Bölüm 541: Bloodfang Örgütü’nün Sisleri

avatar
2728 29

Release That Witch - Bölüm 541: Bloodfang Örgütü’nün Sisleri




Çevirmen: Lodos

İki gün sonra Roland ofisinde Iffy ile tekrar buluşmuştu.


Şimdi çok daha iyi görünüyordu. Gözlerinde daha taze ve canlı, daha ‘insanca’ görünmesini sağlayan karmaşık duygular var gibiydi.


“Heidi Morgan sizi görmek istiyor. Ama gelemiyor. Bu yüzden Tilly Wimbledon'dan bizi buraya göndermesini istedi.” diyen Iffy, Roland’ın önünde eğilmiş ve bu sözleriyle Roland’ı şaşırtarak devam etmişti: “Leydi Heidi, Tilly Ekselansları’nı sevmiyor. Savaş cadılarının Uyku Adası’nın gerçek çekirdekleri olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de Bloodfang Derneği’nin sadece sıradan bir cadı örgütü olarak görülmemesi gerektiği kanısında… Sizin yardımınızla bir atılım yapmak istiyor ve Tilly'nin size sunduğundan daha fazlasını sunmayı vaat ediyor. Ama elbette… Ben siz Majesteleri’nin onlara ihtiyacı olmadığını biliyorum.”


“Bana Bloodfang Derneği'nden detaylıca bahset.” diyen Roland, çenesini okşuyordu.


“Peki…”


Iffy’nin anlatımı yaklaşık bir saat sürmüştü. Roland ise giderek daha da fazla kaşlarını çatmıştı. Sonunda kendisini tutamayarak sordu: “Tilly tüm bunları biliyor mu?”


“Bilmiyorum.” diyen Iffy başını salladı: “Leydi Heidi, Bloodfang Derneği'nin geçmişini ifşa etmemizi yasaklıyor. Nadiren Tilly Ekselansları ile konuşur zaten…”


“Ya Uyku Adası’ndaki diğer cadı organizasyonları?”


“Gökhisar Krallığı'nın cadılarına daha yakınlar, özellikle de Uyku Byüücüleri kurulduğundan beri… Bazı savaş cadıları gizlice Leydi Heidi ile aynı fikirde olsa da çoğu Ashes ile karşı karşıya gelmek istemiyor.”


“Anlaşılan Tilly'nin omuzlarındaki yük, benimkinden az değilmiş…” diye düşünen Roland etkilenmişti: “Benim Batı Bölgesi’nin haklı hükümdarı olma durumumdan farklı olarak Uyku Adası’nın cadıları sanki çokça antlaşmalara dayanan gevşek bir organizasyon gibi… Tilly aslında organizatör olsa dahi ona katılmak için gelen küçük gruplar üzerinde bir otoritesi yok. Özellikle de yardımcı cadıların çoğunu birleştirmek ve diğer adaların hükümdarlarıyla olumlu bağlantılar kurmak gibi şeyler Tilly'nin değerlerinin diğerlerinden daha üstün olduğunu gösteriyor. Uyku Büyücüleri’ni kurmak ona diğer tüm cadıları yönetme şansı da vermiş oldu.”


En nihayetinde ‘Yardımcı cadılar da eşit derecede önemlidir.’ cümlesi sadece bir slogan olmamalıydı. Uyku Büyücüleri, çeşitli yeteneklere sahip olan yardımcı cadılara kendilerini sunmak için mükemmel bir sahne sunmuştu. Görevleri tamamlayarak aldıkları büyük miktardaki ücretlerle Uyku Adası’ndaki yaşam kalitesini artırabilirlerdi. Bu sayede de böyle bir zihniyet yavaş yavaş oluşacaktı. Ne de olsa hiçbir güçlü savaş cadısı hayatını yatmakla geçirmek istemezdi. Özellikle de yardımcı cadılar statülerini yükselttiklerinde doğal olarak Tilly'yi tercih edeceklerdi. İşte o zaman geldiğinde loncanın lideri olarak Tilly hiç şüphe yok ki büyük bir güce sahip olacaktı.


Muhtemelen bu yüzden Heidi Morgan daha fazla bekleyememişti.


Bunların yanında Bloodfang Derneği’nde bir sürü şüpheli nokta vardı. Arşidük Morgan'ın kızı olan Heidi bir grup savaş dışı cadıyı nasıl hayatta tutamazdı? Asıl niyetinin o ‘işe yaramaz’ cadıları hiç almamak olduğunu söylemek pek de yanlış olmazdı bu noktadan sonra… Cadı Birliği’ndeki cadıların birbirlerine yardım etmek için bir araya geldikleri gerçeğinden farklı olarak; Heidi Morgan’ın istediği tek şey kendi çıkarları için savaşabilecek bir takımdı.


Ayrıca Kurt Yüreği Krallığı’na olan takıntısı da göz önüne alındığında, Roland’ın ona karşı tetikte durması için her şey tamamdı.


Muhtemelen Tilly'ye gizli bir mektup yazmalı ve Bloodfang Derneği'nin hareketlerini izlemesini söylemeliydi.


“Heidi, Bloodfang Derneği'nin sırlarını açığa çıkarmanı yasaklamadı mı?” diye soran Roland, masanın üzerine hafifçe vuruyordu: “Artık onun emirlerine uymak istemiyor musun?”


Dudaklarını ısıran Iffy: “Cadı Birliği’ne katılmak istiyorum.” dedi.


Şaşırarak Iffy’ye bakan Roland, masaya tıklatmayı bırakmıştı bir anda. Sıcak savaş silahlarının güçlü ve kibirli savaş cadılarını büyük ölçüde etkileyeceğini bilmesine rağmen etkinin böylesine… Olağanüstü olmasını beklemiyordu…


“Ama Maggie'nin canını yaktın.” diyen Roland, bir süre düşündü: “Şu anda bunu yapa-”


“Beni istediğiniz gibi cezalandırabilirsiniz.” diye araya giren Iffy elbisesinin düğmelerini açtı.


Tam o anda bir çift el arkadan uzanarak Roland'ın gözlerini kapatmıştı. Ancak Bülbül, sisin içinde olduğunu ve şeffaf parmaklarının Roland'ın görüşünü kapatamayacağını unutmuş gibiydi.


Iffy elbisesini indirerek sırtını Roland'a döndü.


Roland nefes nefese kalmasını engelleyememişti.


Iffy'nin sırtında her türlü kırbaç izi vardı. İyileşen yara izleri, sırtında yüzlerce solucan varmış gibi bir manzaraya sebep oluyordu. Yaralar zaten iyileşmiş olduğu için bu izlere Nana bile bir şey yapamazdı. Bu izler, oldukları gibi kalacaklardı.


Iffy, Bloodfang Derneği'ndeki dövüş eğitimlerini çok kısa kısa anlatmıştı. Ama şimdi Roland, o söylediklerini düşününce her şeyi daha iyi anlayabiliyordu.


Hafif bir sesle: “Elbiselerini giy…” dedi Roland.


“Ama Majesteleri…”


Tam o anda kendisini gösteren Bülbül, Iffy’nin elbisesini omuzlarına kadar çekti.


“Cadı Birliği'ne katılmak istiyorsan Bloodfang Derneği'nin bir şeyleri halletme yöntemlerini buraya getirme…” diyen Roland aniden göğsünün daraldığını hissetmişti: “Wendy'ye gidebilirsin. Diğer cadıların seni kabul edip etmeyeceğine gelince… Bu senin performansına bağlı olacak.” dedikten sonra bir an duraksayıp devam etti: “Her neyse… Neverwinter Şehri cadılara ev sahipliği yapan bir şehir. Cadı Birliği’ne katılmasan bile buraya yerleşebilirsin.”


Bunu duyan Iffy'nin omuzları gevşemişti bir anda: “Nezaketiniz için… Teşekkür ederim…”


...


Iffy’nin ayrılmasını izleyen Roland ayağa kalktı, pencereye doğru yürüdü ve derin bir nefes aldı.


Şeytan yakalama ekibi tamamen toplanmıştı ama Roland yine de rahat hissedemiyordu kendisini…


“Aslında o çok şanslı…” diyen Bülbül, Roland’a doğru yürüdü.


“Ona şanslı denir mi?”


“Arkadaşı Annie’ye kıyasla en azından hayatta kaldı. Bloodfang Derneği gerçekten Kurt Yüreği Krallığı'nda hayatta kalan tek cadı organizasyonu ise üyelerin çoğunun sonu ya Kilise’ye ya da soylulara yakalanmak olacaktır. Zaten Kutsal Dağ özlemi bu yüzden o kadar baskındı…”


Roland'ın kalbinde aniden bir şüphe ortaya çıkmıştı: “O savaş dışı cadılar gerçekten Heidi Morgan tarafından diğer cadı organizasyonlarına mı gönderildi? Nerede olduklarının anlaşılmasını önlemek için cadılar nadiren birbirleriyle temas kurarlar ve toplanma yerleri de sık sık değişir. E peki Heidi bu bilgilere nasıl ulaştı? Sonuçta cadı organizasyonlarının hayatı bir ölüm kalım meselesi… Özellikle güvenilir kişiler olunmadığı sürece liderler toplanma yerlerini kimseye söylemezler.”


Heidi tüm bunları bilse bile cadıları diğer organizasyonlara göndermek bilgiler ifşa olduğu için oldukça riskliydi. Diğer organizasyonlar Heidi’nin onlara attıkları her şeyi direkt kabul ederler miydi?


Ne kadar düşünürse o kadar garip olduğu kanısına varıyordu.


Ancak Bülbül, Iffy'nin yalan söylemediğini doğrulamıştı.


O zaman sorunun Bloodfang Derneği'nin kurucularında olduğu aşikardı.


Sonuç olarak Heidi artık daha tehlikeli görünüyordu. Roland, Tilly’nin bir soruşturma yürütebilmesi ve bazı erken hazırlıklar yapabilmesi için bu bilgileri mümkün olduğunca kısa sürede iletmesi gerektiğinin farkına varmıştı.


Arşidük Morgan'ın kızı büyük olasılıkla cadılara layık değildi.


...

Konuş kız Iffy! Anlat her şeyi çatır çatır! Bak şimdi kanım ısındı bu kıza…

Roland da gerçekten Tilly’ye gizli bir mektup falan yazarak olaylar hakkında bilgi vermeli… Çünkü çok kötü kokular geliyor bu Heidi Morgan’dan…

Iffy’ye içi gidiyor insanın… Yaşadığı onca şeye rağmen başta sert çıksa da en ufak bir iyilik görünce direkt yumuşadı. Cadı Birliği için ileride önemli şeyler yapması dileğiyle…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr