar bir akrobasi topluluğundan çok bir ordunun üyeleri gibilerdi.


Yorko lezzetli yulaf lapasının kendisine servis edilmesini beklemekten başka bir şey yapması gerekmediğini fark etmişti.


Yulaf lapasının yanında bir tabak domuz pastırması ve bir elma da almıştı.


Şimdi Hill'in neden yüklere buğday ve meyve eklemek istediğini anlıyordu.


İki vagondaki sözde ‘satılık mal’ olan yiyecekler onlara yolculuk boyunca bir-iki ay rahatlıkla yetecek miktardaydı.


Yorko, Hill'in Şafak Krallığı'ndan çok daha önceden kaçma planının olup olmadığını merak etti. Çünkü yemekleri yüklemek için çok fazla bir zaman gerekmemişti. Kendi muhafızlarından Hill’in Kara Sokak fareleri ile de temas halinde olduğunu duymuştu. İçinden: “Tanrım… Bu adam gerçekten bir akrobat mı?” diye geçirdi.


Yorko, Gökhisar Krallığı’na döndükten sonra bu meseleyi eski dostu Roland’a sormaya karar vermişti.


Arabacıların hepsi yulaf lapalarını aldıktan sonra saygıyla uzaklaşmışlardı. İç halkada geriye Yorko, 76 numara ve dört cadı kalmıştı.


“Geçen gün söylediğim ve yaptığım şey için özür dilerim.” dedi Annie içten bir şekilde: “Bizi Şafak Kralı'na teslim etmedin. Ama yine de sana tam olarak güvenemiyorum.”


“Neden?” diye soran Amy şaşkın görünüyordu: “Kötü bir adam gibi durmuyor.”


Yorko, kendisini hiç iyi bir insan olarak düşünmediği için bu iltifat sonrasında kızarmıştı. Neyse ki yanan ateş sebebiyle kimse onun kızardığını algılayamıyordu: “Ee… Sanırım Bayan Annie’nin halen Gökhisar Krallığı’ndaki cadı organizasyonu hakkında şüpheleri var.”


“Şüphe mi?”


“Örneğin bazı güçlü soylular cadıları kendi yanlarında tutmayı ve onları eğlence araçları olarak kullanmayı severler.”


“Bu benim endişelerimden sadece biri…” dedi Annie: “İster Kurt Yüreği Krallığı’ndaki isterse de Gökhisar Krallığı’ndaki olsun… Cadıları yalan söyleyerek cezbetmek ve kötüye kullanmak istiyorlarsa hepsi temelde aynıdır. Eğer Gökhisar’daki sizin dediğiniz gibi işliyorsa sizden resmi olarak özür dileyeceğim.”


“Bir önemi yok benim için…” diyen Yorko omuz silkti: “Benim görevim sizi Kral Roland'a götürmek… Sonrasında olacakların benimle bir ilgisi yok. Benden özür dilemek isteseniz bile gelecekte beni görme şansınız olmayabilir.”


Garip bir sessizlik olmuştu. Yanan ateşin çıtırtısından başka bir şey duyulmuyordu.


Yorko genelde sosyalleşmekte ve diyaloglara girmekte çok iyiydi. Ancak bu cadılarla konuşası gelmiyordu. Onun huzurlu büyükelçi hayatını riske etmekle kalmamış aynı zamanda elçi heyetini de riskli bir duruma sokmuşlardı. Temkinli olmaktan zarar gelmezdi. Ama her hareketinin inceleme altında olması Yorko’yu biraz rahatsız ederdi.


Sonunda 76 numara sessizliği bozmuştu.


“Hepiniz Kurt Yüreği Krallığı’ndan mısınız?” diye sordu: “Amy birbirinizi epeydir tanıdığınızı söyledi.”


Annie başını salladı: “Doğru evet… Ancak hepimiz aynı şehirde doğmadık.”


“Kurt Yüreği şu anda Kilise’nin elinde… Şafak Krallığı’na gelene kadar çok acı çekmiş olmalısınız.” diyen 76 numara eğilerek Hero’nun sallanan pantolonuna dokundu. Alçak sesle sordu: “Ayaklarını Kilise’den kaçtığı sırada mı kaybetti?”


Hero acı bir şekilde dudağını ısırarak başını eğmişti.


“Korumak istediği insanlar tarafından kesildiler.” diyen Annie'nin bu cevabı herkesi şaşırtmıştı: “Kurt Yüreği Şehri tarihindeki en büyük krizle karşı karşıya kaldığında Hero öne çıkmıştı. Ama gördüğü tek şey halkın ona olan nefreti idi.”


“Koruduğu insanlar tarafından mı… Yakıldı canı?”


Annie başını salladı: “Öğrenmek istiyorsan anlatayım. Ama mutlu bir hikâye değil bu…”


Bir an için Hero’ya bakan 76 numara ciddi bir sesle cevap verdi: “Evet, bilmek istiyorum.”


Yorko yediği pastırmaya odaklanmış gibi görünse de aslında kulaklarını dikmişti.


“Kilise’nin ordusu bir sene önce Kurt Yüreği Şehri’ne saldırdığında, tıpkı Kırık Diş Kalesi’nde yaptıkları gibi, şehrin gücünü azaltmak adına içeriye şeytani veba bulaşmış çok sayıda ceset fırlatmışlardı.” diye söze girdi Annie: “Ama Hero yeteneği sayesinde bu vebanın yayılmasını durdurdu. Hastalığı diğer canlılara aktarabiliyordu. Bu nedenle de veba kontrol altına alınmıştı.”


“Ne tür canlılar?”


“Fareler, kediler, köpekler, inekler, koyunlar vb...  İnsanlar da dâhil olmak üzere…” diyen Annie, yavaş yavaş konuşuyordu: “Vatandaşlar gecekondu mahallesinde büyük bir çukur kazdılar. Salgına yakalanan insanlar orada toplanıyor ve Hero’dan kendilerini kurtarmasını, onlardaki hastalığı bir hayvana vermesini istiyorlardı. Sonra da çukura atılan hayvanlar yakılıyordu. Yavaş yavaş insanlar Hero’yu Kurt Yüreği Şehri’nin hayat kurtaranı olarak görmeye ve ona ‘kahraman’ (Hero) demeye başlamışlardı. Amy ve ben de onun tedavisinden almıştık.”


“Maalesef sonrasında işler daha da kötüye gitti. Büyük bir hayvan beş ya da altı insanın hastalığını taşıyabiliyordu ama kediler ve köpekler bir ya da iki tane insanın hastalığını taşıyabiliyorlardı en fazla… Kilise şeytani vebayı yaymaya devam ettikçe Kurt Yüreği halkı tüm canlıları yakalayıp getirse de tüm hastalara asla yetmeyecekti. Herkesi kurtaramayacaklardı.”


“Savaş uzadıkça insanlar gözlerini diğer insanlara dikmeye başlıyordu.”


Bu cümleden sonra Yorko iliklerine kadar üşüyormuş gibi hissetmişti.


Hero’ya yaklaşan 76 numara, cadıyı yavaşça kendi göğsüne bastırdı: “Bu senin hatan değildi.”


Parıldayan ışıkta Annie'nin yüzünde soğuk bir ifade vardı: “Elbette onun hatası değildi. O insanlar ona en başta seçim yapma şansı vermemişlerdi. Önce mahkûmları, suçluları ve gönüllü olanları yakmışlardı. Sonrasında bu, yaşlılar, yaralı askerler ve Yargı Ordusu’ndan alınan esirlerle devam etmişti.''


“Ama Hero o çılgın insanların istedikleri şeyleri yapmamıştı. Masum insanları, özellikle de yaşamayı arzulayan o askerler ile bütün bunlara boyun eğmiş olan küçükleri öldüremezdi. Bu sayede halkın ona karşı olan tutumu değişti. İnsanlar onun Kilise ile ortak bir komplo içerisinde olduğunu ve düşmanları koruduğunu düşünmeye başlamışlardı. Yani bir zamanlar hayat kurtaran kişi artık bir hain olmuştu. Sonrasında Hero hapsedildi. Eğer yeteneği olmasaydı çoktan darağacına gönderilmişti.”


“Sonrasında Kilise bir başka saldırı daha başlattı. Kral Şehri’nin surlarını yalnızca bir günde ele geçirmişlerdi. Şehrin düştüğü gün; bir zamanlar Hero’nun kendisini kurtardığı muhafız baltayla Hero’nun bacaklarını kesti ve kaldığı hücreyi ateşe verdi. Kurt Yüreği Krallığı’nın çöküşünün Hero ve Kilise arasındaki çarpışma sebebiyle olduğunu düşünüyordu. Bir hain olduğu için Hero’nun hiçbir yere gidemeyeceğini, sadece şehirler birlikte yanarak yok olması gerektiğini söylemişti.


Bu sözlerden sonra kısa bir süreliğine sessiz kalan Annie sonrasında devam etti: “Ancak o muhafız, hareket etme yeteneğini kaybetmiş olan Hero’nun asla hücredeki diğer Yargı askerleri tarafından kurtarılmasını beklemiyordu.”


...

Güzel ve dokunaklı bir bölümdü. İnsanoğlu ne kadar kötü işte, görüyorsunuz… Bir salgın oluyor ve kendi hayatlarını kurtarmak uğruna hiçbir yola başvurmaktan çekinmiyorlar. Her neyse…

Hill’in yiyecek koydurması hakikaten akıllıca bir hamle olmuş yalnız… Umarız yol boyunca yeter bunlar…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44223 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr