Bölüm 560: Gerçeği Ortaya Çıkarmak

avatar
2488 27

Release That Witch - Bölüm 560: Gerçeği Ortaya Çıkarmak




Çevirmen: Lodos

Roland, içeri bir muhafız geldiğinde hangi tür bir yangın silahının üretilmesinin daha kolay olduğunu düşünüyordu: “Majesteleri… Kuzey Bölgesi’nin büyükelçileri sizi görmek istedi.”


“Daha bir gün oldu…” diye düşünen Roland biraz şaşırmıştı: “Dük’e haber bile vermeden benim teklifimi geri mi çevirecekler?”


Bir anlık sessizlikten sonra emir verdi: “Onları konuk odasına götür. Ayrıca Carter’a da söyle, Dışişleri Binası’na giden tüm çıkışları kapatsın ve elçi heyetinin dışarı çıkmasına engel olsun.”


“Emredersiniz Majesteleri…”


Madem onun politikalarını reddedeceklerdi… O halde Roland’a onları zorla alıkoymak dışında bir seçenek kalmıyordu.


...


Roland oturma odasına girdiğinde uzun masanın karşısındaki iki kişinin koltukları değiştirdiğini fark etmişti. Cole'un asistanı olduğunu iddia eden bayan, onur konuğu koltuğunda otururken Cole elinde bir kitapla yanında oturuyordu.


“Majesteleri… Ben Evernight Şehri Dükü’nün kızıyım, Edith Kant, Cole'un kız kardeşi. Lütfen Kant Ailesi’nden size getirdiğim iyi dileklerimi kabul edin.” diyen kadın ayağa kalkmış ve mükemmel bir reverans yapmıştı: “İlk görüşmemizde Cole beni tanıtmadığı için onun kusuruna bakmayın lütfen…”


“Calvin'in kızı mı?” diye soran Roland, olayların bir anda dönmesine şaşırmıştı. Duraksadıktan sonra sordu: “Yani elçi heyetinin gerçek lideri siz misiniz?”


“Evet.” diyen Edith, elini göğsüne koydu: “Babam bu ziyaretle ilgili tüm konularda onun adına hareket etmeme izin verdi ve bana mührünü de verdi.”


Bir kadının, özellikle de böylesine genç ve güzel bir kadının, bu çağda siyasi işlere katılması oldukça nadir görülürdü. Edith'in kendine güvenen ifadesinden yola çıkan Roland, onun büyük insanlarla ilk defa karşı karşıya gelmediğini anlayabiliyordu. Tutumlarındaki her hareket kusursuzdu. Gerçek kimliğini geri tutma sebebinin Roland’ın dikkatini çekmek için sadece küçük bir numara olduğunu biliyordu Roland. Bu kasıtlı bir kandırma ya da aldatma değildi. Sadece diğer tarafı yanıltmak için kılık değiştirmişti. Çoğu soylu bunu cesur ve eğlenceli bir hareket olarak görürdü. Roland da itiraf etmeliydi ki gerçekten etkili olmuştu.


“Başka bir deyişle baban adına karar verebilirsin yani…”


“Evet, Majesteleri. Daha doğrusu… Benim tavsiyeme uyacaktır.”


“Bu çok kendinden emin bir cevap…” diye düşünen Roland, eğlenerek ablasının yanında oturan Cole’a baktı.


“Pekâlâ, Bayan Edith… Bu toplantıdaki amacınız nedir?”


Roland, Edith’in şartlarını kibarca reddedeceğini ya da daha ‘eğlenceli’ bir taktik kullanarak yeni yasaların uygulanmasının zorluğundan bahsedeceğini düşünmüştü. Ama sırt çantasından bir kitapçık çıkarıp masaya koymasını hiç beklememişti açıkçası… Bu tam olarak Roland’ın hazırladığı kitapçıktı.


“Size sormam gereken birkaç soru var.” diyen Edith doğrudan sadede gelmişti: “Feodal soyluların merkezi güç şekillenip çoğaldıkça eski kalacaklarını söylemişsiniz. Ancak soyluların yardımı olmadan krallıktaki tüm yerel makamların etkin yönetimini nasıl garanti edeceksiniz?”


“O benimle… Siyaset tartışmayı mı planlıyor?” diye düşündü Roland.


Kızın gözündeki samimi bakıştan ciddi olduğunu anlamıştı.


Doğrusu… Böyle ilginç bir soru duymayalı uzun zaman olmuştu.


Bir süre düşünen Roland cevap verdi: “İnsanlar ve teknolojik gelişmeler ile…”


“Özgür insanları mı kastediyorsunuz? Teknolojik gelişme nedir?”


“Evet. Belediye Binası tarafından eğitilmiş, ödemeleri yapılan bir yönetim ekibi. Belediye Binası gerekli iş gücü ve ekipmanı sağlayacağı için yöneticilerin büyük mülklere veya zengin insan güçlerine sahip olmaları şart değil. Bu nedenle soylu olup olmamaları da önemli değil.” diyen Roland, merkezi bir hükümetin neye benzemesi gerektiğini, sıradan insanların nasıl terfi alabileceklerini ve bölge kontrolünde kullanılacak teknolojilerin pratik açıdan önemini açıklamaya başladı. Her şeyi detaylandırması bir saat sürmüştü.


“Kral Şehri'ndeki yöneticiler arasındaki görev ihmalini nasıl durduracaksınız?”


''Gökhisar Krallığı'nın birleşmesinden sonra ticaretin dağıtımı nasıl yapılacak?”


''Ve Politikalarınızın performansını gerçekten verimlilik ile değerlendirebilir misiniz?”


"..."


Edith'in gözleri heyecanla parlıyor ve sürekli daha fazla soru soruyordu. Nihayet konuşmalarını bitirdiklerinde vakit öğlen olmuştu. Rahat bir nefes almıştı Edith: “Anlıyorum. Açılış paragrafını yazmadan önce epey düşünmüş olmalısınız.”


Roland tatmin olmuş bir şekilde çayını yudumladı. Siyaset biliminde uzmanlaşmamış birisi olarak siyaset hakkında konuşabileceği tek şey buydu.


“Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim Majesteleri. Sorularıma bu kadar ayrıntılı cevap vermenizi beklemiyordum.”


“Yeni dönemde çok basit bir Belediye Binası için en temel gereklilik, politikaları duyurmak ve herkesin bu politikaları kapsamlı bir şekilde anlamasını sağlamak olacaktır. Çünkü uygulamaya geçildiğinde işler ancak bu şekilde sorunsuz gider.”


Edith onaylarcasına başını salladı ve sonra konuyu değiştirdi: “Kuzey Bölgesi’ne buhar motoru üretmek için ekipman ve işçi sağlayabilir misiniz?”


“Korkarım ki Neverwinter Şehri de insan gücünden yoksun olduğu için işçi sağlayamam. Kuzey Bölgesi'ndeki soyluların feodal haklarından feragat etmeleri ve Belediye Binası’nın gözetiminde olmayı kabul etmeleri şartıyla adamlarınızı buraya öğrenmeye gönderebilirsiniz.”


“Onlara ayrıca kürek gemisinin nasıl üretileceğini de öğretir misiniz?”


“Elbette. Onlar kraliyet altını ödemeye istekli oldukları sürece bu bir sorun olmaz. Ama üretim hattını cadıların yardımı olmadan kısa sürede kuzeye taşımak zor olacaktır.”


“Dürüstlüğünüz beni şaşırtıyor Majesteleri…” diyen Edith, bir süre düşündükten sonra söze girdi: “Ama tam olarak anlamadığım bir şey var. Planınıza göre tüm Gökhisar Krallığı’nı on yıl içinde kolayca birleştirebilirsiniz. Ve o zamana kadar geçen süre sayesinde yeni politikalarınız halktan herhangi bir tepki görmez olacak ve görüşlerimizi gerçekten önemsemenize gerek kalmayacak. Neden bu yeni yasaları uygulamak için bu kadar endişelisiniz?”


Roland sessiz kalmıştı. Uzunca bir süre bekledikten sonra sordu: “Gerçekten nedenini bilmek istiyor musunuz?”


Edith Roland’ın böyle ciddi bir sesle konuşmasını beklemiyordu. Bu yüzden kendisi de ciddileşmişti bir anda: “Evet.”


“O zaman beni takip et.” diyen Roland, ayağa kalktı: “Sana bir şey göstereceğim.”


...


Roland, Edith'i ağaçların gölgesinde kalmış arka bahçeden geçirerek ahşap kulübeye götürdü.


Uzuvları kesilmiş bir şeytan uzun masada yatıyordu. Etrafında her türlü şişe ve boru vardı. Agatha, hazırlığın son aşamasını tamamlamak için kan örneklerini alıyordu.


“Aman Tanrım! Bu da ne?” diyen Edith, düşük bir sesle çığlık attı. Roland onun korkmadığını sadece şok olduğunu fark etmişti.


“Kulübeyi kilitlemeli ve Yaprak’tan tüm bahçeyi kapatmasını istemeliydim.” diyen Agatha kaşlarını çatmıştı: “Bana sıradan bir insanın mühür üretimine katılmasına izin verdiğinizi söylemeyin… Tanrı Taşı’nı birleştiriyor olsaydım çoktan başarısız olmuştum şimdiye dek…”


“Elbette hayır… Burada fazla kalmayacağız.” diyen Roland utancını gizlemek için öksürdü ve sonra Edith'e döndü: “Gördüğünüz yaratık farklı bir ırktan… Söylentilerde geçen şeytanlar… Geçilmez Dağ sıralarının kuzeyinde yaşıyorlar. Aynı zamanda da insanların yüzleşmesi gereken en büyük düşman… Şeytanlar ve insanlar arasındaki savaşın zenginlik ya da bölgelerle alakası yok. Tamamen ölüm ve kalımla ilgili bir savaş…”


“Şeytan mı? Ölüm kalım savaşı mı?” diye elinde olmadan mırıldanmıştı Edith.


“Evet. Bu, Kilise’nin sır olarak sakladığı uzun bir hikâye… 1000 sene öncesine kadar dayanıyor. İnsanların ‘Tanrı İradesi Savaşı’ dediği şeye kadar…” 


...

Başkası olsa herhalde ‘Roland nasıl oldu da bu sırrı daha yeni tanıştığı birine anlattı?’ derdim de… Edith harbiden farklı gibi… Ve sadece ben değil, Roland da bunu düşünüyor olacak ki az önce okuduğunuz şeyler yaşandı. Ama asıl önemli olan Edith’in bunlara nasıl tepki vereceği… Bakıp göreceğiz…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr