Çevirmen: Lodos

Neverwinter Şehri, surların kuzeyinde…

Önceki test alanına varan Iffy birçok cadının çoktan orada toplandığını görmüştü. Maggie ve sürekli yanında bulunan altın saçlı genç kız arkadaşı da bu cadıların arasındaydı.

“Ona Şimşek deniyor sanırım…” diye düşündü. Iffy

Iffy'yi gören Şimşek, yüzünü buruşturup yumruğunu sallamış ve Maggie'yi uzak bir mesafeye çekmişti.

Eğer bu üç gün önce yaşanmış olsaydı Iffy onlara bir savaş cadısının önünde saygılı durmaları gerektiğini öğretmek için bir ders verirdi. Ama bu sefer sessizce gülmüştü sadece…

Şimşek’in yüzündeki alarm ifadesi Iffy'ye Annie'yi hatırlatmıştı: “Ben o yaştayken Annie de tıpkı o kız gibiydi. Her zaman dikkatli ve uyanık hareket eder, her zaman beni korumak için önden yürürdü. Beraber denk gelmemiz büyük şansmış doğrusu… Belki de Cadı Birliği’nin ‘ablalık-kardeşlik’ dediği şey budur…”

“Madem herkes burada… O halde görevi açıklamaya başlıyorum. Görevin kod adı 'Erime Noktası' ve görev komutanı Bayan Agatha.” diyen Roland, bunları duyurduktan sonra kalabalığın ortasına yürüdü: “Elbette çoğunuz görevin ayrıntılarını biliyorsunuz. Ancak yeni gelenler için, her şeyi tekrardan açıklayacağım.”

“Yeni gelenlerle… Beni mi kastediyor?” diye düşünen Iffy hemen odağını toplamıştı: “Ne olursa olsun bu, yeni Lord tarafından atanan ilk görevim… Benden katılmamı istemesi bunun bir savaş olduğu anlamına geliyor. Yeteneklerimin ne kadar değerli olduğunu göstermek için iyi bir fırsat olacak…”

“Düşmanın gücünü anlamak ve büyülü taş mühürlerinin araştırmasını hızlandırmak için hepiniz karlı dağların arkasındaki şeytan kasabasına gideceksiniz. Savaşmak için şeytanları dışarı çekecek ve pusu kurarak onları canlı yakalayacaksınız…”

...

Roland açıklamasını bitirdikten sonra Iffy uzun bir süre kafasını toparlayamamıştı.

“Kulaklarımda bir sorun yok! Tanrım! Majesteleri ciddi mi? Tüm anakarayı yöneten cadı imparatorluğunu yok edenler gerçekten bu şeytanlar mıymış? Görev komutanı olan bu mavi saçlı kadın 400 yıldan fazla bir süre önce yaşamış kıdemli bir cadı mıymış? İnsanlığın kaderini Tanrı İradesi Savaşı mı belirleyecek? O iğrenç düşmanların saklandığı yer Batı Bölgesi’ne çok da uzak değil mi? Nasıl mümkün olabilir bunlar?” diye düşünen Iffy, sert bir yüzle diğer cadıları gözden geçirdi. Ama hiçbirinde en ufak bir şaşırma belirtisi yoktu. Belli ki hepsi bunları önceden beri biliyordu.

“Şimdi Agatha, görev sırasında dikkat etmeniz gereken şeyler hakkında konuşacak, aynı zamanda taktikler hakkında da sizi bilgilendirecek.”

Başını sallayan Agatha, öne çıkmıştı: “İstihbaratımıza göre şeytanların kampında tetikte olan bir Göz İblisi var. Bu, bizim şeytanları dışarıya çekme planımız açısından çok önemli. Göz İblisi, kendisini gören herkesi görür. Konumumuzun çok uzakta olması halinde beklenecek ilk düşman grubu uçan şeytan canavarlar olacaktır. Bu türden çok yok, özellikle de böylesine ilkel bir yerde çok olmaz yani… En son gidişimizde sadece iki kişi vardı. Bu sayının değişmesini beklemiyorum.”

“Hava savaşında dezavantajlı durumdayız. Bu nedenle en iyi plan onları yere çekmek. Eğer öyleyse iki şeytanı kendim halledebilirim. Ancak sırtlarında taşıma ihtimalleri olan Çılgın İblisleri Bayan Iffy’nin halletmesi gerekecek.” diyen Agatha, Iffy’ye baktı: “Şeytanları yakalamayı başarırsa görevimiz başarıya ulaşmış kabul edilecektir.”

“Benden azıcık fazla yaşlı görünüyor. Ama yine de 400 yıldan fazla yaşadığı söyleniyor…” diye düşünen Iffy, şaşkınlık içinde Agatha’ya baktığı esnada silkinerek kendisine geldi: “Ben… Anlıyorum.”

“Daha önce hiç bir şeytan görmedin. Bu yüzden şüpheli olman normal.” diyen Agatha, Iffy’nin düşüncelerini okumuş gibiydi: “Wendy, Cadı Birliği’nin şeytanlarla olan karşılaşmalarının kayıtlarına sahip. Provadan sonra gidip bakabilirsin. Bu sayede gerçekte onları gördüğünde tamamen sersemlemeyebilirsin.”

Bu sözler Iffy'nin elinde olmadan kaşlarını çatmasını sağlamıştı: “Sersemlemek mi? Düşmanlar doğrudan cehennemden gelseler bile çok geçmeden kafesimin içinde acınası bir şekilde çığlık atıyor olacaklar!”

“Onları yere nasıl çekeceğiz?” diye sordu Şimşek.

“Sıcak hava balonunu terk ederek Puslu Orman’a girilecek.” diyen Agatha yere çömeldi ve bir şekil oluşturmak için taşları kullanmaya başladı: “Sylvie peşimizden gelen düşmanları fark ettiğinde sen ve Maggie balonda olanları eşlik ederek ormana gideceksiniz. Majesteleri de onaylıyor bu planı. Balon hidrojen balonu olursa Wendy tek başına kontrol edebilir. Sylvie, Göz İblisi ile göz teması kurarken de Wendy ile birlikte kolayca kaçabilecekler. Şeytanlar balona yaklaştıkça onları ormana çekmekten siz sorumlu olacaksınız. Görüşleri engelleneceği için yere inmek zorunda kalacaklar. Mızraklarına dikkat edin. Çok zor olmayacağını düşünüyorum sizin için…”

“Bu plan epey heyecan verici!” diye haykıran Şimşek’in yüzünde geniş bir sırıtış vardı: “Bana güvenin!”

“Orman, Yaprak’ın evi gibi... Şeytanlar pusu alanına girer girmez tuzağa düşecekler. Bundan sonra ne yapacağınızı söylememe gerek yok.”

Yeşil saçlı bir cadı aniden sormuştu: “Ya ikiden fazla şeytan olursa?”

“Birkaç tane olurlarsa muhtemelen ayrılarak avlanırlar. Yapılacak şey, hava gözetimi yapmak için balonda birkaç kişi daha bulundururken geri kalanların ormana girmesi…” diyen Agatha bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Öyle olursa Anna havadaki düşmanlarla başa çıkacak. Ama unutmayın… Tanrı İradesi Mührü’nün öldürme menzili sınırlıdır. Sadece şeytanlar bir araya geldiğinde mührü çalıştırmak en iyisi olur. Üstelik bir de Anna, mührü çalıştırdığı esnada kendi yeteneklerini kullanamaz. Bu süre zarfında Yaprak, Anna’yı korumalı…”

“Ya ben?” diye sormuştu Bülbül o anda.

“Iffy'ye eşlik edeceksin. Yeteneği sadece on adımlık menzilde etkili. Bu yüzden şeytanların mızraklarına karşı savunmasız kalacaktır. Düşmanlarla aradaki mesafeyi hızlı bir şekilde kısaltması için sisinizi kullanacaksın.”

“Tamamdır…” diyen Bülbül, başını çevirerek uzun uzun Iffy'ye baktı. Büyülü gücünün aurasını hemen hissetmişti. Keskin ve soğuktu. Sanki kendi başına bir maddeydi: “Sana yük olmam…”

Iffy, Bülbül’ün de bir savaş cadısı olduğunu hissetmişti. Sadece o da değildi. Çok savaş yaptığı ve elinin kanlı olduğunu da anlayabilmişti.

“Pekâlâ! Herkes provaya başlasın!” diyen Agatha teşvik etmek için ellerini çırptı: “Şeytanları dışarı çekerek başlayacağız!”

...

Provadan bir saat sonra Iffy çoktan göreve katılan cadıların yetenekleri hakkında genel bir anlayışa sahip olmuştu.

Burada savaş cadısı sayılabilecek birçok cadı olmasına çok şaşırmıştı.

Örneğin Yaprak… Iffy’yi ormandaki bir ağaç gövdesine saklamıştı. Tüm ormanı emirlerini yerine getirmesi için yönlendirebiliyordu. Böylesine bir yeteneğin hayali bile zordu ve bir cadının olağan sınırlarını tamamen aşan bir seviyedeydi.

Ya da örneğin; sadece balonu kontrol etmekten sorumlu olan Wendy… Taşları ve tozu toprağı kullanarak bir kasırga çıkarabilirdi.

Agatha'nın donma yeteneği ise hem bir kalkan hem de keskin bir bıçak olarak kullanılabilirdi. Bu sayede en azından yakın mesafedeyken, saldırı ve savunma konusunda eşit derecede usta bir cadıydı.

Bülbül daha da korkunçtu. Sisine girdikten sonra dünyanın istediği hemen hemen her yerine seyahat edebilirdi. Gerçek dünyanın fiziksel engelleri onu hiç etkilemiyordu. Bu yeteneğin gücünü deneyimleyen Iffy, gerçek bir savaşta bu yeteneği kullanan kişinin yenilmez olacağını düşünüyordu. İz bırakmadan hareket edebilmeye ve düşmanları tamamen savunmasız bırakmaya yarayan bu yetenekle Bülbül’ün karşısında kim olursa olsun ümitsizliğe kapılırdı.

Yine de bütün bunlara rağmen en nadir yetenek Anna idi. Ergenlikten daha yeni çıkmış gibi görünen bu genç kadın görev planına göre takımdaki asıl silah idi.

“Tek seferde tüm şeytanları yenebilecek kadar nasıl güçlü olabilir?” diye bir soru gelmişti aklına Iffy’nin…

Cevabı öğrenmesi için çok uzun süre beklemesi gerekmemişti…

...

Savaşa hazırlanılıyor. Bu sürede de herkes birbirini daha yakından tanıyor. Özellikle de Cadı Birliği’ne dâhil olmaya çalışan Iffy için bu süreç çok önemli… Bakıp göreceğiz neler olacak…

Iffy’nin aklına da Anna’nın ne kadar güçlü olduğuna dair sorular geliyormuş… Epey güçlü cevabı nasıl olur sizce?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!