Bölüm 614: Agatha’nın Tahmini

avatar
2018 37

Release That Witch - Bölüm 614: Agatha’nın Tahmini




Çevirmen: Lodos

Kaleye dönünce Roland Agatha'ya dönerek sordu: “Bir şey hatırladın mı?”


“Büyük olasılıkla… Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu Taquila tamamen düştükten sonra başarılı bir şekilde araştırılan tek şey… Çok fazla anlamıyorum.” diye yanıtladı başını sallayarak: “Ama... Asla rahibin söylediği kadar basit değil. En azından yeni taç giymiş bir papanın, önceki papadan Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nun kontrolünü nasıl ele geçirebileceğini açıklamıyor.”


“Ayrıca kaçak bir Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nun da Vahşi Araziler’e gitmiş olması çok garip…” diye devam eden Agatha, bir an duraksadıktan sonra tekrar söze girdi: “Sizin bahsettiğiniz o Vahşi Araziler, 400 sene önceki Verimli Araziler olmalı… Orada Kutsal Şehrin kalıntıları dışında bir şey yok. O ordunun şeytanlar tarafından oraya çekildiğini söyleyecek olursak da orası bunun için çok uzak…”


“Kim bilir?” diye bir yorumda bulundu Roland: “Kanlarının mavi renkte olduğunu da gördün. Bizimle aynı tür olarak kabul edilemezler.” diyen Roland, Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nu tam olarak çeken şeyin ne olduğu ile ilgilenmiyordu. Şu anda en çok bilmek istediği şey düşmanındaki Aşil topuğu ve kendi saflarına yapılacak bir saldırıya karşı etkili bir şekilde nasıl savunma yapacağı idi. Önceki mızrak atma dalgasından da görülebileceği gibi yeterli tahkimatların yapılmaması, Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nu oldukça tehditkâr hale getirebiliyordu: “Eğer sese karşı gerçekten savunmasızlarsa belki Yankı’nın yeteneği…”


“Bunu onaylamıyorum.” diyen antik cadı Roland’ın fikrini reddetti: “Çok riskli…”


“Gerçekten de komutanlarına gizlice yaklaşmak oldukça riskli. Ama yapabiliriz…”


“Hayır. Yankı’dan bahsetmiyorum.” diyen Agatha, araya girmişti: “Sizden bahsediyorum.”


“Ben mi?” diye soran Roland şaşırmıştı.


“Eğer Yankı komutana gizlice yaklaşacak olursa Bülbül’ün sisini kullanması şart olacaktır. Bu durumda da siz tamamen korunmasız kalıyorsunuz. Kilise’nin hayatınızı kolayca alabilmek için yetenekli bir safkan cadı göndermesi yeterli olacaktır.” diye tereddüt etmeden cevap vermişti Agatha: “Her ne kadar zayıf ve güçsüz normal bir insan olsanız da şeytanları yenmek istiyorsak bunu sizsiz yapamayız. Yani sizi korumak hala en önemli şey, bu yüzden bunu riske edecek herhangi bir şeye kalkışamayız.”


“Beni övdün bana sövdün mü gerçekten anlayamadım…” diyen Roland acı şekilde güldü: “O zaman geldiğinde Tanrı Gözü’nün İntikamı taşını takacağım.”


“Tanrı Gözü’nün İntikamı taşı sadece bir sigorta aracı… Tamamen güvenli olan bir bariyer değildir.” diye açıkça belirtti Agatha: “Bülbül bile tamamen güvenli değil. Sadece daha iyi bir yolumuz yok.”


“Hayatta olduğum sürece Majesteleri herhangi bir zarar görmeyecek.” diyerek bir anda ortaya çıkan Bülbül, kendisini tutamamıştı. Agatha’nın sözlerini nazikçe karşılamadığı belliydi.


“Ben de öyle umuyorum.” diyen antik cadı daha fazla itiraz etmemişti. Aksine ofisten çıkmak için arkasını dönerek kapıya kadar yürümüş ancak kapıya ulaştığı anda durmuştu.


“Ne oldu?” diye sordu Roland.


Bir süre sessiz kalan Agatha, sordu: “Bu şeyler hakkında konuşsam mı konuşmasam mı bilmiyorum. Gücü bir yana, Leydi Alice’in Starfall Şehri’nin Kraliçesi ve aynı zamanda üç şefin de başı olmasının nedeni onun zekâsının ve yöntemlerinin diğer cadılardan üstün olmasıydı. Verdiği bazı kararlarla Kutsal Birlik’i çöküşün eşiğinden kurtarmıştır. Eğer o olmasaydı Taquila o kadar dayanamazdı. Birçok insan Leydi Alice, ilk Tanrı İradesi Savaşı’ndan önce doğmuş olsaydı bu umutsuz savaşın çok erkenden biteceğini düşünürdü.”


“Ne söylemeye çalışıyorsun?”


Başını geri çeviren Agatha, hafifçe kaşlarını çatmıştı: “Demek istediğim… Cadıları kurtarma umutlarını beslediği güçlü savaşçılar bu hale gelmemeliydi…”  


“Şu andaki Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nun 400 yıl önceki ile aynı olmadığını mı düşünüyorsun?” diyen Roland, bir hayli şaşırmıştı.


“Tanrı'nın Cezalandırma savaşçıları büyülü güçten korkmazlar, asla panik yapmazlar ve son derece güçlüdürler. Onlar gerçekten şeytanlar üzerinde büyük bir avantaja sahip gibi görünüyorlar. Ama... Önemli bir fark yaratamayacaklardır. Ayrıca gittikleri her yerde bir komutana ihtiyaçları var ve uzun mesafeli saldırılar yapma yeteneğine de sahip değiller. Leydi Alice bu tür savaşçılar için büyük umutlar beslemeseydi diye düşünüyorum.” diyen Agatha iç çekti: “Elbette bunlar sadece benim tahminlerim. Yalnızca Kilise, Taquila düştükten sonra Kutsal Birlik’e ne olduğunu tam olarak biliyor.”


Agatha’nın odadan ayrılmasından epey geçse de Roland hala düşüncelerinde boğuluyordu.


Agatha'nın sözleri gerçekten mantıklıydı. Starfall Kraliçesi’nin bu kadar büyük bir bedel ödemesini gerektiren Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu projesinin; yalnızca pahalı ama hantal bir ölüm makinesi olması gibi bir olasılık var mıydı?


Tam biraz temiz hava almak için kaleden çıkmak üzereydi ki Bülbül’ün üstündeki Dinleme Mührü’nden aniden bir ses gelmişti: “Şimşek konuşuyor! Konumum kuzeybatıda, Soğuk Rüzgâr Sırtı’nın hemen üstündeyim! Düşmanın geri çekildiğini gözlemledim! Tekrar ediyorum, düşman geri çekiliyor!”


“Geri mi çekiliyor?”


“Hepsi Kutsal Şehre doğru kaçıyorlar!” diye ekledi Maggie.


“Anlıyorum.” diyen Roland hemen dışarıdan bir muhafız çağırdı: “Demir Balta, Edith, Dük Calvin ve Danışma Ekibi’nin tüm üyelerini toplantı için buraya çağır!”


“Hiç şüphesiz bu iyi bir haber…” diye düşündü Roland. Kilise’nin ordusunun Soğuk Rüzgâr Sırtı’nı terk edeceğini ve doğrudan Hermes’e çekileceğini hiç düşünmemişti. Bu sayede Kutsal Şehir, Soğuk Rüzgâr Sırtı’nı tekrar ele geçirmeden önce tüm kasaba halkını tahliye edebilecekti.


“Korkuyorlar.” diyen Bülbül güldü.


“Belki de… Ancak geri çekilmeleri Kilise’nin kısa sürede takviye kuvvet gönderemediğini gösteriyor.” diyen Roland çenesini sıvazladı: “Tahminlerimiz yanlış değilmiş. 1000 kişiden fazla olan bu kuvvet gerçekten de Kilise’nin son saniye düşündüğü bir öncü kuvvetmiş. Eğer inisiyatif alıp saldırmasalar ne yapardım; gerçekten bilmiyorum.”


Roland bu taktiği kullanmaya karar verdiğinde bir anlamda Soğuk Rüzgâr Sırtı’ndan vazgeçmeye karar vermişti. Ne de olsa Hermes'e çok daha yakındı. Ama şimdi kasaba halkının Çılgın haplarına kurban gitmemesi için bir şans ortaya çıkmış bu da Roland’ı epey rahatlatmıştı.


Gerekli üyeler hızlı bir şekilde resepsiyon odasında toplanmıştı. Şimşek’in verdiği istihbarat raporunu gelenlere anlatan Roland, etrafına baktı: “Sorusu olan?”


“Majesteleri… Neden direkt olarak Soğuk Rüzgâr Sırtı’nı korumuyorsunuz?” diye soran Dük Calvin, şaşkındı: “Çok stratejik bir konuma ve Kutsal Şehre giden tek bir yola sahip… Dağın eteklerini korumaktan daha avantajlı değil mi?”


“Orası sadece öyle görünüyor. Ama aslında üç tarafı dağlarla çevrili ve tepesinden de basbayağı yamaçlar geçiyor. Düşmanın savunma hattımıza sızmak için bir sadece ip kullanması yeterli olacaktır.” diyen Roland omuzlarını silkti: “Bunu Neverwinter Şehri’nde ayrıntılı olarak tartışmıştık. Diğer ayrıntıları Edith’den alabiliriz. Başka kimse var mı?”


Kimsenin cevap vermediğini görünce emrini verdi Roland: “O halde tahliye kampanyası Birinci Ordu tarafından gerçekleştirilecek. Tahıl rezervleri ve kraliyet altınları geride bırakılabilir. Bizim endişemiz vatandaşlar… Zorlama ile olsun olmasın fark etmez; Soğuk Rüzgâr Sırtı’nda bir kişinin bile kalmasını istemiyorum. Ayrıca yerli soylular daha ikna edici bir etkide bulunabilirler. Özellikle Kuzey Bölgesi’nin İncisi’nden bahsediyorum.” diyen Roland, bir an duraksadı: “Demir Balta ve Edith! Bu meseleden siz ikiniz sorumlusunuz.”


“Emredersiniz!”


“Nasıl buyurursanız Majesteleri…”


“Danışman Ekibi’ne gelince…” diyen Roland, Sör Eltek ve diğerlerine baktı: “Sizin göreviniz tahliye edilen insanlar için yapılacak düzenlemelerde Kuzey Bölgesi Dükü’ne yardım etmek. Bu, sayıyı hesaplamayı, kimliklerini kaydetmeyi ve onlara yiyecek ile konaklama sağlamayı içeriyor. Anlaşıldı mı?”


“Evet Majesteleri!” dedi kalabalık.


“Harika! O halde hemen başlayalım!” diye haykıran Roland, masaya vurdu.


...

Yavaş yavaş Tanrı’nın Cezalandırma Ordusu hakkındaki zaman haritası çiziliyor. Çok ilginç şeyler olacak gibi, göreceğiz…

Tamam, Kilise’nin öncü kuvveti geriye çekiliyor da çok daha büyük bir kuvvetle bir sürpriz saldırı falan yapmasalar bari…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr