Bölüm 627: Buz Tayfı

avatar
1621 62

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 627: Buz Tayfı


 

Nie Yan bir çalının arkasında pusuda bekliyordu. Buz Tayfı yakınından geçerken hançerini çekip ileri atıldı.

 

Saldırısı isabet etmek üzereyken yaratık ortadan kayboldu.

 

Afallamıştı. Hançeri boş havayı keserken Buz Tayfı yanında belirdi. Feri sönmüş gözleri ürkütücü bir kırmızı ışık yaydı.

 

Ağzından buz gibi bir duman püskürttü.

 

Duman temas ettiği her yüzeyin üzerinde kalın bir buz tabakası oluştururken ortam sıcaklığı ciddi anlamda düşüyordu.

 

Nie Yan oyalanmadan geri çekildi.

 

Buz Tayfı bir kez daha ortadan kaybolarak arkasında belirdi ve kan donduran bir buz dalgası yaydı.

 

Savaş stili Nie Yan'ın bugüne dek savaştığı yaratıklardan farklıydı. Hareketleri öngörülemiyordu. Hızla saldırıp hızla çekiliyordu. Ancak en korkunç yanı bu tarz yaratıkların genelinde olan sersemliğe karşı bağışıklık pasifiydi.

 

Buz Tayfı tahmininden daha zorluydu. Nie Yan bir saniye duramazdı.

 

Saldırılardan kaçınırken yeni tekniklerine alışıyordu. Zamanla hızı artıyor, Buz Tayfının hızına ayak uydurmaya yaklaşıyordu.

 

Üzerine gelen saldırıdan kaçındıktan sonra yaratığın sırtını karşısında buldu. Fırsatı gördüğü anda ok gibi fırladı.

 

Müthiş bir hızla atılmıştı. Öncekinden çok daha hızlıydı. Gücünü bacağında toplayıp Buz Tayfının sırtına diziyle saldırdı.

 

Yaratık birkaç adım sendeledi.

 

Böyle muhteşem bir fırsat bir daha ele geçmezdi. Nie Yan ileri atılıp dirseğini yaratığın sırtına geçirdi. Ardından pozisyon alıp Zenard'ın Kılıcını Sırt Kıranı etkinleştirip sapladı.

 

Kılıcı çıkarmak yerine saplı olduğu yerde asılarak göğüs bölgesine hareket ettirdi.

 

Yırtıcı!

 

Buz Tayfı acıyla feryat etti.

 

Nie Yan bir kez daha kılıcını savursa da yaratık ortadan kaybolmuştu. Haliyle ıskalamıştı.

 

Bildirimlerine baktı. 3-vuruş kombo tamamlaması sayesinde 50.000 hasar vermişti. "Anlaşılan Buz Tayfını öldürmek imkansız de-"

 

Cümlesi bitmeden arkasında dondurucu bir esinti hissetti.

 

Rüzgar Adımı!

 

Her yeri, hatta Yeşim Altın Orkideleri bile buzla kaplayan buz dalgası üzerine gelirken, hızlı davranması sayesinde buzdan heykele dönmekten son anda kurtulmuştu.

 

Yeşim Altın Orkideler buralarda sıklıkla bulunduğundan, etraftakilerin donması Nie Yan'ı üzmemişti.

 

İki siluet yüksek hızda çarpışırken, Nie Yan gerçek dünya tekniklerini savaşta daha çok kullanmaya başlamıştı. Kullandığı teknikler etkinliklerini kanıtladıklarında şaşkınlığı artıyordu. Saldırı hızı Buz Tayfınınkinden düşüktü. Hal böyle olunca üstünlük sağlamak için tekniklerini kullanıyordu.

 

Uzun ve yorucu savaş, daha önce tecrübe ettiklerine benzemiyordu. Çünkü yalnızca becerilerini kullanarak yaratığın canını azaltmıyordu. Hareketleri su gibiydi. Becerilerin kısıtlamasından etkilenmeden istediği şekilde hareket ediyordu.

 

İlk defa savaşta bu denli özgür hissediyordu.

 

Şiddetli savaşın ortasında tekniklerinin gözle görülür gelişimini izliyordu.

 

Buz Tayfı bütün kudretiyle saldırmasına rağmen canı %5'e kadar düşmüştü.

 

O an kulak tırmalayan bir çığlık attı. Vücudundan dev miktarda buz enerjisi çıkıyordu.

 

Duman halindeki buza temas ettiğinde Nie Yan'ın üzeri buzla kaplandı. Hızı inanılmaz derecede düşmüş ve her hareketi hantallaşmıştı. Hemen Usta Buz Direnci İksirlerinden içti. Boğazından aşağı akan sıcaklık göğsüne ve bütün uzuvlarına yayıldı. Yeniden serbestçe hareket edebiliyordu.

 

Buz Tayfı öfke evresine girmişken Nie Yan yaratığın karnına bir tekme attı. Ardından Zenard'ın Kılıcını savurdu.

 

Gırtlak Kesiği!

 

Kılıcın siyah alevleri Buz Tayfının boynunda yanıyorlardı.

 

Yaratığın elleri garip bir halde pençeye dönüştüler. Bir anda saldırıları kuvvetlenmişti. Hareket hızı da patlama yapmıştı.

 

Çıldırmış gibi ileri atıldı. Nie Yan zar zor saldırılardan kurtulurken büyük bir baskı altındaydı.

 

Buz Tayfının pençeleri tarafından kesilmek üzereyken ortadan kayboldu.

 

Yaratık şaşkın şaşkın etrafa bakındı. Düşmanını göremiyor, varlığını dahi sezemiyordu. Adeta yok olmuştu. Rüzgar Adımı veya Kayboluş gibi nispeten sıradan becerileri tespit edebilirdi. Lakin Seviye 16 Gölge Valsine karşı elinden bir şey gelmiyordu.

 

Nihai Gözdağı!

 

Buz Tayfı bir anda yerinde kalakaldı. Aynı anda Nie Yan arkasında belirdi.

 

Cehennem İnfazı!

 

Zenard'ın Kılıcını saran alevler kırmızıya döndüler. Nie Yan kılıcını savurduğu gibi Buz Tayfını ortadan ikiye ayırdı.

 

"Evet! Başardım!" Çok mutluydu. Buz Tayfı inleyerek vücudunda kalan son buz enerjisini de yayıp ortadan kayboldu.

 

Nie Yan rahat bir nefes aldı. "Huh! Amma zorluydu."

 

Yere oturup dinlendikten sonra ayaklanıp etrafındaki meraya baktı. Rüzgarda salınan Yeşim Altın Orkideler göz alabildiğince uzanan araziyi kaplıyordu. Etrafındaki bitkilerin çoğu Buz Tayfıyla savaşında yok olsa da, hala kullanabileceğinden fazlası vardı.

 

On gün boyunca hiçbir şey yapmayıp Yeşim Altın Orkide toplasa bile merayı temizleyemezdi.

 

Eğilip ilk bitkinin hasadına başladı.

 

Toplama başarılı! Yeşim Altın Orkide elde ettiniz.

Toplama başarılı! Yeşim Altın Orkide elde ettiniz.

...

 

Bildirimler birer birer geliyor, Yeşim Altın Orkideler çantasında birikmeye başlıyordu.

 

Altı istif topladığında Gelişmiş Mana İksiri üretimine geçti. Simya Ustası oyuncuların tarif olmadan bazı iksirleri üretmesini sağlıyordu. Usta ve altındaki Mana ve Sağlık İksirleri bu iksirler arasındaydı.

 

Nie Yan bir tane Yeşim Altın Orkide çıkardı. Hazırlıklarını tamamlayıp üretime başladı.

 

Bu defa Gelişmiş Sağlık İksiri üretiyordu. Her başarısında üç ustalık puanı kazanıyordu. Bir istif tamamladığında ürettiklerini özenle çantasına yerleştirip işine döndü.

 

Tekrar tekrar yaptığı bu iş basit ama sıkıcıydı. Normal Simyaya göre çok daha az ustalık gerektiren Simya Ustası çok hızlı rütbe atlıyordu.

 

...

 

Nie Yan kendisini iksir üretimine vermişken Chu Chenghao ve diğerleri Kalor'un Merkez Müzayede Evinin önünde toplanmışlardı. Xu Yan ve diğerleriyle kasılmaya gidip takım içi ilişkileri geliştireceklerdi. Sonrasında zindan temizliğine başlayabilirlerdi.

 

Chu Chenghao'nun grubunda on üç kişi bulunuyordu. Malzeme ikmali yapmaya giden iki kişi birazdan gelecekti.

 

"Xu Yan ve diğerleri bir dakikaya burada olurlar."

 

"Xu Yan Niuren Birliğine katılmamız için üstleriyle konuşmuş. İki güne bize döneceklermiş."

 

Aralarında konuşurlarken uzaktan altı kişinin yaklaştığını gördüler.

 

"Zhao Shiyu ile Fu Guangyao geliyor!"

 

"Bai Jun yanlarında değil."

 

Tavırlarına bakılırsa sorun çıkarmak için geliyorlardı. Takımdakiler çekindiklerinden Chu Chenghao'nun arkasına sığınmışlardı.

 

Zhao Shiyu Chen Mo ve diğerlerini süzüp hayal kırıklığına uğramış gibi konuştu. "Sizi geri çağırmaya geldim. Siz haklıydınız, hata ettik. Takımı kurduğumuzdan beri sorunlarımız oldu, ama çok güzel anlar da yaşadık. Bütün o yaşanmışlığı çöpe mi atacaksınız?"

 

"Chu Chenghao, sınıfta biraz ağır konuştuğumu kabul ediyorum. Sinirden ne dediğimi bilmiyordum. Özür dilerim. Geri dönmeye ne dersin? Xu Yan, Xia Tianyu ve Fei Zhe gibi çöplerle bir geleceğiniz olamaz. Seviyeleri kaç? Ekipmanları nasıl? Gerçekten bir takımı idare edebilirler mi?" Chu Chenghao kendini tutmadan yanıtladı.

 

"Güzel anlar yaşayıp yaşamadığımızı kör gözler bile görmüştür. Duygu sömürüsünü kes Zhao Shiyu. Nasıl biri olduğunu herkes gördü. Boş yere nefesinizi tüketmeyin. Gelecekte herkes kendi yoluna gidecek."

 

"Seni -" Fu Guangtao küfür etmek üzereyken son anda sinirini bastırdı. "Senin geri dönmeni istiyoruz. Araknit Cehennemine girmeyeceğiz. Herkesin ekipmanı yükselene kadar Gizemli Mağarada takılacağız."

 

Ne Chu Chenghao, ne de diğerleri konuşuyordu. Kimse Fu Guangtao'nun teklifiyle ilgilenmiyordu.

 

"Ne kadar uğraşsan da bizi ikna edemezsin. Git artık. Dediğin gibi, bizim yerimize başkalarını bulurken zorlanmazsınız." Chu Chenghao'nun tarafı, karşı tarafın ikiyüzlülüğünü görmüş ve akıllanmıştı.

 

"Peki o halde. Sözünüzü söylediniz. Nazikçe dönmenizi istediğim halde beni geri çevirdiniz. Şu andan itibaren zindanlara gideceğiniz zaman arkanızı kollayın. Çünkü sizi gördüğüm yerde öldüreceğim! Hepinizi öldüreceğim! Şehirden dışarı adım atamayacaksınız!" Fu Guangtao dediklerini yapabilirdi.

 

"O iş öyle kolay değil! Üstümüze gelirsen karşılığını alırsın. Son gülen kim olacak göreceğiz!" Chu Chenghao bir adım geri atmıyordu. Kolay lokma olmadığını belli etmişti.

 

"O üçünün sizi koruyabileceğini mi sanıyorsunuz?"

 

"Koruyamaz mıyız? İstersen bir saldırıp dene." O sırada Xu Yan, Xia Tianyu ve Fei Zhe geldiler.

 

Fu Guangtao küfürler yağdırmak üzere arkasını döndüğü anda kelimeler boğazında düğümlendi. Xu Yan ve diğerlerinin ekipmanlarını gördüğü anda hayalet görmüşe döndü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr