Bölüm 641: Havada Macera

avatar
1480 64

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 641: Havada Macera



Bölüm 641: Havada Macera

 

 

Etrafı dağlarla çevrili derin bir havzada, iki imparatorluğun sınırları arasındaki bir bölgede, Zümrüt İmparatorluğunun beş katı büyüklüğünde geniş bir ormanlık alan vardı. Bütün yıl bu bölgeye yoğun bir sis tabakası hakim oluyordu, birkaç metreden ötesini görmek zorlaşıyordu. Bu bölgede sadece Sis Kovucu Parşömen gibi eşyalar kullanarak oyuncular keşif yapabiliyorlardı.

 

 

Grifon Ormanı çeşitlilik barındıran bir ekosistemdi, birçok farklı yaratığa ev sahipliği yapıyordu, bu yaratıklar arasında Rüzgar Engerekleri Grifonlar ve Aşil Yusufçukları gibi uçan hayvanlar da vardı. Hatta bazen ejderhalarla bile karşılaşılabiliyordu.

 

 

Niuren Birliği toplamda yaklaşık 5,000 oyuncu ile sürekli olarak Grifon Ormanında bulunuyordu. Bu oyuncular 10 takıma bölünmüş haldeydi ve haritayı her gün açılmamış uçan hayvan yumurtası keşfetmek için dolaşıyorlardı. Elbette bu iş çok tehlikeliydi. Her daim her yönden gelebilecek olan saldırılara karşı hazırlıklı olmalıydılar, hem burada yaşamakta olan yaratıklara hem de rakip birliklere karşı temkinli davranmalıydılar.

 

 

Grifon Ormanı çok sayıda mezarlığa sahipti, bu şekilde burada ölen oyuncular hızlı şekilde takımlarının yanına geri dönüş yapabiliyorlardı. Sonuç olarak, düşman birlikler savaşmaya başladığında, savaşlar uzun ve çileli geçiyordu. Fakat, Niuren Birliği az sayıda kayıp vermişti. Melek Müfrezesi 100,000 oyuncu ile bu bölgeyi keşfe çıkmıştı, Niuren Birliğinin 20 katı sayıda oyuncuları vardı bu haritada. İlahi Muhafızlar, Katleden Kılıç ve Yarı Gölge İmparatorluğu gibi birlikler de aynı zamanda bu haritanın keşfi için takımlar görevlendirmişti. Niuren Birliği sayı konusunda büyük bir dezavantaj yaşıyordu, fakat elbette sahip oldukları şahsi güç fazlaydı. Tehlikeli bir durumla karşılaşsalar bile, aralarındaki harika uyum sayesinde tehlikenin içinden sıyrılmayı başarabiliyorlardı.

 

 

Aslında Niuren Birliği de Grifon Ormanının keşfi için 50,000 kişilik bir ekip görevlendirebilirdi. Fakat oluşturdukları bu gücün etkisi çok büyük olurdu. Bu bölgeye gelen zayıf birliklerin durumu vahim olurdu. Bundan dolayı Nie Yan Guo Huai'ye sadece 5,000 kişilik bir ekip oluşturmasını söylemişti. Geri kalan oyuncular seviye kasmaya ve sınıf geliştirme görevlerine odaklanmalıydı. Uçan hayvanlar meselesine gelince, bu işle daha sonra da ilgilenilebilirdi.

 

 

Nie Yan göklerde hızla ilerledikten, nehirler ve ormanlar geçtikten sonra kendini bulutlarla kaplanmış bir alanda buldu ve bu alanda ara sıra uçan hayvanlar geçiş yapıyordu. Artık daha gözü açık davranması gerekiyordu. Her ne kadar kendisine ait olan Kademe 7 Kara Kanat Ejderhası oldukça güçlü olsa da, daha yüksek kademeli bir uçan hayvanla ya da düşük kademeli çok sayıda uçan hayvanla karşılaşırsa yine tehlikeli bir durumda kalacaktı.

 

 

Nie Yan Niuren Birliğinin takımlarının Grifon Ormanında nerede olduklarına dair koordinatları aldı. Fakat görüşünü engelleyen sisten dolayı bölgede onların tam olarak nerede olduklarını saptamak zordu.

 

 

Millet, Grifon Ormanının güneydoğu kısmında toplanın. Koordinatlar: 385.288.386!Nie Yan diğer takımların liderlerine bölgeyi tarif etti.

 

 

...

 

 

Ormanın tenha bir tarafında, Ağıt şövalyesi ve onun takımı bir Rüzgar Engereği yuvasını temizlemişti. İyileşme aşamasındayken bu mesajı almışlardı.

 

 

Mesajın Nie Yan'dan geldiğini gören Ağıt Şövalyesi oyalanmadan okudu. Emirleri gördükten sonra komutayı ele alıp konuştu, "Patron yakınlarda! Hepimizin güneydoğu kısmında toplanmasını istiyor. Millet, mevzilere geçin. Harekete geçiyoruz!"

 

 

Nie Yan'ın bizzat geldiğini duyan oyuncular heyecanla tezahüratlara başladılar.

 

 

"Ağıt, şaka yapmıyorsun değil mi? Patron gerçekten de burada mı?"

 

 

"Elbette burada. Dediklerim doğru."

 

 

"Harika!"

 

 

Oyuncular bir araya gelip formasyon alarak güneydoğuya doğru ilerlemeye başladılar.

 

 

Niuren Birliğinin takımları birbiri ardına Nie Yan'ın olduğu tarafa doğru hareketlenmeye başladı.

 

 

...

 

 

Nie Yan tam da Grifon Ormanı konusunda stratejik planlar yaparken yavaş yavaş karşısında siyah noktaların görüldüğünü fark etti.

 

 

"Bir uçan hayvan sürüsü...?" Nie Yan'ın kalbi sıkıştı.

 

 

Bir uçan hayvan sürüsü ile karşılaşmış olmanın verdiği manzaranın karşısında geri planda kalmanın daha avantajlı olacağını düşündü. Eğer yanlışlıkla sürünün bir üyesini kışkırtırsa etrafı sarılır ve ağır bir saldırı altında kalırdı. Üstelik bu sürünün tamamı olmayabilirdi, saldırıya başladıklarında diğer üyeleri de çağırabilirlerdi.

 

 

Nie Yan Kara Kanat Ejderhası ejderhasından inmeye hazırlanırken siyah noktalar hızla kendisine yaklaşıyordu. 20'den fazla uçan hayvan vardı, sürüde Rüzgar Engerekleri, Aşil Yusufçukları ve Grifonlar vardı. Bu hayvanların üzerinde sürücülerin olduğunu fark etti.

 

 

Bu sürü aslında oyunculardan oluşan bir takımdı!

 

 

Şu anda 20 uçan hayvana sahip olan yapılanmaların sayısı kısıtlıydı. Nie Yan bu takımın hangi birliğe ait olduğunu bilmiyordu ama gelişmiş bir birlik olduğu belliydi.

 

 

Fakat bunun bir hayvan sürüsü değil de oyunculardan oluşan bir takım olduğunu bilmek yine de Nie Yan'ın içini rahatlatmıştı. Bu uçan hayvan sahibi takımlar genellikle bu tarz savaşlarda uyum problemi yaşıyorlardı ve beraber hareket etmekte sorun yaşıyorlardı. Bundan dolayı onlarla savaşmak, başıboş bir uçan hayvan sürüsüyle savaşmaktan daha kolaydı. Kara Kanat Ejderhası henüz Kademe 6 iken bile Büyücü İttifakının hava kuvvetlerini hezimete uğratmıştı. Şimdi Kademe 7'ye geliştiğine göre endişelenecek bir durum yok sayılırdı.

 

 

...

 

 

Avcı Tilki, Melek Müfrezesinin en kaliteli oyuncularındandı. Kendisi her ne kadar sıralamada 30 küsurlu yerlerde olsa da, kendisinin Boşluk Tırpanası türündeki uçan hayvanı nadir bulunan Kademe 5 uçan hayvanlardan biriydi. Bu hayvanın oldukça güçlü bir becerisi vardı, beş adet uçan hayvanı yakalayabiliyordu. Bu beceri bu hayvanların gizli silahıydı.

 

 

Her zamanki gibi Avcı Tilki ve takım arkadaşları etrafta devriye gezerek uçan hayvan bulmaya çalışıyorlardı. Bu takım bu iş için eğitilmişti.

 

 

26 adet uçan hayvan dağılarak formasyon aldı ve Nie Yan'ın bulunduğu noktaya her yönden yaklaşmaya başladılar.

 

 

"Liderim, bu hayvanın sırtında bir sürücü var," Savaşçılardan biri raporladı.

 

 

Avcı Tilki gözlerini kısarak ileri baktı. Gerçekten de hayvanın üzerinde bir sürücü vardı.

 

 

"Bu ne tür bir uçan hayvan böyle?" Avcı Tilki yaklaştıkça bir şeylerin ters gittiğine dair bir his oluşuyordu içinde. Bir süre sonra etraftan duyulabilir şekilde nefes verdi. "Bu Kara Kanat Ejderhası! Nirvana Alevi burada!"

 

 

Takımdaki oyuncular anında paniğe kapılmıştı. Aralarından bazıları uçan hayvanlarını geri çekmeye başlamıştı.

 

 

"Biz 26 kişiyi ve o tek başına! Neden yönünüzü değiştiriyorsunuz!? Lanet olsun! Sizi gidi omurgasız korkaklar!" Avcı Tilki küfürler savurmaya başlamıştı. Henüz taraflar savaşmaya başlamadan yanındaki oyuncular kaçmaya başlamıştı. Melek Müfrezesi için bu durum utanç vericiydi.

 

 

Avcı Tilki tarafından uyarıldıktan sonra oyuncuların suratı utançla kızardı. Sonuçta kendileri Melek Müfrezesinin elit oyuncularıydı. Fakat buna rağmen düşmanı gördükleri gibi geri çekilmişlerdi. Bunun sebebi Nie Yan'ın olağanüstü gücüydü, üstelik Kara Kanat Ejderhasının gücü de yanına ekleniyordu.

 

 

Kara Kanat Ejderhası Kademe 7 olduktan sonra fiziki olarak çok büyümüştü. Ejderhanın karşısında kendi uçan hayvanları birer oyuncak gibi kalıyordu. Takımın en büyük uçan hayvanı bile Kara Kanat Ejderhasının üçte biri büyüklüğündeydi.

 

 

Elbette karşılarında böylesine büyük ve ünlü bir uçan hayvan gördüklerinde panik olacaklardı.

 

 

"Formasyonu bozmayın!" Avcı Tilki kalın bir sesle uyardı.

 

 

Melek Müfrezesi oyuncuları uçan hayvanlarını dizginledi.

 

 

"Liderim, aldığımız raporlara göre Kara Kanat Ejderhası Kademe 6 bir uçan hayvan. Ama Kademe 6 için bu büyüklük çok fazla. Acaba kademesi mi gelişmiş?" diye sordu bir Savaşçı.

 

 

Avcı Tilki tekrar gözlerini kısarak ileriyi izledi. Kara Kanat Ejderhasına karşı takımına saldırı emri verip vermemesi gerektiğini düşünüyordu. Eğer başarısız olursa, olayın tek sorumlusu kendisi olacaktı. Eğer başarılı olursa böylesine üstün bir başarı elde ettiği için kaliteli bir ödül alırdı, bu şekilde birlikteki rütbesi ve pozisyonu yükselirdi, bu düşünceler oldukça cezbediciydi.

 

 

Nie Yan hala Kara Kanat Ejderhasının sırtında duruyordu. Düşmanla arasındaki mesafenin fazla olmasından dolayı düşman hattının sadece ön tarafını görebiliyordu. Hepsinin de dış görünüşlerinin standart olmasından anlaşılıyordu ki bu oyuncular Atlas İmparatorluğundandı!

 

 

Nie Yan düşman grubun kendisine yaklaşmasını bekliyordu, hiçbir şekilde korku ifadesi belirtmiyordu.

 

 

Eğer bir savaş çıkarsa, Nie Yan üstün geleceği konusunda kendisine güveniyordu.

 

 

Nie Yan karşı tarafın hangi birlikten olduğunu merak ediyordu. Atlas İmparatorluğu çok sayıda güçlü birliklere sahipti, çoğunun da Melek Müfrezesiyle arası kötüydü. Bunu düşünen Nie Yan gereksiz yere kendisine düşman edinmek istemiyordu. Fakat gözlerini ne kadar kısarak bakarsa baksın oyuncuların göğsündeki sembolün hangi birliğin sembolü olduğunu anlayamıyordu.

 

 

Nie Yan bakışlarını gruptaki en yüksek kademeli olan hayvana çevirdi. Gökte süzülen bir ışık huzmesi gibiydi. Alt tarafında kül siyahı renkli kıllarla bezenmiş karnındaki tüyler rüzgarın etkisiyle bir ileri bir geri savruluyordu.

 

 

Bu bir Kademe 5 Boşluk Tırpanasıydı!

 

 

Nie Yan Guo Huai'ye bir mesaj gönderdi, Hangi birliğin Boşluk Tırpanasına sahip olduğunu biliyor musun?

 

 

Boşluk Tırpanası mı? Sanırım Melek Müfrezesi, İlahi Muhafızlar ve Safir Tapınak birer tane sahip,diye cevapladı Guo Huai. Nie Yan'ın içinde bulunduğu durumu gördüklerinde derhal formasyona girmişlerdi.

 

 

"Melek Müfrezesi?" Nie Yan'ın gözleri soğuk bir ifadeyle parlıyordu. Eğer açık alanda, vahşi doğada Melek Müfrezesinin uçan hayvanlarıyla karşılaşsa toplamda sahip oldukları gücü zayıflatmak adına bu fırsatı değerlendirir ve birkaç tanesini öldürürdü.

 

 

İki taraf karşılaşmak üzereyken, Avcı Tilkinin aklına bir düşünce saplandı. Eğer önce Nie Yan kendilerine saldırırsa, kaybetseler bile bu durumda kendisi suçlu olmazdı. Sonuçta, yaptığı tek şey kendini savunma amacıyla misilleme yapmak olacaktı. Eğer Nie Yan'ı öldürmeyi başarırsa, büyük bir nam elde edecekti. Melek Müfrezesinin bu savaşta kaç adet uçan hayvan kaybettiği ise şu anda kendisi için önemsizdi. Nirvana Alevinin hayatı karşılığında birkaç uçan hayvan takas etmek mi? Bu duruma Yükselen Melek'in bir itirazı olmayacağını düşünüyordu.

 

 

Avcı Tilki en güvendiği kişilerden biriyle konuştu, bu kişi ise çok da parlak görünmeyen bir Büyücünün yanına giderek kulağına bir şeyler fısıldadı.

 

 

"İhtiyar Altı, patronla iletişime geç! Nirvana Aleviyle karşılaştığımızı bildir! Destek lazım olduğunu söyle," saf görünümlü Büyücü bütün gücüyle bağırdı.

 

 

Bu kelimeleri duyan Nie Yan karşı tarafın kimliğini anında anlamıştı. Bunlar Melek Müfrezesinin oyuncularıydı! Etrafına bakındı. Görünürde 26 adet uçan hayvan vardı.

 

 

Nie Yan hala Kara Kanat Ejderhasının yeni gücünü test etme fırsatını yakalayamamıştı. Kademe 7 olduktan sonraki ilk savaşı bu olacaktı!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr