Bölüm 636: Aldatıcı Gerçeklik

avatar
2098 38

Release That Witch - Bölüm 636: Aldatıcı Gerçeklik




Çevirmen: Lodos

Roland tek seferde bir düzineden fazla kat çıkmıştı. Kaslarını gevşetince bacaklarında yoğun bir ağrı hissetmişti.


Bu eski binada herhangi bir asansör falan yoktu. Sadece bir rüya olsa bile en üst katta belirmediği için kendisini şanslı hissetti Roland.


Kuşkusuz burayı yaratan kişi Zero olmalıydı. Ama bu sadece onun işi de olamazdı. Kimse böyle bir yöntemle intikam almaya kalkışmazdı.


“Neden bu kadar tuhaf bir rüya yaratmak için bu kadar çaba harcadı? Sadece onun başarısızlığına tanık olmamı sağlamak için mi? Bu sadece onun safkan cadı zihnini elinden almamış aynı zamanda onu kırılgan bir ortaokul öğrencisi haline de getirmiş…” diye düşünen Roland’ın aklında birçok kötücül fikir belirmişti bir anda…


Zero'nun şu anki durumu göz önüne alındığında Roland ne yaparsa yapsın Roland’a karşı savaşamazdı.


Bu bir intikam sayılabilir miydi?


Şu anda söylenebilecek tek şey şu olurdu: Zero kesinlikle hafızanın tersine dair geri dönüşü olmayan bir şeyler yaratmak istemişti. Ancak ortaya çıkan sonuç beklediğinden çok çok uzak bir şeydi.


Eğer bu apartmanın Zero’nun hafızası olduğu düşünülürse; burası sadece bir apartmandı.


Uzaklardaki sokaklarda çok sayıda gökdelen, araba sürüleri ve yayalar vardı. Anlaşılan o kısımlar da modern dünyadan gelen bir ruh olan Roland'ın hafızalarına aitti.


Zero ve yuttuğu o insanlar bu rüyada modern insanlar olarak ortaya çıkmıştı. Bu aynı zamanda Zero’nun kafasında kurguladığı intikam planının başarısız olduğu anlamına da geliyordu.


Bu daha makul bir teori idi.


“Peki ya ben?”


Roland merdivenlerden yavaşça aşağı inerken bu soruyu düşünüyordu.


O, buraya ait değildi. Ya da en azından bu kaybedenler kulesine ait değildi. Belli olan tek bir şey varsa o da hafızasının bozulmadan kalmış olması ve bu bir rüya olduğu için istediği zaman buradan ayrılabileceğiydi.


Elbette bir sonraki yapması gereken şey; daha rahat bir düşme aracı inşa etmekti. Kafasını hafifçe kanepeye vurdu. Yine hafif bir acı hissetmişti. Bu da rüyanın gerçekliğinin asıl gerçek hayatla kıyaslanabilir seviyede olduğunu gösteriyordu.


...


Roland 0825 numaralı odaya döndü ve bir kez daha inceledi etrafı…


Üç yatak odası ve terası olmayan bir oturma odasından oluşan standart bir düzen vardı. Üç odadan biri Roland’ın, biri Zero’nun yatak odasıydı. Diğeri de içerisinde büyük eşyalar olan bir depoydu. Örneğin; tekerlekleri olmayan eski bir bisiklet, bir dikiş makinesi ve paslı bir demir kapı… Hurdacıya verilecek olsa para bile etmezdi.


Sonra Zero'nun yatak odasına yürüdü Roland. Kapıda ‘izinsiz girilmez’ yazan bir tabela vardı.


Bu uyarı Roland için önemli değildi.


Tereddüt etmeden kapıyı itti. Burnuna hafif ama hoş bir koku süzülmüştü.


Tüm mobilyaların düzgünce dizildiği küçük bir odaydı burası… Tüm battaniyeler katlanmıştı. Masa ve zemin de kusursuz bir şekilde temizdi.


Roland etrafta dolaşıyordu. Masanın köşesindeki bir günlük dikkatini çekmişti.


Zero’nun günlük tutma alışkanlığı mı vardı?


Bu, Zero'nun geçmiş deneyimleri hakkında bilgi edinmek için harika bir fırsattı.


Küçük bir kızın günlüğünü karıştırmak Roland’ın üzerinde en ufak bir duygusal baskı oluşturmuyordu.


Pembe renkli kitabı alan Roland, günlüğün hemen yanında plastik bir kilit görmüştü.


Ancak bu Roland’ı durduramazdı.


Plastik kilit çocukların kendilerini rahat hissetmeleri için yapılmış bir şeydi sadece… Herhangi birinin günlüğü karıştırmasını engelleyemezdi. İki kürdan bulan Roland kürdanları anahtar deliğine soktu. Birkaç denemeden sonra plastik kilit açılmıştı.


İlk sayfayı çevirdi. El yazısı biraz çocukça görünüyordu. Ancak çok az mürekkep lekeleri ya da silme izleri vardı. Anlaşılan bu günlüğü yazmayı çok ciddiye alıyordu.


“16 Şubat… Okulun taşınması nedeniyle yabancı bir şehirde bir eve gönderildim. Ev sahibinin adı Roland, biraz düzensiz bir amca… Bir barda çalışıyor ve sürekli gün boyunca uyuyor. Geceleri evden çıkıyor ve geç saatlerde geri dönüyor. Her zaman iğrenç bir alkol kokusu var üstünde… Gerçekten burada yaşamak istemiyorum. Ama ailem onun sadece minimum kira istediğini ve yemek de verdiğini söyledi. Eğer bu evden bir kere daha şikâyet edersem ailem beni taşraya yollayacak.”


“Bu ne tür saçma bir ortam ayarlaması?” diye öfkelendi Roland. Barda çalışmayı bırak, hayatında sadece birkaç kez bara gitmişti. Rüyanın içinde birbiriyle alakasız birden fazla parçanın bir araya gelmesine ve bütün bu saçmalıklara rağmen hiç kimse herhangi bir şey fark etmiyordu.


Bunu düşünen Roland’ın artık bu rüya hakkında pek endişesi yoktu açıkçası…


“27 Şubat… Okul başladı. Roland Amca işini kaybetmiş gibi görünüyor. Morali çok bozuk. Dün akşam yemeğinde benim aldığım bir bardak noodle yedik sadece…”


“2 Mart… Son zamanlarda harçlığımın hepsini bardak noodle alarak harcadım. Bu iyiye işaret değil. Dergilerde yazdığına göre 12 yaşındaki bir insan vücudunun büyümek için yeterli beslenmesi gerekirmiş. Roland Amca ile konuşmalıyım. Eğer beni döverse… Biraz daha dayanırım mecburen… Taşraya gitmemeyi tercih ederim.”


“3 Mart… Önerimi kabul etti. Bu harika! Her ay bana taze yiyecek almak için para verecek. Ama okula gitmezsem yemekleri de hazırlamaktan ben sorumlu olacağım. Kim kime bakıyor şu an acaba? Bunun için bana maaş vermesi lazım… Neyse boş ver… Evdeyken de ev işlerini hep ben yapardım. Alıştım artık…”


“8 Haziran… Yeni şehre geldiğimden beri üç ay geçti. Bir sürü arkadaş edindim. Sınıfımda en iyi notlar bende… Roland Amca her ne kadar biraz düzensiz ve dikkatsiz görünse de aslında kötü bir adam değil. En azından beni hiç dövmedi. Tek problem hala bir iş bulamamış olması… Yakında pes edecek gibi görünüyor ve bu iyiye işaret değil. Sadece Roland Amca'nın ailesinin ona gönderdiği paralarla hayatta kalamayız. Ona yardım etmek zorundayım.”


“22 Haziran… Ee… Para kazanmak çok zor… Kurstaki öğrencilere bazı anime çizimleri sattım ve sadece 15 yuan kazandım. Bu iki günlük yemek almaya bile yetmez. Acaba Roland Amca ile konuşurken çok mu kabalık ettim? Ne de olsa o hala bir yetişkin. Kabalık ettiğimi hissediyorum ama kendimi kontrol edemedim. Acaba hayatımdaki o asi döneme mi ulaştım?”


“25 Haziran… Yüce Tanrım! Bugün çok korktum. Roland Amca’nın sandalyeden düştüğünü gördüm. İyi ki altında bir kanepe vardı. Acaba sandalyeleri o kadar yükseğe koyarak intihar mı etmek istedi? Çok korkutucu! Ya kendisini sakatlasaydı? Bu onun iş bulma ihtimalini azaltır! Her neyse… Yarın ne olduğunu soracağım.”


Önemsiz ayrıntıların haricinde Roland tüm günlüğü bitirmek için sadece yarım saat harcamıştı. Zero’nun neden onunla yaşadığını anlıyordu şimdi…


Rüya herkes için modern kimliklerine uygun olacak şekilde geçmiş hikâyeleri oluşturmuştu. Şüphesiz çok karmaşık bir yapıydı bu… Bunu sadece beynini kullanarak yapamazdı Roland… Ruh Savaşı’ndan sonra 2 ay komada kalmış olmasına şaşırmamak gerekti…


Günlüğü aldığı yere geri koydu. Onu bir anlığına sersemleten bir şey görmüştü.


Masanın yanında bir yığın kitap vardı. Zero’nun ders kitapları olmalıydı.


Yutkunan Roland, tüm ders kitaplarını yanına aldı.


İlk ders kitabı bir edebiyat, ikincisi ise bir sosyal bilimler kitabıydı. Roland üçüncü kitabı gördüğü an elinde olmadan nefes nefese kalmıştı.


Kitap, 8. sınıf kimya kitabıydı.


İçeriğinde sadece basit birkaç kelime vardı. Kitabın çoğunluğunu resimler oluşturuyordu. Bir bakışta ‘Merak Ediyorum 1’ kitabına benziyordu. Son sayfayı çeviren Roland’ın eline katlanmış uzun bir sayfa düştü.


Sayfayı düzleştirdi Roland. Gözlerinin önünde periyodik tablo duruyordu…


...

Sanırım iyice gün yüzüne çıkıyor bu rüya meselesi… Tam: “Kesin ileride bunu da kendi lehine kullanır Roland, faydalı bir şeyler çıkartır.” diyordum ki periyodik tablo çıktı ortaya… Daha neler neler olacak bakalım, göreceğiz… Bu rüya dünyası hakkında sizin görüşlerinizi de merak ediyoruz, yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr