Bölüm 615: Sallantıdaki İnanç

avatar
2046 41

Release That Witch - Bölüm 615: Sallantıdaki İnanç




Çevirmen: Lodos

Hermes Katedrali'nin Babil Kulesi'nde…


Bir muhafızın aceleci ayak sesleri salondaki huzuru ve sessizliği bozmuştu. Bundan hoşnutsuz olan Tayfun, kahvaltısını bir kenara bırakarak gelenlere baktı: “Bir sorun mu var?”


“Kardinal Hazretleri… Soğuk Rüzgâr Sırtı’nda bir şeyler oluyor.” diyen muhafız yaklaşarak Tayfun’un kulağına bir şeyler fısıldadı: “Lord Soli Daal ağır şekilde yaralanmış orada…” diyerek olay hakkında duyduğu her şeyi hızlıca açıklamaya devam ediyordu.


“Ne?” diye haykıran Tayfun duyduklarına inanamıyordu: “Soli ciddi bir şekilde yaralanırken öncü kuvvetimizin yarısından fazlası da kayıp mı?” diyen yaşlı başpiskopos muhafızı boynundan yakaladı: “Şimdi nerede o?”


“Hastaneye gönderildi.”


“Ya Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu?”


“Pozisyonlarını korumaları ve emir beklemeleri talimat verildi. Şu anda katedralde toplanmış durumdalar…”


“Papa Hazretleri’ni ve Leydi El'i derhal bu konuda bilgilendirin! Ayrıca bu keşif gezisinde yer alan herkesi toplayın ve onlarla ilgilenin. Katedralin kapılarını kapatın, hiçbir inanan ne içeri girsin ne de dışarı çıksın!” diyen Tayfun, kahvaltısını unutmuş gibiydi: “Ben hastaneye gideceğim!”


“Emredersiniz Ekselansları…”


Bu nasıl olmuş olabilirdi?


Kalbinin durmaksızın titrediğini hissedebiliyordu. Prensipte bakıldığında 300'ü Tanrı'nın Cezalandırma savaşçıları olan 1.300 kişilik bir birliğin Soğuk Rüzgâr Sırtı’nda problem yaşamaması gerekirdi. Soli Daal, başpiskoposluğa terfi etmeden önce kıdemli bir Yargı şefi ve Mayne Hazretleri’nin en yetenekli astlarından biriydi. Şeytanlar veya canavarlar ile karşılaşsalar dahi bu kadar fazla kayıp yaşanmamalıydı…


Her ne kadar korku kalbini bulandırsa da yaşlı başpiskopos; şu anda yapılması gereken en önemli şeyin, Kilise’nin inananların inancının sarsılmasını önlemek için haberlerin dışarıya sızmasını engellemek olduğunu açıkça biliyordu. Bir sonraki en önemli şey ise Soli Daal’e Soğuk Rüzgâr Sırtı’nda ne olduğunu öğrenmekti.


Hastaneye vardığında El çoktan oradaydı. Anlaşılan alternatif bir bilgi kaynağı vardı. Birbirlerine baktıktan sonra ciddiyetle Soli’nin odasına doğru yürüdüler.


Safkan bir cadı başpiskoposun yaralarına bakıyordu. Soli'nin bir kolu yoktu ve kalan etin etrafındaki yara da pamukla sıkıca sarılmıştı. Diğer iki başpiskoposu gören Soli, odaklanmaya çalıştı ve oturmayı denedi.


“Sen çıkabilirsin.” diyen Tayfun, safkan cadıya böyle seslenerek Soli’nin oturmasına yardım etmişti: “Yaran nasıl?”


Soli homurdandı: “Papa Hazretleri’ni görmek istiyorum! Beni Gizli Bölge’ye götürün!”


“Önce bize ne olduğunu anlat…” diye yanıtladı El soğuk bir şekilde: “Ancak o zaman sizi Papa’yı görmeye götürüp götürmeyeceğimize ya da sizi hapse atıp yargılayacağımıza karar verebiliriz.”


“Hain! Şimdi kavga etme zamanı değil!” diye dişlerini gıcırdattı Soli: “Soğuk Rüzgâr Sırtı bir tuzakmış… Roland Wimbledon'un silahları Timothy'ninkinden çok daha korkunç… Bunu Papa Hazretleri’nin bilmesini sağlamalıyım…”


“Gizliden gizliye sizin kıçınızı korumak istemiyorum Bay Soli Daal!” diyen El, sesini birkaç ton yükseltmişti: “Dönüşünüzün ne kadar utanç verici olduğunu biliyor musunuz? Şehir kapısından geçerken herkes bizim öncü kuvvetimizin ne kadar eksik ve başarısız olduğunu görebiliyordu. Kutsal Şehir’deki insanlar çoktan soru sorumaya başladılar! Eğer o boş boş konuşanları mahkemeye tutuklatmasaydım yarın tüm şehir bunu konuşuyor olacaktı!” diyen El, Soli’yi yakasından yakaladı: “Bunun ne kadar ciddi olduğunu bilmelisin!”


Tayfun, El'in tamamen haklı olduğunu biliyordu. Tek savaşta kaybedilen 100'den fazla Tanrı'nın Cezalandırma savaşçısı, son iki yıldaki sayıya denkti. Ve bu sefer düşman, dağlardaki küçük bir kasaba idi. Bu Kilise için mutlak bir utanç kaynağıydı.


Ondan da önemlisi bu haberin yayılması halinde inananların inançları da etkilenecekti.


Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu şeytani canavarlarla savaşmak için seferlere gönderilmeye başladığından beri; bu ordunun her şeyi fethedebilecek kapasitede ve yenilmez olduğu söylentileri dolaşmaya başlamıştı. Gerçekten de öyleydi… E o halde… O büyük ve vahşi şeytani canavarlar bile orduya denk değilse ne tür bir düşman onları yenebilirdi ki?


Tayfun birkaç tavsiye vermek üzereydi ki aniden odanın kapısı açıldı.


“Umarım geç kalmamışımdır.” diyen beyaz saçlı cadı Zero girmişti odaya: “Papa sizi görmek ve savaşın belirli şartlarını açıklamanızı istiyor. Tek başınıza yürüyebilecek misiniz?”


“Leydi Zero, biz yapamayız…” diye çıkışmıştı El.


Zero onun sözünü keserek devam etti: “Merak etmeyin… Papa sadece Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nun sırrının dışarı sızmasından endişe ediyor. Konuyla ilgili soruşturmasını bitirdikten sonra size her şeyi anlatacağım.”


“Ne sırrı?”


“Bağışlayın ama söyleyemem.” diyen Zero, güldü: “Ben de bilmiyorum çünkü…”


“Ben… Yürüyebilirim…” diyen Soli, zorlana zorlana yataktan kalktı, iki adım attıktan sonra da yere düştü.


“Sert hareket etmeye gerek yok.” diyen safkan cadı parmaklarını şıklattı ve anında mavi pelerinli iki tuzak bölgesi muhafızı içeri girerek başpiskoposu kaldırdı. Zero da: “Gizli Bölge’ye girdiğimizde rahatça hareket etmeniz için bir tekerlekli sandalyeniz olacak.” dedi.


Soli, Zero ile ayrıldıktan sonra öfkeyle yere tüküren El: “Lanet orospu!” diyerek odadan çıktı.


Tayfun ise vahşi bir ifadeyle safkan cadının yavaşça uzaklaşmasını izledi. Uzun süre bir şey söylememişti.


...


Soli, taş basamaklardan katedralin altındaki derin uçuruma inerken yüzünde heyecanlı bir ifade vardı. Kilise’nin ana bölgesine ilk defa giriyordu. Nefes alıp verişleri bile kısalmıştı.


“Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nun ağır kayıplarını Papa Mayne'e nasıl açıklamayı düşünüyorsunuz?” diyen Zero, Soli tekerlekli sandalyeye oturduktan sonra bizzat onu tuzak alanına doğru götürmeye başlamıştı.


“Bu seferki yenilgi tamamen benim dikkatsizliğimden kaynaklanıyordu. Herhangi bir cezayı kabul etmeye hazırım.” diyen başpiskopos bir an tereddüt etse de sonrasında: “Ve ben… Ben bir Tanrı'nın Cezalandırma savaşçısı olmak için Papa Hazretleri’ne başvurmak istiyorum.”


“Emin misiniz? Başpiskoposluk pozisyonundan vazgeçip bir köle mi olmak istiyorsunuz?”


“Onlar köle değil!” diye çıkışan Soli, bir anda kendini tutamayarak savunmaya geçmişti: “Her bir Tanrı'nın Cezalandırma savaşçısı cesur ve sadık bir askerdir. Bu yüzden hayatlarını feda etmeye ve Kilise’nin ihtişamı için savaşmaya isteklidirler! Ben onları hayal kırıklığına uğrattım ve Kilise’yi ölçülemez büyüklükte bir hasar getirdim. Hatalarımı telafi etmenin en iyi yolu kendimi savaşa atmak!”


“Öyle mi?” diyen Zero, omuzlarını silkti: “Ben Papa'nın bunu kabul etmeyeceğini hissediyorum."


“Onu ikna etmek için elimden geleni yapacağım. Papa Mayne'nin kesinlikle…”


“Sebep bu değil.” diyen Zero, başını iki yana salladı: “Bir Tanrı'nın Cezalandırma savaşçısına dönüşmek için cadı kanı gereklidir ve her zaman da öyle cadı bulunmaz. Hem artık bir kolunuzu kaybettiniz. Dönüşüm başarılı olsa dahi dövüş yeteneğiniz eskisinden çok daha zayıf olacaktır. Sizce Papa cadı kanını özürlü biri üstünde harcar mı?”


“Ne demek istiyorsunuz? Bekleyin... Durun!”


Zero tekerlekli sandalyeyi uzun koridor boyunca itmiş ve tuzak alanının sonunda durmuştu.


“Bir sorun mu var?”


“Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nun dönüşüm töreni, sadece Yüce Papa’nın bildiği bir sırdır. Törenin ne gerektirdiğini nereden biliyorsunuz?” diyen Soli'nin gözleri genişlemişti: “Papa Mayne'nin size söylemesi imkânsız!”


“Haksız değilsin, kesinlikle yapmazdı böyle bir şey…” diyen Zero, muhafızların kafesin kapısını açmasını bekledikten sonra başpiskoposu sakince kafesin içerisine yerleştirdi: “Ama bana söylemesine ihtiyacım yok… Çünkü Papa benim!”


“B-Bu kâfirlik!” diyen Soli inanamayarak başını çevirmişti. Ama gördüğü tek şey kendisine doğru gelen bir ışık demetiydi.


...

Bu Zero da önüne geleni indiriyor. Acaba Soli’nin ortadan kaybolmasını nasıl açıklayacak göreceğiz.

Bu arada olaya bir de bu tarafından bakınca bizim ordunun savaşta epey iyi iş çıkardığını daha da çok anlamış oluyoruz, bravo Roland!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr